Herşeyi hi ren dostum :—. | Ü an'at & doğarlar va ö- ürer; öldükten Bonra neden tek- yar canlanmaz- bilir m's'niz? — Bilmeyiz. Rahatını bozmamak için! — ğîmlerin? — İşte onu ben de bilmi- yorum. Ahrette rahat ettise ken- ” disinin, rahat et- ne yaparsın! kalonları ! içinde bir beyin —<— ——— Mi N İkide bir Venedikten, Na- poliden hahıediyumın 'aya gittin mi? ! — Hayır fakat da ha dün ak- Şam makarna yedimi a dün al — © sen biç —— Tavuklarımız Bile “kâlyı günü şekerci came- | 'a, çikolâtadan yapılmış Yumurtaları görmüştü: ,9 k — Medeniyette ne kadar geri '_)d!iınıın şimdi. bir kat daha b_l anladım, dedi, tavuklarımız Bile el'an asırlar evvel yaptıkları Yumurtaların aynımı — yapıyorlar, böylesini beceremiyorlar. Hayır Doktor hastaya gelmişti: — Maatteessüf doktor yetişe- Mediniz on dakika evvel öldü. .ılıî Vah vah on dakika evvel ilseydim! “ Kîmırıu* miydiniz? — Muhakkak.. — Hastayı mı? X— Hayır onlira vizite 'Daha mü- him kadeh iç- .ıla:'iyüı mey- paramı? son sordü: — Para mı arıyorsunuz? — Hayır on- dan daha mühim bir şey, evimia âdresini — arıyo- rum! Coşturdun, coşayım mı? Beraber koşayım mı? — Patlayan beynini görünce, — Şuradan tepesiüstü düşsem, beynim patlasa » senin de kafanın t Kt bulundağuna inanırım! Tenbelliğinden Meşhur 'dedi ki: — Bizim meşhur ressam niç'n l daima kış manzaraları yapar bilir misiniz? ressam — daima — Bilmeyiz.. — Ben bilirim, — söyliyeyim: Tenbelliğinden! - ÜLÜ — Ağaçlara yaprak koymağa üşenir del Kendimi kış manzaraları yapardı; meşhur şair Seviştik, deme lamam; Tamam değil aa güzel.. Fazlasından hoşlanmam; Etme bana naz güzel. Ayrılmasak seninle, Hafınlar geçse bile Gitsek Adada dile; Hem önümüz yaz güzel. Düşünme derin derin, Gönlümde her an yerin; Sensiz geçen günlerin Bir zevki olmaz güzel Lât dinlemem bir daha, “ Gitsem de gelirim ,, haş Yulan bu söz Kanamam kurnaa - güzel, — Burada kimi bekliyorsun delikan'ı.. Sevgilini mi? — Hayır dadımı bekliyorum, babamı biraz gezdircikten sonra eve göfürecek, sonra da gelip beni alacak! kolay kolay elinden kaçırmaz. — Erkeğin karşısına günün Koku Genç aşıkla sevgilisi bir ilk- bahar günü Adaya gittiler. Çiçek- ler arasında oturdular; aşık sor- du: — Sevgilim burauna bir koku” geliyor mu? Geliyor etmiyor.. — Çiçeklerin kokusu mu? — Hayır, senin ağzından ge- len sarmışak kokusu, amma rahatsız Halime Yan Bakana Çatıversem Ne Olur Birdenbire, Altıversem ne olur? Siırtüstül çimenlere; Yatıversem ne olur? E X linden tuttum senin, üzünü okşayım mı? Dinlensem kana kana; Halime yan. bakana Çatıversem ne olur? ' Düşmeden hiçbir göna, İ Ç DaI c AA Ahmetler Genç musikişinas bir konser verecekti. Konsere girmek bedah- va idi. Genç musikişinas düşündü. dostlarını — çağırsa — çok tenha, herkesi — çağırsa çok kalabalık olacaktı, Gazetelere şöyle bir ilân verdi: * Konsere Ahmet adlı olan- lar davetlidirler.,, Salon Ahmetlerle dolmuştu. Perde açılacak musikişinas Ahmet- lere musikisini dinletecekti. Tam bu esnada kapıya biri geldi: — Ahmet Bey içerde mi? — İçerde.. , İçeri girdi ve bağırdı: — Ahmet Beyı!h!ill!'ılv B Hebö Boi RAgK | d ğ i yöa B Büar5 Hi Hiddetli bakın yine.. Herkesi biribirine Deseler; ne vâr, bu ne? ' Katıversem ne olur? Ni SN P Y İ D ” _.", İ DA A / Ku Bakayım — Güzel, aynı zamanda zeki bir kadın erkeğini birinde, paralı bir kadın çıkabileceğini unutuyorsun! aman güzel, eıkt.ı ben seni Yüzüne ;bir aa. güzel; N Sakayım, sallan güzeli — Niye ceker tiniz de beyaz değil! — Yas tutu- yorum da onun için siyah ceket giyiyorum.. — Yarı be yaz, yarı siyah giyndiğinize gö- re akrabanızdan birinin yarısı ök müş olacak! — Annem del bir kadındır. — Babam da öyle! — Ne âlâ, biz evlendikten sonra biribirlerine kur yapmak- tan bizim işlerimize karışmıya vakitleri kalmaz! Evvelâ Siz Başı saçsız. adam berbere giltiz ” — Siz ağaran saçları siyaha boyamasını — Nati wnm? - — Evvelâ siz, başınıza ağaran — saçları takmamın yolunu — bulün, — boyamak işten bile değil! 4 Hangi Kanun — Gazetelerde bir ilân çıkmıştı “Bir avukat yazıhanesinde çalışa- cak kanunşinas bir memur ara- mıyor. — Taliplerin falan adrese müracaatları.,, Ertesi gün, falan adrese yirmi tane konservatuvar mezunu miü- racaat eltti. İşine ge- — liyor — Müşteri baks kala bir yirmi beş kuruşluk vere —— di. Bakkal yire — mi beşliği taşın — Bzerine attı. Tok O bir ses çıktı. —— Müşteri kızdı: —| B —Yirmi beş. — liği niye taşın Üzerine attın? — Ka'p olup olmadığını anla- mak için, — Taşın &— zerine atmasayı dın olmaz mıydı? — O zaman —