o ae gaşya aa Zengin Olmak İçin 10 Perşembe Ça- maşır Mı Yıkamalı Taşköprü ( Hususl ) — Kasta- monudan Taşköprüye kadar uza- nan köylerde hayat çok güzel geçer, toprak çok - verimlidir. Bütün bu uzanan ova, bep bahçe- liktir. — Bahçelerde türlü — türlü meyva ağaçları vardır, ekseri yerde sebze hububat yetiştiri- lir. -Arazi münbit olduğu kadar, hol ve içilebilir suya — maliktir. Havası da çok güzeldir. Bahar bu sene, bu yeşil ova- lara çok erken geldi. Çiftçiler tarlalarına, bahçelerine çıktılar. Taşköprüde, bahara ait güzel efsaneler vardır. Bahar gelince şu beyit ile karşılanır z Yedide — yeller Bekizde - seller Dokuzda gürler Bahar geldiği vakit, gök gür- Jerse, bu ses duyulur ve köylüler hemen ambarları taşlarlar, Bu bareket, o sene bolluk olması için yapılır, Demir gibi sağlam olmak eyi çalışmak içinde demir öperler, Burada çamaşır yıkama gün- lerinin de ananesi vardır. Haf- tanın hergününde çamaşır yıka- mak doğru değildir. Bilhassa salı ve cumartesi — günleri çamaşır yıkamak uğursuzdur. - Perşembe günleri yıkanan çamaşrlar için ise büyük uğurlar tasavvur edilir, Bir kimse tam kaırk perşembe fasılasız çamaşır yıkarsa, muhak- kak kırk birinci hafta ze.gin olurmuş. Bu efsaneye inanarak, her perşembe çamaşır yıkayanlar çok görülür... Hiç olmazsa, bir mem- dil yakayıp asmak ta — kâfi gelirmiş... Her hafta — çamaşır yıkayanlar — görülmüyor — değil, Fakat kırkmcı hafta sonunda zengin olan şimdiye kadar görük memiştir. Gümüşhacıköy Köy Değil, Büyük Bir Kaza Merkezidir Gümüşhacıköy (Hususi)— Be- lediye bütçesine bir doktor için bin lira tahsisat koymuştur. Fa- kat kazanın isminin sonunda köy kelimesinin bulunuşu, buranın bir kazaymılaşkir dot SRNNZ za) içbü lor ek- lzdiırıHılbılıi yalnız kasabada B bin nüfus vardır. Buna köylerin nüfusu da ilâve edilince kasaba- mızın pek te küçük olmadığı kolayca anlaşılır. Kasabamız her hususta ileri gitmiş, cidden methe değer bir yerdir. Saf hava, temiz ve bol su ve buna inzımam eden hayat ucuzluğu —kasabaya ayrıca bir kıymet vermektedir. Gürtüşhacıköyde Numuna Dükkânlar Gümüşhacıköy (Hususi) — Pe- lediye halka vümuze olmak üzere bu sene asri bir bakkal dükkânı, bir fırın, bir berber ve bir lokanta yaptıracaktır. Muşta İmar Faaliyeti Muş, (Huosusi) — Vilâyetimize tayini henüz bir. buçuk seneyi geçmiyen Vali Mitbat Bey asayiş ve inzıbat sahasındaki kayde de- ğer muvaffakiyetinden sonra imar sahasında — faaliyete başlamıştır. Şehir dahil ve haricindeli şese- lerin tamirine, olmuyanların da yeniden inşasına — başları!'mıştır. Çarşı baştan başa asri dükkân- larla süslenm.ştir. SON POSTA Zafranbolu'da Bir Köy İstanbul Sokaklarından Daha Munta- zam Ve Düzgün Kaldırımlara Maliktir Zafranb olu, (Hususi) —Yörük * e Zafranbolunun — * € merkez köylerin- den ve kazanın şark — kısınında, Akviran harabe- leri eteğinde ku- rulmuş tarih? bü- yük bir köydür. Halihazırda köy Ltanbulda yüâşa- yan zengin yö- rüklülerin sayfi- yesi — mesabesindedir. Yaz ge- dimi Yörüklüler öon beş - yirmi gün oturmak üzere köye akın ederler. Bu itibar ile kaşları pek tenha olan köy — mayis ayından sonra yavaş yavaş kala- balaşmıya başlar... Anadolunun bemen her kö- yünde olduğu gibi Yörükte de bir fırka ocağı vardır. Burada köylüler aralarında seçtikleri rei- sin riyaseti altında haftada bir iki gece toplanır konuşurlar, Kö- yün ihtiyaçlarını tesbit ederler. Fırka reisi Kâvur zade Hüseyin Bey çok çalışkan ve tecrübeli bir adamdır ve içtimalara ekse- riyetle başmuallim İsmail Hakkı ve muallim Hilmi Beyle Nez:he Hanım da iştirak ederler. Köylülerin rahatça oturabilme- leri için iskemleler alınmış müza- kere ve mütalea salonuna da büyük masa konmuştur. Buraya Ülkü — mecmuası, Zafranboluda çıkan Seyyah gazetesi ve İstan- bulda çıkan hemen bütün geze- teler gelir. Bu İstanbul gazeteleri ni İsten'uldaki köylü hemşehriler gönderir, Köyde beş bir lkmektep var- dir.Bu yıl mekte- bin yanına çok büyük bir de pan- siyon yapılmıştır. Köy pansıyonuna virmi - köyünço- cukları leli - Zafranbola'da Yörük köyü ve köyün ocak reisi Gâvurrade Hüseyin Bey —larak geldikleri gibi köy merkezi vaziyette oluşu itibarile yakın Akviran, Konari, Sat köyünden akşam sabah gelip giden çocuklar vardır. Köyün umumi nüfus kaydına nazaran (990) dır bunların (440) 1 köyde (550)si de İstanbulda otururlar. Köy kaldırımları İs- tanbul sokaklarından daha çok muntazamdır. Köymuhtarı Mus- tafa efendi de her bususta köy umuruna hizmet eden ve köylüye kendini sevdirmiş çok çalışkan bir gençlir. — M. Enver Bitliste Artık Yaz Âlemleri Başladı Bitlis (Hususi) — Biraz geç kalmış olmakla aber baharın başlaması herkesi sevincirmiştir. Aylarca karla örtülü kalan şebir sekenesi güneşin can ve şifa ve- ren kudretinden istifade için kır- lara taşınmaktadır. Bitlisin kışı nekadar şiddelli ise yazı da ©o nisbette zevkli ve eğlenceli olur. Pek çok memba suyuna malik olan Bitliste her su başı bir me- siredir. Ömürlerini çalışmakla ge- çiren Bitlisliler tatil günlerinde bu mesireleri doldurular ve çok takdire değer bir intizamla eğle- nirler. B tliste bir sene zarfında ancak bir katil ve 3 sirkat vak'a- sı vukubulduğu kaydedilmiştir- ki bu da kalkımın kendi iş ve gü- dinıâî: başka ş:ıyîâ. bilhassa :ı— nalıkla m: adığına en bü- GmaE" pte Te kaalak dIı ve seciye güzelliğini ifade eder. — Resimli 1 — Ercişte memurlar ve gençler her fırsatta ktir araya gelmekte, hasb.haller yaparak müşterek | etmiştir. çalışmalarının faydah bilânçolarını gözden geçir- mektedirler. Resim böyle bir toplantıda hususl ida- re ve muhabere memurlarını bir arada göstermek- tedir, 2 — Bozdoğanın seyyar sıhhat memurluğu mün- haldir. Bu vazife;i merkez sıhhat memuru Sadık B. yapmaktadır. Sadık Bey, kısa bir zaman xarfında Alanydda Köy Muhtarları Okutuluyor Alanya (Hususi) — Kazamızın yüz yirmi parça köyü vardır. Köy kanunu mucibin- ce köylerin muh- tarı © köyün ımındu. Kî:::l-. nün er İ muhtar bakar bu muhtarların ek- serisi — okuyup yazma bilmedi- ğginden — halkın işini başaramr Kurs muallimi yorlardı. Bu ci- — Tahsin Bey hetleri nazarıdikkate alan vali Nazif Bey merkezi kazada bir kurs açtırdı ve kursun muallimli- ğine de tahrirat kâtibi Tahsin Beyi tayin etti. lik devrede 35 ve ikinci devrede 32 muhtar on beş gün tahsilden sonra okuyup —— aa Kizılcahamam'da Dikkatsizlik Yüzünden Bir Kadın Öldü Kızılcahamam ( Hususi )— Mü- şamaha köyünden Mehmet karısı Haticenin evine misafir gelen Evciler köyünden Süleyman oğlu Âdil tabancasını kurcalarken ateş almış, çıkan mermi karşısında duran Haticeye isabet etmiş ve mezbure aldığı yaradan yarım saat sonra ölmüşlür. yazma öğrendiler şimdiye kadar yetmiş beş muhtarın tahsili ikmal edildi. Yakında Alâiyede köylerde okuyup yazma bilmiyen muhtar kalmıyacaktır. Bu işi gören Tahsin Bey kurs ittihaz edilen Halkevin- de hergece — sakallı ve ihtiyar talebelerini okutmıya çalışıyor ve muvaffak oluyor. giğu taraftan sıhhat memuru Mustafa — Asım Beyde köy kanununun sıhhi maddelerinin — tatbiki ve köy hıfzıssıhhası — hakkında öğütler vermektedir. Memleket Habçrleri ğ mekteplerde ve köylerde 3 binden fazla aşı tatbik 3 — Heryerde olduğu gibi Urlanın Kuşçular köyünde de bir ağaç dikme bayramı yapılmıştır. Urla Müddeiumumil ği ağaç Kesme yasağına karşı çok hassas davranmakta ve yasağa riayet etmeyem leri cezalandırılmak üzere mahkemeye vermektedir. Resimde Kuşçular köyünde yapılan ağaç bayramı görülmektedir. İnsan dershaneli büyük, veni Nesrizat | Teşrih Modeli Yazanı Prefesör Kemal Cenap Neşreden: Kanaat Kütüphanesi Harsımızda arapçanın en zi; de saltanat sürdüğü saha fenni ve tıbbi ıstılahlar sabhasıdır. fade edilmiş. Hattâ, birçok yeni tabirler icad edilmiş, fakat türk- çeden mümkün olduğu kadar uzak kalmıya çalışılmış. Bu sus retle tıp ıstılahları anlaşılmaz birer klişe haline girmiştir. Bu hal daha o vakit öz türkçe taraftarlarını isyana — sevketmiş. Hattâ Kemal Cenap B. bireserin: de 1000 sene evvel Orta Asya'da Sultan Sbüktekin zamanında ya- şamış olan bir Türk doktorunum eserinden birkaç satır nakletmişe tir ki, bu satırlar Türklerin arap- Bu zat diyor ki: * .. Bir lüğatı Türk dilinde tekel- Tümfiçin yaratılımışımıdır ki, şeyet Wimler © dil üzerine telif olunsaydılar, deve- nin Mızabeye, zürafanın giddetle akan mehre karşı dergâr olan istikrabı gibi ilimlerin terLlerine hayret edilirdi. Öne dan sonra benim dilim arapçaya ve fransızcaya nakledilmeli idi. Arap harfe lerile yazı yazmak meselesi hakikstem büyük bir afettir, püsküllü belâdır.... ,, Tam bin sene evvel söylenen bu hakikati biz ancak bugün — anlıyoruz ve ıstılâhları kendi dili- mize çevirmeye başlıyoruz. Kemal Cenap Bey insan vücu- dündeki uzuvların türkçe adlarını bulmuştur. Bunları arapça ve lâ- tincesi ile yanyana koymuştur. Bi — süretle, dil inkılâbımızda çalışan- # lara bir yardım yapmak istemiştir. — Doktor Kemal Cenap Beyim bulduğu ıslılahları kolaylıkla ane hyabiliyoruz. — Filvaki bunların içinde de kulağımıza hoş gelmi- yenler yok değildir. Fakat nihar — yet bu bir tecrübedir, zaman ile daha iyileri bulunabilir. İ Yalnız bu eserin, bize ıstılah- ları Türk diline çevirmek imkânı — bulunduğunu — isbat etmesi kâfi bir hizmettir. Konya Ereğlisinde Bir İplik Fabrikası Kuruluyor Konya Ereğlisi (Hususi) — Ka> - zamızda yapı ması mukarrer olan iplik fabrikası için mütehassıslar- dan mürekkep üç kişlik bir he- yet gelmiştir. Fabrikanın kurula- cağı yeri tesbit ile meşgul olan beyet, fabrikanın şehria ortasındr yapılmasını muvafık görmüştür. Çapakçurda Memurlar İçin Faydalı . Bir Teşekkül Çapakçur, (Husust) — Altı ay evvel teşekkül eden memurin yar- dım sandığının sermayesi hazirana kadar bin liraya baliğ olacaktır. Sandık idare heyeti bir reis, iki aza ve bir muhasebeciden teşek- kül etmiştir. Her memur sandığa ayda beş lira tevdiatta bulunmak- tadır. Sandığın kooperatif teşkilâtı da vardır. Çapakçurda Şiddetli Yağmurlar Çapakçur (Hususi ) — Şehri* mizde 5 gündenberi bilâfasıla şiddetli yağmurlar yağmaktadır. — Büyük dere suları fazlaca cofr