Memleket Manzarası Koyulhisar .a . Tabit Bir Sanatoryomdur Koyulhisar (Hususi) — Şebin- karahisar vilâyetinm lâğvile kaza baline ifrağ edilen ve beş yüz baneden ibaret bulunan kasaba- mız Sıvas vilâyetine merbuttur. Kasabaya yarım saat mesafe- de 700 haneli Kalcizir ve bir saat ötede de 500 hanelik Kalci- bâlâ köyleri vardır. Şehrin etrafı tamamen dağlık, ormanlık ve çamlıktır. — Evler ağaçlardan âdeta görünmez bir haldedir. Kasabanın Kavacık, Eğri, Çe- men, ve Dumanlıca isminde de yaylası vardır. Gerçi yaylaya çı- kacak kadar sıcak yoksa da ora- larda Ziraat ve hayvanatça alâ- kaları olduğundan kasaba halkı ilkbaharda Kavacık, yaz ortasın- da Eğriçemen ve son baharda da Dumanlıcaya çıkarlar. Bu yaylanın olduğu yer tama- men sisli olduğu için ismine Du- manlıca yaylası denmiştir. Bu yaylaların etrafı zümrüt gibi çam ağaçlarile muübattır. Eğriçemen — yaylasının ort,ıındı nfak ve fakat çok soğuk bir de- recik akar. Bu derenin içinde beş dakika bile soğuktan dıım_l_ımı. Şebinkarahisar — ve Gireson hekimleri, veremli hastalarını daima buraya göndermektedirler. Her sene yüzlerce hasta, bu yaylaya çıkar ve şifa bularak avdet eder, Çam ağaçlarının içinden soyu- lup çıkarılan ve “ilinç,, ismi veri- len peynir gibi bir madde vardır. Bundan yiyen hastalar dahi çok istifade etmekte vücutça kuvvet ve şifa bulmaktadır. Şehirden on beş yirmi dakika ayrılınca çam ormanları başlar. Civar kazalara merbut - yolları ir. Yalmız Zara kazasına gi şose biraz bozuktur. Or Şebinkarahisar, Tokat, Sıvas, Su- şehri kasabalarına işleyen yollar muntazamdır. Meclisi Umumi k:ıuılinmhı bazıları, kazamızın küç Iîün- den bahisle nahiye haline ifrağı için bir teklif yapmışlarsa da ka- bul olunmıyarak yine kaza halin- de bırakılmış — ve bütün kaza halkı bundan memnun kalmıştır. Kasabada yirmi kadar dükkân ve birkaç vehane ve biri minareli olmak Üzere iki cami, =ı bir bamam, asri ve beş haneli yeni bir mektep vardır. Bir buçuk sene evvel hükümet konağı tamamen yanmış ve yenisi yaptırılamamış olmakla elyeym resmi devair, muhtelif dükkân- larda iş görmektedir. /Ahali biraz fakir olduğundan hükümetten biraz yardım görürlerse kendileri de fi'len İşlemek suretile hükümet konağını az bir müddet zarfında yaptıracaklarını söylemektedirler, Pek şık olan Belediye binası- mn bir tarafını şimdi Kayma- kamlık dairesi işgal etmektedir, Belediye — binasile — hamam, elyevm Yozgat meb'usu Süleyman Beyin bu kazada kayma- kamlık yaptığı bir zamanda inşa ıku'rdiğiyilâ gğıüıel eserdir. Süleyman — Sırrı Bey sırası düştükçe ve mümkün oldukça bu kazaya yardım etmekte ve İllâ:ın ihtiyacile alâkadar olmak- tadır. Harbıumum! sırasında bütün halkının arkalarile erzak h!ll'llılıım bir hatırasi olmak Üzere elyevm Beyazıt Valisi olan Ahmet Efıl Beyin himmetile de hükümet karşısında bir de abide yapılmıştır. ç 'Kf"ı""'l =m ve Sisorta ismini taşıyan iki nahiyesi vardır. Sisorta nlhiyııöıd:."ıııhıulen altın, gümüş, bakır madenleri bulunmaktadır. İstihsal olunan meyvalar, Zara Sıvas ve Mes'udiyeye sevkedil- mektedir. Burada harice ceviz kütüğü MEMLEKET HABERLERİ Sapanca Yakında Bir Kaza Merkezi Olacak Kadar İnkişaf Göstermektedir Sapanca, (Hu- susi) — Sapanca dağınık ve kesif gölgeli — meyva ağaçları arasın- da — gömülmüş tam ayrı ayrı dokuz mahalleyi ihtiva eden bü- yük bir nahiye merkezidir. Bir kaza olmiya el- verişli olan bu gü- ı:lnşnıhiyedu b':— lediye ipka edi- miş, mahalle muühtarlarının va- zifesi de belediye- ye devredilmiştir. Sapanca belediyesi makine gibi işliyen bir müessesedir. Belııflyo bundan iki yıl önce Yedigöz memba suyunu şehre akıtmış ve ve kasabanın muhtelif yerlerinde Ççeşmeler kurmuştur. Burada bher hangi bir yerli iki metre kazdı mı yerin altlımdan buz gibi tatlı su fışkırır. Belediye harice sevkettiği sulara damga vurursa hem ken- dine bir varidat ve hem de suyu ış olur. Burada Yeşil Yurt namı altın- da toplanan gençler birliği vardır. Bu müessesenin — faaliyeti spor ve yılda birkaç kere müsamere vermektir. Gençlerin hemen mühim ekse- riyeti nahiyedeki beş dersha- neli ilkmektep mezunudur. Sapan- cada meyvacılık Tavşancıl, Ya- rımca ve Derinceye nazaran çok geridir. Buradaki meyvacılık bilgi ile değil tabiatin verimi nyoü& oluyor. Burada fidanlar ekseri- yetle ve alabildiğine bahçelere serpilivermiştir. Daha fenni esas- lar dahilinde çalışılsa bugünkü rekoltenin on misli artacağı kat- iyetle ümit olunur. Bugün nahi- yede alt- yedi yüzev vardır. Ve günden güne artmaktadır. Kala- balaşmasında en büyük âmil civar yakın köylerdeki ahalinin kısım kısım - evlerini nahiye mer- kezine — nakletmelerinden — ileri gelmektedir. Köylüler evlerini kmhıy. nakletmmekle beraber köyleri ci- varındaki tarla ve bahçeleri mu- hafaza — etmekte ve — gidip oralarda çalışmaktadırlar. Sapanca ve civarında arari pek pahalıdır. Burada arazinin satış mikyası alınan arazinin üç yıl içinde bedelini ödeyebilmesi- dir. Ve işte bu mikyas üzerinden olarak bir dönüm arazi burada (50 - 500) liraya kadar satılır, Sapancadan yabancı unsurlar gitmezden önce debagat yapılır- ve ceviziçi dahi ihraç olunur. Yeni gelen kaymakam vekili Hüseyin Avni Bey, mezarlıkları dahilden barice kaldırtmış, çar- gıda, pislik olmamak için pazar mahallini de şehir haricinde alınan arsaya naklettirmiştir. Kazanın suyu kâfi derecede mebzul olmadığından meclisi umu- mice bir miktar tahsisat konmuş Vali Süleyman Sami Beyin him- metile yakında şehre su getiril- mesi tekarrür etmiştir. Kazamızda ziraat bankası ol- madığından halkımız para istik- razı hususunda Mes'udiye ka- zasına kadar gitmek külfetine katlanmakta ve çok müşkülât çekmektedir. — Burada da — bir Ziraat Bankası açılmasına intizar edilmektedir. — Necmettin Sapancadan bir manzara mış, fakat bu iş şimdi Sapanm- calılar — tarafından bulunuyor. Bugün — Sapancanın başlıca ve biricik san'ati kereste- ciliktir. Sogliçek yanık dağ ve Akçay — ormanlarından — kesilen ağaçlar bundan önce ve şimdi de kismen elde ve su hizarlarında biçilip Istanbula — sevkedilmek- tedir. Bu taraftaki başlıca büyük ormanları Adapazar Türk Ticaret Bankası iltizam etmiş olduğundan ikinci derecede iş yapan ve ipti- dai tezgâhlarda işleyen kereste- ciler kat edecekleri ağaçları ban- kadan almak mecburiyetinde kal- mışlardır. Ormanların bir elden idare edilmesi gerek ormanların muhafazası ve usul tahtında kesilk- mesi noktasından ve gerek sair hususlardan şimdiden semeresini vermeye başlamıştır. Banka daha şimdiden Büyükderbent nahiye- sinde güzel bir fabrika tesis etmiştir, Sapancada — gençler kat'iyen işret istimal etmezler bu ilibar ile yedi sekiz kahvesi müteaddit fırın ve aşçı, kasap, manifaturacı ve büyüklü küçüklü (35-40) dük- kânı olan Sapancada bir tek mey- hane yoktur!.. Fakat bu meziyete mukabil Sapanca kahvelerinde tavla, domina, iskambil... İlâh terkedilmiş oyunlar pek bol- dur. Sapancada gece kalmak is- teyenler için dört ötel vardır. O- tellerde kalmak şeraiti çok ucuz- dur. Burada cu- martesi günleri haftada bir pazar kurulurmuş, bele- diyenin — verdiği son bir karar ile pazar — cumaya çevrilmiştir. Sapancanın ci- varında da çok güzel — (50-60) şar evli köyler vardır. — Bilhassa — bilmukabele Karakol, Memnuniye — ve Naili köyleri kasabaya çok yakındır. Bu köylerin bir kısmında üçer dershaneli ilkmektep vardır. Pek küçük oldukları için mektebi ol- mıyan Balkaya ve Naili köyünün çocukları Memnuniye mektebine giderler. Bu köylerde meyvacılık yapılır, Misır. ekilir ahali itiyat neticesi burada Mısır ekmeği yer, köylerde köy kanunu kısmen tatbik edilmektedir. Köyün bozuk yolları el birliği ile yapilır, su yolları tamir edilir. On iki evden ibaret olan Balkaya köyünün civa- rında iki çeşit madene tesadüf edilmiştir. Madenlerden birinin mahiyeti anlaşılmış ve bir yıldan beri ihra- cat — başlamıştır... Bu — madeni Nemli zade Besim Bey işletmek- tedir. Söylendiğine göre bu ma- denin — tonü İstanbulda toptan (60) liraya verilmekte imiş. Diğer maden henüz tahlile gönderilme- miştir. Böyle olmakla beraber yeni bulunan bu madenin de ehem- miyetli bir maden olduğu anla- şılmakta imiş. Nefsi Sapanca ve civarındaki köylerin ahalisi ekseriyetle (93) muhacirleridir. — Mehmet Enyer Yağmur Armutlu Halk Ikını Sevindirdi. Armutlu (Hususi) — Burada şimdiye kadar yağmur yağmamıştı. Bu yüzden zeytin ağaçlarındaki çiçekler ve ekinler yanmıya yüz tut- muştu. Fakat iki üç gün evvel sürekli surette ya; ur yağmış, bil- hassa zeytin mahsulünü mahvolmaktan kurtarmıştır. Bir zeytin istihsal memleketi olan Armutlu halkı yağmura çok sevinmiştir. Muğlada Zonguldakta Nekadar Zeytin Ağacı Ve| Amele İçin Gayet Ucuz Nekader İstihsal Var ? Muğla, 19 (A.A.) — Vilâyeti- miz dahilinde “12.347.370,, adet zeytin ağacı vardır. Bu ağaçlar 96.870 hektarlık bir saha işgal etmektedir. Bu zeytinler mahsı- lâtından 904 bin kilosu sarfedik mekte 2.421.000 kilosu yağ istih- saline ayrılmaktadır. Bu miktar- dan bir buçuk küsur milyon kilo yağ istihsal edilmektedir. Vilâyet zeylinleri fevkalâde nefis yeliştiği Tabldot Temin Edildi Zonguldak, 19 (ALA.) — 'Türkiş Şirketi kömür mıntakasın- da maden havzamızda ilk olarak amele tabldotları tesis olunmak- tadır. ilk hamlede 200 kişilik bir tabldot yapılmıştır. Ameleye ayda ne ee e ve Si :Eıuek veril:l:ktedir. ğ “gibi zeytinyağlar da en Mlâ cinstendir, Bir Siteme Cevap Nurullah Ata Bir arkadaş söz arasında, çok kimseden duyduğum bir sitemi tekrar etti: *— Bir fikirde durmazsın kil..,, Sözü tatlıya bağlamak için $ “Ben bir fikirde durmuyor değilim, o fikir bende durmuyor. , Bittabi, beni tanıyanların çoğu« nun düşündüğüne muhalif olsa dahi, asıl kanaatim bu değildir. On dört, on beş senedenberi pek az değiştiğimi — zannediyorum; *“Dergâh, mecmuasında ilk yaze dığım yazılarla, bugünküler ara« sında ancak yaşın ve hâdiselerhi getirdiği farklar vardır; esas fi- kirlerim hemen hemen hiç değiş- memiştir. O zaman hoşlandığım edebiyat ne ise bugünkü de yine odur. Belki o zaman ve şimdi gösterdiğim — sebepler biribirine benzemez. Hayır, etrafımdan duy« duğum sitemlere bir nevi meydan okuyuşla cevaba mecbur kalma- dığım zamanlar, yani samimiyetle konuştuğum zamanlar, değiştiği- mi kabul etmem. — Şahıslar ve eserler bakkındaki düşündüklerim değişmez demiyorum; fakat onlar ikinci derecede şeylerdir; esas kanaatlerim değişmez, onlar tabil hayatlarını yaşar ve gününe göre başka bir görünüşe —bürünür. Öyle zannediyorum ki benim hiç bir fikirde sebat etmediğimi söy- liyenler ancak hu görünüşlere iti- bar edenlerdir. Güzelliğin tabiatte değil, insa« nain eserinde olduğunu Yunarı klassiklerini onları, taklit değil kendimize örnek diye almamız lâzımgeldiğini; — insanları bayaği eserlerle okumağa alıştırıp sonra iyilerini bulmalarını beklemenin manasız bir hareket olduğunu on beş seneden beri hangi yazım- da söylemedim? Veya hangisin- de bunların aksini iddia ettim? Bunları o kadar çok söyledim ki artık yazılarım benim için bile yek nasak oldu; fakat yine de söyli- yeceğim, çünkü onların doğruülu: ğuna kaniim ve insan doğru bik diği şeyi söylemeğe, tekrara mecburdur. Zaten bir insandan da ancak birkaç esas fikirden başkasına sadık kalmasını bek- liyemeyiz. Her yazısı, her eseri de aşağı yukarı ayni şeyleri söyler; fakat onları bulmasını bilmek, bulmak istemek lâzımdır. Var- venargüesı » Nüfuz kuvvetinden mabrum — olduğumuz — içindir ki birçok şeyleri biribirine zıt zan- nederiz » diyor. Değişmek... Benim mütemadi- yen değiştiğimi söyliyenlerin hakkı olabilir. Bildiğim bir şey varsa o da benim bunu kasden yapma- dığımdır. Hergün insana yeni hisler, yeni düşünceler getirebi- lirş onlara kapımı — kapıyacak değilim ya? Dün doğru sandığı- mın bügün yanlış olduğunu an- larsam, dün çirkin dediğimin bu- gün güzelliğini duyarsam yalan mi söyliyeyim? Değişmemek bu ise çok ayıp bir Şeyen Urlada Bir Adam Karısını Öldürdü İzmir 19 (Hususi) — Urla is- kelesinde oturan Salih kıskançük yüzünden karısı Rukiyeyi bar- saklarını deşerek öldürmüştür.