; | 5 “Yatakta Bitkin Nakili: A.R. ise ——— Bir Halde Yatıyordum, Hizmetçi, Nailin Bir Mektubunu Verdi .. ; — Dışarıda bir kapı gıcırdadı. Doktor, hizmetçi Mariye emir vermeye başladı: — Odaya, hiç kimseyi sok- mıyacaksın, Şayet misafir filân gelirse, hasta ile konuşturmıya- caksın. Oda, pek sıcak olmasın. Şayet kendisi bir iki saat sonra uyanırsa, o büyük şişedeki ilâçtan yarım kadeh daha verirsin. Am- Tadın mı Madam?. Ben, akşama tekrar geleceğim. Doktorun sesleri de yavaş yavaş benden uzaklaştı. Bütün varlığım, yine derin bir karanlığın — boşluklarına — doğru kaydı. * Gözlerimi açtığım zaman, Ma- rinin gözlerile karşılaştım. Hafifçe gülümsedi: — Epeyce uyudunuz. Nası- sınız?. Dedi. Ona cevap vermeden evvel sual sordum: — Nail Bey nerede Mari?. — Yok. — Nerede?.. — Bilmiyorum. — Buraya hiç gelmedi mi?. — Hayır. — Beni buraya bıraktı da öy- mi gitti?.. — Hayır.. — E, peki.. Ben buraya na- sıl geldim? — İki hastahane hademesi araba ile — getirdiler. Amma., bunları bırak Hamm. Doktor, bana sıkı sıki tenbih etti. Sakın onunla çok konuşma; dedi. — Korkma Mari.. çok iyim.. Çok kuuvetliyim. Eğer — sualler- mize cevap veremezsen daha — fazla üzülürüm. — Bari, çok şey sorma. — Hayır, demek ki: Bugün ben sokakta düşer düşmez has- MRSAENRMMAR eee neseeneman e enceLEn SA sEmeeRe LA Son Posta Yevmi, Hski Zabtiye, Çatalgeşme #0l İSTANBUL ağı, 25 Gazetemizde — çıkan — yazı ve resimlerin bütün hakları makhlur ve gazetemize nittir. ABONE FiATLARI |4 | 6 |3 Senel Ay | Ay | Ay Kr. | Kr. | Kr. | Ku 1400 | 750| 400 | 150 YUNANİSTAN | 2340 (1220/ 710 | 270 ; | ECNEBİ 2700'1400| 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevsp için' mektuplara 10 kı Yulilüvesi lkstmdır. e Posta kutusu: Tül İstanbul Telgraf :5o a ? Teleton 20203 tahaneye götürmüşler, öyle mi?. Mari hafifçe güldü: — Hangi bugün?.. Şuna, dün | deşene... — Ay, ben dündenberi uyu- yor muyum? — Nail Bey de dündenberi hiç gelmedi mi?.. — Hayır. Gözlerim bir anda tekrar ka- | rarır gibi oldu. Kalbimden taşan kanlar, damarlarımda sür'atle do- laştıktan sonra tekrar kalbime doldu. Bütün vücudum, bir anda buz gibi soğumuş.. gözlerim, yaş- la dolmuştu. Meçhul bir ses, ku- lağıma; — Hakkı var, adamcağızın.. © rezaletin özerine artık ne diye gelsin.. yüzüne karşı (Enayi...) de- nilen bir adam, bu hakareti ko- lay kolay hazmedebilir. mi? Sözlerini fısıldıyordu. Mari, doktorun emrini yerine getiriyor; elindeki ilâç kadehini uzatıyordu. Bir aralık birşey söy- lemek istedi. Fakat tekrar vaz- geçti. Onun bu hareketi, nazarı dikkatimi ce'betti: — Mari, bir şey söyleyecektin? — Hayır.. Hayır... — Evet.. Söyleyecektin.. Hadi üzme beni, — Canım.. Acelesi yok. Sonra söylerim. — Çok rica ederim Mari, Şimdi söyle, — Beyefendi gelmedi amma.. Mektup göndermiş. Birdenbire başımı kaldırdım.. Dirseğime dayandım : — Çabuk.. Mektubu ver, Mari, Diye bağırdım. Bu emrim okadar kat'idi ki, Mari doktorun emrin- den ziyade bana itaata mecbur oldu. Beyaz önlüğünün cebinden çıkardığı büyücek bir rzarfı, önü- me koydu. Hemen zarfı yırttım. İçinden çıkan mektubun kâğıdına sarılı üÜç büyük banknotu bir tarafa fırlattım. Mektubu okumaya başladım: Hanımefendi!.. Hayatımızın böyle bir (tırajedi) ile hitam bulduğuna pek mütces- sifim. Öyle büyük bir (skandal)- dan sonra zannederim ki siz de beni beklemezdiniz. Sizi, evvelâ en yakın eczahane- ye oradan hastaneye naklettirdik- ten sonra, o sefil kadınla o sefil erkeği isticvap ettim. Bana, bü- tün hayatınızı anlattılar. Ve bu zahmetlerinin mukabili de birer lira bahşiş istemeyi unutmadılar, Evvelâ şunu: itiraf edeyim ki söyledikleri sözler, — aleyhinizde değil; bilâkis lehinizdedir. Siz, hakikaten hayatın pek büyük bir haksızlığına uğramışsınız. Şu sa- tırları yazarken kalbim size karşı ea samimi acılarla malâmaldır. Size pek çok acımakla beraber (sosyete) arasındaki ( pozisyon ) u- mu kurtarmak ve yine sizi tam- yanlar tarafından ikinci ve belki de Üçüncü bir skandal karşı- sında — kalmamak — için — artık sizinle rabıtamı kesmek mecbu- =1h.'ıuıını.hı ayrılık M_, Wr ÇArkası var) SON POSTA Fayjasız Tedbir Neye Yarar ! | — Olur rezalet değil, Bu et kokmuş!. Patronu çağır bakayım!.. — Faydasız.. o da yiyemez! Dünya İktısat Haberleri İ Yunan Deniz Ticareti Komşu — Yunanistan deniz Hcırâti iq;ndı ile- ri giden bir mem- sa S buçük | Teyettir. Harbi defa arttı | mumiden — evvel dünyada on ikinci mevkii alan Yunaa deniz ticareti filosu 1934 te İspanya — vc Danimarkayı da geride bırakarak onuncu vaziyete geçmiştir. Dünya deniz ticaretin- de dokuzuncü olan İsveç ile olan tonaj farkı da çok azdır. Mütarekeden — sonra Yunan deniz ticaret filosn 291 bin ton hacminde 205 vapurdan ibaretti. 1918 senesi başında — olan bu vaziyet 1934 senesi başında çok değişmiştir. Yeni teşebbüs olunan istatistiklere göre 1 Kânunusani 934 tarihinde Yunanistan ticaret filosu 1293 vapura varmıştır. Bu sefinelerin cem'an hacmi 1,656,681 tona çıkmıştır. Şu halde Yunan ticaret filosu 1918 senesi vaziye- tine kıyasen 1934 senesinde beş buçuk mislini bulmuştur. Bu şa- yanı dikkat inkişaf bütün memle- ketlerde alâka ile — takip olun- muştur. Yunanlılar yalnız geçen sene zarfında — 531 bin İngiliz lirası kıymette cem'an 75 vapur 'icaret filoe- satın almıştır. Bunlardan iki ta- | nesi lüks yolcu vapuru müteba- kisi hemen tamamen yük va- purudur. 4 Romanyadaki üzüm bağları llı’akkın:ı eııığ eee F bi u bağcılık | tike göre Roman- yada bağ ekilmiş arazi miktarı ceman 330 bin hektardır. Bunun yarısından fazlası harbi umumiden sonra romanyaya bağlanan top- raklarda bulunuyor. Bu noktadan bakılacak olursa eski Romanyaya isabet eden bağ miktarı 165 bin, Besarabyaya düşen miktar 113 bin, Transilvanyaya 50 ve Buko- vine 10 bin hektardır. Romanyada 4 Amerika birleşik hükümetle- rinde oli:ı.i.] e:ilııı otomobil miktarı etomobil | 1934 senesi zar- vanayli fında bir sene ev- veline kıyasen daha fazladır. 1933 senesi Nisan ayı zarfında bu memlekette 278 bin otomobil ya- pıldığı halde bu miktar 1934 se- nekıl ayında 293 bin otomobile T Yalnız bir aya ait olan bu fazlalık 16 bin otomobildir. İstiklâl lisosinden verilen Ma- arif Vekâleti barafından tartikli imtihan hüviyetimi kaybottim. Yonisini #laca- aakisinin hükmü yoktur. — - - lstiklâl Lisesi 9 Oğuz Amerika Ziraat Mütehassısımızın Haziran 4 Bir Düşü_gcesi VeBirlİtiraz ( Baştarafı 1 inci sazfada ) muş. İki arkadaş komsiyoncudan hesap istemişler, ayrıca takibat yapacaklarını, icap ederse hakla- rını mahkemede arayacaklarını da bildirmişler, Bunun üzerine kom- siyoncu © iki arkadaşa bir mik- tar para göndermiye mecbur ol muş. Bu iki misal, ticarette müs- tahsil ile müstehlik arasında mü- tevassıtlık yapanlardan bazılarının dürüst hareket etmediklerini, bu yüzden hem müstahsilin, hem de müstehlikin çok zarar gördükle- rini ayni zamanda mutavassıtların bu çapraşık hareketler neticesi olarak eşya fiatlarının da bir ih- tikâr manzarası gösterecek şeki- de arttığını açıkça ispat ediyor. Yine bu iki misal çok iyi an- latıyor ki mutavassıt meselesinin, müstahsil ve müstehlikin azaptan kurtarılmaları için bu işin behe- mehal halledilmesi lâzımdır, zaru- ridir. İstanbulda üzerinde ehemmi- yetle durulması mutlak elzem ve zaruri olan meselelerden biri de bahçe — sahiplerile — kabzımallar arasındaki münasebettir. Bahçe sahipleri senelerdenberi kabzımallardan şikâyet edip du- rurlar ve bize bu bahiste, feci sayılabilecek misaller bile göste- rirler. Bu misaller arasında bazan bahçe sahiplerinin satılmak üzere kabzımallara gönderdikleri sepze- lerin maliyet fiatlarını koruma- dıktan başka vergi ve sair maş- raflar dolayısile borçlu bile çık- tıkları öğrenilmektedir. Hatta, çok İyi hatırlıyoruz; geçen sene bir bahçe sahibi Meyvahoşa sa- tılmak üzere birkaç küfe sep- ze göndermiş, sepzeler satılmış, fakat satış bedeli vergi, komisyon, kantariye ve hamaliye gibi mas- rafları ödemeye bile kifayet et- memiş. Halbuki © tarihte sebze fiyatları, vasatın Üstünde bir kıy- met gösteriyordu. Fakat buna mukabil kabzımal- lar da tam bir tacir zihniyetile hareket ettikleri, dürüstlükten biç ayrılmadıklarını söylemektedirler, Netekim, geçende ziraat mütehas- sısımızın, kabzımallardan şikâyet eden bir yazısına karşı meyva kabzımal esnafı cemiyetinden aldı- ğımız bir mektup bizi oldukça düşündürdü. Bilmem siz ne der- siniz? İşte mektup: “ İstanbul kabzımallarının mey- va ve sebze yetiştirici köylüleri- mizle bunları istihlâk eden şehir- lilerimiz arasındaki mutavassıtlık ( komsiyonculuk ) vazifesini suk istimal ederek hem köylü ( müs- tahsil ) hem do şebirli ( müsteh- lik ) zararma ve fakat yalmz kendi kârına olarak ifa etmekte oldukları hakkında Son Posta gazetesi ziraat mütehassısının ya- zısını bu sütunda hayretle okuduk. Mahsul, istihsal kanalından çıktı mı, ziraat mütehassısının çehresi ilmen kaybolmuş (yani onu artık tarlada, bağda, bahçede kalsın ) lâzımdır. Hakikatta ve tatbikatta biz artık o mahsulü istihlâk kanalına varıncıyakadar iktısatçı ve ticaretçi elinde görü- rüz. Bu itibarladır ki ziraatçinin kendi branşı haricindeki, yazısını tetkik ve nüfuzunazarla araştırıp meslekt! bir buluşa matuf mütalâ- alardan pek uzak kalmıştır, de- mekte — kendimizi çok — haklı haller karşısında Türkiyede mah- keme var, deriz. 2 — Kabzımal (komsiyoncu) Eı:ırı arzedilen malın satışından omsiyonunu alır. Bu mevzu ka- nun çerçevesile çerçevelenmiştir. 3 — Bir malın yüksek fiatla satılması — müstahsilin ve onun mutavaasıtının — birinci — dileğini teşkil eder. 4 — Komsiyoncu: Müstahsil ve mefaati hakkında gayrı meşru, gayri kanuni hâllere cüret ede- mez. Ahkâmı mevzuaya, şehir kontroluna. kendi — cemiyetinin takibine çarçılır. 5 — Müstahsilin himayesini, ona kredi açılmasını, onun istih- sal — branışında — yükselemesini komsiyoncunun iİstememesine hiç bir mana verilemez. Bu, tasavvur dahi edilemez. Çünkü onun mem feati, ötekinin menfaatini yaratır. 6 — Devlet mevzuatı, şehir kontrolu, Meyva Kabzımallar Ce- miyeti ortada durürken hangi esazslı bir delilin ve şikâyetin sa- hibi bir ihkakıhak makamı imiş gibi Son Posta gazetesi ziraat mütehassısına maruz kaldığı ka- nunsuz, usulsüz, yolsuz - bir halin şifasını bulmak için müracaat et- miş olduğu tasavvur edilsin. Ne- tice olarak şunu da ilâve edelim kir Kanunl ve nizami bir teşek- kül içinde, devlet ve şehir mura- kabası altında resmen iş gören kabzımallar (komsiyoncular) hak- kında bilgisiz ve haksıs yere on- ların meslek ve sıfatlarına dil uzatan, müstahsil ve müstehlik karşısında onların şereflerini kes- re sebep umumi itimadı salip bir hava estirmeye bais gerdüğümüz bu yazıya karşı şimdilik : Teklifinizi hiç olmazsa iki cep- heli yapın (müstahsil ve kabzımal kanalından) da vasıl olacağınız netice size bir ışık yaratsın, de- meyi muvafık bulduk. ,, İstanbul ikinci icra momur- luğundanı İpotek cihetinden paraya gevrilmesi mukarrer olup, tamamına 1004 lira kıymet takdir olunan Burgaz adasında çaryı içerisinde eski 16, 15 mükerrer cedit 17, 1741 No.lu bir odayı havi dükkânın anısli açık artür. maya vazedilmekle 7-7-034 - tarihine müsadif cüumartesi günü saat 14 ten 16 ya kadat dairede birinci açık arttır- ması iora kılımacaktır. Arttırma bedeli kıymeti muhamminenin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde mezkür gayri menkulün müşteri uhtesine ihale olu- nacaktır. —Aksi halde son artlıranın taahhüdü baki kalmak üÜzere 22-7-934 tarihine — müsedif pazar günü saat 14416 keza dairede yapılacak olan ikinci açık arttırmasında mezkür gayri menkule &n çok arttıranın — üstünde bırakılacaktır. Arttırmaya iştirak etmek isteyenlerin mezkür gayri meakulün kıymeti muhamminesinin yüzde yedi buçuk niabetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektuburu hamil bulunmaları lüzımdır. Müterakim vergi vakıf ioariyesi, ve belediyeyo ait tane zifiye ve tenviriye rusumları müşteriye «it 2004 Noslı İora ve İflâs kanununun 126 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına tevfikan bu gayrimenkul üzerinde ipo- tekli ulacaklılar ile diğer alâkadarların irtifak hakkı sahiplerinin bu hakları ve hususile faiz ve mesarife dair olan id- dialarına ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müabitelerile birlikte da- iremize bildirmeleri, aksi halde hakları tapa sicillerile sabit olmuyanların” satış bedelinin paylaşmasından hariç kala- cakları cihetle alâkadarların işbu mad- denin mezkür fıkrasına göre hareket etmeleri ve daha fazla malümat alımak istiyenlerin 6-6-34 tarihinden - itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık bulundurulacak olan arttırma şartna- mesile 933/595 No. lı dosyasına müra- enatle mahalli mezkürüun evsaf ve ea- iresinin havi vaziyet ve tekdiri kıymel raporunu görüp aalıyabilecekleri ilâm olunur, (146)