16 Ağustos 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

16 Ağustos 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 . Sayfa Dünya Hddiseleri Yunan Ordusunda Tensikat Bundan birkaç gün evvel Yu- nan ordusu Erkâ- ei m harbiye Reisi > Jeneral Manettas Sekiz Ay? | "sifa etti, yerine Jeneral Katenyotis geldi. Yunan ordusunun yüksek bir makamın- da vukua gelen bu değişikliğin sebebi, Harbiye Nazır Jeneral Kondilis ile erkânı harbiye reisi- nin bazı noktalarda anlaşama- makta bulunmalarıdır. Zira Yu- nan hülcümeti, harbiye bütçesinde esash bazı tenzilât yapmak isti- yor, fakat Jeneral Manettas bu tenzilâta muvafakat etmiyordu. Çünkü Avrupanın ve bilbassa Balkanların bugünkü vaziyetine bakarak mevcut kadroda her- hangi bir değişiklik yapılmasını tehlikeli buluyordu. Maamafih bu ıslahatı yapmak bir bütçe zarı- reti olunca Jeneral Manettas'ın ayrılması da elzem görüldü. Şimdi, Yunan ordusunda âskerlik müd- deti sekiz aya "indirilecektir. Bu- nu, Harbiye Nazırı Jeneral Kon- dilis söyliyor. Bunun haricinde bazı askeri kıtaat miktarında da tensikat yapılacaktır. * talyan gazeteleri, Baresi isimli bir karı kocanın Trablusgarp öllerinde başları- Si gelen çi bir Bir Facia | hâdiseyi nakledi- yor. Bu karı koca otomobil ile Ageyla denilen kasabadan Bin- gaziye gelirlerken çölde yolların şaşırmışlardır. Bu sırada M. Baresi otomobilden inerek isti- kamet tayin etmeye çalışırken zehirli bir yılanla karşılaşmış ve yılan tarafından ısırılarak feryat ede ede ölmüştür. Bu sirada Madam Baresi kocasının başına gelen faciayı görüyor, fakat yardımına koşamıyordu. Bereket versin otomobil kapalı idi. Çünkü ayni yılanın kadına da hücum etmesi muhakkaktı. Baresi aile- sinin geciktiğini gören Bingazi zabıtası, Valinin r uvı'akatile iki tayyare uçurmuş!i dır Bunlardan bir tanesi, iki gün aradıktan sonra otomobili b muşsa da vakit akşam olmuşcu. Ortalık kararıyordu. Binaenaleyh (yere inmek mevzubahs olamazdı. An- cak ertesi sabahtır ki pilot oto- mobilin yanına konmuş, Madam Kalınca Baresi ile kocasının cesedini ala- rak Bingaziye nakletmiştir. Ge- çirdiği maceradan dolayı Madam Baresi son derece sarsılmıştır. Muvazenesini bozmasından kor- kulmaktadır. Onu bilhassa müte- essir eden” hâdise, kocasının ce- sedinin geceleyin çakallar tara- fından parçalanmsıa olmuştur. Ez Resim Tahlili Kuponu 'Tabiatinizi öğrenmek istiyorsanız resminizi & adet kupon ile birlikte gönderiniz. . Resminiz . wraya tâbidir ve inde edilmez. İsim, meslek veya san'at bulunduğu | memleket Resim intişar | edecek mi? SON POSTA BİR-APAŞ KABARESİNDE.. Yarı Kokot Ve Yarı Apaşların Toplandığı Bir Gazino — Bırakın Ulan, Bırakın Ulan, Tutmayın Ulan! vE İstanbul'un göbeğinde, tıpkı, amma tıpkı Pull kahvelerini andıran bir kahve bilir misiniz? Öyle bir kahveki, içindekilerin boyunları birer siyah bezle sıkı- lıdır, başlarında yağlı kasketler, kat kat briyantin kümeleri var- dır.. bu kadın ve erkek apaşlar, dans çılgınlıkları, kokot kavgaları marazalar içinde sabaha kadar delicesine © eğlenirler, zıplarlar; yumruk yumruğa, kafa kafaya gelirler, oboğuşurlar, sevişirler, gülerler ve oynarlar... İşte ben, bu Paris kabarele- rinin bozması, yarı, bizim kül- han beylikle karışık yeri keş- fettim. Ve bir cuma günü saat Tile 8 arasında bu apaş ka- baresine gittim. *# Kapıdan içeri girince, o koyu kurşuni bir sigara dumanı gözü” mü aldı.. Evvelâ bir vi farke- demedim.. Çatlap, bozuk bir caz çalıyordu. Ortada yalnız dönen bir arı kümesi var. Masalar bom- boş.. Amma ne kadar boş?. Şöyle, midesinin ağrısı tutup ta oturan tek bir insan bile yok. Ne tuhaf, Sigara dumanı, burayı topçu ateşinin dövdüğü sahaya çevirmiş! Gözlerim alıştıkça (şekiller belirdi ve ortada, basık tavanlı salonun ortasında, vücut vücüde, dönen çiftler gördüm. uranın garsonları bile yaman adamlardır. Ben daha masaya oturur oturmaz yanıbaşımda gö- rünüverdi. — Kahvel. dedim. Sokuldu, güç işitilir bir sesle: — Taharrisin galiba ağabey?.. Dedi.. yüzüne baktım. pişkin — adamından tanırız ağa- bey, amma yine bilmemiş olalım.. Birdenbire ya kalabalığı içinde bir gürültü koptu: — Ulan itoğlu, buzağımi san- dın sen bunu?, Ölüsü kandilli. karıya iği ne atıyorsun?. — Otur yerinde hırbo! — Ulan senin kanmı içe- rim, birrrti.. Bırakın ulan, tutma- ulan!.. Caz bütün kuvvetile çalıyor- du.. kalabalık birdenbire karış- mıştı.. — Yapma ulan Mıstafa, yap- ma ulan, bırak ulan, çekil ulan!. Sesleri arasında, nihayet dans e başladı, yine çiftler birbirine va kahkahalar, gürültüler, çığlıklar içinde delicesine dön- miye başladılar. Garson kahveyi getirince, yine kulağıma eğildi; amaaan mmm mlm mm m mmm bakma amma, — Kusura ağebey, buradan bir ışmar göre- mezsin.. kabulün varsa, seni şu köşeye © götüreyim, rahat rahat dikiz edersin.. Beni daha . ileriye, büfeye yakın bir yere aldı. Sandak yalardan birini duvara dayadı, sonra yarı eğilircesine bir selâm vererek uzaklaştı.. caz birdenbire durmuştu... — Bis, Bis, Sesleri içinde, bir kadın sesi haykırdı: — Bana : bak, zurnacıbaşı.. Şu bizim peşrevi tımbırdat da, göbek atalım.. Caz derhal bir rumbaya baş- lamıştı.. Çiftler, Şu bizim çiftetelli ahengile kıvrlp bükülüyor, tit- reyi; baygınlaşıyordu. yer tepinme.. Ter- ler şakır şakır boşalıyor.. Sigara- lar ağızlarda.. Kızlar büsbütün serilip serpişiyor, iki yana, dur- madan zıplayarak, bütün vücut- larile, havalanıp, vabşileşiyorlardı. “Birdenbire kalabalık içinde bir: — Ah, anam!. sesi koptu. Ortalık darmadağın oldu.. Ve iki kat yere çömelmiş, bir inan vücudü oortada kaldı. Etraftan birkaç delikanlı koşuştu, genci yerden kaldırdılar. e oldu be?. Vurdular mı ulan, bıçakladılar mı? — Baksana be vücuduna? — Yok ulan kırmızı sudan zırnık yok.. — Yumruklamışlardır!. — Kancıklık bu kadar olur ! Burada caz bir inzibat âmi- ridir. Her saniye kavgası, gü- rültüsü eksik olmıyan bu yerde, bütün karışıklıklar hemen yok oluverir. Nitekim ren si ruşundan sonra i yine rine geldi, çiftler yine biribirine sarıldı. Yine gülüşler, kırı zi dökülüşler içinde oynanmıya baş- landı. K an başımızdaki pe. Ea enç kız oturuyor.. üçü ibi- rinden beter çirkin... İkide birde portföylerini açıp açıp yüzlerine bakıyor, podralarını tazeliyor, ruj- larını yenileştiriyorladı. Bu iş bit- tikten sonra yine ikide birde korsalarını aşağı yukarı çekip göğüslerini şişiriyorlardı.. Bir aralık caz yeniden baş- layınca, Ne «vers bir oldu.. lardan ledi saz fiskeledi: — Kalk! dedi. Kız istihfafla döndü, omuz silkerek dudak büktü Şu İti Yiyeyim kalkmadı. Genç sesini boğarak: — Kalk ulan! dedi. Kız birdenbire parlamışti: — Yormuyorsun ki kalkmam. 1000 lira versen kalkmam.. — Kalk ulan kaknem, naza mı Şekiyorsun?, — Kalkmam o deorum, agzıni bozma.. — Kalk ulan kız!. Vallahi kafamı kızdırma fena olur. Kız birdenbire, feveranile doğruldu. çok cesaretinin — Sen hayvan, ben hayvan.. iki hayvan oynar mı? Geym yenşi halde bozuk muştu.. Yara sığınıp şöyle bir gerindi, vurmak ister görüm dü, fakat etrafta kollarını tuta- cak kimse bulamayınca birden- bir sandalyanın birine çöktü; — Ulan! sabaha kadar bura“ da bekliyeceğim. hele birile kalk ta görürsün gününü... Kar- nını deşip te altı aylığını çamura dökmezsem, yuf olsun ecdadıma.. * koca salonun bütün masalerı bomboş.. acap delikanlılar biç içmez mi? diye şaşmayın. hepsi de, onların tabirince matizdir. Kafayı tütsülemeyince, zaten aftoza yan bakılmazl. İki karafa ile de du iş olmaz, masaya çö- künce iki yüzlüğü devirmelidir. Fakat burada değil, tabii dı- şarıda... * Bu kabara, İstanbulun en çok kavga çıkan yeridir, ve en azda cinayet olan yeri. Bütün bu de- likanlılar birer gözdağı ustaları- dır. Hele bir yabancı, Allah göstermesiti benim gibi, bunların eline . düşmesin.. Mutlaka insanı lâf gürültüsile boğarlar... Nitekim, benim böyle yalnız sessiz, sakin ve edeplice oturu- mu gören, karayağız bir deli- li arkadaşlarına döndü: — Avalın zoruna bak be!,. Biz burada köçek aynasımıyız bel. Bu seyyahın işi ne burada?.. Ötekiler de dik dik yüzüme bakıyorlardı.. iş çatallaşmıştı.. ya- aldırmamak veyabut ta ç it- mek lâzımdi.. takat sd bizim garson peyda olüverdi. Elindeki peşkiri liiyürak rumsâz 4 Devamı 10 uncu sayfada ) Ağustosta Yapılacak İşler Tavuk besliyenler için her ay en ziyade dikkat edilecek işler hakkında kısa malümat vere ceğiz. Bu cümleden olmak üzere bugün tavuk besliyenlerin ş- tosta hangi hususata daha fazla Ken etmeleri lâzmgeldiğini bil- İZ, Ağustos, havalarm en sıcak aylarından biri olduğu; malümdür. Bu ayda tavukların tüy dökümü devam eder. Dİ ağu Tüy dökümü veya tüy değiş- tirmesi tavuklar için bir yorgunluk olması layer” bun la ettiği tçe gıdalarına si lm 4 ü zamatı tavukların o sabahki © İâpalarma beher hayvan için bir. tutam kükürt çiçeği ilâve edilmelidir. çiş Kuvvetli la ber bal bol yeri ii verilmelidir. günde en az iki defa değiştirmeli ve su kapları iyice yıkanmalı ve beher litreye sekiz gram sulfat de fer ilâve edil > Dök tüyleri parkı en rkelerden ve kümeslerden kaldıpmalıdır. Horozlar “bütün ilkbahar ve yaz mevsimlerinde çalışmış olduk- ları cihetle tüy dökümünde de ayrıca yorulacakları için bunlara da aynı gıdalar verilmelidir. Ağustos, kümeslerin ve par- kelerin bilhassa dikkat edilecek aylardan biridir. Kümesleri her sabah temizle- mek lâzım oldi gibi haftada bir iki defa da uca bir kireçe bir miktar kreolin veya Krezolin katılmak suretile mükemmelen badana edilmelidir. Bu suretle kümeslerde bulunması ve türeme- si melhuz bit ve sair haşaratın önüne gine olur, Parkelerde gölge vücüde ge- tirecek ağaçlık yoksa hususi ve alçak çardaklar yapılmak sure- tile gölgelik temin etmelidir. Parkelerin .bir .ma- halline tavukların adedile müte- nasip bir çukur açılmalı ve bu çukurun içindeki toprak tırmıkla eyice © inceltilmelidir. Bu ince toprağın içine bir miktar elenmiş kül ve bir az' da kükürt “ koya" rak karıştırmalıdır. Sabahları bu çukurun üzerine bir az su dö- külerek karıştırılırsa (tavukların bu çukurda gayet rahatça ve zevkle oeşelendikleri görülür ki bu onlar için pek lüzumlu bir ihtiyaçtır. aktinde yetiştirilmiş piliçler eylülde yumurtlamıya (o başlaya- caklarından bunları da ayırmalı ve kümeslerde haddi istiabisinden fazla hayvan bulundurmalhalıdır. Hulâsa, bu ayda gerek tavuk ve gerek piliçlerin - gıdaların, sularına, ve temizliklerine pek mamalıdır. ğ z | | Erenköy:/M. Nuretlin © (0) Tavuk ve Tavukiuluğa alt “elan müşküllerinizi / sorunuz “mütehsömü “ise cevap verecektir, : — TAKVİM Gün ÇARŞAMBA Hü 31 16 AĞUSTOS 033 1g)

Bu sayıdan diğer sayfalar: