Harici Siyasette * / Almanya'daki — dabili kargaşalık mâan merkezlerinden gelen haberlerde * Hitler vaziyete hâkimdir. , Cümlesi bir düstur Olarak sik sik tekrar edi- liyor. Hakikat te budur, yani M.Hitler Bugün İçin hâkimiyeti elinde bulun- duruyor. Ve bu hâkimiyetten aldığı sesaretledir ki fırkasında ve kendi ismini taşıyan hücum ordusunda ge- niş mikyasta tasfiye hareketine giriş- miş bulunmaktadır. Fakat son Alman hâdiselerinin bizim siyasi merakımızı tahrik eden mühim bir cephesi vardır ve şudur: Acaba bu hüdiseler Almanyanın harici siyaseti Üzerinde bir tesir yapabila- sek midir? Biliyoruz ki Almanyâ bugün silâh- lar işinde hukuk —müsavatı, Versay munhedesinin değiştirilmesi, Almanya- Avusturya ittihadının temini I'”."_ gütmektedir. Silâhlar ve Versay muhedesinin değiştirilmesi işinde Almanya son Bözünü —söylemiş vo bu zahada müzakere imkânları kalmadığı için Almanya gerek Milletler Cemiyetinden ve gerek allâhazlanma konferansın- dan çekilmiştir. Ancak #on hâdiseler Almanyanın bu meselelere dair söylemiş olduğu son sözü Üzerinde müsbet veya menfi bir tösir yapabilir. Müsbet tesir gu olabilir: Bugüne kadar güttüğüm siyasetten kat'iyen dönmeyeceğim ve harici #iyasetimin aa hatlarını teşkil eden bu düsturlara daha — geniş bir ssrar göstermek turetile sadık kalacağım. Menfi — tesiri de şöyle tahmin edebiliriz. Dahilde Hitler hükümetine ve fırkasina karşı imuhtemel yeni bir aksülâmel Almanyayı zayıf düşürebilir. Bu takdirde karşı tarafta cephe alan devletler ona — İstediklerini kolayca Almanya Vukuatı l.Sılaİı TesirYapacak Mı?1 Ticareti ağır bir | kabul ettirebilirler. Böyle vaziyöte düşmemek için kendi istek- lerimde biraz fedakârlık yapayım. Acaba hangisi; müsbet tesir mi, yoksa menfi tesir mi kendini göze terecek ? Bunun cevabını vermek için hâdi- selerin biraz daha inkişafını beklemek İüzmgeliyor. — x L Beynelmilel Tramvay ğ Kol Kağaa a yaten mayal d (Mleselesi Cenevre, 3 (A. A.) — Silâhsızlanma komisyonunun hususi silâh ticareti ko- mitesi dün umumi bir toplantı yapa- rak hazırlaman raporu tetkik etmiştir. Fransız murahhası bu raporun ehem- miyetinden bahsetmiş ve demiştir ki: beynelmilel bir murakabeye tâbi tu- tulması fikrini de ehemmiyetle tebarüz ettirmektedir. . Fransız murahhasından sonre İn- giliz, Venezüela, Lehistan, Çekoslo- vakya, İsviçre ve İspanya murahhasları da metni tasvip etmişler ve metin değiştirilmeksizin kabul olunmuştur. Viyana Belediyesi Yanıyor Viyana, 3 (ALA.) — Bu sabah be- lediy dalresinde yangın çıkmıştır. Sebebi henüz belli değildir. Ateş de- vam etmektedir. * Viyana, $ (A. A.) — Telsiz daire- sinde patlıyan bir bomba, mühim hasaratı mucip olmuştur. Amerikada Fevkalâde Kabine t« Vaşington, 3 (A. A.) — Seyahate çıkan cümhur reisi M. Ruzvelt kendi- sine munvin olarak milli kalkınma idaresi mürsteşarı M. Rihberg'i tayin etmiş, bir de müstacel işler için sanayi komisyonu — teşkil etmekle fevkalâde bıı kabine vımıdı getlr- amiştir. Feyezın Bulgaristanda Sular 17 Kişiyi Boğdu Sofya, 3 (A. A.) — Memleketin her tarafında sular taşmış, 17 kişi boğulmuştur. Zarar büyüktür. Beynelmilel Hukuk Kongresi Romadan bıııımıı,.ı— oıâ=ı= son! Cııpuı Juris on dördüncü Berlin, 3 (ALA) — Beynelmilel Te aati bıynıl-nıl bir hukuk framvay kongresi burada açılacaktır. a “Son Posta,, nın Milli ve Edebi 'Aılrıkuı 40 ış" ZÂ kongresi toplanacaktır. Birçok Ünl- U»-ı DA İN Mebrure Sııu ÇÖL GİBİ İstanbula geleli 30 gün olmuş- :- Iı:;:. .hıı İstanbul — sanki ral ada lumuz değildi. KUĞt H..:; bizden olmayan askerler, zabitler, pencerelerinde dükkânlarında ronk renk, bizim olmayan bay- raklar, her adım başında da türkçemizin yerine yabancı diller- den konuşanlar, eğilişimizin önün- de durmadan düşman düşman gülenler vardı. ' — Biz İstanbulu bütün harp yok- huklarına, dökülen kanlara rağmen Türkün malı, Türkün toprağı olarak birakmıştık. Halbuki onu - bizlerden çok düşmanların halinde i rimiz zabitlerimiz, bu hali gör- memek için ya evlerinden çık- mayorlar, ya da askerliklerine ol- sun bunu göstermemek için apu- letlerini kılıçlarını söküp, manevli varlıklarını sivil kıyafetlerin — ör- tüsü ile saklıyorlardı. Sen bunları görmiyordun. Kü- çüktün. Baban görmüyordu, çün- kü yalnız para işlerine dalmıştı. Ben de — görmiyordum, — çünkü hem bu acıları görmeğe, duyma- ga alıştırılmamış harbin elinde sarsılmamıştım, hem de üstelik " Ak deniz,, de geçen günlerim- de eski bir rüya dirilmiş, gönlüm, hissim dımağım, bir türlü uyuş- madan sade bir tek düşünce ile çırpınır hale gelmiştir, Dediğim gibi İstanbula kavu- şali epi olmuştu. Hemen bergün babanla yazıhanede Borçlar Davası e. Eğer Avrupa, H u İ i E y kanın ılıcı.ı meselesi halledilemiyor. A) — Hariciye Nı- xa eee aü Pasiümeninda ricl siyasetten Mn ü--ı kabinesinden omisakına büyük bir ehemmiyel vör- T eeT e e e Maliyecilerin İvMulakatı |M. Şaht, Amerikan Banka Müdürile Görüşecek Bal (İsviçre) 3 — Buraya gelmek üzere olan Âmerika Federal bankası müdürü M. Harrison'un burada Alınan Devlet Bankam Müdürü M. Şaht ile yapacağı görüşmiye çok ehemmiyet veriliyor. M. Harrison Avrupa piya- sası hakkanda âsaslı tetkikat yapacak, | ayrıca muhtelif devletlerin ihraç ban- 1 ı kaları müdürlerile de görüşecektir. vaınılu Nl—ngrqı lıtınlı ede- | ceklerdir. lerini ıiıeıdliiımı Vedat Melihi daha bir kere bile görmemiştik. Neden gelmiyordu? Bu uzak- laşma oyunundan maksadi neydi? Kocam ara sıra: — Aynlırken vapurda, çocuğa güzel güzel buyurun demedin mi nedir? okadar — davet ediyorum da yine kabul etmiyor, — türlü bahane çıkarıyor. Halbuki onun sayesinde geçen hafta bir borsa oyununda dünya kadar para ka- zandım. Elbette bir şeylerle mu- kabele etmek icap eder. Hiç oralı olduğu yok. — Nezaket mi yapıyor? Çekingenlikten mi gek miyor, aklım ermedi gitti, diyordu. Evin içinde sık sık ziyafetler veriliyor, Almanyada — öğrenilen ve kaynanamla görümcemi bizden büsbütün uyaklaştıran medeniyet ve Avrupallık — üzentilikleri ile ben yine bir sürü yabancı erkeğe çıkarılıyordum. Bu insanların arasında bir tek defa olsün onu göremeyişime o zamanlar ben de akıl erdire- mezdim. Nihayet temmuz başlarında bir ılq.ııı kocııı yine vapurdaki — Gel bıl( gel. Sana kimi im? Diye çağırdı ve beraberce çeşit çeşit işlere |H|ü|:- : günden sonra da Vedat leıh K skdsan ;.a : Amenkaya Olan Borçlarını Verecek Olsa... D Amerikanın ihtiyar Avrupadan alacağı paranın vlkdür müthiştir. Eğer Atrupa ba perayı vermek mecbusiyetinde kalacak | olsa, İmkâm yok parasm yetişmer. Binaenaleyh Amerikanın Avrupayı - koltuk- layıp Amorikuya götürmesi lâzımgelmektedir. Bundan dolayıdır ki - Ameri- Silâhsızlanma Meselesi sosa Bu Davanın Halli Bazılarına Göre Nasıl Mümkün Olabilirmiş ? | diğini bildirmiştir. ...—sw'dlı-ıı-ıAvııpl ımm tafsilât ver- Sosyalıst Ve Komünistler Fransada Müşterek Bir Toplantı Yaptılar Paria, 3 (A. A) — Komünist ve sonyalist fırkası ilk defa olarak müp- terek bir toplantı yapmak için anlaş- mışlardır. Toplantıda kalabalık bir balk kütlesi hazır bulunmuş, Alman komünist lidezi Taelman e Avum. turya soseyalistlerinden Madam v-uı. | ün tahliyeleri istenilmiştir. Üç komü- .| o mist ve üç sosyalist hatip söz alarak faşizme kargı müttehit bir cephe | kurmak lüzümundan hıhuı.—ı.ludlı en devamlı bir ııııânııüı, Martı da evimizin karşışında bemlbeyaz İnce silueti ile sevilen bir komşu- muz oldu. Bu motörün en baş misafiri hep sendin Nesrin. Her bir yanı- tu, hepimizden iyi sen bilirdin. Vedat Melih ne zaman Martıdan çıkıp, küçük mavi sandalile bize oturmıya gelse, sen onun dizlerine sarılır, tekrar beraber oraya dön- mek için yalvarır dururdun. O günlerde acaba o da seni seviyor mu idi? Yoksa bütün bunlar sade — bir bebek oyunu mu idi? Bana karşı ne söz, ne de ha- reketle hiçbir. yakınlık göstermi- yordu. Yalnız gözleri, bakışları . günden güne çılgın bir ısrarla Bzerime dikiliyor, yanımda yalnız kalmaktan — çekiniyormuş — gibi haller takınıyordu. Bir gün piyano çalıyordum. Eski bir alaturka şarkıyı. Sen öğle uykusundan — daha kalk- mamıştın. Hizmetçiler filân da en aşağı katta idi. Yalnızdım. Yaz günlerinin o sessiz, ölü gibi durgün santlerinde sanki — ben piyanonun sesinde bile bir baş- kalık, bir derinlik bir derinlik bu- lurum, baban, ovin içinde, '9_0 İ | 1 Ederim ! : i Gonul İşlerî , Soğukkanlılığı- nızı Takdir 'ı Bu sabah posta bana bir romana — mevzu — teşkil edecek kadar müheyyiç bir — vak'anın tafsilâtını Mııdı. Üç beş satırımı — kadar uzanan bahçede eğleni- yorlardı. Bir aralık içlerinden birl gecenin — serinliğinden mütcessir — oldu. Bir yün atkı bulmak lâzım — geldi. Köşke girdim.. Yemek odasından geçerken bitişik salonun — dışarıdan aydınlanan cam kapısi — üzerinde iki gölge gördüm: Bir kadınla erkek gölgesi.. Misafirlerimden biri alacaktı, — Fakat kim ? Hepsi de aşağıda — değil mi? Şüphe kafamı tırmaladı. — | Süratle üst kata çıktım, pencere» | “den eğilerek — bekledim. Çok sürmedi. Bahçeye iki gölge indi : — Biri kocamdı, biri de bana... çok yakın bir kadın. Bir dakika herşeyi kırıp dökmek — arrusile kıvrandım, fukat düşündüm — ki bu kadın.. benim — yakinimdir, — kocası da.. öyledir. Bundan başka üç — tane çocukları vardır. Benim de ildi. Sabrettim. — Fakat gimdi — yavaş yavaş kaynayan bir kin, hırs. Delilik hisleri üzerindeyim. ,, Bu okuyucum bana isim zikrederek daha fazla tafsilât vermiştir. Fakat bu tafellâtın gazete sütununa akasl — kendisi için zararlı olacaktır. Tavsiye- — lertmi hususi möktupla göndereceğim, — - Ğ Kadıköyünde Vildan Hanımat Herşeyden evvel içtimai, ahlâkf ve — mali vaziyetini tetkik ediniz, karanm- mizi verirsiniz. HANIMTEYZE Lehistanda Bir - İflâs Lodz, ( Lehistanda) 8 — 19 buçuk — milyon zeloti sermaye ile 1830 sene- sinde tesis edilen Lul Geyer mensu- — cat fabrikası iflâr etmiştir. Fabrika- da son zamanlarda (2.000) amele ça. laşmakta idi. Nevyorktan Avrupaya Uçan Tayyareciler f Varşova, 8 (Hususi) — Amerlkas — dan — Avrupaya' tayyare — ile yoçen Adamoviç kardeşler dün buraya gel — diler, halk tarafından hararetle karşıs — landılar. sonraları bir değişiklik yaptı mı? O zamanlar piyanom, alt katta, yemek odasının yavındaki mavi döşemeli salonda dururdu. Bu odanın geniş camli kapısı bahçe- ye açılır, yanlarında portakal sak- — sıları dizili alçak yayvan mermer bir merdivenle - sen düşmiyesin ; diye etrafına kısa bir parmaklık çevirttiğimiz - — havuzun — başına inilirdi. İşte o günü, piyanonun başında ben şarkı söylerken, Vedat Melih bu merdivenlerden çıktı. Ellarim tuşların üzerinde kaldı. Gözlerim onun arkasında — birini, herhalde babanı aradı. Bunu hissetmiş gibi : — Kalacak değilim. Martıyı — almıya geldim. Bebekteki küçük — evimizin tamiri bitti artık. Pırı işlerinden — uzaklaşıp, m. Yaz tatili sonuna — lesrine — Allahaismarladık — e geldim, dedi. uşlardan ellerimi çektim. O, piyanodan uzakta, ayakta dıııı- yonlu. Bııı açıktı. Gbılonnıgiı- Ben de fısıltı gibi, usulca: lesrin uyuyor.. Ne üzüle- cek! Ay dzmüy:::. ..' ezmesi yi a guruyordu.tbımirıyım da erdi. de ( Arkası var )