2A Ağustos B GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazanı SON POSTA Ömer Rua - Velımmetım, Tayfaları Öldürmek için Emir Vermediniz... — Efendi! dedi, siz d:ınııı mübarezeyi kabul ettiniz! ne diye şeraitimden korkuyorsunuz! — Siz haklı olup olmadığınızı kazana- Cağınız muvaffakıyet veya uğrıya- gağınız mağlübiyetle ispat ede- ceksiniz! Haklı olduğunuz sabit olursa, size verdiğimiz sözü tu- tup tutmadığımız o zaman anla- şılır. Biz artık, sizinle ancak mü- barezeden sonra konuşabiliriz! Sinan, adamlarına bakarak emretti: — Bu adamı alın, kalenin dışına götürün. Onu orada izaz edin. Dilediğini verin. Mübareze- de benim kara atımı kullansın. Mübareze gününe kadar bu atla Taş köprü üzerinde birkaç kere dolaşsın da alışsın. Dilerse gün- düz de, gece de talimler yapsın; fakat onun bu hanıma yaklaş- masına, bu hanımla konuşmasına imkân vermeyin. Bu gençlerle karşılaştırmayın, huzuruma — da getirmeyin! — Tokat yiyen — bir adamla konuşamam. Ancak bu tokat kanla temizlenirse tekrar konuşabiliriz. Zaloğlu cevap vermek iste- di. Fakat ağzını açmadan muha- fızlar koştular ve koluna girerek dışarı çıkardılar! Kurt onu bir sözle teşyi etti. — Haydut! Zaloğlu, dönüp baktı ve bir şey demeden çıkıp gittil Sinan, iriyarı, beyaz elbiseli, hançerli fedaisine bakarak: — Esirler (Çiki olacaktı biri yani kumandan Haydar Bey ne- rede? Sonra Hacı Mehmete ne oldu? Fedai: — Arzedeyim efendimiz dedi. Ve anlatmıya başladı: — Zaloğlu gemiyi evvelce an- laştığımız gibi koya soktu. Ben de gün doğarken gemiye hücum ettim. Sultan Salâhaddinin asker- leri mertçe harbettiler. Çünkü bu hanım bizi görür görmez ba- ğirmiış — ve — onları - uyandırmış, onların silâhlarak karşımıza çık- malarına karar vermişti. Asker- lerle dövüştük ve bepsini kılıçtari geçirdik. Yalnız kumandan Haydar Beyi öldürmedik ve esir aldık. Geminin — tayfaları — Zaloğlunun adamları oldukları için onlara dokunmadık. Sonra bu hanımın bir arkadaşı vardı. - Hastalandığı zaman ona bakıyordu. Ona da dokunmadık ve salıverdik. Ben bu kadını öldürmek fikrinde idim. Fakat bu hanım ona dokunma- mamızı rica etti. Sizden de emir almadığımız için onu bıraktık. Dün sabah Masyefe doğru hare- ket ettik. Haydar Beyi bir sedye içinde taşıyorduk. Hacı Menmet te yanında idi. Geceleyin bir çadır kurduk. İkisi de bu çadır- da yattılar Fakat Haydar Beyin elleri ayakları bağlı idi. Çadır- başında da bir muhafız vardı. Sabah uyandığımız zaman Haydar Beyi bulamadık. -Hacı Mehmet, çadırın içinde ölü yatı- yordu. Kalbine bir kama saplan- mıştı. İşte karşınızda ... Fedai eğilerek teskerenin ör- tüsünü kaldırdı. Hacı Mehmet nın iılıyordıı Ynılnde iedehhü. issi donmuş gibi idi. Kurt Doğana baktı ve — Hiç olmazsa bu herif lâyık olduğu cezaya çarptı! Dedi. Fedai devam etti: — Etrafı aradık, taradık. Bir kimseyi bulamadık. Bunun üzerine bu hanımı ve Zaloğlunu alıp gel- dik. Hâdise bundan ibarettir! Şeyhülcebel bu raporu dinle- dikten sönra birdenbire ayağa kalktı, ve iki adım attı. Şeyhin gözleri ateş saçıyordu. Şeyh evvelâ sakalını sıvazladı. Sonra fedaiyi azarladı> — Herif: ne yaptın, sen! ku- mandan Haydar Beyi salıvermiş- sin, Haydar Bey ise Salâhaddi- nin en çok itimat ettiği kuman- dandır. Onun artık Şama vardı- ğında ve bütün hâdiseyi haber verdiğinde şüphe yoktur. Beş on gün sonra Salâhaddinin ordusu kalemizi kuşatacak. Sonra gemi- nin tayfasını öldürmemişsin bu hanımın hizmetçisini sağ bırak- mışsın. Bunların hepsi de hâdi- seyi yayacak, herkese anlatacak. Salâhaddinin yakın akrabası olan bu hanımın burada bulunduğunu herkes bilecek. Sultan da onu burada arayacak... Bütün bu ih- mâllerin, bütün bu kusurların sebebi ne? ne diye işini tas- tamam yapmadın? Fedai titreyerek cevap verdi: — Muazzam velinimetim! tay- falar öldürmek için emir ver- mediniz. Zaloğlu, onlara doku- nulmaması için sizinle uyuştuğu- nu söyledi. — Yalan — söylemiş! köpek! bilâkis onların öldürülmesi mu- karrerdi. Bu ölü casus ile pa- zarlığımız — öyle idi. Çünkü emir vermediğim zaman ne yapılması lâzim — geldiğini biliyorsun! bir adam hakkında emir vermediğim zaman o adam sağ bırakılmaz, öldürülür. Sonra Haydar Bey nasıl kaçtı? — Efendimiz! buna dair söy- leyecek bir sözüm yok. Bana kalırsa Haydar B. Hacı Mehmetle uyuştu. Ona kollarını çözdürdü. Sonra Hacı Mehmedi öldürdü. ve Kaçtı. Hacı Mehmedin cesedi yanında bir kese altın bulduk. ( Arkası var ) Haydarpaşa Emrazı İstilâiye Hastanesi Baş Tabipliğinden: Hastahanede Elyevm mevcut binanın üzerine yeniden bir kat inşası ve Çamaşırhanenin islâhı kapalı zarf usulile mevkü münaka- saya konulmuştur. Münakasa 29/8/933 tarihine tesadüf eden Salı günü saat 14 te Galatada Kara Mustafa Paşa sokağında İstanbul limanı sahil sıhhiye Merkezindeki komisyonda icra edileceğinden taliplerin münakasaya ait şartname ile projeyi almak üzere İstanbul sahil sıhhiye merkezi levazım memurluğu ile Hastane İdaresine müracaat eylemeleri. *3929,, İnhisarlar Umum Müdürlüğünaeiı: Nev'i Mikdarı G 63 X 95 eb'adında birinci hamur beyaz bandrol kâğıdı 30000 kilo 70 X 100 ” » ST X 90 ” Sarma kâğıdı 20000 ,, ikinci hamur beyaz kapak kâğıdı 30000 ,, 13887 numaralı kararname ahkâmı dairesinde takasla ve pa- zarlıkla nevi ve. miktarları yukarda yazılı kâğıtlar satın alına- caktır. Taliplerin şartname ve numuneleri gördükten sonra pazarlı- ğa iştirak etmek üzere * 7,5 teminatlarını hâmilen 16/9/933 — cu- Satım Komisyonuna martesi günü saat 15 te Galata'da müracaatları. * 4320,, İstanbul Belediyes Alım, Beyoğlu Belediye Şubesinden : Bir dişi keçi bulunmuştur. Sekiz ıun içinde sahibi müracaat etıııeııe ııtılıı:ıktıı ..43“" Foyılati Liseleri Miıdılrlilğıindon : l—nl.onıvelııekıuılınmoıum ei ve sınıf imtihanlarına 2 Eylül cumartesi lar Plvtl'llıwııhıpuu'—uınbıbnıl.u 2 — Derslere 11 Eyiğl Pazartesi günü başlanacaktır. İstonbul Halkevi Reisilğinden: Evimizin halk — dershaneleri ve kursları şubesi ( İstanbul - tetkik DA acisini — 25-8- zintileri cuma günü ıııeım buz fabrikası ve Silâhtar ağa elektrik fabrikasının | tetkikine tahsis etmiştir. Arzu eden arkadaşların cun a ü saat 13 te köprünün Haliç iskelesinde bulunma- ları rica olunur elendın. f ! (6641) Alizel San'atlar Birliği Resim Şubesinden: Galatasaraydaki sergi 25-8-933 cuma günü akşam saat 19 da kapanacaktır. Eser teşhir. eden san'atkârların 26-27 inci günlerde saat ikiden beşe kadar esörlerini almaları rica olunur, Harp malülleri temsli heye- tinden: Bazı mühim hususatın görü- şülmesi — için vilâyet makamından alınan müsaade üzerine yarınki cuma günü saat on dörtte Üniversite kon- ferans salonunda içtima edileceğin- den bilâmum malül gazi arkadaşları- mizin teşrifleri ehemmiyetle rica olunur. let. Başinci İcra Memurlu- gundan: Mahcuz ve furuhtu mukarrer hane eşyası 28-8-933 tarihine müsadif pazartesi günü saat 12 den itibaren Kumkapıda taşçılar içerisinde Süley- man ağa mahallesi 40 numaralı hane satılacağı bilmüzayede (6677) derununda ilân olunuz. “Gazi Nadir Görd Aydınlık Dımaglardan Bı- ridir.,, ( Baştarafı 1 inci sayfada ) için bir mülâ- kat vadetmiştiniz mösyö Lö Presi- dan. Beni kabul edebilirmisiniz ? M. Heryo, va- dini hatırladı: — Buyurun dedi, konuşalım! M. Heryonun siyasi beyanatta bulunmıyacağını bildiğim için ev- velâ Truva hara- belerine yaptığı seyahatten bah- settim, ne gibi intibalarla dön- düğünü sordum. — Evvelemird Gazi Hazretle- rinin bu seyahat için Ertuğrul ya- tını — bana ve ar ka daşlarıma tahsis etmiş olma- larının -bizi ne derece minnettar ettiğini kaydet- mek isterim, dedi. Bahs açılmıştı, ve her şeyden evvel Gazi'ye temas ediyordu, muhatabım iki buçuk, belki üç saat Reisicümhur — hazretlerinin huzurlarında bulunmuştu, Ve el'an bu mülâkatın tesirini pek canlı olarak saklıyordu. “— Le Gazi est un des rares cervenux İucides gue j'ai rencon- tre, diyordu.,, Ben de içimden bu cümleyi: — Ender tesadüf ettiğim ay- dınlık dimağlardan — biri, diye lisanımıza çeviriyordum. Fakat madem ki müsahabe başlamıştı. bahsı umumi siyaset işlerine getirebilip getiremiyece- gimi tecrübe etmiye karar verdim. M. (Heriyo) eski bir gazetecidir, Pek eyi hatırlarım, daha iktidar mevkiinde iken gazetecilerin ver- dikleri bir ziyafette: — Ben de sizdenim, yarın bu mevkiden uzaklaşınca tekrar aranıza geleceğim, demişti. Bili- rim, mesleğini sever ve meslek- taşlarına yardım etmek ister. Binaenaleyh: — Dörtler misakı hakkında bana ne düşündüğünüzü söyliye- bilir. misiniz Mösyö Lö presidan deyince gülümsemekten kendini alamadı: — Umumi siyasetten bahset- mek istemem, fakat bu hususta muhtelif gazetelerde yazmış ol- duğum makaleler pek - sarih' ol- duğu için, ne düşündüğümü tah- min edebilirsiniz. — Şu halde — muhalifsiniz, d.’e“î:ıyır Mu misakına hassaten muhalif değilim. Fikrim şudur: Cenevrede — söylediğimi tekrar burada size de söylüyo- rum, benim için büyük, küçük devlet yoktur. Bütün devletlerin Cemiyeti Akvam çerçevesi içinde inkişaf etmeleri lâzımdır. — Dörtler misakı, Fransız - Alman münasebatını düzeltmiye amil olabilecek mi? — Esperons - le... (Haydi öyle olsun!) — Rusya — seyahatiniz — için nimresmi bir seyahattir deniliyor? — Bilmem nimresmi midir, Sayfa 12 .. v .. ugum Yukarda gördüğünüz Gazi Portresi buğday ve arpa gibi muhtelif hububatın yan yana getirilmesi suretile Bir Ras san'atkârı tarafından yapılmış ve gelirken sporcularımıza hediye edilmiştir. fakat 1924 te bana ancak bir pasaport verilmiş idi, halbuki şimdi Rus hükümeti beni resmen davet etmiştir. Orada seyahatim 10 eylüle kadar devam edecektir, — Mösyö 18 presidan, İngiliz matbuatı Rusya seyahatinizi pek yıkındıı takip ediyor ? Biliyorum. Fakat, burada bir İııgülı muhabirine dediğim gibi, cebimde bomba taşımıyorum. M. Heryo — güldü, — elini alnına götürdü. Gözlerile uzak- lardaki hadisata nufuz — etmek ister gibi derin derin baktı. — Mösyö 1ö'presidan, demok- rasinin bugünlerde geçirmekte ol- duğu buhran hakkında ne düşü- nüyor sunuz? — Ben hakiki, ciddi bir de- mokratım. Bu hususta — imanım değişmemiştir. Demokrasi daima hâkim olacaktır, ve olması için de elimden geleni yapacağım. * Saat biri yirmi — geçiyordu. Kendisine Son Posta namına teşekkür ettikten sonra, müsaade- sini istedim ve elini sıktıktan sonra : — Bon yoyage Mösyö le prisident dedim. — Türk matbuatına selâmla- rımı, teşekkürlerimi beyan etmeyi unutmamanizı — reca — edeceğim, dedi. Elimi sıkıp giderken: — Dostum, polemik yapmak istemediğimden, — yazınıza çok dikkat ediniz tavsiyesini de unut- madı. — $. N. —a nnn Hilâliahmer Yazlık Balosu Hilâllahmerin yazlık balosu Büyük Millet Meclisi Reisi muhteremi Kâ- zım Paşa hazretlerinin riyaset ve hi-. mayeleri altında 31 ağustos 1933 per« şembe akşam Büyükada Yat kulü- bünde verilecektir. Mevsimin bu en İibar ve en eğ- lenceli balosunun - biletleri şimdiden Beyoğlunda İpekiş mağazasında ve Eminönünde Selânik Bonmarşesinde satılmaktadır. Fiatlar bir hanım için bir Hra ve bir erkek için iki liradır. Adalar, Kadıköy ve İstanbul - için Büyükadadan tam saat iki buçukta bir vapur hareket ettirilecektir.