tikti o yollarda seninle; Flsane olan günleri andıkça en Tinden yeri tel gimdi coşan besteleri: Şarkımla, geçen demle Mnzatffer Kemal — Tevfik Fikreti nasıl bulur- sun? — Tammam, dun!.. — Hiç, sordum.. — Anladım! kızına talip oldu da hakkında tahkikat yapıyor- sun değil mi? Davul Çalarlardı Neş'eli dostum söyledi: — Hayvanlarda da musiki merakı olsaydı, bu işle en fazla köpekler muvaffak olurlardı.. — Amma yanptın hal.. — Amması falan yok, kuy- | ruklarını sallayışlarına bak; mü- kemmel davul çalarlardı!.. Bekliyecek Hanımla Bey sözleştiler: Bey — Karaköydeki saatin &itında tam beş buçukta bulu- şacağız. Hanım — Eğer birimiz geç kalacak - olursak.. Bey — Zarar yok, ben seni gelineceye kadar beklerim. Öyle İse Necati Bey plâja gitti, plâj sahibini gördü : — Kayınvaldem, dedi, hergün gelip denizde banyo yapacak. Buradan denize girerse boğulmak tehlikesi var mıdır? — Kat'iyen efendim !. başka bir plâja fakat niye sor- - — Öyle ise gidip sorayım |.. Pabucu Büyük : Vah vah tilo hayatımzı ların üzerinde Yah valı, Demek bü. Siz bü kocam CAMan ayak, Etçirdiniz.. SN »a demlerin aheviini dinle! a demlerin ahevgini dinle! nden; n ahengini dinle! — Sen insanın üzüne bakınca aklını başından alırsın! Bahtın bir uzak k Çık gezdiğimiz yollı unutturduğu genç kız, akşamları yalnız! Aşkın gibi mademki o yerler de velasız, Çik Hicranla ağarsın yine yollarda gezdiğimiz yollara akşamları yalnız! gezerkon, Varsın o kızıl saçlarının te Çik gezdiğimiz yollara akşamları yalniz! — Tabii cüzdanını cebinden alabilmek için kolaylık olsun deyel., Gözleri boyanmış deniz rengine — Kendimden geçmisim daldım engine — Garson bu ne kadar fazla yat... ç n)a_ Ne yapalım Beyefendi, şimdi yaz, —müşteri ancak bu mevsimde gelir. Biz de kazana- cağız, İ'_ Öyle amma kışın .. g — O zaman da çok az müş- teri geliyordu.. Hakkı Var — Ben evlenmek amma patronum müâni oluyor. — Bu nasıl şey.. — Patron insanın evlenmesine de - karışır mı 7? ğ — Nişanlısile evlenmek - isti- yorum da.. istiyorum Şakrak Kızlar! Sizi sevmem . delirsem, Hey gidi şakrak kızlar! Ya gönlümü vermezsem, Hey gidi şakrek kızlar! Sakın bakmayın sakm, Gönül yakmayın sakın, Kalbe akmayın sak Hey gidi şakrak k Bakıp ta göz süzmey Bırakıp ta üzmeyin, Anlaşmıştık biz demin Hey gidi şekrak — kızlar in, Yüz verdiksi Birdenbire Bu işlere şe; Hey gidi şakral Muradına erenler. Size gönül ven T; Bir yaman d aman der Hey gidi şakrak kızlar! Bu iki güzele buğlandı gönül Yıllarca seyretsem doyamam yine Doğru İmiş Muallim sınıfa girdi. Tahtada bir yan gördü.. “ Muallim aptaldır., — Bunu kim yazdı.. Sen mi Necdet?.. — Ben yazdım muallim Beyi, — Ben seni cezalandırırdım, | Fakat doğruyu - söylediğin affediyorum! Çekemez Ki.. Kadın terzisi Müşterisine rica etti; — Madem ki dikişinden mem- nun oldunuz. hanımefendi dost- larınıza beni tavsiye edersininz.. - İmkân Yök, yaptığımız elbi- seleri kim giyse' yakışıyor.. Dost- larımı size gönderemem.. için Muzafler Kemal e İ t — Gözlerinizden şikâyet edi- yorsunuz... 4 —'Evd doktor bey miyopum, göremiyorum.. — Nasıl, meselâ !.. — Meselâ şu duvarda bir küçük çivi var ya işte onu göre- miyorum, Uyanan Biri beş, biri altı yaşında ild kardeştiler.. Beş yaşındaki üyü- yordu.. Altı yaşındaki şarkı söy- lemiye başladı. Beş yaşındaki uyandı, ağlamıya başladı Dadısı darıldı : — Bağırdın, kardeşin uyandı. Bak sesi çıkıyor. Bu sırada duvardaki sant çal- dı, Alti yaşındaki dadısına döndü: — Şimdi de sen bana bağır- dın, saat uyandı, sesi çıkıyor. Akıl Küçük Doğan elinde bir alay mektupla dolaşan postacıya alal Öğretti: kadar mektubu ne diye ev ev taşıyıp yoruluyorsun? — Ya ne yapayım!.. — Postaya ver, gönder! Doksan Derece Sıcaktan bahsediliyordu, bizim kahveci Acem odaya girdi: — Bizim Tehranda men dok- an derece sıccak görmüşem!, — Atma. Doksan derece s- cak olmaz. — Olur kim; temmam ikki gün kırk beş derece sıcak ol muştü çi kırk beş daha kırk beş doksan etmişti, ———ij Allah İçin NY giderken uyayoruz, biribirik herkesin — Yan —yana mize nekalar gözü bizdel, :