O Sayta ae — rirae I Dünya Hâdiseleri l_ Fransada Çok Garip Bir Grev Fransanın Tonon eyaletinde Meyhaneler hi'_ ı;'"“lhm Ba garip bir grev K:.ı::" edilmiştir. _Bu grev herhangi siyasi bir maksatla yapılmış değildir. Tonon eyaletinin merkezi olan Biyot şehrinde —meyhaneciler — şarabın ilosunu 3 franktan 4 franga çı- karmış oldukları için ayyaşlar bu işe içerlemişler ve meyhanelere gitmemiye karar vermişlerdir. Birkaç gün kimsenin meyha- nelerine adım atmadığımı gören garapçılar mallarının fiatını yarım frank — kırmışlar, fakat vin Önüne — geçememişlerdir. ap müstehlikleri üç buçuk frank fia- tin fahiş olduğu ve bu fiatten biraz daha inmek lâzımgeldiğini soyliyerek grevlerine devam et- mektedirler. Bir haftadanberi bütün mey- haneler bomboş ve sinek avlar bir halde müşteri yüzüne hasret g:çğmıkiedirler. Bu gidişle içki tinin evvelkinden daha fazla ln.eı::El tahmin edilmekte ise de birçok akşamcılar bir hafta içinde artık akşamçılık etmemiye alışmış olduklarını — söylemekte bundan sonra meyhaneye iltifat etmiye- ceklerini ilâve etmektedirler. Dimyata pirince giderken ev- deki bulgurdan olan meyhaneci- leria aklını başına getiren bu hâdiseden alınacak bir ders var- dir: Malını pahalı veren satıcının semtine uğramamak, onu yola getirinceye kadar ondan bir şey satın almamak... irdlli Pın tapan cemiyetlerin, İlâh- larını muhtelif şekil ve va- M ziyetlerde — tasvir ıîıiıb.oıı ettiklerini biliriz. n Güzellik ilâhe- bir Din | ç Venüs gibi iyi- lik, fenalık, harp ve ticaret ilâh- lerı da muhtelif ve müteaddit şe- killerde yapılmıştır. Öyleki ayni itikat ile yaşıyan insanların ma- betleri, ismi bir, fakat şekil ve şemaili biribirinden çok ayrı ma- butlarla doludur. Yalnız hiç bir mabut Buda kadar çok ve muhtelif yapılma- mıştır. Bazan mütebessim, bazan hiddetli çehrelerle tasvir edilen Buda heykelleri saymakla tüken- mez derecede çoktur. Gerek bu dinin binlerce senedenberi devam edip gelmesi, gerek Budistlerin itikadı, bu mabudut çok muhte- lif şekillerde tasvir edilmesine se- bep olmuştur denebilir. Şimdiye kadar Budist mabetlerinde sayı- lan putların miktarı on beş bini geçmişlir. Bunların hiç biri biri- birine benzememektedir. Ancak bu dinin akideleri na- zarı itibara alınırsa bu kadar çok Budanın mevcudiyeti mübalagalı görülmez.. Çünkü Budistlere nazaran A- lah her yerde hazir ve nazırdır., ve kendisine uluhiyet atfedilen herşey allahtır. Hattâ bir taş par- çası da ol -— TAKVİM — Gün PERŞEMBE — Kanım S1 8 MAYIS 934 17 Arabi Ruml 18 Muharrem 1833 | 20 >Nisan- 1350 aSi L B ivea, SE | 4 57 Akşamliz — | 19 G6 504 | 32 10| Yatsı | 1 44 |20 60 856 16 03| imsalı |7 54| 402 Vak't j Ezant|Vansı Cü eş vğe isladi ) Yakdarı ban SON POSTA Çin Seddi Tamam iki Bin Senede Ya- - pılan Koca Duvar Seddi Çin Yapılırken Bir Amele Diri Diri Duvara Gömülmüş Bir zamanlar puslanın, baru- tun ve matbaanın Ük defa olarak Çinliler tarafından icat edildiği söylenirdi. Bunların hiçbiri kabul edilmese dahi Çinlilerin çok uzun bir terakki devri geçirmiş oldu- ğuna şüphe edilemez. Bir rivayete göre Çinde eski eserler aramak: üzere teşebbüs- lere girişen mütehassıslar yap- hafriyat — netice- sinde toprak altında uzun müddet kalmış telgraf tel ve direklerine tesadüf etmişlerdir. Bu buluş, daha dünya milletleri telgrafın ne olduğunu bilmeden Çinde bu muhabere - vasıtasından — istifade edilmekte olduğu zannını doğur- muştur, Bununla beraber Çinlile- rin büyük bir medeniyet devri yaşamış olduklarım ispat eden şabit yalnız. bunlardan ibaret değildir. Çinin toprakları üstünde hâlâ © ihtişamlı devirlerin taribini yaşa- tan eserler vardır. Bunlardan birii: nal,, dedikleri Uzun şaman Çinin ve bütün dün- yanın yegâne ticaret yollarından birisi olan kaidelerine- hiç te yabancı olm- yan insanlar tarafından çizilmiş ve milyonlarca insanın senelerce ça- hşerak açmış olduğu muazzam bir eserdir. Ondan sonra meşhur Seddi- çin vardır. Bu muarzzam duvar her asırda gelen insanları hay- retlere düşüren bir — harikadır. 1200 kilo metreyi aşan bir uzun- kıkla Çin katasını bir baştan öteki başa dolayan Seddi Çin'in zikzakları hesap edilirse bu uzun- luğu iki kere büyütmek icap eder. Aslında Mançuri hududun- dan ta Efganistan arazisine - ka- dar dayanır ve orada birkaç kola ayrılarak Tibet hududunu Çin arazisinden ayırt eder. Çin arazi- sini Moğolların hücumundan kur- tarmak maksadile yapıldığı iddia edilen bu cesim duvarın yapılış tarihi meçhuldur. Ancak Çin tarihi- nin ilk sayfalarınt dolduran masal- lar da anlatıldığına göre milâttan 15-16 asır evvel yapılmıştır. Efsanevi — devirlerin haşme- tini yaşayan bir Çin — impa- ı ratoru budutları gezerken Çin i “Büyük ka- bu kanal, hendese | O Zamanlar Dünyayı 18 Güneş Aydınlatıyordu! Bu iki resim bize Çin Seddinin uzunlağa hakkında bir fikir verebilir kumandanlarının yaptıkları eski siperleri beyenmemiş, mayiyetine yeni ve muazzam bir İşe giriş- meleri emirini vermiştir. Bunun Üzerine o zamanki me- deni Çinin bütün mühendislerinin, işcilerini ve vesaitinin bir araya ge- rek ördüğü Seddiçin meydana ge- miştir. Bu set taş, kum ve çimen- 4 , baştan Koca duvarın bugünkü harap mantarası todan yapılmış, hakikaten koca Çin ülkesini asırlarca yabancı milletlerin — akınlarından kurtar- mıştır. İsmi Çin Çuh Huang olan bu imparator, eserine Allahın yar- dımını celbetmek için bir ameleyi duvarın içine canlı canlı gömdür- müş ve amelenin karısına ağla- masını emretmiştir. Kadın o kadar ağlamış ki göz yaşlarından bir sel vücude gelmiş, sel duvarı yık- mış ve ameleyi metfeninden kur- tarmıştır. Bir diğer efsaneye göre: Aynı imparator, buluttan bir at üzerin- de dört nala hudutları teftiş ediyöormuş, At rüzgâr hızile gi- derken ikide birde ayakları - yere değiyor ve tekrar — sıçrıyormuş. İmperator o esnada semadan ah dığı ilham ile at nallarının değ- diği noktalara birer kule yaptır- mayı düşünmüş ve bu düşüncesini yerine getirtmiştir. Çinlilerin efsanelerine nazaran, © tarihlerde dünyayı tam on sekiz güneş aydınlatıyormuş ve gece henüz meçhul olan bir şeymiş. Duvarın inşasında çalışan ııı;ı: ler asla istirahat .u—dumdıy- çalışmış. Bu amelelerin boyları şimdiki Çinlilerin dört misli imiş ve öyle kazma atıyorlarmış ki her vuruşta bir kuyu açılıyormuş. Hergül'e muazzam işler atfeden Yunan efsaneleri gibi hayli ma- salları da ecdatlarına hârikalar atfediyor. Ancak hakiki tarihlerin zapt ve tahmin ettiklerine göre bu duvar bu hale gelmek için tam iki bin seneye muhtaç olmuştur. Her nesil kendinden evvel bırak- , tiğı esere bir şey daha ilâve ede-, rek onu Âsyahın üçte iki kısmını başa kat'eden bir hale 'et:miıtir. Şimdi Seddiçin pek bakımsız- dır. Hele Japonların mütemadi akınlarını sonra büyük bir kısmı harap ve perişan olmuştur. Japon ığırptnplınıı&diıı mühim bir. kısmını harap etmiştir. Bir taraftan da yağmur selleri, fırtı- kuleler bugün metrük birer bay- kuş yuvasıdır. Maamafih Seddiçinin harap olmasında bir büyük âmil daha vardır: Bu memlekette Seddiçinin ya- ldığı toprağın bazı cilt hasta- rldınnı. tta cüzam hbastalığına iyi geldiği hakkında bir kanaat olduğu için mütemadiyen bura- dan toprak alarak şehir pazar- lı:n:ldı içl.c- diye satarlar ve b&g— likle medeniyetinin — bu muazzam ini delik deşik ederler. Kari Mektupları | | Sahte Cüzdanlı 'lı Adam Meselesi ı Geçenlerde bu sütunda şöyle bir hâdiseden bahsetmiştik: Ka« drga'da şüpheli vaziyette dolaşan * Osman - isminde birisinin üzeri * aranmış, sahte bir evlenme cüz- | danı bulunmuştur. Osman - ifade- | sinde, Sürmeneli olduğunu, evlen- me memurluğu tarafından kem | disinden fazla para istenildiğini, ba gebeple başka birinden 10 | liraya bir cüzdan alarak kendisine | mal ettiğini söylemiştir. Osman vevkif edilmiştir. İşte bizim bu yazımız üzerine | Sürmene Evlenme Memurluğu şü tezkereyi göndermiştir. | «Muhterem — gazetenizin 12 | Mart 934 tarih ve 1205 Nolu | nushasının ikinci sahifesinin ikinci sütununda (Bu da yenisi ) serlev- hası altındaki yazıyı okudum, Hakikate tamamen aykırı bu- lunan bu ifadenin aşağıda yazıldı- ği üzere tavzihini hörmetlerimle rica ederim. Aliş oğlu Osman isminde bir © kimsenin evlenmek üzere daire- mize müracaati vaki olmadığı gibi, kendisinden fazla para istediğim hakkındaki ifadesi de doğru de- ğildir. Esasen belediyemiz mınte- kasında Alişoğulları namile bir agile de yoktur. Alişan - oğulları nammdaki aile — ise Btıedîyeı?w hududu haricinde Kemerli K yündedir. Müracaat eden kimsenin ere kek olduğuna göre kanun ve tas Hmatnamesi mucibince © köy evlenme memurluğuna müracaa- tile muamelesinin ikmal ve intacı lâzımgeldiğinden Belediye ile alâ- kası olmıyacağı tabildir. Dairemize isnat edilen bu ha- dise ile biçbir suretle alâkamız olmadığını — saygılarımla arzcde- rim efendim.,, Bu tavzihi yazdıktan sonra şunu da ilâve edelim: Evlenme memurluğu tarafından fazla para istendiği sözünü bizzat hâkim huzurunda söyleyen Sür- meneli Aliş oğlu Osman el'an mevkuf bulunmaktadır. — Esasen biz hâdiseyi ve mahkemede suçlu tarafından söylenen sözleri yar- makla iktifa etmiştik. Covaplarımız Beyoğlunda kupıci Cemil çavaşa ; — İstanbul Ticaret Müdürlüğün- de Esnaf Cemiyetleri mürakabe bürosuna müracaat ediniz efendim, * Şinasi Esat Beya: — İşaret ettiğiniz mesele hak- kında alâkadarların nazarıdikkati celbedilmiştir. efendim. * Aydın Cuma mahallesinde sabık dekân memuru Hüseyin Avni Beye: — Beraet ettiğiniz ve hakkınız- daki tasfiye kararı Devlet Şüra- sınca refedildiği için memuriyete tayininiz. mümkündür. Dahiliye Vekâletine müracaatla memuriyet talebinde bulununuz efendim. * Maltepeden M. Fethi Bey: Biz şiir — neşretmiyorur. Şehrimizde birçok edebi mec- Mualar intişar etmektedir. Onlar- dan birisine müracaatınız muvafık olur efendim. * Kütahyada — bakkal Deavut oğlu Ali Elendiye; — Mektubunuz biraz ithamkâr bir lisanla yazıldığı için dercedi- lemedi. Mazur görünüz efendim. İ | | | | j ; | |