SON POSTA — Resimli Hiky: Hakiki bir bayram Miki — Hoca efendi, bugün öğleden sonra mektebe gelemiyece- ğgim. İzin verir misiniz ? 2 — Ne yine mi gideceksin ? 8 — Sizin efendim. Oyun Ve Oyuncak Kediyi Tutabilir Misiniz? Resmin ortasında bir kedi oturuyor. Kalemi - elinize ahnız. Okla işaret edilen yoldan, kedi- nin ortasındaki yıldıza kadar gi- diniz. Mutlaka düz yollardan geç- mek lâzmm, çizgileri atlayıp geç- mek olmaz. Yollar biraz karışık- tır. Fakat dikkat ederseniz yolu- kolaylıkla bulursunuz. Bu bir bil- mece değildir. Bunun için size hediye verecek değiliz. Fakat bu oyun sizi epeyce eğlendirir. gelmiyeceksin ?.. Bugün de kimin cenazesine İBV;ıworyunu Yapabilir Misiniz ? Bu oyunu her çocuk yapabiur. Resimde gördüğünüz gibi elinizi yere koyunuz, eliniz yerde oldu- ğu halde üç defa bir daire çize- rek dönünüz. Sonra kalkıp kapı- ya doğru yürüyznüz. EBirçokları bunu yapamazlar. Elleri etrafında üç defa dönmeyi zor bulurlar. Arkadaşlarınızdan acaba kaçı bunu yapabilirler. Yal- nız kapıya doğru yürürken yanı- nızda birisinin bulunması lâzım- dır. Başınız dönecek olursa size yardım eder, Bu oyun pek kolay değildir, fakat bir iki tecrübe ile öğrenebi.irsiniz. Arkadaşları- nız da sizin marifetinizi görünce şasarlar. — Sadık At Bir çiftçinin bir atı vardı. Bu at senelerce sadıkane - kendisine hizmet etti. Fakat son zamanlarda * artık çalışamıçacak hale gelmişti. | Çiftçi bunu lüzumsuz yere besle- mekten bıktı, nibayet bir gün: — Artık sana ihtiyacım kalk- madı. dedi. Artık gidebilirsin. Bir aslan kadar — kuvvetli olduğun zaman seni tekrar yanıma alırım. Çiftçi kapıyı açtı, atı dışarıya sahverdi. Zavallı hayvan o kadar kederli idi ki ormanlarda bir aşağı bir yukarı dolaştı, kendisini yağ- murdan, soğuktan koruyacak bir yer aradı, yalda bir tilkiye rast geldi. Tilki: — Hayrola dedi. dostum, | Başın niye böyle bacakların ara- | sında?.. -Bu ne keder?. Ne derdin var? At — Ah,. Dostum. dedi. Efen- dim benim bu kadar senelik hiz- metimi, ona yaptığım fedakârlık- ları unuttu, Ârtık - çalışamadığım için beni kovdu. Bir aslan kadar kuvvetli — olduğum zaman beni tekrar hizmetine alacağını söyledi. Tilki onu teselli etti, cesaret vermek için: — Ben sana yardım edebili- rim, dedi. Sen buraya yat, göz- lerini kapa, yerinden — oynama, tıpkı ölmüş gibi yat. At tilkinin — emirlerine itaat etti. Tilki hemen orada yakında ——— | oturan bir aslana gitti: — Buraya yakın bir yerde bir at ölmüş. dedi. Onun nâşı sana güzel bir ziyafet olur. Aslan bu havadise memnun Oldu, sevinçle yola düştü. Atın yanına — geldikleri — zaman tilki dedi ki: — Sen bunu kolaylıkla yiye- mezsin. Ben atı senin — arkana bağlarım, sen onu inine gölürür, oradada rahat rahat yersin. Aslan bu nasihati dinledi, ye- re yattı. Tilki as'anı o şekilde bağladı ki artık bir parmağını oynatmasına imkön kalmadı. Ya- vaşça atın kulağına eğildi: — Hıy , kalk.. At ayağa kalktığı zaman aslan arkasına sımsıkı bağlanmıştı. Arslan bütün kuvvetine rağ- men kendini kurtaramazdı. Aslan hiddetinden kıpkırmızı oldu. Öyle- vahşi bir sesle gür- ledi ki ormandaki bütün kuşlar korkarak uçuştular. At arslanın sesine aldırmadı, sırtında arslanla efendisinin evine döndü: — İşte efendim. Arslanı yen- dim dedi. Efendisi eski hayvanını görünce, yüreği hopladı: — Sen şimden sonra ahırda oturacaksın, ölünceye kadar seni besleyip bakacaklar... dedi. Bir zamanlar bir , ormanda iki devin yaşadığı havadisi çık- | mıştı. Bir şövalye bu iki devi öldüreceğini iddia etti. —kılıcını kalkanını aldı. Ormana geldi Fa- kat devleri bir türlü bulamadı. Siz bulabilir. misiniz? Devleri bulduğunuz yerin etrafını kurşun kalemle çizip resmi kesiniz ve Son Posta çocuk sayfası bilmece memurluğuna gönderiniz. Bu bil- meceyi doğru halledenlerden yüz kişiye muhtelif güzel hediyeler verilecektir. Filin hortumumda el veya burun * vazifesini görecek hiç bir kemik yoktur. Hortum kırk bin kadar adaleden — mürekkeptir. Filin hortumu bu büyük hayvanın hem eli, hem de burnudar. Filin hortumsuz — yaşaması mümkün değildir. Çünkü filin boynu kalın ve kısadır. Başını yere kadar eğip gıdasını alamaz. Sonra uzun dişleri de yerden bir şey alıp yemesine mânidir. Hattâ hortumu olmasa, fil su bile içemez. Filin hortumu çok kuvvetlidir. Hortumile yerden ot ve saman toplar. Ağaç dallarını çekip Bu Haftanın B Bı!mecesı Devler Nerede |(Filin Hortumunda Kemik Var İllızi—ı.r_ indirir, su içer. Hortumla yerden iğne bile alabilir. Eazan Üüzerin binecek adamı hortumile kaldırıp sırtına koyar, Fakat hortumunu kaybeden bir fil artık hiçbir şey yapamaz. Filin kafası da çok tuhaftır. Filin başı da diğer hayvanlarım başı gibi olsaydı, vücudüne göre çok ağır olması lâzımdı. O vakit| belki de başını taşıyamıyacaktı. Halbuki filin baş kemikleri şaşır lacak kadar ince ve hafiftir. Çünkü kafasının içinde hava yerleri vardır. Bu sayede b hafifler ve hortumun başa bir" leşmesine yardım eder. Geçen Bilmecemizi Doğru Halledenler K NEeSLALENEAKESENEASANLERARAAAKDE 5 Nisan 1934 tarihli nüshamızda çıkan bilmecede saklanmış olan şey- tanları doğru bulanlar arasında hedi- ye alacakların isimlerini aşağıya ya- zıyoruz. Hediye alacaklardan — İstanbulda bulunan karilerimizin pazartesi per- şembe günleri öğleden sonra bizzat idarehanemize — gelerek hediyelerini almaları lâzımdır. Yalnız taşra karilerimizin hedlyı- leri posta ile adreslerine gönderilir. Birer kutu Ooyuncak ala- caklar. Yeşilköy! Ükmektep — talebesinden 88 Doğan, Aksaray — Virançeşme 16 Meliha, Kız ortamektebi talebesinden 84 Gül Şirin, 13 Üncü İlkmektep tale- besinden Aral Sadi B. ve Hanımlar. Birer Albüm alacaklar: Beyoğlu 42 inci mektep talebesinden 122 Hurşit, Konya Akifpaşa mektebi talebesinde 54? Zekiye, Şehremini Sa- raymeydanı 62 Hacer, İstanbul kız Tine- #i talebesinde 406 Vedia, Şışli Kirso- kak Suna, Konya 2 inci anamektebi talebesinden Selma Mithat, 48 inci İlk- mektepten 37 Rayinte, Aydın Ortamek- tebi talebesinden 82 Şadiye, İzmir Şehitfethibey İlkmektebi dördüncü sı- nıftan - İsmsil Esat, Sıvan Fevzipaşa mektebi talebesinden 20 Fatma, Debüs- tanı İçaniyan mektebi talebesinden 41 Hasan Bey ve Hanımlar. Bir kurşun dolma kalem ala- caklar: Süleymaniye medrese sokak 7 Me- lâhat, kız muallim mektebi talebesinden 148 Nebihe, Feyziye lisesi talebesinden Mehmet Hüseyin, kız muallim mektebi talebesinden 256 Malike Hamım ve Beyler. Bir sulu boya alacakları Ankara İsmetpaşa kız Enstitüsü ta- lebesinden 226 Kadriye Salih, kız lise- sinden 916 Hayat, Malatya Gazi İlk- mektebi 2 inci sınıftan Vahit, ktz Orta mektebi talebesinden 284 Muazzez, Ay dın Ortamektebi talebesinden 388 Ka nan Şevki, İstanbul kız lisesinden 61 Emine Hanım ve Beyler. ( Arkası var ) Karikatür Bebekler Nerden Gelir? Bedia — (Dadı yeni dünya) gelen kardeşlerini çocuklara gü terir) dadı, çocuk, melâike deği Kanatları yok. Dadı — Melâike mi?,. Ta! Bedia — Evet amma, annı bana bebeklerin gökten geldiğ söylemişti. Yerinde Durmıyan De Osman bir gün eve üstü b çamurlanmış bir halde geldi. / nesi oğlunun kıyafetini görür hayretle sordu: — Kavga mı e« Osna Dedi. — Hayır, anne. Bir ağı bindim. Yerinde durmayan dala bastım.