Hergün Mündericatımızın çoklu- Şundan — dercedilememiş- tir. Yağmura İhtiyaç Var Muğla, 30 — Bütün vilâyet dahilinde ekilen kışlık ve yazlık zeriyatın yağmura şiddetli ihtiyacı 'ı!dır. Yeniden yapılan zeriyat ta yağmur lemektedir. , Birçok yerlerde kavun, karpuz ve emsali azlık di:ı'ıılııııllıııı dpılmm bitmek eredir. Şı:kınagı Kuraklık ankırı, 30 — Hararet göl- gede 29, güneşte 40 tır. ÇıylZnıı suyu hemen hemen kesilmek üzeredir. na rağmen zahire Hati çok düşkündür. Arpanın kilosu 50, buğdayın 90 paradır. Yumurtanın 12 si 5 kuruştur. Edirne'de Sıcaklar Edirne, 30 (A.A) — Sıcak- lar pek fazladır. Derecei hararet 30 dur. Gerek bu şiddetli sıcak- lardan ve gerek kuraklıktan mah- sulât çok zarar görmektedir. İbrahim Tali Bey Trıkyıdş Tetkik Seya- hati Yapacak Edirne, 30 (A.A.) — Tetkika: tına devam eden İbrabim Tali B. Koyuncular Cemiyeti azasile ya; tığı âüıüım:ler esnasında bilhğı: mandıra ve peynircilik i tetkik- odümiştür, —— Mesülaleri İbrahim Tali Bey öğleden 801 ra, Tekidağından / gelen heyek S b mumi müfettiş bul a kikatını bitlrdik(erlı. ıo:ı?kliı:;:ı sonunda refakatinde Trakya vali- leri bulunduğu halda Trakya mıntakası dahilinde tetkik seya- tine ktır. Akşamki Zelzele | Dün akşam saat 20-8de şeh- rimizde birkaç saniye süren şid- detli bir zelzele hissedilmiştir. Mahküm Olan Eroinciler Geçen — sene teşrinievvelde Osmanlı Bankasının kasasında yaklanan eroinler üzerine mah- kemeye gönderilmiş olan madenci t B. dün dokuzuncu ihtisas mMahkemesinde bir sene dört ay hapse 4090 lira ağır para ceza- sına, arkadaşı Tahsin Bey bir sene ön ay hapse 200 lira ağır para cezasına, Alber Kaldiron bir sene bapse 4190 lira ağır nn cezasına, İlya bir sene pse 200 lira para cezasına mahköüm — olmuşlardır. Polis Kanunu Ankara, 30 (Hususi) — Dahi- liye Veküî:i Polis Teşkilâtı ;(ı— nununun bazı maddelerinin — ta- dili hakkında bi il a Üa ir lâyiha hazır Bu lâyıhaya göre poli İ !İ'""“ bazı !ubîierin:ol:rd:ıed:z ü:_'";('“' mensupları tayin edile- ek, memuriyetten ihraç kay- aei d GA Radosta İntıhıp_ Yuîıînden WYoni Bir İhtilâl Çıktı Kaş 1 (A.A.) — Radosun &. lakos köyünde — muhtar inti- habatı — yüzünden — çıkan bir ihtilâl silâhlı Müsademeye dayanmış, — on altı kişi ölmüş ve otuz. kişi yaralanmıştır. Rados valisi hâdise mahalline gitmiş ve motorlarla asker sevkine nmıştır. Rados açıklarında bazı İtal- yıı.ı harp gemilerinin dolaştığına #ayialar versa da burada kabil olamamıştır. tevsiki Gençliği saran yeni bir tehlike B y D karşısındayız. Bu tehli- | vıdır. Kumar, DDe '—*Dıdın_ geliyor ve hergön istilâ etfiği sahayı | heroin, kokain ve genişletiyor. Ölüm, cinnet ve ahlâksızlık neşreden bu tehlike kokain, heroin, morfin gibi garbın yeni ahlâ ızlık icatla. | teslim etmeyiniz SON TLGRAF HABERLERİ Divanı Muhasebat L içki morfin iptilâsı bunları gölgede bırakacak Kendinizi bu tehlikenin eline kadar korkunç - bir üfettir. W Yeni Tehlike B ve kadın iptilâm Tena şeydir, lakat âyihası Millet Meclisinde Müzakeresine Baş- lanıldı, Ankara 1 (Husust) — Millet Meclisinin — dünkü toplantısında evvelâ bütçede münakale yapıl- masına dair bir lâyiha kabul e_di!ü,_ıoıırı Divanı muhasebat lâyihasının müzakeresine geçildi. Maliye Encümeni Reisi Hasan Febmi Bey lâyiha hakkında izahat — verdikten — sonra — Re- fik Şevket Bey — ( Manisa ) lâyihanın müstacelen müzakeresi İllkkırıld teklife itiraz ederek böyle mühim bir lâyihanın ince- den inceye tetkik edilmesi iyaruri olduğunu söyledi. Hasan Fehmi ise — müstaceliyet mesele- rde ısrar — ve — lâyihanın ih- tisas encümenlerinde — derinden derine tetkik edilmiş olduğunu anlatti. Bunun — üzerine meclis müstaceliyet kararı verdi ve lâ- yıhanın müzakeresine başlanıldı. Üçüncü madde Divanı Muha- sebat reisi ve azalarının vaziyet- lerini tayin ediyordu. Bu madde- Bazı Münakaşalar Yapıldı nin Mmüzakeresinde, bunun ma- kabline de şamil olup olmıyacağı etrafında münakaşalar yapıldı. Zi Gvyher B. bu ııııddıııl :lıh& şumul asını istedi. Süleyman Sırrı B. (Yozgat) aksi fikirde bulundu. Neticede madde aynen kabul edildi. Bundan sonra lâyiha 13 üncü maddeye kadar müzakere ve bu maddeler kabul edildi. Diğer maddeler de müteakip - toplantı- larda görüşllecektir. Matbuat Müdürlüğü Vl_ııf_e Ve Salâhiyetine Ait Lâyiha Millet Meclisinde ı“_Ahİlırı 30 — Dahiliye Vekâ- 'ne merbut matbuat Umum mü- n Südün yeni teşkilât ve vazife- sine ait k * N lisine 'ııi'l:lizı::_wh" Millet Mec- b lâyıhaya göre matbuat | ':ü:;h)'eüniı vazifeleri, yı:li ve ’lııh:q Neşriyatı ilmi hareketler aindan tetkik etmek, milli Matbuatın inkılâ, i a P prensiplerine, devlet siyasetine ve millet ilıt:- yaçlarına üygün olmasını etmek, matbuatın bir teli 'temın terbiye — vasıtası olduğunu ı: hakkuk — ettirmek, gazeteciler kursu, — matbuat — birliği — ve matbuat —kulübü - tesisine — reh- berlik etmek, memleketi ha- riçte tanıttırmak hususunda ça- hşmak, ayrıca radyo, filim ' —ift ni ve İSTER * Vakıt , refikimizde okuduk: B.m.SBııııı itimat edilir. bir zat vilâyetlerimizin koyun sürüsü bulunm! İNAN yayanıdikkat bir hâdise haber verdi: Anadolu üç köy arasında sahipsiz bir uş. Bu çobansız sürünün kime İ8TER (NAN İSTBA İNANMA! Gazi Hz. Şehrimizi Şeref- lendiriyorlar Kendilerine Başvekil Paşa Da Refakat Ediyor Ankara, 30 (A.A.) — Reisicümhur Hz., re- fakatlerinde Başve- kil Paşa Hazretleri olduğu halde bu sa- bah (dün sabah) kı- sa bir seyahat için İstanbula ” Iııro'l?et buyurmuşlardır. “tiyatroları murakabe etmektir. —— Umum müdürlüğün yeni teş- kilâtında istihbarat, neşriyat ve propağanda, muhaberat, dos, İSTER gi t bu sürünün sayım ere a GA TT z vee telaülş bir köylü barakılmış birkaç gün evvel | Yardandan bapıboş müuvafık bulmuş. ,, ki köylü cezası ile beraber sayım vergisi vermektense #ürüsüne sahip olmaktan vazgeçmeyi menfaatine daha M. Kondilisin Seyahati Ankara Seyahati Hakkında Bazı Haberler Geliyor Atina 30 — Bazı Türk gaze- telerinin Balkan Misakını imza- layan devletlerden birisi İtalyan hükümetinin — tecavüzüne marurz kaldığı takdirde Yunansitanta yar- dim — mecburiyetinde — olduğuna dair imalı neşriyat yapmış olma- ları siyasi mahafili alâkadar et- mektedir. Yunan Harbiye Nazırının An- karayı — ziyaretinde — Yunanistan için İtlayan dostluğunun da ayni derecede elzem olduğu Türk hükümetine beyan edilecektir. Esasen bu noktaimazar İtalya ile Yugoslavya arasında bir ç çıkması ihtimali mevzubahs duğu zaman da tekit edilmiştir. genereeseselansö e ererereneaRaANnEAedeseRdesErseRneLenen arşiv ve küti larını havi Bundan başka İstanbul ve de de birer mümessiliği mevcuttur. İNANMA!' olduğu anlaşılmış. Demek Sözün Kısası Bereket Versin ki, Her Müneccim Yalancıdır ** Son Posta'nın geçen gün verdiği *korkunç bir faleılık, haberinde, fal- cıların söylediklerine elbette inanma- mışsınızdır. Ben, kendi hesabıma, falcıların — sözlerinden her vakit kor- karım; fakat inanmıya gelince, işime gelirse inanırım, işime gelmezse İnan- mam. Bu falcıların Japonyanın yakın istikbali için söyledikleri de hiç işime gelmiyor. Baksanız a, ne kadar fena şeyler söyliyorları Japonya iki sene içinde tarumar olacakmış.. Öyle olur- sâ sonra biz ne yaparız? x* Camilerde vâizlerin — sözün€ ina- nan saf adamın hikâyesini bilirsiniz: Bir gün, vâizin biri: — *Fıkaraya bir verirseniz Allah size onun on misilini veriri, Dediği için zavallı adam cebindeki yüz |i- ranın hepsini birden fıkaraya da- gitır. Bir gün bekler, beş geş gün bekler, nihayet memleketine — ka- radan gitmek üzere yola çıkar. Bir handa yatması kabil olamıyaca- gından gecelerini yolda ıııdıdır ağaçlardan birinin Üzerinde geçirir. Bir sabah ağacın üzerinde uyandığı vakıt, ağacın dibinde başında dilim dilim takkeli, belinde kemerli bir adam görür, kahve cezvesini ateşe sürmüş, çubuğunu yakmış, elinde üzeri ( Ceb- rall) yazılı bir levha. Levbaya bakarak: — Sen, der, peygamberliği Aliye götürecek iken Muhammede götür- dün, seni kesmiyeyim de kimi kese- yim?. Ve levhayı .u..a.uuıçııılıığı ayırır. Sonra Muhammet — yazılı bir levhayı eline alır. Onu da: — Sen kendine ait olmıyan pöy- gamberliği Aliden gasbettin! diyerek onu da ikiye biçer. Üzerinde Allah yazılı bir levhayı alarak : — Sende Cebraili yanılttın, onu Aliye gönderirken, sonra Muhammede gönderdim. Ben, asıl seni kesmeliyim! Derken ağacın üstündeki adam bağırıri — Aman baba onu kesme, benim ondan bin lira m var! Bektaşi, hiç bel bu sesi di ea birdenbire ölür ve ı;r:uıgıyı indiği ıv:hh aZ beklediği bin lirayı, tamam olarak, ıâckıışlnhı dağarcığında bulur. x Benim de, ağacın üstündeki adam gibi, feleğin Japonyayı — tarumar etmesi hiç işime gelmiyor. Vakıa ilpoııyıdııı bin lira değil, W_::': ile alacağım yok. Doğrusunu i! seniz, Japonların Üüplerinden de pek hoşlanmam. Zaten onlar da kendile- rine benzemiyen diğer insanlardan boşlenmazlarmış.. Çinlilere yaptıkları eziyet te bana hiç tesir etmiyor. Çinliler biribirlerile boğuşmakta de- vam ettikçe - ensesi açık adam gibi- herkesin — iştahımı getiriyorlar. Her kimden olsa tokat yiyecekler.. — O halde, Japonyanın tarumar olup olmamasından sana ne? diye- etksimız. Japonyanın tarumar olmasını iste- mediğim şundan — ileri — geliyor ki Japonlar - Allah kendilerinden razı olsun! - — Avrupalılara, Amerikalılara damping yapmasını biliyorlar. Büyük muharebeden sonra, jlponz;ıdııı baş- ka memleketlerin hepsi, buhran sözü çıkardılar. Herşeyin fiatını bir- denbire artırdılar. Japonların ga artacaktı. ĞM' mallarına karşı yerde ağır gümrük bile Girinde” başenal lede ” ı';""m'*'j_"',,_";";'j * mallarından daha « Tiyormu u"ıı;ıiı.d'e .:ı" birçok Japon malla- rımı, hattâ işportalardan, ucuz ucuz alabiliyoruz. Rivayete göre Japonlar burada altı yüz liraya, evet yalnız altı yüz liraya, otomobil satacaklarmış. Senelerdenberi kendime bir mü- rekkepli kalem almak isterdim. Fakat Avrupadan gelenler hep pahah olduk- larından alamıyordum. Birkaç gün evvel bir işportacıdan yirmi beş ku- ruşa bir tane Japon malı aldım. Ya, Japonlar olmasaydı? al aa e an küh çI yüz liraya bir de otomobil onun tarumar