GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza İki Kardeş iki Kadına Hizmet Edecek, Fakat Bir Aşka Bağlanacaksınız! Kurt Reyhanın üzerinde ıler- leyerek kardeşinden birkaç arşın uzakta durdu. Seyredenler - iki kardeşi alkışlarlarken Kurt atını arka ayakları üzerine kaldırarak çevirdi ve geri döndü. Doğan da onu takip etti.. Kurt memnundu: — Kardeşim! Bunlardan daha asil at, yeryüzünde bulunmaz. Yarın akşam muvaffak olacağıma inanıyorum. — Ben de şüphe etmiyorum. Fakat dikkat et. Çünkü Zaloğlu yeis içindedir. Kendisi mükemmel bir kavgacıdır. Sonra onun kara atı da mükemmel! Hatta bizim atlarımızdan daha ağır. Mübareze yeri ise son derece - tehlikelil! İki adamı böyle bir yerde mübareze ettürmek ancak Sinanın aklına gelebilecek bir şeytanettir. Kurt cevap verdi : — Elimden geleni yapacağım. Muvaffak olmazsam, sıra senindir. Yalnız bu herifin ikimizi de öl- dürmesini istemem! İki kardeş, kaleye dönmüşler, atlarım ahırlarına — sokmuşlardı. Bahçeye çıktılar, Kadınlar, yine şuna buna kadehler sunuyorlardı. İki kardeş bunlara lâkayt kalarak yavaş yavaş ilerlediler. Bir kimse- nin kendilerini tarassut etmemesine | dikkat ederek uzun kayanın yo- lanu tuttular. Kendilerini — yapa- yalnız gördükten sonra tepedeki kapıya — ilerlediler ve — açtılar, mağaraya girdiler. Adım adım yürüverek ay ışığına çıktılar ve oturdular. Çok geçmeden Doğan bir elin omuzuna dokunduğunu hissetti ve eli tuttu. Mesrure ile karşı karşıya idi. — Nasıl geldin Mesrure? — Gizli bir yoldan, — bütün Gmidim bu yoldadır. Doğan Bey! Fazla konuşmıya — vaktim yok! Taşıdığın mukaddes yüzüğü bana ver ve derhal geri dönün. Ken- dinizi ve Gül Hanımı kurtarmak için elinizden geleni yapın! Doğan, elini zırhları arasından göğsüne soktu. Ve üstünde han- çer resmi bulunan yüzüğü çıka- rarak Mesrureye uzattı. - Demek ki bana itimat ediyorsun! Doğan Bey, — Tabü, Mesrure Hanım! Si- ze itimat ediyorum. Fakat sizin bizim için kendinizi bu kadar tehlikeye atmanızın sebebini an- | lamıyorum. — Anlamıyor mısın! © halde Resim Tahlili Kuponu Tabiatinizi öğrenmek istiyorsanız resminiz: 6 adet kupoo ile birlikte gö iniz. — Resminiz âbıdir. ve inde edilmez, medlek sun'at İsim, veya Reamin klişesi BO kuruşluk pul enukabilinde gönderilebilir. anlatayım. Belki ben bu macerar ya nefretim yüzünden girişiyorum. kimden mi nefret ediyorum? Şey- hülcebelden, çünkü Şeyhülcebel insanlara sevgi ile hâkim ola- mıyor, Belki de ben bir az vahşi kanlı olduğum için hayatımı teh- likeye koymek - isliyorum. Tehli- keyi atlatmak ta, tehlikeye düş- mek te benim için birdir. Belki | dığınız için sizinle birleşiyorum. Fakat Doğan Bey, siz neden be- nimle yani Şeyhülcebelin bu hakir casusu ile bu kadar alâkadar oluyorsunuz?! Ben sizin memle- ketinize düşsem, belki de beni beraber bu yolu tutuyorum, ni- çin mi? Mesrure durdu. Göğsü kaba- rıp boşalıyor, gözleri parlıyordu. Bu kadının esrarengiz hali kat- kat artmakta idi. Doğan kalbinin çarptığını, | kanlarının - kaynadığını - hissetti, Fakat bir şey demeden Kurt atıldı: — Hanım! dedi, demin- bize vaktimizin söz söylemiye, müsait olmadığını — söylmiştiniz. — Lütfen ne yapacağımızı söyleyiniz! Mesrure sakinleşmişti. miya başladı: — Yapacağınız şudur. Yarın gece bu vakit Zaloğlu ile dövü- şeceksiniz. Bütün şehir halkı bun- dan bahsediyor ve bu mübareze- yi seyretmek istiyor. Cebel şeyhi de halkın bu temaşadan mabrum kalmaması fikrindedir. Zaloğlunun korkak ve alçak bir adam oldu- guna kaniim, Fakat buna rağımen belki.de muvaffak olamazsınız. Çünkü bu iş, yalnız cesaret işi değildir. Hüner işidir. Kılıç kullanma işidir. Muvaffak olma- dığınız takdirde Doğan Bey bu adamla döğüşecek, onun da ne yapacağını bir kimse bilemez. İkiniz de muvaffak olmyacak olur- sanız Gül Hanımı, Sultan Salâ- haddine iletmek için elimden ge- leni yapacağım! Bu yolda muvaf- fak olamazsam onun - esaretten kurtulmasını — temin — edeceğim. lcap ederse onu kendi elimle öldüreceğim! Kurt rica- etti: — Bunu yapacağına yemin et! — Yemin ediyorum. — O halde yarın Zaloğlu ile | tasasız karşılaşacağım! n Mesrure devam etti: — Kurt Bey yang muvaffak Anlat- )| olduktan sonra ikiniz de, yahut hayatta kalan biriniz, vak'ayı müteakıp, — durup dinlenmeden, kalenin ahır kapısına dönün. Sizin atlarınıza hiçbir at yetişemez. bahçede bir kimse bulunmıyacak, çünkü berkes mübarezeyi seyret- mek için toplanmış olacak. Kor- kulacak bir tek şey var. Bu ka- etmiş bulunuyor. Bu şerait tah- tında bu kapıyı muhafızsız. tut- ı mak ıloğnı nlııu. &ıı-ıdıııhı- pran Öönüne muhafız dikmeler. | Çünkü sultan cebele harp ilân || | fiz bulunduğunu görür — gürmeı ouu biranda yok edin! Şayet Kurt Bey bir kazaya uğrarsa siz Doğan Bey, ayni hareket edin, fakat sizin bu kapıyı açmak için anahtarınız yok. O | halde şu anahtarı alınız ve onu kullanınız ! Doğan anahtarı aldı, Mesrure devam etti: — Buraya vardıktan ve kapı- yı açtıktan — sonra içeriye atları- nızla birlikte girin, Kıpıyı kilit- leyip sürmeleyin! Sonra bekleyin Ben Gül Hanıtu alıp buraya ge- tireceğim. Şayet gün doğuncıya kadar gelemezsek bir kazaya uğ- radığımızı anlayın ve hemen bu- radan ayrılıp Sultan Salâhaddine iltica edin. Ona bu yolu gösterin. Sultan, bu yolu bulursa, Sinandan kolaylıkla intikam alabilir. Fakat elimden geleni yapmak huşusunda hiçbir. fedakârlıktan çekinmedi- ğime, muvaffak olmamak takdi- rinde en korkunç ölüme maruz kalacağıma emin olun! Plân budur. Artık ayrılabiliriz. İki kardeş Mesrureye: — Allaha ısmarladık! diyerek döndüler, Birkaç adım attılar. Doğan yüzünü çevirerek baktı. ( Arkası var ) Çece_ )’;ı;sı İki Yolcu Kamyonu Soyuldu ( Baştarafı 1 inci sayfada ) olmadığından bu emre - boyun eğememişlerdir. Ancak üçüncü bir emir Üzerine, şoför yolculardan birer miktar para topluyarak hay- dutlara teslim etmiştir. İşte bu sırada ikinci bir kam- yon hâdise mahalline gelmiştir. Bu kamyon tireye ait ve 69 nu- maralı idi. Kamyonda 7 yolcu vardı. Ayni muamele ikinci kamyo- na da yapılmış ve yolcuların pa- raları gasbedilmiştir. Fakat haydatlar aldıkları pa- ranın azlığından şikâyet ederek şoför Ahmet Efendiyi tazyik et- meye başlamışlardır. Kurnaz şo- för mal , sahibi olmadığını, mal sahibi kadri Efendide para bu- hınduğunu söylemiştir. Bütün —araştırmaya — rağmen Kadri Efendi bulunamamış, ya- kalanacaklarını anlayan haydut- lar derhal firar etmişlerdir. 48 numaralı kamyonda Tirenin manifatura tüccarlarından Lazar Efendi İzmirin tanınmış sarrafla- rından Avram Kohen Efendi de vardı. Zabıta — derhal takibata çıkmıştır. ahır kapısına vardıktan sonra bir | lâhza geçirmeden, buraya doğru g | hareket edin. Döndüğünüz sırada | CUMARTESİ 2 EYLÜL Arabi Hızır 933 120 Rum! 311382 |20 * Ağuates > KSd | Yrsnl(Vasati| Vaktt (Exanl (Vasatt 10 4413 27| Akçam li — | 18 42 $ 34 1213 Yalaa 126|(2017 D A2 | 13 55) sesik ısııın Veki —— Öğle “kladi şekilde | | - Zehirli Gazlere Karşı Tedbır İstanbulun Muhtelif Yer- lerinde Mahzen Yapılıyor b eei Geçenlerde Şehrimizde Yapılan Suni Sis Tecrübesi ( Baştarafı 1 inci sayfada ) pulması lâzımgelen esaslar tama- men tesbit olunmuştur. Bu suretle beledi. müstakbel bir harp- te balkı zehirli gazlerin tesirin- den kurtarmak için daha bugün- den ıııuhııı vınfelu v:nlııı;m' imize — göre, gaz maskeleri ile teçhiz edilmd belediye hudutları dahilinde bü- yük mahzenler vücude getirilmesi, bu mahzenlerin ne şekilde yapıl- ması | diği, halkın zehirli gazlara dair sık ılı konferanslar verilmek suretile tenvir edilmesi, gaz maskelerinin kullanılması, bu hususta tecrübeler yapılması hak- kında talimatnamede tavsiyeler vardır. İstanbul belediyesi lıu ta- limatnameyi belediye dairelerine ve kaymakamlıklara tebliğ etmiş- tir. Verilen malümata göre bele- diye daireleri bu talimatname- deki tavsiyeleri yerine getirmek için bütçedeki imkân nisbetinde şu günlerde faaliyete geçecekler- dir. İstanbul Belediyesi ilkiş ola- rak şehrin muhtelif mıntakaların- da sığınma mahzenleri vücude getirmiye karar vermiştir. Bu mahzenler © mıntakadaki bütün halkı kolaylıkla alabilecek şekil ve büyüklükte olacaktır. Ankara ( Baştarafı 1 inci ..,M. ) çocuklarına ders göstermektedir. Bu devre zarfında kadın muallim adedi iki mislinden fazlaya çık- mıştır. Mektep adedine gelince; 924 senesinde Türkiyede ilk, orta ve yüksek olmak üzere 6000 kadar mektep vardı. Bu miktar çoğala - çoğala 931 senesinde 7000 ade- dine çıktı. Fakat son iki sene zarfında mektep adedinde büyük bir fazlalık görnldü Öyle tahmin ediliyor ki —yeni senesinde Türkiyede 8000 den fazla mek- tepte okuma ve okutma faaliyeti gösterilecektir. Talebe-adedine ait rakamlar da şöyledir: 924 senesinde ilk, orta' ve yüksek — mekteplere devam eden Türk çocuklarının adedi 416,629 idi. 931 senesine gelinciye kadar bu adeti tamam 100,000 kadar yükseldi ve 931 yılının sonunda talebe adedi 534,595 oldu. Geçen sene bu miktar biraz daha arttı ve 600,000 ade- dine — yaklaştı. Bu sene- ise talebe adedi daha geniş ııukyuu artacak — ve tahminlere — göre 800,000 kadar gencin talebelik yaptığı görülecektir. Bu arada şayanı dikkat görülen bir vaziyet vırdır Lise ve Ortamekteplere devam eden erkek talebe ade- dinde bu fazlalık pek azdır. Fa- kat buna mukabil kız talebe adedi çok yükselmiştir. Çünkü 924 yılında Lise ve Örtamektep- lere 3000 kadar genç kız devam ederken 931 senesinde bu mik- tar lç ıHl fazlasile 9000 ıdı- Fakat bunun için bütçenin müsait vaziyette olmasına ihtiyaç hisse- dilmektedir. Bu arada bütün hal- kın gaz maskeleri tedarik etmesi işine de ehemmiyet verilecek, bu hususta çalışılacaktır. Belediye reis muavini Hâmit Bey bir muharririmize şu malü- matı vermiştir: “—Müstakbel bir harpte tay- DEŞ gada tiböted alınması ve bu cümleden olarak halk için sığınma mahzenleri vü- cude getirilmesi hakkında gön- derilen talimatnameyi bütün be- lediye dairelerine bildirdik. Bu hususta her belediye dairesi kendi mıntakası dahilinde tetkikat yap- maktadır. Bütçenin müsaadesi nisbetinde şehir dahilinde münasip görülen yerlerde sığınma mahzenleri yap- tıracağız. » Vali muavini Ali Rıza B. de şunları söylemiştir: “— Bu hususta aldığımız em- ri belediyelere tamim ettik, Büt- çelerinde imkân olduğu nispette bu işi tahakkuk ertirmiye çalı- şacaklardı. Fakat halk ta gaz maskeleri piyasaya - çıktığı tak- dirde birer lane edinmiye çalış- ' malıdır. ,, Postası dine yükselmiştir. Son iki sene zarfında ise kız talebe adedinde bir miktar daha yükseklik müşa- hede 'edilmiştir. Halkın okutulması faaliyetine gelince; harf inlalâbından sonra Millet —mekteplerinde — girişilen okuma ve okutma faaliyeti neti- cesinde geçen 932 senesi niha- etine kadar tamam 18(])000 ıqıyı okuma öğretilmiştir. miktarın üçte birini kadınlar lq- kil etmektedir. Yeni ders senesine gelince; 933-934 ders yılında, yani bu sene birçok kasabalarda yeni Ortamektepler açılacaktır. Bun- ların muallim kadroları da tespit edilmiştir. Şunu söyliyeyim ki talebe ve mektep miktarı İstânbulda, diğer vilâyetlere nisbetle daha fazla artmıştır. Maarif vekâletine gelen haberlere İstanbuldaki ülk mektej; sene 54 bin talebe vardı. E miktarın bu se- me 60000 kadar olması muhtemel görülüyor. Çünkü geçen seno İs- tanbul ilk mekteplerinin ilk sınıf- larma yazmak Üzere 10 bin tale- be müracaat etmiştir. Bu sene ise tahsil çağına giren 15 bin kadar çocuğun ilk mekteplere müracaat edeceği tahmin ediliyor. İzmir vilâyetinde de bu saha- da bariz bir fazlalık vardır. Bilhasst bu vilâyetimizde köy çocuklarının okutulmasına fazla ehemmiyet verilmektedir. Bu ders yılında İzmirde eski- lerine ilâveten 200 kadar köyde yeni mektepler açılmış olacaktır. 4