Almanyada 3 Milyon Silâhlı ! Dünkü “Son Posta,da okudunuz. Röyter isimli İngiliz ajansı, Almaaya- da bugün Üç milyon göncin silâhlı bir vaziyette hazır —bulunduğunu bildiriyor. Fakat bu üç milyon mü- sellah adamın, hükümet —emrinde bulunduğunu zannetmeyiniz. Hepsi de Hitlerin hücum ordusu kadrosundadır. Ancak bunların yüzde yetmiş beşinin artık hücum ordusu — kadrosundan gıkarılacağı haber - veriliyor. — Yani töyle böyle Hitler rejimine muhalif vaziyette iki milyondan fazla bir Ordu vücut buluyor, demektir. Buna mukabil hükümetin elinde (100) bin kişilik resmi bir ordu ile 40 bin kadar polis ve aaire vardır. Şu halde hükümet emrinde bulunan (140) bin kişilik bir kuvvete karşı iki milyonluk muazzam bir muhalefet Ordusu mevcuttur ki Hitler hükümeti Bu kalabalık kütle ile uğraşmak mücburiyetinde —kalacak — demektir. Çünkü Almanyada siyasi vaziyetin heaüz durgunlaşmadığı ve durgunlaş- maktan da henüz uzak bulunduğu hakkındakli haberler, bize böyle bir hüküm veriyor. Bu vaziyet karşısında Hitler bükümeti — siyasi bir incelik gösteremöz veya zecri bir hareketle ani bir muvaffakiyet temin edemozse Almanyada çok yakın bir istikbalde kan gövdeyi götürebilir, demekten kendimizi alamıyorur. Aklımıza gelen ihtimallerden birl de şudur; M. Hitler bu İki milyon muhalif silâhlıya karşıkoyabilmek için ordu mevcudünü arttırmak cihetind gidebilir. Halbuki büyle bir kararı tatbik edebilmek için de Versay muahedesine İmza koyan devletlerden müsaade almak lâzımdır. Çünkü bu muahede Almanyaya ancak 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak hakkını veriyor. gu halde ya Almanyaya mev- cut kuvvetlerini — çoğaltmak hakkı verilecektir. kâ bu takdirde yalnız Almünya değil, bizzat kıt'avi Avru« panın kendisi büyük bir tehlike kar« geunda bulunuyor. demektir. — & İngilterede Sıcaklar Londra, 9 (A. A.) — Sıcak dalgası devam etmektedir. Dün, memleketin orta kısmında (88) fahrenbayt derecesi kaydedilmiştir. Bugün hararetin (90) dan fazla alacağı tahmln ediliyor. Muhtelif noktalarda sıcaklar yüzünden orman yazgınları çıktığı haber verilmöktedir. “Son Posta,, nın Milli ve Edebi Tefrikası- 46 i Felemenk Arbedelerinin Mes'ulleri | yaralanmıştır. Amsterdam, 9 (A. A.) — Döylü | Telgraf muhabirine göre, burada dört gün süren isyanda yedi kişi ölmüş, elliden fazla kimse de ağır surette Hükümet — tarafından zabıtaya, — gezilmesi — yasak — edilen yerlerde görülenlere —ateş açılması emri verilmesi Üzerine asayişin temini mümkün — olmuştur. Kargaşalıklara sebep olan komünist ve müstakil sosyalist fırkaları kapatılacaktır. Bulgar - Sırp Dostluğu Bir Hukukçu Heyet Sofyaya Geldi Sofya, 9 (ALA) — Yugoslav hu- kukçularındam mürekkep 25 kişilik bir höyet, Bulgar moslektaşlarının yaptıkları — ziyareti iade için dün buraya gelmişlerdir. Başvekil ve Ad- liye Nazırı M. Yorgiyef heyet şerefine dün bir ziyafet vermiştir. M. Yorgiyef söylediği bir nutukta, bu ziyaret ve seyahatlerin karşılıklı anlaşma - için olan ehemmiyetini anlatmıştır. Japon Casusluğu Rusların Evrakını Çalar- larken Yakalandılar Moskova, 9 (A. A.) — Taa ajan- dının Uzak Şarkta, Blakoveçenikten bildirildiğine göre, Sahalindeki Sovyet konsolosunun Amur nehri ve Man- çurl vapur şirketleri şerefine verilen bir ziyafette hazır bulunan Japon kumâandanı bir aralık konsoloshane evrakını çalmış, fakat kaçarken ya- kalanarak evrak geri alınmıştır. Japon Prensi Varşovada - Varşova, 9 ÇAZA.) — Japon Prenst Kaya ve zevcesl burayar gelmişledir. Fransada Müthiş Bir Yangın Libura, 9 (AA ) — Dün Gam- betta caddesinde büyük mağazalarda müthiş bir yangın çıkmıştır. Bordo ve Kutrastan gelen itfaiye kuvvetleri ile halk beş santtir şiddetle devam eden afetin önüne göçmeye çalışmışlardır. Saat — (15) te yangın — #önmüştür. Hasarat mühimdir. Birçok binalar tamamile harap olmuştur. M Y7 e/ '/ Mebrure Sami ÇÖL GİBİ Burada — yapraklarının yeşili kızıllanmış bir bahçenin önünde otomobil durdu. « İnelim! » de- nildi ve beyni, mantığı, insanlığı durmuş kalıbım da, kurulmuş bir oyuncak gibi ona yaslanarak indi, Yürüdü. — Gördün, diyordu. Arabada, toförün kulağının dibinde, sana içimden kabarıp taşan gşeylerin hiçbirini söylemedim. — Yüzüne bile bakmadım. Bugün evde ne hizmetçim var, ne de beraber çalıştığımız şair arkadaş, Fazla oturmak istemesen bile, işeri gir, salın, dolaş, yürü, bakın! Odalarımın içinde kokunu, hayalini bırak, İstanbulda geçecek bu son birkaç günümü ben, sen- den kalacak gölgeler, rüyalarla Yüşayayım, t i şimdi piyanonun karşısın- — daki sedire oturtayım, Son parça- r. larımdan bir kaçını çalayım. Beni dinlediğini, duyduğunu, beğendi- ğini göreyim.... Senden buralar- dan uzaklarda çalışabilmek için yeni kuvvetler toplıyayım. Maddi varlığı olmıyan bir “Müz,, gibi, ilhamın — perisi gibi — karşımda oturürken, — belki de — yepyeni, harikulâde şeyler yaratayım, Ne çıkar.. varsın beş treni gitsin. Kapıda — otomobili — bekletirim, seni ondan sonraki trene yetişti- ririm. Bötün Gmrümüze yetecek, birbirimizden uzak geçecek gün- lerd bize yaşama kuvyetini vere- cek bir tek saatimiz, başbaşa cancana geçecek bir tek saati- miz olsun. Bu bir tek saatte, sen evini, — (kocanı hattâ — Nesrini unut. Hayalen benim ol, Eski rüyamızın sonunu değişmiş farzet. Bu bir tek saatte olsun, kendini bütün bir hayat için ba- Almanyanın Dahili Münazaası Dışa- Görülüyor ? rıdan Nasıl Bu şeklin, Hitler rejiminin bir alâmeti olduğunu herkes bilir. Bu vesmi meşreden Çek matbuatı, düzgün salip ile evvelce Almanyada milli sosyalist. lerin dirlik düzenlik içinde yaşadıklarını, şimdi ise hızlaşmakta — olduklarını göstermiş oluyar. Bu resmi, biz, Almanya ahvali hakkında bazı harici telâkkileri tebarür ettirmek için Vlıoy'llulı. Londrada Müzakereler bereecenereaALALARALAK BELALErLALADE Fransız, İngiliz Nazırları Bir İttifaktan Başka Neyi Görüşebilirler ? Londra, 9 (A.A.) — Fransa - İngil tere görüşmeleri başlamıştır. Fransayı M. Bartu ve bahriye nazırı M. Piyetri, İngiltereyi de hariciye nazırı Sir Con Simon, kil muavini M. Baldvin ve hariciye müsteşarı temsil ediyor. Deyli Telgrafa göre — müzakereler, İngilterenin yeni bir ittifaka taraftar olmadığı ihsas edilmek suretile idare edilecektir. eeei İngilterenin Belçika ve Holandanın tanrruzdan masuniyetine dair hususl bir beyanatta bulunması meselelerinin nazarla | ciddi surette nazarı itibara alınmasl- nın muhtemel olmadığını yazmaktadir. Diğer taraftan Almanyadaki son vaziyetin inkişah Fransız ve İngiliz nazırları arasında bir noktal nazar teatisine vesile olacak ve M. Litvino. fun mıntakavi! mlsaklar hakkındaki teklifleri husust bir dikkatle tetkik olunacaktır. * - kendra, 9 (A. A.) — Bu sabahki İngiliz - Fransız görüşmesi iki buçuk #nat sürmüş, görüşmeler umumiyetle silâhları bırakma meselesine hasredil. miştir. Fransada Siyasi SovyetleTBirliği Nümayişler Paris, 9 (A. A.) — Komünlst ve sosyalistlerin tek cephe nümayişleri Bua dö Vensen'de yapılmıştır. On binlerce kişi nümayişe iştirak atmiş- ler, heyecanlı nutuklar — söylenmiş, hiçbir hâdis& olmamıştır. 10-7 -984 | na bağlanmış, benim olmuş, be- nim kadınım, benim eşim gibi gör buna inanmıya çalış. Rüyada, hayalde olsun, kendini benim karım olmuşsun farzet, Düşün ki, bir yaz sonu günü. Seninle işte bir gezintiden dönü- yoruz... Parmaklıklı bahçe kapr- sını açıyorum... Yürüyorsun... Sa- na: “— Bak ne fena karıcığım, geçen akşamki fırtına şu sarılı morlu kasımpatının — sapını kıir- miş... Yazık, sen onu ne çok #e- verdin... Gel bâri alıp onu kar- şında birkaç gün daha su ile besleyip yaşatalım, diyorum. Ko- lumda — yürüyorsun.... - Gözlerim gözlerinde, hep sana bakıyorum... Acaba hoşuna gitmiyen bir şey mi var? Sevdiği, beklediği bir şey mi eksik? Gökteki buluta mi uzanı; biraz pembelik vereyim? 5ıubd|l basıp geçsin diye, mevsimlerin ardınca dönüp ona güller, yaseminler mi kopa- rayım?... Yoksa havada hoşlanma- dığı, sıkıntılı bir &ıcak mı var? Uzak uzak iklimlerin baharını, çi- çek kokulu serin rüzgârlarını mı çalıp getireyim. Ortalıktaki sessiz- likte mi korku verici bir durgun- luk var? Neler söyliyeyim ona, hangi göklerde uçup, hangi cen« net kuşlarını, etrafında ötüşüp Kongresi Moskova, 9 (A. A.) — Merkezi iera komitesi, Sovyet cümbhuriyetleri birliğini yedinci Sovyetler kongresini gelecek kânunusaninin on beşinde toplantıya çağırmıştır. cıvıldasınlar diye tutup getireyim? Diyorum. Sana, yuvamıza dönüşlerimizin her birinde olduğu gibi, bunları fısıldıyorum... Camlı kapıyı itiyo- rum.., Yürüyorsun... Hiç bir tarafa bakmadan yukarı — çıkıyorum.., Aşkımızın, şirimizin, rüyamızın, musikinin odasına sokuyorum. Buraya sanki, kolların, vücu- dün, etin, dudakların, değil de esirleşmiş — varlığınla — giriyorsun sen. Usulca ne sen, ne de ben duy- madan başından vualetini, üstün- den siyah kostümünü ceketini alıyorum. Ne yorgun, bitkin bir yüzün var. Gözlerin kırpışıyor. Loşluğu —istiyen bir hâlin var, Pancurları çekiyorum... -Ayakla- rına mini minl kırmızı deriden, saray terlikleri getiriyorum... Sedire oturuyorsun... Arkana yastıklarımın en güzellerini yığı- yorum.. Yanındaki alçacık do- laptan sevdiğin altın — pırıltılı ek- sirden çıkarıyorum.. — Sen tuzlu bademleri çok seversin, değil mi |canım? Bana dün al, diye tenbih etmiştin de.. diyerek sana yaldız kakmalı kris- tal tabağı uzatıyorum.. Siyah, beyaz tuşlarıma çala- yım diye mi bakıyorsun? Nerde l .r Gönül İşlerj Genç Kızların Genç Erkek Arkadaşları .. “İkimiz,, imzasile bir mektup aldım, diyorla ki: * Biz, iki genç kız orta tahsili bitireli çok zaman oldu. Şimdi yaşadığımız muhitte karşılaştıkla- rımızın azim ekseriyeti erkektir. Bunlar bize —ilk günlerde bir arkadaş muamelesi — yapıyorlar, fakat çok geçimeden bu arkadaş- lığı “ hususiyet ,, istiyecek kadar ileri götürüyorlar. dakikaya kadar namuslu yaşadık, bundan sonra da öyle yaşamak azmindeyiz. Fakat istikbalimizi temin edinceye kadar devam edecek olan bu mecbur! temas — esnasında bu erkek arkadaşlarımıza karşı nasıl bir tarzı hareket ittihaz etmeli- yiz ki, * hususiyet ,, isteme teşeb- büsler kesilsin?,, Tramvaylardan harem-selâmlık perdesinin kaldırıldığı gün göz- lerimin önüne geldi. Ön tarafta tarfta kadınlara bırakılan iki sıraya geçmiyerek - bililtizam arkada kalmıştım, kadınla — erke- ğin — bu ilk temasının intibamı zlerimde alıkoymak istiyordum. wvelâ bir çekingenlik, bir ür- keklik, bir utanma gördüm. Fa- kat bu çabuk geçti, yerine dik- katli bir bakma, bir süzme kaim oldu. Aradan ne kadar zaman geçti, pek hesap edemiyeceğim, fakat bugün tramvayda, vapurda ve trende karşılıklı oturmalar tabildir. 17 yaşında yalmız başına dün- ya seyahatine çıkıp, çıktığı gibi dönen İngiliz kızının temkinine henüz malik olamadık, İsveçlinin salâbetine erişmeyi ise aklımızdan bile geçirmeyiz, fakat inanılmı- yacak kadar büyük bir değişiklik devresi atlattığımız muhakkaktır. Orta tahsilini bitiren genş kaız, şerefli kaldığına göre, genç er- kek arkadaşına yapacağı muame- lenin ne olması icap edeceğine vukufu — olduğunu — göstermiştir. Bana sorması fazla bir cemile olacak. Meslek ve muhit icabı mecburf temaslarla İktifa etmesi maksadı temine kâfidir. Hususiyet teklifine anlamıyan bir nazarla bakarak geçip gitmek küstaha verilecek en büyük terbiye dersi olabilir. HANIMTEYZR kalmıştık? Birinci perdenin sonun- da değil mi? Arkanı daya, rahat et, oradan başlıyacağım sana.. Neye Ööyle titriyorsun, Üşüyor musuün yoksa? Dur sana bir şey getireyim... Nesrin, bir rüya dili ile o hep böyle konuşuyor. — Dışarı çıkar çıkmaz, doğrulmağa, yürümeğe, büsbütün yuvarlanmadan kurtul- mağa — savaşan — bir külçeyim. Dımağı durmuş, yanakları al al, sade et ve kandan yapılma, za'fı tâ Havvadan miras almış, yenile- meğe hazır bir kadınım sanki ! Biraz sonra elinde sırmalı bir ipek yığını ile geliyor: — Büyükannemin nikâh elbi- sesi imiş bu... İncecik buluzunu örtecek bir şeyim yok Nihal... Ben bunu çok severim... Onu senin Üstünde görürsem bilsen ne sevineceğim... Bestelediğim “Fee- rinin,, bir masalı var... Bu masalın sültanına — kafamda ben — senin yüzünü, senin gözlerini verdim, sırtına da hep bu elbiseyi giydir- dim... Ne olursun kollarını geçir.. Bak önü açık... Tıpkı Kerem'in nefesini alevleten o sayısı bitmez küçücük altın düğmelerden bunun da önünde boydan boya var. .. Beli ne dar... Ne iyi de uydu sana... Ne güzelsin böyle... ( Arkası var ) Bt a Ce