j SOASLAKLASAŞAIII NSK SÜ S SARAALLAR D Z am—— — Başkaları Ne Diyor ? Falih Rifki Milif Seyyahçılık Hepimiz, mümkünse son Türk çiftçisi, ileri memleketleri gezip örmeğe muhtacız. Herkesin müm- :lnıc bütün frenkleri getirip on- lara Türkiye'yi tanıtmalıyız. Sey- yahçılık teşkilâtı iyi bir şeydir. Fakat bilmen neden, biz bu ..,-,.h';.hğın hep dışarıya doğru kıamı ile uğraşıyoruz. Sanki bir- goklarımız Türkiye'yi frenklerin tanıdığından daha iyi mi tanıyo- ruı?_ !çcriye doğru — gidildikçe, vıkığ insanı bir zevk ve umran âlemi karşılamaz. Fekat yeni Tür- kiye'de, yeni Türkiye'nin ilminde fenninde, idaresinde, siyaselinde söz sahibi olacaklar için kondi memleketini tammak bir zevk meselesi değil, bir mesuliyet da- vasıdır. Şimdi bahardır. Biraz sonra Avru- panın her yerinde mekteplar - tatil olacaktır. O zaman bu memleketleri, senebi memleketere doğru kapıları açılmış birer kışla vaziyetinde görmi- yeceksiniz. Her memleket, şehir şehir kasaba kasaba, kendi içinde dağıla- cak, genç çocuklar biribirlerine - va- taularının dağ başlarında rastgele- | cekler, her ia buşka şehrin <ektir. mekteplisi - bir t kampında goceliye- memteket Tindan taşkın işleri olmasa, taraf taraf dağitme e , Türkiye içinde kadan isterdim. Fakat frka bu ç a çalışacak & ancak gösterebilir. Zlüıııııı:d.ı hı':ılı.ı'ıh: kadar eei bir memlekâli “tnimak B 'l""':;_"_: tarih ve coğrafyasını okumak d 'onu görüp gezmek manasına ılıııım': Kastamonu gençliği Erenköyünde, ve İstanbul gençliği “İlgazda kamplı: yacaktır. Genç ruhlar, engin memle- ket havası içinde yuğrulacak, Türki- yenin haritası onların gözü önünde dökülen şelaleler, akan sular, sesaiz vrayıp giden sitepler, güneş görmez #rmanlar halinde canlanacaktır. MAnıdolıı. açılmış bir. kucak tümhuriyetin — çocuklarını bekliyor. Cümhuriyet — çocuğu, mahalli, taşra ve gurbet sözlerini ortadan kaldıracaktır. Bizim inkı- lâbımızın başlıca hayatiyet un- suru, me iktir. Saray için, İzmit bir menfa idi. Gene Üsküdardan öteye müc- rimler geçerdi. Bu eski lethişten birçok gönüllerde eser kalmamış olduğu iddia edilemez. Bu has- talık Anadolu içlerinde tedavi olunabilir. Her şehrin ve hı= Halk- evi, diğ hir ve genç- İrAK L Gişleri” ve Tei ile doludur. İçeriye doğru gençlik akını tecrübesine biz de başlıya- lm. Bu tecrübe hiç yok değildir: Fakat pek tereddütlü ve pek ya- kın civarlara münhasır kalmıştır. Çocuklarımıza uzaklaşmanın, bü- Yük yolun, iradeyi çclîklt'hfen, hbati ve neş'eyi kuvvetlendiren sevdasını tattıralım. « Hakimiyeti Miliye , den Rüşvet Maznunları Ankara, 4 (Huııııi) — İstin- tak Hi!(ımlı_ğı Metr Salemin ve Leon nl;:]rlıunin Müddeiumumili- gin mi asına karşı vukubulan Lİ:'ulınnı reddetmiştir. Meselenin hafta zarfında mahkemeye in- tikal etmesi muhtemeldir. Sokaklardaki Gürültü 'Ö, çin Kanun ra 4 ( Hususi ) — Dahi liye Vekâleti e vakitli vakıts 2 Üğ:,.î"ı'.î':iîî etmemeleri için polis lâyiha hıııl!ıh'l: Müzeyyel bir Posta Ve Telgrafta Tasfiye Ankara 4 (Hususi) — Posta :. telgraf kadrosunda mevcut * 7 memurun ehliyet ve kıdemleri Iıırı(:d. tetk kat yapılmaktadır, Resimli leri ——— — —- Makale Bakalorya imtihanlarını vermekte olan çocuklar gece- kâbus geçiriyorlar. — Sıkı imtihanlar — onları sı- kıyor, üzüyor ve uyutmuyor. Fakat büyükler hergün ha- yatta bunlardan çok daha çetin imtihanlar geçiriyorlar. SON , POSTA — eee eee SON TELGRAF HABERLERİ B Çocukların Kâbusu Bi Hayat baştan başa bir imtihandır. Hayat imtihanına, mek- tepteki imtihanlarla bazırlanır ve alışırız. Bugün imtihan- dan korkan çocu afallayabilirler, imtihandan korkmayınız. N a T yarın hayat imtihanı karşısında İran Sefirinin Bç_ya_ntı: İki Büyük Devlet Reisinin Mülâkatın- da Hudut Meseleleri Halledilecektir Trabzon 3— Şah Hazretlerini | istikbal için giden heyet meya- | nında bulunan İran Sefiri Sadık Han — vukubulan — beyanatında ezcümle demiştir ki: — Pek eski olan Türk - İran rağmen ara sıra bazı dostluğuna ehemmiyetsiz hudut — ihtilâfları çıkmakta, fakat bunların kolay- lıkla halline muvaffak olunmaktadır. Memleketlerinin ve halkının Uludağda Bu Hafta Kar Yağdı, İki Kişi Dondu Bursa 4 — Son yağmurlar :—.-.d. Uludağ — civarında bir böyı Mebzul miktarda kar yağmış, U esnada kırda bulunan Ali Osman ve Mehmet Ali — isminde ikikişi donarak ölmüşlerdir. Bun- ların cesetleri Bursaya getirilmiştir. Gerede'de Bir Çobanla Dört Koyun Dondu Bolu 3 (ALA.) — Gerede ka- zası yaylalarında kar yağmış ve havalar birdenbire soğumuştur. Gerede ile Kızılcabamam arasın- da yağan karın yaptığı şiddetli suğuklardan bir çoban ile dört koyun donmuştur. İSTER . Bir sabah gazetesinde okuduk: *Gümrükler idöresi hariçten gelen eşyamın mua- melesi görülürken Gümrük resmini yüzde otuz nispe- tinde fozla alıyor. Bir hesap yanlışlığı olabilir, mülâ- İNAN refahını düşünen iki büyük dev- let reisi herşeyden evvel mutlak ve kat'i bir dostluğun lüzumu- nu hissetmişler ve bu münasebet- le memleketlerini yakından alâka- dar eden hudut meselesini kökünden halletmek makşadile bir mülâkat arzusu izhar etmişlerdir. Mülâkatın evvelce Van Vilâyeti dahilinde bir yerde — vukuu ta- savvur — edilmiş, — fakat Şah Hr. Gümrük Muhafaza Teş- kilâtı Tayyaresi Ankara, 4 (Hususi) — Güm- rük muhafaza teşkilâtı memurları ordumuza gümrük muhafaza teş- kilâtı admı taşıyan bir tayyare hediye etmiye karar vermişler ve keyfiyeti Tayyare Cemiyeti merkezine bildirmişlerdir. Gedikli Küçük Zabitler Ankara 4 ( Hususi ) — Mec- liste bugün müzakere edilecek olan gedikli küçük zabitler hak- kındaki lâyihaya nazaran Gedikli Küçük Zabit mekteplerine ilk !zl:ilini bitirenler “l: ıııhlıl sebeplerden ayri — sebeplerle askeri liıeleıdeııynpkııılır tale- be olarak alınacak, bunlar 8-12 sene müddetle ordu hizme- tinde bulunacaklarına dair taah- bütname vereceklerdir. 1STER Türkiyenin 10 sene gibi kısa bir zaman zarfında vücude getirdiği eseri yakından görmek için Gazi Hzne Ankarada mülâki olmayı istemişlerdir. Şah Hazretlerinin -Ankara'da Gazi Hz. ile görüştükten ve tarihi güzel İstanbuluda ziyaret- ten sonra doğruca Tahrana dön- meleri bu dostluk ve kardeşlik fikrinin en güzel delilidir. Yunanistanda Bir Millâ Müdafaa Meclisi Toplanıyor, KararlarAlacak Atina, 3 (Hususi) — Memleket müdafaasına taallük eden mese- leleri görüşmek ve icap eden kararları almak üzere Başvekilin riyasetinde bir müdafaa meclisi toplanacaktır. Meclisin kararları Meb'usan ve Âyan Meclislerinde —alenen müzakere — olunmıyacak, bütün fırka reislerinin bulunacağı bir içtimada kendilerine lecektir. Hava Hareketleri Varşöva, 2 (A. A.) — İsveç'li tay- yareciler heyeli Grudzlonda'a uç- muşlardır. Orada Tayyare mektebini ziyaret ettikten sonra Gdynia'ya gi- decek ve oradan da yarın İsveçe hareket edeceklerdir. İNANMA! met için hiçbir kanuni mecburiyet yok iken “Rıhtim Şirketi ile bir alâkanız olmadığına dair bir kâğıt ge- laşıldıktan sonra dahi bu para geri yerilmiyor. Hükü- !uriılı.. Deniliyor. Bu usul ile hükümet Rıhtım Şirketi bazasile a'ınan bu faxzla para depozito şeklinde verilir. hesabına tahalldarlık yapıyor. Hem de şirketin hiçbir Fakat Gümrük muamelâtı olup bittikten, hesaplarda yapılan kontrol neticesinde hiç yanlışlık olmadığı an- kanum! hak ve salâhiyete istiant etmeksizin halktan istediği paraların alınmasında tabslldarlık yapıyor!, Sıyla 3 Harp M Var, Sulh Mu..? Â E Yaratılış itibarile, bedenen ve ruhan yaratılış itibarile Heriyo ve Musolini kadar yekdiğerine ben- zemeyen adamlara ender tesadüf edilir. Birincisi sevimli şişko tipin- dendir, vücutca görünüşüne rağ- men daha ziyade ideal ile bes- lenir, piposunu — çekerek dalgın nazarlarla dumanlarımı seyreder. İlim adamıdır. Halk arasında hiç yaşamamış, — ellerini kullanarak hiç çalışmamıştır. Onun için her- şey ilimdir, nazariyedir, edebi- yatlır. İkincisi — ise asker — suralını taşır, ve hareketi. bir. —hayat ya- şar. Fikirleri nettir, izhar edi- lişinden az sonra tatbik sahasıma konulur. Kendisi fül adamıdır. Kuvvetli bir tahsil yapmamıştır. Amma yakından tetkik ettiği ha- kikatlar üzerinde çok düşünmüş- tür. Evvelce amele idi, sonra asker olmuştur. İnsanları ve hâ- diseleri oldukları gibi görmek, ona göre hareket etmek ister. eski Romalıların sporcudur * Geçen hafta Herio bir kon- ferans verdi. Dedi ki: “Harp barbarca bir hareket- lir, medeniyetin bağrından sökü- lüp atılmalıdır. Bunun için ihtimal uzun müddet çıln:ık icap ede- çektir. Güçtür, fakat öyle adam- lar vardır ki yaşadıkları müddet- çe bu ideale varmak için çalışa- Hemen aynı günde Musolini de bir nutuk söyledi: — Bir kadın için amnelik ne iso, medeniyet için de harp odur, sökülüp atılamaz. — Felsefe ve fikir görümünden ben daimi bir sulha inanamam, Esasen sulhun yıpratıcı bir mahiyeti — vardır. insanların ancak kanlı savaşlarda tam — manasile esaslı meziyetlerini ire — çıkarmaz, kırbaçlamaz.., * size iki fikirdir ki. Yek- diiıı:ı'.:ı söyleyen adamların şah- siyetleri kadar zıttır. — Hangisinin haklı olduğu? Suali insaniyelin tarihi kadar eskidir. Kestirilip atılamaz, yalnız ben düşünüyorum ki, fikirler her şeyden evvel bunları serbestçe ortaya attıklarını zanneden adam- ların karakterlerine bağlıdır. Herio ilim adamıdır. Başka türjü söyliyemezdi, Musolini de beden ve ruh yaratılışı ile öyle düşünmek, öyle ıöğlemelı ve ha- reket etmek mecburiyetindeydi. Hakikat bir türlü değildir. Her- kesşe başka başka - şekillerde görünür. Bunun içindir ki daima ayni meseleleri daima ayni delil- lerle münakaşa ettikleri halde yekdiğerile mutabık kalamazlar ve kalamıyacaklardır. Votei'den kasmen Bir Kadın Yandı ğ ida Sakızağacı ca doüı:;ıo’mmn Madam Sofi is- minde bir kadın yemek yapmak- ta iken — sıçrayan Invılcııılırdî:' tarisi tutuşmuş, yanmış ve vi ::d.llrı:;n muhtelif yerlerinden ağır surette yırılınııışttı. B Bir Kadın Bir Şoförü Yaraladı Hayganoş isminde bir kadın mlaşılamıyan bir sebepten huhh.ıdı Alıı:ıeî isminde bir tehlikeli surette başından yaralamıştır. Hastahaneye kaldr- rılan Ahmedin hayatı tehlikelidir. Gümüş Paralar Ankara, 4 (Hususi) — Maliyo Vekâleti gümüş paraların şekille- rini tosbit etmiştir. Ay nihayetine doğru paraların basılması - için çalışılmaktadır. Ufak-paralar gü- müş paralardan sonra basılacaktır.