A . | Perşembeni Gelişi | | Altı Aylık | Sevdim, hem de delicesine sevdim. Bu sevgi tam altı ay sürdü, altı ay sonra birdenbire soğudum ve artık sevmedim. İlk gördüğüm gün onu; ne güzel, ne cana yakın bulmuştum. Ellerimle kıvırcık saçlarını okşar- ken duyduğum zevki, bir defa daha duymamıştım. Sarı bukle- lerle çerçevelenen yüzüne bak- tıkça gönlüm açılıyordu. Altı ay, ne ben onu kırdim, | ne o bana biraz soğuk göründü. Altı ayı yanyana, dizdize, baş- başa yaşadık. O güldüğü zaman ben güler- dim. O susarsa ben susardım. O konuşurken dinler, tatlı bir mu- siki dinler gibi dinlerdim. Bir dakika yanımdan ayrılırsa, geçen bir dakika bana bir asır kadar uzun gelirdi. Bir an yüzü- me sert baksa oyuncağı kırılan bir çocuk gibi müteessir olur, hıçkıra içimden vurulur, hıçkıra ağlardım. Bu sevginin hiç bitmeyeceğine inanmıştım, fakat yazık, tam altı ay geçmişti.. Bir hâdise, madık bir hâdise bizi mizden ayırdı. Ben kıvırcık saçlı kadın se- verdim. Onu kıvırcık saçları için sevmiştim. Altı ay sonra saçları- nn kivırcığı bozülmüştü. | Meğer altı aylık ondülâsyon | yaptırmışmış ! İMSET umut- biribiri- Bunlar, balık gibi suya girer elinden kurtuluruz, dediler.. | —a nn eee | KOMŞUDAKİ İnanmaz - sözüme, Siz kuzum çabuk, çabuk.. Kaz göründü gözüme, Kömşüdaki “kel taviık.. OT dedim, hem ah dedim, Ben yan Allah dedim: Severim vallah dedim, Süylendi m abük sahuk. Dilsizdi, bülbül gibi ; Kaokmazdı bir gül gibi; Suçları püskilt gibi, enler, Buguk 1 Sağlamdı domuz. gibi, Soğukta, bir buz. gibiş 'Toparlak kurpu Karpüz'da değil, kabük ? | SON POSTA Kulakları Küpeli! 13 Rakamı Zararı Var Hâkim maznuna döndü: Bir hammefendi söy- lüyordu: — Mebmet — Efendiyi öldürdükten sonra dünü tam on üç parçaya ayırmışsınız öyle mi? — Öyle amma hâkim efendi, yaptığıma pişman — Kızım kekemedir. — Ne zaranm var ha- nımefendi! — Çok zararı — var, kekeme olması saadetinin mahvına sebep. Anlattı: vücu- oldum! — Bir gün kendisine ; bir erkek talip olmuştu —?7???7? biz. müvafık bulmuştuk.. — Ön Üç rakamının fikrini —sorduk, — meğer | uğursuzluğunu — düşünüp onunla — evlenmeye razı gu dört parçaya ayırmiş olsaydım ihtimal yakayı ele vermezdim! kekeleye, hayır, deyince- ye kadar; düğün de ya- pılmiş bulundü. ! — Evimizden deniz görünmez amma, insan pen> cereden bakar bakmaz denizi görmüş gibi — olur. Karşımızda dört tane balıkçı dükkâmı vardi Fılıra | WE . R Yardım Gimirya şehri basislerile meş- | hurdu. Dünyanın hiçbir tarafında oradaki kadar hasis bolluğu yok- tu. Cimirya Belediye reisi birşey düşündü: Şehri güzelleştirmek. Bunun için para lâzımdı, para da | iane toplamak suretile elde edi- | lecekti. Belediye reisi şebrin en zen- | ginine gitti meseleyi anlatlı, zen- gin derhal cevap- verdi: — Para vermem, fakat şeh- Vcb katta durur, geriye iki kat eyi olursun? Biz ona avuç dolusu merdiven kalır onları da yüri- verdik.. — Günah — değil — Bundan sonra hergün şe- hirde yüzüm traşlı olarak ge- | zerim. l yerek çıkarsınız | H para ( Mi? Şen Sözler bi Yumurta Yerken Çocuğa, yemekte konuşma- sını tenbih ederlerdi. Bir akşam yine yemek (yiyorlardı; çocuk: — Anne, dedi, bu yumurta fena! — Sana yemekte konuşma diye kaç defe tenbih ettik! Çocuk sesini kesti: Bir az sonra büyük bir cesaret gösterdi. — Anmne, yumurtanın içinden çıkan civcivlerin birçok yerlerini yedim, yalnız gagası -kaldı da yiyecek miyim? İmdat Hırsız. bir eve girdi; yükte hafif bahada ağır ne varsa hep- sini topladı. Bir bohça - yaptı. tam evden gideceği sırada ©ev sahibi uyandı. Ev sahibi iri yarı bir erkekti. Hırsız onu karşısında görür görmez telefonu kaptı: — Allo, polis merkezi orası- mı? İmdat, eğer bir vatandaşın hayatını kurtarmak istiyorsanız, onu filan yere koşunuz! Allah İçin Post restant gişesinin önünde birçök genç kız, birçok genç erkek taplanmışlar, gişeye sokul- mak için sıralarını bekliyorlardı. Bu arada iri yarı bir genç koşa koşa geldi, herkesi itti, en öne geçti — Bana mektup var mı? Gişe memuru sordu : — Hangi adrese efendim? mlı adresine! değilmiş, fakat o kekeleye | — Artık - ilâç içmiyeceğim, | rin güzelleşmesi için başka bir | Kapicı — Beşinci kata mi | | eyi oldum ! | süretle yardımım dokunur. | çıkacaksınız ?.. — Sekizinci katın — İlâç bitmeden ne diye | — Meselâ nasıl? düğmesine basınız; asansör ( Fakat bu hiç sesini çıkarmadı; | çünkü, maymun gibi ağaca çe GELMEDEN Anlaşılmaz bu işler, Bir gün başa gelmeden.. Uslanınam büyle gider; Başım taşa - gelmeden. Demedim hiç körmüşüm, Neler neler gürmüşüm ; Dört yana ağ ürmüşüm, Ben bu yaşa gelmeden.. Değildim böyle bunak; Saçlarımda ak; Satmıştım. ben on - konak Bu Salaşa gelmeden.. yoktu Okuyanlar ne derdi ; Yüklendiler bu derdi, Kurtulmak mu i Çok traşa gelmede