T n b İ N y vi Bi h c İ OŞ N CEn Tatlı Ölüm Nedir D Mezbahaları Ortadan — Kaldırmak Lâzım! — — ü ÜTrO SÖON EOR1MST İTTİHAT ve TERAEKİ — Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğda?.. Nasil Yaşadı ?, Ü & Nasıl Ölda?.. K * üA Vö Lm ' mamiz, Ve ömürleri - kaleriferii — — — © Ziya Sakir Baştarafı 1 inci — sayfâda D ) Cavit Bey, bu teklifi, derhal kabul etmekle kalmadı. Hatla Şerif Paşaya bir de teşekkürname yazdı. Ernest Cassel İstanbulda bu- hınduğu müddet zarfında en sıkı temas ettiği bir zat varsa, o da — Fitz Maurice. İki hemşerinin bu — temasları da pek tabii görül- — gekte idi... Artık herkes banka- — min açılmasına intizar ederken, Şerif Paşa birdenbire ortadan kayboldu. (Ailevi bazı mesailin tesviyesi) zımnında Mısıra gittiği söyleniyordu. Fakat garibi şudur ki: Münhasıran banka meselesi için İstanbula davet olunan Ernest Cas- sel de bu seyahatte Şerif Paşaya refakat ediyordu. Bu seyahatin içyüzüne gelince : bunu da, Fitz Maurice'den başka kimse bilmi- — yordü. ğ .Şerif Paşa bu seyahatte de- — vam ededursun, İstanbulda Meclis açılmış.. Fitz Maurice Meclise de- vama başlamıştı. Bu zat hergün sefirlere mahsus locada görünü- yor; ekseriya da koridorlara ine- vek — meb'uslarla — görüşüyordu. Fakat görüştüğü meb'uslar, mah- dut ve muayyendi. Bunlar da, Mmüslim ve gayrimüslim unsurlara Mmensüp olan meb'uslardan yeni — yeni muhalefete geçmeye başla- yanlardan ibaretti. Yine bu sırada, muhalif gaze- telerin bütçeleri birdenbire geniş- leyivermiş; muhalif matbuat kad- m Serbesti ) ve (Volkan) i inde iki gazetenin ismi kay- dedilmişti... Bunlardan — bilhassa Serbesti gazetesi İdarehanesinde Ü Şerif Paşanın adamlarına sık sık tesadüf ediliyor. bu gazetenin sahip ve muharriri olan Mevlân zade Rıfat Bey, gerek meclis koridorlarında ve gerek Babâli salonlarında Fitz Maurice'e tesa- düf ettikçe yerlere kadar eğiliyor; =:ıık derecede büyük - bir j Genş cemiyet ve gerek hü- — kümet, derin bir - gaflet içinde idi. Fit Maurice'in ilhamile Şerif Paşa tarafından uçurulan (Ernest Casel balonu) nun, efkârı umumi- —. Şeyi İ.ngiliı siyasetine çevirmek- ten ibaret bir oyun olduğunun kimse farkına varmıyor.. Selânik 'asu — Cavit K Reisi Sait, Şürayi Devlet | yan Kesi Sali üra, R A e el isi Hasan Fehmi, Misirli Sait Halim Paşalarla, Manyasi zade Bey gibi mümtaz zevat ta Werm Takllk Kapann | Tabiatinizi öğrenmek istiyorsanız resimminizi 8 adet kupon ile bLirlikte gönderiniz. — Resminiz — sraya tübidir ve iade edilmez. Rosmin klişesi 3O kuruşluk Bi pol mukabilinde gönderilebilir. | -Fedakâranı Millet Cemiyeti, Terakkiyi Ortadan Mı Kaldıracaktı ?. ö Ş odrEtel ae İK P AL GYT DIZ ÇG C Çdi SN a F, ":'“f*”-—tw—:-:—i.wğ, n TÜ ğAE,İRAN LN Givora DY ELAAN AA a len 4 LA Ve y.ı,--.ı(__._,(_ü_ .) HL Naş b ddrBu üN v A S ST İRAŞ , VULAĞAADİY ÜY aa AĞN 5 '“f#q(/uı;;»...;yç.ğ, | n Z UNUUYR A Cavit Beyin mektubu bu muhayyel bankanın meeclisi idare azalıklarını kabule davet olunuyordu. Halbuki herkes, memleketin refah ve imarı için İngiltereden gelecek çil altınların hayalile ya- şarkeu; Şerif Paşa - Amiral Sait Paşa - Fitz Maurice'ten mürekkep olan şebeke gizliden gizliye çalı- şiyor; Beyoğlunda, Tepebaşında, siyah renkli kapısının üzerinde uzunca bir ok işareti olan bina- dan aldıkları talipat mucibince, cemiyeti derin bir uçuruma yu- varlıyacak plânin tatbikatına. ha- zırlanıyordu. * Kâpvunusaninin altıncı salı gü- Nü sabahı ls’(:ıı_ıbul tarafında gö- Yülen bir askeri bareket, berkese bir korku ve hayret veriyordu. Üçüncü avcu taburuna mensup bir bölük ile ön polis ve birçok komserden - mürekkep bir heyet Süleymaniye tarafına doğru süratle giderken Binbirdirek, Fazlıpaşa, Sultanmahmut türbesi civarların- da da kuvvetli süvari müfrezeleri sokak aralarında atlarından ine- rek emre muntazır buülünüyor.. iki bölük avcı askeri tarafından Gedikpaşa karakolunun karşısın- daki (Fedakâranı Millet Cemiyeti) binası basılıyor, taharriyat icra olunuyordu... Süleymaniyeye gi- den heyet, orada ikamet eden cemiyet reisi (Avnullahül Kâzımi) Beyin evini basmış, sıkı bir araş- tırma yapmış, kâğıt ve kitap na- mıma ne — büldüu — ise — topla- mıştı... Cemiyetin — merkezinde de ayni süretle pek sıki bir taharriyat yapıldıktâan sonra baş- ta cemiyet reisi Avnullah Bey- le (Hukuku umumiye ) gazetesi sahip —ve sermuharriri doktor Ali Saip Bey olmak üzere cemi- yetin kırka yakın azası tevkif edilmişti. Hâdisenin zahiri şekli şundan ibaretti: Bütün aza ve efradı, devri sabıkın menfi ve fi- rarilerinden mürekkep olan bu cemiyet; İttihat ve Terakki cemi- yetini ortadan kaldırmak, hükü- | metin bütün nüfuz ve kudretini ele almak için cemiyet rüesasına suikastlar hazırlamışlardı. Bu ha- zırlığa dair alde edilen malümat yalnız ihbarlardan ibaret olmayıp temiyetin resmi mühürile mühür- lenmiş birçok ta evrak vardı. , Halbuki, hakikat böyle değil- di. Cemiyetin kâtibi Kürt Ahmet Hamdi ve Kâzını Beyler cemiye- tin resmi mühürünü — aşırmışlar, sulkastlara dair yazdıkları sahte kararların altına basınışlar; evve- la polis müdüriyetine birkaç ih- | çıkarmıştır. — 7. aK İt a Si züj * z ee ei Pa a) Ka _'f;&—ıâ?—f:'ıınuı_,;_.eg | barda bulunduktan sonra, bu mü- hürlü evraktan bazılarını da mü- düriyete — vermişler, bazıları- ni da cemiyet merkezinde - ta- harri esnasında meydana çık- mak için - saklamışlardı. Adliyenin sıkı ve adilâne tah- kikatı, meselenin hakikatini mey- dana koydu. Ve birbuçuk aydan ziyada fuzuli olarak çile çeken mevkuflar da tahliye olundu. Lâ- kin.. bu işten dolayı İttihat ve Terakki cemişeti aleyhine pek fena bir cereyan uyanmış.. mahza, fedakâramı millet cemiyetini da- gıtmak için bu meselenin doğ- rudan doğruya İttihat ve Terak- ki cemiyeti tarafından ihdas edil- diğine dair çıkan sözler, İstan- bulun her köşesine yayılmıştı. ( Arkası var ) 27_; _aysâin Ölümünden Sonra... ( Baştarafı 1 inci sayfada ) Yeni kıral babasının takip ettiği idarei maslabatçılık — siyasetini güdecek kadar tecrübedide olma- dığından İrakın yeni siyasetinde mühim hâdiscler n züküruma inti- zar edilebilir. İngilizlerin; menfa- atlarım darbeleyecek, Şark siya- setlerinin umumi çerçevesini bo- zacak kımıldanışları şiddelle kar- şılayacakları muhakkaktır. Zehirleme Meselesi Bağdatta — Şif — münevverleri tarafından çıkanlan — “ Elâhrar , gazetesi birkaç gün evvelki nus- hasında “Faysalın, tabibi hususisi olan bir İngiliz doktoru tarafından öldürüldüğünü, yazmış ve gazete kapatılarak sahibi tevkif olunmuş- tur. Cenazeyi hamil olan tabutun burada açılmadan defnedilmesi buşayiayı kuvvetlendirmiye sebep olmuşsa da bu, imkânsız bir şey- dir. Çünkü — Faysal İngilizlerle iyi geçinmek kususunda onların eşini bulamıyacakları bir adamdı. Mecburi Askerlik Halihazırdaki kabine hakiki istiklâl için çalışan bir hizbin adamlarından mürekkeptir. Bu gaye için aldıkları birçok tedbir- ler araşında “Mecburi askerlik,, te vardır. Yaptığı propagandalar ile birçok yerlerden ve teşekkül- lerden mecburi askerlik kanunu- nun tatbiki için teklifler vaki olmaktadır. Yakmda hükümetin bu hususu kanunlaştırması şüp- hesizdir. Türkiye Sevgisi Nastori harekâtı esnasında bütün Avrupa gazeteleri Iraklılar aleyhinde neşriyatta bulunmaları- na rağmen Türk matbuatının Irak'a karşı munsifanc ve iltizam- kârane bir lisan kullanması Irak- bları ve hükümeti memnun et- miştir. Kıral Faysal'ın vefatı mü- nasebetile Türk büyüklerinin her kesten evvel telgrafla taziyede bulunmaları ise bünu iki misline & İttihat Ve gaz şırı ga ederek - insani bir şekille- öldürdükleri yeri gös- terirken: — Görüyorsunuz ya, efendim, diyor, ne güzel ne eziyetsiz ölüm. Halbuki —mezbahalarda — biçare mahlukları eşindire çırpındıra kı- tır. kıilir. keserler.. Bu hem hayvan için ıstırap vericidir, hem bakan, yapan için ürperti, te- dehhüş verici bir haldir. Hayvanlara karşı ezeldenberi himayekâr, — merhametkâr — olan Türklerin: “Ata binersen Allahı, alttan inersen atı unulma,,; “Ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli,, kabilinden yüzlerce ata sözü arasında: — Allah, bir- karıncasından bile geçmezi,, diye bir darbıme- sel vardır. Karıncasından bile geçmiyen Allah tombul ,tombul koyunları koca koca danaları, sevimli ku- zucukları için neler yapmaz. Onlara ezayı reva görenlerden , mutlaka hesap soracaktır. Bugün, medeni memleketlerin mezbahalarında hayvanları -insani şekilde- öldürmek için türlü türlü usüller vardır. Meselâ, başlarına konulan bir pistol onların hislerini iptal ede- rek yere yuvarlar. O zaman, kesiş hem kesen hem de kesilen için zahmetsiz olur, hem mezbahalar fazla adam kullanmak mecburiyelinden kur- tulur, Hem de manzara insani, ahlaki, fenni olur. — © takdirde işsizler kafile- sine bir kaç betbaht daha karı- şacak demek değil midir? — Varsın karışsın efendim. Düşünün mezbaha kâr edecek ve hayvanlar insani şekilde mua- mele görmüş olacaklar... Bunlar bir kaç kişinin işsiz kalmasına tercih edilemez mi? — O da varyal Santur Beyle gezmeye devam ediyoruz. Düşünüyorum, ruhiyat- çılar, insanların uzun zaman be- raber bulundukları bemcinsleri- nin tabiatlerinden, uzun zaman içinde kaldıkları muhitlerin husu- siyetlerinden çoğunu benimserler derler. Hatta bu iddiayı daha ileriye götürenler. ellerindeki nadir mi- sallerle, meselâ, senelerce deli doktorluğu edenlerin yavaş yavaş oynattıklarımı, talebelerile yıllarca uğraşan çok muallimlerin etrafın- dakilere - mektep haricinde de - çocuk muamelesi yapmayı itiyat edindiklerini ispata — uğraşırlar. Bunlara — bakılırsa, hayvanlarla uzun zaman yakından temas eden- lerin de onlardan bazı huylar kapmaları lâzımgelir. Halbuki, Himayei Hayvanat Cemiyetinin uzun zaman da bay- tarlığını eden kibar ve nazik Santur Bey, tabii bir insanda aykırı görülebilecek en ufak bir tabiat dahi edinmemiş. Bu basit müşahede, bana, ru- hiyatçıların yukarıki - iddialarında yaya alduklarını, insan tabiatleri- nin tahavvülâtında en büyük rolü muhitlerden ziyade doğuştan isli- datların oynadığını bir defa daha göstermiş oldu. L Eğer böyle olmasaydı, manda bekçilerinin, seyislerin çobanların bayvanlaştıklarını sik sık düy- , ae A Pi L SS * —D CY ASN G n D l AA A L 7 salonlarda geçen asılzadeler ara- sında dört ayaklılara rahmet oku- tanlarla karşılaşmamamız — lâzım gelirdi! Bunlar hep laf, insanın içinde olmasın yoksal Bukadar tefelsüf yeter. Arada bir yarımyamalak kalemim kayı- yor, kusura bakmayın santur Be- yi dinleyelim. Bir höcrecikte, sa- rili başını ön ayaklarının arasına almış, nemli gözleri yan kapalı, acı acı düşünen sarı tüylü bir köpeği gösterdi: — Zavallı, dedi, çok cins bir köpektir. Ekzeması var. Mütema- diyen de kaşımyor. Bu yaralanının , kapanmasına mani oluyor. Onun için başını sarmak mecburiyetin- . “de kaldık. Onun yanındaki hücrede uyuk- hyan beyaz benekli, cılız, siy: : bir köpeği işaret ederek sordu < — Ya bu, bu da cinsmi? — Hayır, o âdi sokak köpeği- dir. Onu madam sevdi de.. Girdiğimiz bir diğer yerde, yeşil telli dolaplar vardı. Mutfak- ftarda yemek muhafazasına yarıyan * Tel dolap ,, lardan biç farkları olmıyan bu nesneler, burada kedilere — devlethanelik — ediyor- larmış. Biçarelerde talihe bakın. On- ların gözleri, zengin evlerinin mutfaklarındaki içleri nefis yemek- lerle dolu olan tel dolaplarda idi. Maamafih — yakın — zamanda | “ İnsani şekilde , — öldürülecekle- rini bilseler bu kadar müteessir olmazlardı sanırım. Santur Beyin ağzından dinli- ye dinliye ben, bu insani şekilde ölüme ısınmaya başladım. Biraz derin düşünürseniz siz de bana bak vereceksiniz. Öyle ya cemiyelin bazan insanlardan bile esirgediği bu lütfü, Himayei Hayvanat Cemiyeti — hayvanlara bezlediyor demektir. Sefalete yuvarlanan insanlar arasında, bu insani şekilde öldü- rülmeye gıbta edecekler az de- ğgildir zannmdayım. Hem bu g- dişle dünyanın dertlerile uğraşan yüksek başlar, işsizliğe ve sefa- lete, işsizleri ve sefilleri köpekler gibi insani şekilde öldürmekten başka çare bulucağa benzemi- yorlar. — 3 üncü yazı yarm — SON POSTA Yeomi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi « İslanbal 2 Baki — Zaptir İdare: Çaşalçeşme sokağı No2S.1 "Telefon — 20203 Posta kutusu: İstanbul — — 741 Telgraf : İstanbul SONPOSTA vemcemeneenseı ABONE FİATI TÜRKİYE : 1400 Kr. 1.Sene — 2700 Kr. 750 » GAy M00 , 400 » 3 . 800 . 160 , ı , 300 » seriteeereenererne Gelen — evruk igeri verilmez. hânlardan mes'uliyet alımnmaz, Cevap için moktuplara (6) kuruşluk pol ilâvesi Türtndır. Adras değiştirilmesi (20) kuruştur. jm ve yazıdrın mahfaz ve e âiltır, M Gaxetbmnizde çıkun bötüa bu