Çoruh'ta Nüfus | İşleri Düzeltiliyor Çoruh (Hususi) — Artüvin vilâyeti nüfus müdürü iken Çoruh nüfus eşle ne tayin edilen Tacettin. Yağı tetkikat Bek Pinar kazasının 1927 senesinde yapılan tahriri nüfusun- dan sonra buğüne kadar sicilli nüfusa tescil edilmemiş tam 19000 mektum nüfus mevcut o olduğu- Gu tesbit etmiştir. Rizenin tetkikatı hehüz bit- memiştir.. 140,000 nüfuslu olan rizede daha fazla mektum nüfus bulunacağım tahmin etmektedir. Bu, halkımızın nikâhla evlen- me külfetine katlanmak istemeyip kendi kendilerine evlenerek üre- melerindeu neş'et etmekte imiş. Tacettin B. gelir gelmez nüfus kanununun doğum, ölüm ve ev- Jenme vukuatına dair olan hü- kümlerini mahza bir kolaylık ol- sun için köy ve şehir muhtarla- nna bemen tamim etmiş ve on- | özümün dan sonra vazifesini hakkile yap- mıyan muhtarlar hakkında takibata mıştır. Mumaileyhe, müracaat eden- lere kanun yollarını öğretmiş, iş sahiplerine ok mülâyim bir eger lm kirliği müm- kün olduğu kadar vukuat verdir- miye alıştırmış ve bugün git ya- nn gel adetini kat'iyen kaldırmış ve kökünden koparıp atmıştır. Vazifesini yapmıyan muhtar- İar tecziye için heyetine verilmektedir. Yakında nüfus iş- leri normal bir hale gelecektir. Her köyün muhtarı nüfus def- terinin bir aynımı tutmya mec- bur edilmiş ve nikâhsız evlenen- ler haber alındığında mahkemeye Me Ur. geçse bile köy- Mb nüfus dairesindeki iş işlerini mü- racaat ettiği gün mutlaka gör- dürmekte ve daire kapısı önünde aslâ bekletilmemektedir. Doğum ve ölüm vukuatına balk o kadar ehemmiyet vermez- ken temin edilen intizamı görüm ce onlarda alışmıya başlamışlar ve bu sur'atli muameleden mem- nun kalmışlardır. Nüfus dairesi muttali olamadığı doğum ve ölüm vukuatını belediye ve Sıhhiye da- irelerinin o bultenlerinden © ikmal etmektedir. Takip işlerine çok ehemmiyet veren Tacettin Beyintuttuğu yeni usul sayesinde beş dakika zar- fında mukayeseli nüfusu umumi; kaydi çıkarmak mümkündür. Ya pılan tetkikata göre kanunu me- deniden evvel izinnamesiz ve kanunu medeniden sonra da ni- kâhsız evlenmiş binlerce vatan- daş vardır. Bunlardan doğan ço- cukların bile evlendikleri ve on- Mi da Siler: doğduğu gö- mekt 1927 isi nüfusunda 19,995 nüfuslu olan Ma nahiyesi nüfusu, bugün 30,000 ni geç- mektedir. . , Kütahya'da Hararetli Yol Faaliyeti Var Kütahya, — Vilâye- timizin hai tarafında tamirat ve inşaat faaliyeti vardır. Vilâyette buhar ve motörlü olmak üzere şimdiye kadar beş silindir vardı. Bu sene 13,000 Ura verilerek biri 10,5 diğeri 12,5 tonluk silindir daha alındı. Vilâyetimiz bir taraftan İzwire diğer taraftan da Denizliye bağ- lanmakla beraber Tavşanh * Do- maniç şosasile de ikinci bir kol dan daha Bursaya bağlanmak- tadır. Tekirdağ e F abrikası Üzüm Alacak Alış etilen Neşrediyoruz e dağ şarap fab- mii için özüm geti er araş ea Ba yerl gi ida- İresiki alâkadar memurlar lar gezecek ve şarap imaline en elverişli olanla- sak iddi edecektir. İnhisar me- ri fabrikanın ihtiyacı olan üzümün miktarını ve bu üzümleri kimlerden satın alacağını tesbit edecek ve rine mek- tupla lele rae dilek Her bağcıdan özüm almimeye- caktır. Zira mahsulün fazlalığı ve ihtiyacın mahdut ve muayyen line dolayısile idare kendi- ne en elverişli ve en iyi bağlan intihap etmiye mecburdur. İdarenin kabul ettiği üç mu- bayaa fiatı evvelden O bağcıya bildirilecektir. Siyah üzüm için iki yapıncak üzümleri içinde bir — kabul (edilmiştir. Birinci fiat iyi bakılmış, yemeklik nevi Bozdoğan'da. || da | Bir Hırsız Soydu Soyduğu Eve Ateş Verdi Bozdoğan ( Humus ) — Boz doğana iki saat mesafede Ka- vaklı köyünde Emin oğlu Mustafa Ef. nin evine bir hırsız girmiş, birçok kıymetli eşyalarını aldıktan sonra kaçarken eve ateş vermiştir. Adliye derhal takibata giriş- miş, bırsınn ve kundakçının Durmuş oğlu Bekir isminde biri olduğu anlaşılarak yakalanmıştır. Adana'da Adliye Dairesinin . İşleri Pek e Fazla Adana lesusi) — — Her yerde mevsimde çok © kalabahktır. Memleketin £ kalabahk arasında adi de olsa ceraim fazla olmakta, binnetice nöbetçi (omahkemenin © vazifesi artmış bulunmaktadır. Nöbetçi mahkemenin azalıklarında mün- hal bulunduğu için tatil yapması icap eden hâkim Salih ve Hâdi Beyler tatil yapamamışlar, mün- bal azahklara vekâlet etmişlerdir. Milasın İhracatı Milas — Vilâyetimizin Kulles, Bodrum, Fetbiye ( iskelelerinden temmuz ayı nb im Ey leketlere 568 kara si; 1408 keçi, Yl 826 Sind hayvanı İri; edilmiştir. Tekirdağda yeni tesis edilen bağlardan biri burdur. Üzümlerin kadar nakli için lüzumu olan di oambarından vere bağa kadar "akli ve masrafı bağcıya aittir, Her bağcı idarenin vereceği küfelerle özüm nakletmiye mec- burdur. Çünkü bu küfeler her defasında fenni surette temizle- necektir. Kendi küfelerile, hele giy sene olduğu gibi sair kap- la getirilecek üzümler mutlak surette reddolunacaktır. Üzümleri naklederken bağcı, her küfenin üzerini yapraklarla kâmilen örterek güneşten muha- faza edecek ve sarsılmamasına dikkat olunacaktır, Aksi takdirde giranın iyi kısmı zayi olduğu için fabrika ve miktan azal ie de mal sahibi zarar ed Ahmet Hilmi Bergamada « Ortamektep Bergama ortamektebi (Hususi) — Maarif Vekâleti Bergama'da bir ortamek- Bergama tep tesisine : muvafakat etmiş Ya e eğe gelmesen mektebi orta mektebe tahvil başlanılmıştır. Bu sene ortamektebe yüz Mi Nak ie im Yıldızelinde Aydında Bir Çoban Kendisine |Çocuğunu Kuyuda Öldü- ren Ana Yirmi Sene Hap- Ameliyat Yaptı Yıldızeli (Hususi ) — Burada garip bir yılan sokma vak'ası Wi HİLE ğ 8 p S5 ıl i 1 İ 5 se Mahküm Oldu Aydın, (Hususi) — Aydın Ağır ceza mahkemesinde yürek- ler acısı bir 'dava rüyet edildi Bir ana çocuğunu öldürdüğü için yirmi sene hapse mahküm edildi, Öz evlâdim len çocuk on. ayık kız Fat madır. Mahkemenin cereyan şekline bakılarak cinayetin şu suretle işlendiği anlaşılmıştır. Arife H, uzun emre zevcile geç nememiyor ve yaşıyordu. Kimsesiz bir Kada olan Arife H. çocuğunu geçindiremiyecek kadar müzayaka içinde idi. Ço- cuğun hiçbir nafakası yoktu. Arife H. kendisile birlikte çocuğunun da açlıktan öleceğini hissedince çocuğunu kendi elile kuyuya atarak öldürmüştür. — *eslim etmiyemec- bağdan fabrikaya küfeleri idare ken- Moliere Vefik Paşa Külliyatı Nurallak Ata Tanzimat devri adamları bize garbın fikirlerini, usullerini ge“ tirmek istemişler, fakat bunu temin için lâzm gelen başlıca şeyi, tercümeyi ihmal etmişlerdi. Onlardan sonra gelenler de bu vazifeyi unuttular. Fransızlarnki- ni taklit ederek şiirler, romanlar, hattâ östro © eserleri yazıldı; fakat bunlarda sadece kalıba | itibar — ediyordu. & Hepsinde de, Avrapalıların maruf bir eserinin mevzuu nlnarak yezilanlarında bile yine şark âleminin duyuş ve düşünüş tarzı hâkimdir. Ne Na- mık Kemal, ne Ziya Paşa, ne Abdülhak Hâmit Bey bu mem- lekete garp zihniyetini aşıhyabil mişlerdir. Bu işi Edebiyat-Cedi- de de yapamadı. “Tercilmeden e kaçmaları, belki de hayran hkla bahsettikleri eserleri hak“ kile anlıyamamalarındandır. Tanzimattan bugüne kadar ne yaptığını bilerek çalışmış olan yegâne büyük edibimiz Ahmet vefik Paşadır. O, hakikaten Av- rupahlaşmış bir adamdır. Ziya Paşa Rousseau'nun “ Emile ,ini tercümeye başlamış, fakat yanı. bırakmıştır; Ahmet Vefik Paşa Moliğre'i sevmiş, anlamış, hakkile tercüme etmiştir. Mustafa Nihat onun tercümelerini şimdi yeniden bastırıyor (1), bepsi on altı tane imiş; çıkmış ve çıkacak olanların isimlerine baktım, Moli&re'in bü- yük komedialarından yalnız bir ta- sesi, “Le bourgecis gentilhomme,. dalı bunu da belki işin içine bir müftünün falanda karıştığı meşhur baleto yüzünden ihmal lerini okumalıyız; hem Molitre'i öğrenmek, hem de dilimizi zengin- leştirmek için okumalıyız. Ben bu günlerde dördünü yeniden oku- dum; dilin eskimediği elbette id- az yerleri şimdiki konuşma dili mize garip geliyor. Jaime Vefik Paşa sadelik cereyanının müjdeci ve kurucularındandır. Darülbedayi bir (ozamanlar “Zor nikâhı , m, “Meraki , yi bet bedayiin vazifesi de seyircilerin buyuna gitmek değil, otların zev- kini tashihe çalışmaktır. Her sene Vevik Paşa tercümelerinden birini ikisini oynaması hem tiyatro tari- hine, kem türkçeye karşı borç” lu olduğu bir hizmettir. Belki bazı cümlelerin biraz değiştir rilmesi, bügünkü dilimize uydu” rulması da muvafık olur; Yaka aynen oynanmaları da bir rahat“ sızlık İS oreiike; TçiEli 'ünkü kulağa es- kilik hissi veren zl bem söy“ lediğim gibi azdır, hem de tiat roda ayrıca bir zevk unsuru ol ması kabildir. Ahmet Vefik Paşa tercümele- rinden bahsederken bunların asık larından da güzel olduğunu söy“ lemek öteden beri âdet olmuştur. Bu bittabi gayet manâsız bir id- diadır; tercümede en büyük me“ ziyet aslım ruhuna mümkün olduğu kadar sadık kalmaktır; Vefik Par şada bunu yapmıştır ve bunun nun için değerlidir. * Ki kötü, el ie nn 25 48 35 kuruş.