Yazan: Suat Suzan Aşk ve macera romant Seza, Vapurun Guvetesmde Genç Zabitle Mütemadiyen Konuşuyordu Genç kadın iki elile birden yüzünü kapayarak hınçkırıyordu: — Aman allahım sen bana merhamet et zavallı Çarlil Seza asabi bir gülüşle kaşla- rını çattı: — İstirham ederim söyledikleri- me inanmız! diye israr etti. Eun- İarın hepsi doğrudur. Zannettiği- niz gibi birer rüya, birer hayal ve bir hastanın kâbusları değik dir! Ben o zavallı Çarliy'den ha kikati öğrendim... Bunları bana, elindeki vesikalarla ispat ederek kendisi anlattı!,, Seza büyük yolcu vapurunun geniş koltuğunda uzanır gibi olturmuştu. Başının altında küçük kuş tüyü bir yastık vardı. Güzel saçlarını beyaz ipek bir tül ile bağlamıştı. Tülün kenar- larından çıkan parlak ve kıvırcık saçlarının arasında da ipek elbi- sesinin dantellerini karıştıran tatlı bir akşam rüzgüârı dolaşmakta idi, İıkeııdırıyeden girdikleri - bu muazzam Fransız vapuru, onları İstanbula doğru götürmekte idi. Gece epeyce ilerlemiş oldu- ğundan, yolculardan ekserisi ka- maralarına çekilmiş bulunuyor- lardı. Seza ile Aziz Celâlettinden başka güvertede daha birkaç yolcu, onlar gibi parlak mehtabın — altında pırıldaşan gümüş dalga- cıkları seyretmekte idiler, Aziz Celâ'ettin gülümsüyordu. — Nasıl oluyor da böyle mu- hayyerü'ukul bir şeye inahabili- yorsunuz! dedi. Bir tasavvur edi- Diz © zamanki halinizi! Bedevile- rin elinde mahpus kaldığınız es- palarda sinirleriniz ne hale gek mişti! Sonra oradan kaçışımız, Bedevilerin takibi, bücumu, ümit- sizliğimiz, benim yaralanmaklığım, günden — güne fenalaşmaklığım, #ahranın ortasında bulunduğumuz © korkunç vaziyet, © tüyler ür- pertici mahzeade hiçbir balâs ümidi olmadan geçen o dehşelli günler... Bunları az mı buluyor- sunuz? Bütün bu şeyler sizin gibi | küçücük bir kadını ne hallcre sokmaz, Nasıl asâbımı tarumar etmez!... Bütün bu şeyler ince ve nazlı bir İstanbul hanımının tahammül ede- bilecği ır er Mmi?...» -— t Aziz Bey... — Hiç dinlemem, Söytedikle- riniz bepsi asılsız şeylerdir! Birer hayâl.. Birer rüya... Muhakkak! — Aman yarabbi buna nasıl bükmediyorsunuz? o halde o ada- min, akıl ve hayale sığmayacak bir cüret ve israrla beni dünyanın | öbür ucuna kadar takip etmesine “me mana veriyorsunuz? — buna sadece aşk mı diyeceğiz? hiç böy- le bir sevda görülmüş işitilmiş şeylerdenmidir?... Onun bu bali kendisinde büyük ve mühim bir sırrın mevcut olduğunu gös'er- ' mez mi? Beni İstanbulda iken takip edişindeki cinnet derecesine varan israr nedendi?.. Sonra beni bulmnk için ta Kabeye ka- dar onu götüren kuvvet ve cür'eti nereden buldu?... Bu tehlikeye atılmak için sevdadan, muhab- betten daha mühim bir sebep olması lâzundır.» —e«Hiç te değil! o adamın sizi bu kadar büyük ısrarla her yer- de takip etmiş olmasını ben pek güzel anlıyor ve ©o betbahta için için hak veriyorum Han- mefendi.» Aziz Celâlettin cebinden tar bakasını çıkardı, ve genç kanına uzattı. Gzögöze geldiler, ve bir an için sustalar. Sonra genç adam yavaş ve tatlı bir sesle: — «Size böyle ölürcesine âşk olmak zannettiğin'z kadar güç birşey değildir! diye mırıldandı. O zavallı İngiliz okadar iyi an- lıyorum kil..» Seza asabiyetle başımı salladı: — «Bu benim söylediklerime bir cevap değil ki Axzz Bey; dedi. Siz beni adeta bir kompili- manla susturmak istiyorsunuz!» Aziz; genç kadının gözlerinin içine baktı, ve halif bir tebes- sümle: — Buna bir — kompliman demek — haksızlıktır. - hanımefndi dedi. Bu gseyabatimiz — sonuna ermeden size çılgıncasına âşık olacağımdan emisim. Seza güldü ve sabırsız bir hareketle: — Aman yarabbi dedi. Aziz Bey sizinle ciddi konuşmak im- kânsız bir şey! Aziz Celâlettin, Sezanın e'ini avucu içine aldı ve eğilerek bu güzel ve küçük eli öptü. — Siz barikulâde bir kadın- sınız! diye mırıldandı. Gece — inanılmıyacak kadar güzeldi. Suların vapurun kenarına çarpmasından tatlı ve hoş hışıltı- lar yükseliyordu. Bir müddet sükütten genç adam yavaş bir sesle: — Bu kederli ve feci mace- rayı bir an evvel unutmalısniz han:mfendi — diye — mırıldandı. O günlerin Cekin — için — pek fena, pek acı günler olduğunu pek iyi biliyorum, fakat artık unutmak lâzımi O zavailı İngiliz sizi harikulâde bir aşkla sevmiş! Ondan işittiğinizi söyliyerek bana anlattığınız ©o inanılmaz şeyler eğer sizin bozulmuş - sinirlerinizin bir kâbusu değilse, mutlaka © talisiz adamın dehşetli bir humma içinde icat eltiği hezeyanlardır! — Fakat Aziz Bey... — Size bu şeyleri anlattığı gece ellerinin müthiş bir hararetle yandığını bana söyliyen siz değil- misiniz? Onun o zeman hasta ol- duğuna kendiniz de kanisiniz! — Onun hasta olduğu muhak- kaktı. Fakat an'attığı şeylerin bir nöbetli bastanın hezeyanları ol- madığına kaliyen eminim. Size sonra söyledim ya elinde bu söylediği | şeylerin hakikatini ispat eden wesikalar vardı... Onun yanında gördüğüm Hiyerogliflerle bunların tercümesinin de asılsız. olduğunu söyleyemezsiniz yal. Nasıl oluyor da bu şeyler onda bulunuyordu? — Hanımefendi unutuyorsunuz I ki bu zavallı adamın âsarıatika söylemiştir. kelleksiyonerlerinden meşhur Chariy Damson olduğunu Cidde- de İsgiliz Konsolosundan öğren- miştik. Niçin böyle bir kolleksi- | yönerin yanında papirüslerin bu- lunması bu kadar fevkalâde bir şey olsun. — Demek, onun bu yapmış” olduğu kadar tehlikeli ve güç bir seyahatte, insanın yanında kıymettar bir mumyanın bulunu- şunu da gayet tabil bir şey olarak mi telâkki ediyorsunuz? — Kim bilir böyle koilleksi- yönerlerin ifrat derecesinde ipti- lâları vardir. Belki de bu mum- yayı İstanbula gelmeden Mısır- da almış ve bir daha yanın dan ayırmak istememiştir. — Bilemezsiniz, sizin söy'e- diklerinizin doğru olmasını neka- dar isterdim. Keşki hintli uşa- ğinı bizden ayırmadan evvel bu şeyleri ana sorsaydık öyle değil mi? — O zaman daha çok hasta idim hamımelendi bunları düşüne- medim, Seza şimdi başından geçmiş olan müthiş maceranın hatırasile dehşetli surette müteheyyiçti. Tit- riyen sesile: — Bana inanmız Aziz Bey, diye mırıldandı. Ben mumyanın yüzünü pek iyi tanıdım diyorum size, Çünkü o çehre benim kendi çehremin bir eşi idi, anlıyor mu- sunurz? ÂAdeta benim çehremdil.. Bunda yanılmış olmaklığım im- kânsızdır,.. Size yemin ediyorum ki o benim yüzümdü. Ona ba- karken tıpkı kendi yüzümü bir aynada seyrediyor gibiydim!.. Aziz Celâlettin kahkaha ile güldü. ( Arkası var ) İki Kaza 40 Kişiyi Dalgalar Aldı Oslo 7 ( ALA. ) — Aalesund civa- tında Taljord'da —yalçın bir kaya üzerinde bulunan kırk kişiyi bir dalga alıp götürmüştür. * Paris 7 (A.A.) — Yüybaşi Mobüs'ün idare ettiği bir tayyare, Barje karar- gâhında düşmüş, yanmış, tayyareci kavrulmuştur. Çin Ve Mançuri Yeni İmparatorluk Hak- kında İtiraz Yapı'dı Cenevre 7 (A.A.) — Çin büküme- tinin talebi üzerine Milletler Cemiyeti Uumumi Kâtibi, Miletler Cemiyeti Meelisine, Cemiyet azalarına ve Çin- Japon ihtilâfımın — inkişafını — takibe memur İstişari komiteye İcrat Çin Yuan meelisi reisi Van-Şing-Veyin kurulan Mançuri imparatorluğu müna- sebetile yaptığı beyanatı tebliğ etmiş- tir. Van » Şing - Vey, bu beyanatında, son safhası Şan«Şun'da kapanmış olan son harbin, uzak şarktaki ihtilâfların ehemmiyetini arttırmaktan ve oradaki beynelmilel rekabetleri inkişaf ettir- mekten başka bir şeye yaramadığını Lâtif ve sevimli bir komedi SUZAN BANYODA Emsalsiz bır ürüst MAGDA SCHNEIDER Kuzursuz bir konuk WALLBURG Pek yukında: SUMER Sinemasında (Eski Artistik) *memur alman casusları yapımış'adı. Doçtn Pçt TAAINI Semnd Piyer Wolff'un maruf eserinden muktebes dünya sinemalarında büyük kazanan ( Fransızca s#özlü ve şarkılı) hissi büyük film KIRIK KANATLAR Ş Oynıyanlar: VlCTOR FRAîxCEN ALİCE FİELD - ABEL TARRIDB : FOX JOURNAL & ( Tol. 43374 ) <ati Bütün Amerikanın başını döndüren kadın MAF WEST Pek yakında BEN BiR MELEK DEĞiLiM Eskı Bir C asusluk| Davasına Dair Nevyork, 2 (A. A.) Havas ajansı — muhabirindent 1916 — senesi | Jersey, Siti'de Blak-Tom | nehri Üzerinde — itilâf — kuvwvetlerine sevkedilecek 300 vagon mühimmat pallamış ve 100 kadar kimsenin ölüp yaralanmalarına sebep olmuştu. Bunu itilâf kuvvetlerinin mübim- mat membalarını ortadan kaldırmıya Bu hâdisen'in —Amerikanın — harbe girmesi kararı üzerinde büyük bir tesiri olmuştur. Amerika hükümeti, Almanya'dan kork milyon dolar zarar istemişler, | fakat davanın biçbir. neticesi olma- mıştı. O tarihte yapılan tahkikat İrlan- da'lı Larkin isimli birisinin tevkifile meticelenmişti. Larkin, hapishanesinde — cezasını tamamladıktan sonra 1922 scnesinde budut haricine çıkarılmıştı. Bu sefer Vorf:i Teleıııuı gazetesi, Larkin'in Dublin baş konsolosuna musaddak bir beyanatta bulunduğu- nu baber almıştır. Larkin, Almanların Amerika har- be girmezden evvel Amerika'daki faaliyetleri ve bilhassa Blak-Tom hâdisesinden bahsetmiştir. Larkin, bu hâdisede, şimdi Hit- ler'in #samimi bir dostu ve Hitler hükümetinde aza olan bir şahsiyeli suçlu göstermektedir. Geçen Kânunusanide, Larkin, bir İntellicen servis memuruna da buna benzer bir beyanatta bulunmuştu. Vaşingtonda Larkin'in beyanatı- nn Amerika tarafından Almanyadan istenilen zarar davasında mübhim bir rol oynıyabileceği zannedilmektedir. 1932 de ialataya uğrmyan bu da«- vanın tekrar başlamak ihtimali vardır. Viyana Kıyamcıları İltica Ettikleri Çek'standan Da Çıkarılacak'ar Viyana 7 (A.A.) — İyi haber alan bir membaa göre son v.,.... hâdiseleri ünasetetile Çekoslova! üü :'d:ıı“ıoıyıldemlını s—ıızı.ı b lâtının on Üç azası, siyazi fesat lııll- yetinde bulunmak töhmetile hudut haricine çıkarılacaklardır. Bunlar, kendilerinin Sovyet hudu. duna gönderilmelerini istemekte ve orada — iyi hı.ılıııuldınnı Ümit T SOT eh Düşmanlığı Varşova, 7 (A. A.) — Pat Ajansın- dan - Lehistan ve Çekoslovakya münasebatında hasıl olan gerginliğin devam ettiğini matbuat kaydetmek- tedir. Gazeteler, Çek fabrikalarında âılı.ııı Lehli işçilerin kütle halinde lerinden çılunldıldıvııı yazıyorlar. Teşöy'de yapılan bir mitingte, Çe- koslovakyadaki Lehlilerin baklarının tanınması için Lehistanın teşebbüse girişmesi istenilmiştir. Riyoda Sükün Geri Geldi Riyo Dö Janeyro, 7 (A. A.) — Bahri şirketler memurin ve müstabdimia grevi bitmiştir. Yarım işe başlaya- caklardır. Bir İngiliz Hava Filosunun | Seyahati Landre, 7 (A. Ar) — Taymis ge- | zetesi, hafta başında Singapurdan bir deniz tayyare filosunun (6500 ) kilo- metrelik bir seyabate çıktığını bildir- | mektedir. Bu seyahat esnasında bu | filo Uzak Şarktaki Fransız, Amerikan, Portekiz —müölemlikelerini — ziyaret ı edecektir. (15502) Bugün Haftasın en gözel filmi olan DAĞLARIN KıiZI musikili, şarkılı ve danslı funini görmek üzere SUMER Sinemasına (Eski Artistik ) gitmekte tereddüt etmeyiniz. Oyayanlar t Dilber esmer: NANCY- BROWN| Güzel sarışın : BETTY STOCKFELD -| Çe ik adam 1 HARRY WELCHMANİ İlâveten: SULAR ÇAĞLARKEN | Jose Padilia'nın mn Ve FOX JURNALDE : Küçük beyaz lııqolılınıı losu (15496) a SON POSTA İstanbul BORSASI 7-4-19344 Paralar ( Satış) kuruş| ! dolur 20 fı. Franma f0 İlret M f Pelçia 20 drahmnl TC O, İaviçre $U leva 4 ibarim P I Marig ! slotl A Peagü ai,— Hİ— | Londra Kev - yörk Par'a Mi no 9 45 Brül ceol SA Atima 63413 Cenevre 544592 Solya Masrı Amsterdam (ÇİTYO », 7 yıs 1.,06 İç Bank. (Nema) 18 » iHlmilej 10, * (Mücss a)lüz Osmanlı Lömaz ($ Selimik , 598 Şirkeli Haysiye 15,0 biliş 442 | Anadole HGNY 2503 | Te efon » * 60 P. 24, 83 | Bomonil Esham ve Tahvildi Lira 1683 Yürammtyeli Ya,sa detikrarı katikramı Dahili 0523 Diyune Mi 1250 Bağdat te-tipi 09, 0 » , M 1000 BORSA Tahvilar - Te Türk edtim — ZD bağ. 1038 Va /Ç .& 842 Kkus , K6 Beceldiye Bişd Bankı.ot (O B.) 237 Kul n beşibirlik uliza “(Cümhunyu) dEç5 (AzI) «5 | . Çölamit) S | « * Yakaz —.ıılll 01> görmemiş'ir. 300 Mılıpuı Af lıtlyor Saragos, T (A A.) — Saragof hapishanesinde ( 300 ) mahpus :g grevi yapmışlardır. Kendilerinin dilme'erni istemektedirler. Ameda'a 4 IOOV. SAf Şrek Di V. ş İst. Tramwişy Cakü lar su Yerkes ge| Hevrgan Hd Meoskükll (Peyat) (Va.di) İnce beşisteime eu K (Hamli) armalı 3f VReşatı — , SW (Vahlı) . ( | MasuknFo, IR36 13 » » 1905 Ve .» »İisli Vd buzda Bu iami hatırınızda tutunuz : SUZAN BANYODA ve biliniz ki MAGDA SCHNEİ” | pek güzel ve muhteşem bir fılmidifi Pek yakında: y SUMER Sinemasındü (Eski Artistik ) ğ