k ğ ğ llza Memleket Manzaraları İzmit'te Bir Fıçı Su 60 Kuruşa... İzmit (Hususi) — Kocaelinin omumi bir ana caddesi vardır, İstasyondan başlayıp şehrin mün- tehasına kadar uzanan bu cad- denin ortasından tren geçer, bu caddenin sıra ile iki tarafında terzi, kasap, manav, sütçü, tu- hafiyeci... İlâhiri birçok dükkânlar ve oteller vardır... Yakın vakite kadar bu umumi büyük caddenin iki tarafım büyük çınar ağaçları gölgelendirmekte idi.., Her ne dense bu yıl belediye bu ağaçları kesmiştir. İzmitin bu umumi bü- yük çarşısından başka deniz kıs- manda ve ayrıca içerde de birer çarşısı verdir, Burada dükkân kiraları başka Anadolu şehirlerine nazaran biraz dır. İzmitte ev kiraları da çok pabalıdır. Meselâ: İstanbul'da ayda (20) Hira irat getiren bir ey İzmitte mutlaka (50) lira getirir. Bunun gebebi de şehrin günden güne kalabalıklaşmasına rağmen yeni- den bir tek inşaat yapılmama- sıdır. Burası sıcak yaz günlerinde pek çok susuzluk çekerdi öyle ki yaz geldi mi İzmit-Kocaelinde su iulmak bir mesele idi... Fakat bu yıl Fırka kendi azami muza- heretile ve Belediye reisinin gay- retile birçok para sarfedilerek Paşasuyu şehre kadar getirlmiş İzmit bu ezeli derdinden kurtul- muştur. Burada Çene dağından Çenesuyu namile bir memba suyu getirilmektedir. Bu fıçılarla geti- rilen suyun - fiçısi (60) kuruştur ve bardağı sucu dükkânlarında (40) paraya satılıyor. itin şimendifer güzergâhı üzerinde sebze bahçeleri vardır. Arazi gayet verimlidir. Esasen bahçelerin çok rutubetli yerlerde olması ve sabahları da buralara çok fazla çiğ düşmesi itibarile hemen hiç su vermeksizin bile burada sebze istihsali mümkün- dür. İzmitte memur ve asker aile- lerinden başka bir de orta sınıf vardır. Bu sınıf İzmitin arkasındaki Muhacir mahallesinde oturur. İzmit İstanbulun bir mahallesi mesabesindedir. Çünkü şimendi- ferle İzmitten İstanbula azami üç saatte gidilebilir. İstanbulda sa- bahleyin okunan gazeteleri - (2) saat sonra da İzmitte okumak pek âlâ mümkündür. Tabiri umu- misile İzmitten bıîınnu İstan- — buldan işitilir. — Mehmet Enver Tarsus'ta Zirat İ Vaziyet Çok Fena Tarsus (Hususi) — Tarsus ve — Misis çiftçilerinin son vaziyetleri cidden yardım edilmeye muhtaç bir haldedir. Köylüler bütün bü- tün yas ve kedere düşmemek için tarlalarına iî:emu olmuş- lardır. Bütün mıntakadaki binlerce dönüm pamuk ve susam — mahsulleri yağmursuzluktan kuru- — mak üzeredirler. Muhtemel bir F K:Şı:urun bile bütün bu mahsule t vereceği şüphelidir. Ada- Banın Seyhan ve Ceyhan gibi nehirleri varken bu mühim ziraat — memleketinin susuz kalması çok — acıklı bir baldir. Mersin (İçeli) mıntakasının su- — Tanan kısmı bire on ve hatta on beş diğer yerler ise bire 2:4 nisbetinde hububat vermektedir. Çukür ovanım en ziyade tabiat Kütfüue mazhar olan kısmı Cey- han kazasıdır. Burada bire yir- miye kadar hububat alınıyor pa- muk ile susam da çok iyidir. Buna mukabil Tarsus mınta- kası en ziyade harap olan kısım- dir. Halk ancak kendi gıdasının ölmiyecek kadarını elde edebil- miştir. Pamuk alımı ise onda © dokuz zararlı olmuştur. Iğdır Cennît Demektir Bu Ermenice İsmin Değiştirilmesi, Ka- sabaya Ağrı Denmesi İsteniliyor Iğdır, (Husu- si) — İsmi gibi kendisi de cen- net olan bu ka- sabaya İğdir is- mini — ermeniler vermişlerdir. İğ- dir ermenice cennet demektir. Iğdırlılar kasa- banin bu erme- nice ismini de- ğgiştirmek ve türk- çe Âğrı ismini vermek istemek- tedirler. Ancak kasabaların ismi vekiller — heyeti kararile değiştirilebileceği — için bu hususta hükümet nezdinde teşebbüsatta bulunulacaktır. Iğdır belediye reisi Rıza B. çok çalışan, cennet kasabanın imarı için Aç Kalan Almanlar Burada İş Arıyorlar Bergama (Hususi) — Alman- ada işsiz kalan ve ekmek parası ıazanmık için seyahate çıkan 6 Alman san'atkârı buraya gel- mişlerdir. Burada her işe talip olan bu Almanlara iş bulunamamış, onlar- aa Dikili'ye gitmişlerdir. Fakat Almanlar o kadar parasız ve ça- resiz vaziyette ki üzer- lerindeki elbise ve bile satarak karınlarını doyur- maktadırlar. Yatacak yerleri olmuyan bu Almanlar geceyi sahildeki kum- lar üzerinde geçirmektedirler. , Ulukışla'da Eski Kaymakam Halk Ve Köylüler Tarafından Teşyi Edildi Ulukı Hususi) — Kayma- lııınmn—l!.lıŞn Bey Sürdin Ferah kazası kaymakamlığına tahvil edil- miştir. Hayri Bey burada bulun- duğu müddet zarfında kendisini halka çok sevdirmiş, memlekete birçok hayırlı işler yapmıştı. Ye- ni vazifesine giderken kendisine köylerden de gelen heyetlerin ve bütün kaza halkının iştirakile bü- yük bir teşyi merasimi yapıl- mıştır. .. Göbel Suyu Bir Saatte Açık Bir Yara Kapanıyor . Tavşanlı (Hususi) — Kasaba- ya iki saat mesafede Göbel ha- mamı denilen hamam evvelce Maarif tarafından işletiliyordu. ğîı:'dî belediyeye mal edildi. sı bir tek hamam değil, Ya- lova gibi muhtelif su membaları olan vasi bir kaplıcadir. Belediye derhal burayı imar ettirdi. Göbel hamamının suyu açık yaraların tedavisinde ve kirleri temizle- mekte harika kabilinden bir tesir göstermektedir. Bu suda bir saat kalınca açık bir yara kapanmak- tadır. Göbele her gün 30- 40 aile gidip banyo almaktadır. Ha- mam bir çam ormanı orlasında- dır ve etrafında muhtelif mesire- ler, vardır... izar Foi aa —e eh birkaç saat sonra ölmüştür. Haa GĞ ni o, oe ei Gd A D DÜ SİLÜĞDN e ÜĞ AA çe A vi Di G B ee Bi S P AA aa Ka Iğdir. belidiye deiresi geceli gündüzlü uğraşan bir zattır. Merkezi kazanın 3600, mülha- katı ile beraber de 25 bin nü- fusu vardır. İğdir. Rusyaya pa- muk, diğer yerlere de pirinç ve fyon Biçki Naime H. biçki yardu talebe ve muallimleri meyva ihraç etmek- tedir. Birisi — kaza köylerde olmak üzere 3 ilkmek- tep vardır. İğ- dir yemyeşildir. Hâlâ da ağaç dikilmektedir. Son iki ay zarfında kaza dahilinde 20826 köylerde de 168477 mey- va ağacı — dikil- miştir. Sular çok temizdir. Beledi- ye şehrin temizli- ğine, yiyecek ve içecek şeyle- rin kontroluna hususi bir ehem- miyet atfetmektedir. Iğdırla Ka- raköse arasındaki yol otomo- bille iki gün sürmektedir. Yurdunun Sergisi Afyonkarahisar ( Hususi ) — Naime Hanım Biçki ve Dikiş Yurdu imtihanları bitmiş, bu münasebetle Cümhuriyet salonunda yurt talebeleri tarafmdan vücude y müteşekkil bir sergi açılımıştır. Sergi çok Antalya'da Bir Amele Hiç Yoktan Bir Hâdise Çıkarıyordu Antalya, ( Hususi ) — Loit Tiryestino kumpanyasının Eçtito vapurunda —müessif bir hâdise olmuüş, deniz amelelerimizden bi- risinin münasebetsiz bir hareketi hiç yoktan bir vak'a doğurmak istidadını göstermiştir. Eçtito vapuru limana geldiği zaman iâkele amelesinden Esat oğlu Nuri vapura girmiş ve am- . bar kapağı üzerinde oturup rakı içmekte olan vapur amelesinden Paraşkova oğlu Kostantinin ya- tağının ucunu karıştırmıştır. Kos- tantin Nuriye Rumca ne aradı- ğını sormuş, Nuri de Rumca bil- mediği için bu sözü anlamamış, küfrediyor sanarak Kostantin ile kavga etmiş. Diğer ameleler de işi izam ederek ğııhnhıln Türk- lüğü tahkir ettiğini iddia eyle- mişlerdir. Bir anda büyüyen bu hâdiseye derhal müddeiumumilik vazıyet etmiş, suçlu ve maznun hemen hâkim huzuruna çıkarık mışlardır. Yapılan duruşma neti- cesinde Kostantinin Tilrîdüğe ha- karet etmediği sabit olmuş, va- pur üç dört saatlik tevakkuftan sonra yoluna devam etmiştir. Uşakta Bir Çocuğu Sel Götürdü Uşak ( Hususi ) — Aksu çayı taşmış, bir çocuğu sel götürmüş- tür. Çocuk kurtarılmış, fakat etirilen olmuştur. Ergani Bakıri Maden Sahasında 1025 Amele Geceli Gündüzlü «Çalışmaya Başladı gani (Hususi) — Bakır şir- keti işletme faaliyetine başlamış- tır. Şimdi maden sahasında geceli gündüzlü bir faali, makta, bin ım.elîzahısç'üzînçr:ıpz dan toprak tesviyesi yapmaktadır. Ayrıca 25 amele de eski tü- nel ve galerileri — temizlemekte, bunları kolayca işlenebilecek bir hale koymaktadırlar. Erganide şimdiye kadar gü- müş para ile alışveriş edilirdi, maden şiketinin faaliyete başla- ması Üüzerine belediye bütün es- nafa badema ancak nikel ve bronz para ile alışveriş yapmala- rını tenbih etmiş, esnaf ta bele- diyenin bu kararını istisnasız tat- bik etmiye söz işlerdir. Belecğ;e' mımmiye baş- ladığı zaman ;elecek yabancıların istirahat ve ikametlerinin tamini için icap eden tedbirler almıştır. ğzh'ın p:emiı tutulması hnirı edilmiş, temizlik amelelerinin mik- tarı arttırılmış, maden sahasında olduğu gibi kasabada da canlı bir belediye faaliyeti göze çarp- mıya başlamıştır. — M. F Mualllmler Dört Aydır Maaş Alamıyorlar Uşak ( Hususi ) — İlk tedrisat muallimleri dört aydanberi maaş alamamaktadırlar, Muallimler — | müşkül vaziyette kalmışlardır. — a Üa &05 * © ae Mi Zehirli Gaz Mese!es_i% Fosgen Gazi Ve Tesirleri Büyük — harpte ebemmiyetli bir surette rol oymyan zehirli ların en müthişlerinden biri de 'ösgen) olmuştur. Bunun kimya- ca ismi (Dikloroksi karbon) dur. Bu gaz; 1812 senesinde kimya- ger (Davy) tarafından keşfedi- mişti. Büyük harbe kadar bua boyacılık sanayiinde isti- olunmakta idi. Bugün dahi bir harp gazı olmakla beraber uzvi boya sanayiinde muayyen bazı bayaların istihsalinde kulla- nılmaktadır. Fosgen; kimyevi evsafı ve te- siri itibarile büyük harpte ilk defa Almanlar tarafından kulla- mldı ve iki ay sonra ayni gazı Fransızlar da kullanmağa başladı- lar, Bu gazın harp sahnesine gir- mesi bir çok canların yanmasına ve bir çok insanların malül kal- masıma sebep oldu. Külli mik- darda kullanılan bu gazdan Fran- sızların sarfiyatı 16 bin tondur. Fosgen normal suhunette is- tihsal olunamaz. az ba- lindedir! Oradakileri irlerler, Onun için; sıfırdan dun suhunet- te berrak bir mayi halinde istih- sal olunarak çelik şişelere konur, altı, ilâ sekiz derecenin üstünde derhal gaz haline geçer. Sür'at ve suhuletle uçar. Havadan üç buçuk defa ağırdır. Su ile ta- hallül eder. Bilhassa sıcak su muvacehesinde tahallül derhal vaki olur. Kesafeti fazla olduğu zaman insanı boğar bilhassa cihazı teneffüsiye üzerine fevkalâ- de müessirdir (ödem) yapar. Bir mikâp havada yarım gramı in- sanı bir dakikada öldürmiye kâ- fidir. Az kesafette dahi uzun müddet teneffüs eden insam ya- vaş yavaş zehirler. Bununla mü- sap olanlar; kat'iyen yürütülmeme- K, koşturulmamalı ve saf havaya çıkarılmalı müvellidülhumuza mas- ikmektebi kesi takılmalıdır. Az kesafette Lm Fosgenle zehirlenenlerin yüzde dok. sanı bidayette birşey duymazlar. Çünkü tıı',e:ı't ııııııdi! Bu sebep- le bu gaz çok tehlikelidir. 1917 Senesinde fosgen fabri- kasında çalışan bir kimyager fosgen mermisinden çıkan fosgeni hissetmeden yavaş yavaş teneffüs etmiş ve yüzünün sarı yeşil renk alması arkadaşlarının (nazarıdik- katini celbetmiş. Derhal açık ha- vaya çıkarmışlar, müsap beş saat bir şey hissetmemiş, beş saat sonra öklürük şiddetlenmiş Ağzından köpükler gelmiş, dudaklar morar- hastanın ahveli umumiyesi mmeı kesbetmiş, teneffüs ede- memiş boğularak ölmüştür. Bukadar tehlikeli olan bu gaz- dan insanlar kendilerini ancak korunma vasıtaları ve maskelerle muhafaza edebilirler. Bugülkü tekâmüle vasıl olan ve elyevm de terakki etmekte bulunan korun- ma vasıtalarına - bütün — halkın ehemmiyet vermesi ve ancak bu sayede her türlü zehirli gaz teh- likesinden kurtulabileceklerini bil- meleri lâzımdır. Kimyager Seyfi Bir Tashih Geçen hafta çıkan yazımızda bir tertip yanlışlığı olmuştur: 1 —pBeşincî ve altıncı satır- larında (ağızları kurşun boru ile kapalı...) cümlesi karü yanlış fikre sevkedecek mahiyettedir: Mescle şudur: Klor gazı çelik bombalarla cepheye sevkolunur ve püskürme taarruzunda gaz klordan müteessir olmıyan kurşun borular çelik şişe- lere ilâve olunarak bu borular düşman istikametinde uzatılır ve müsait rüzgârla bombaların ağzı açılarak klor gaz halinde düşman lıerlneı;!lı_ıh'-;. Haat hitalinyem İ ?