I ..... kiı'ı;ikıtur.. Oğlu Hasan Beye gazeteyi gösterdi: — Bu güzel resim ne? — Bir sinema artistinin resmil! — Ya bu çirkin resim? — Bu da bir karikatürl.. Çocuk — karikatüre — dikkatli dikkatli baktı: — Baba, dedi, annemin fo- toğrafçıya çektirdiği resmi de karikatür müdür? Hayatımı kurtardı Hayvanları Himaye Cemiyeti reisi Hasan Beye anlatıyordu: — Hayvanlar daima insanlara hizmet ederler.. Onları himaye etmek bir vazifedir. — Hakkın var azizim hatta sa hayatımı bir güvercine barç- ; 6, beni ölümden kurtar- Muşti.. — Tuhaf şey Hasan Bey, na- sıl oldu? — Bir gün aç kalmıştım, öl- mek üzere idim, bir güvercinim vardı. Kestim yediml!... Güzel yemek B Hasan Bey komşusuna davetli idi. Komşu, komşunun — karısı, Hasan Bey birlikte yemek yedi- lev, Yemekten sonra komşu Ha- san Beye sordu: - — Nasıl Hasan Bey, karım SÜzel yemek yapıyor değil mi?.. — Mükemmel komşu, sofrada | bilhassa | Yediklerimizin Meyvanın Şoktu. içinde nefasetine diyecek Nasıl atarım Hasan Beye dedim ki: — Gevezelerden hiç hoşlan- Mam, eğer evime böyle bir insan gelmiş olsa, hiç dinlemem; tutun- €a kolundan kapı dışarı atarım.. Hasan Bey içini çekti: — Hakkın var, dedi, benim de evime gelmiş böyle bir geve- ze var fakat bir. türlü kapıdan dışarı atamıyorum.. — Neden atamıyorsun? — Nasıl atarım, karım!.. Elmas fiatları — Hasan Bey, gazetede bir havadis var “Elmas fiatları çok düştü!,, — Tabii düşer, düşmez kalk- Maz bir Allah var. | Hler içinse | deceksin KIZIM İÇİN Acap bilir misiniz, Ben kime kız veririm; Söleyim öğrenin siz, Ben kime kız veririm.. Aramam; genç, ibtiyar, Sorarım kaç para var; Anlıyan hemen anlar, Ben kime kız veririm.. Ev, dükkân, Ap ırtıman, Söyle bir kaç tane han; Belli olur o zaman, Ben kime kız. veririm.. Alıçı, hizmetçi, uş Oldah büyük ufal Gördün mü bele bir bak, Ben kime kız. veririm.. P. 0.H. B. Gazetelerden Oum huriyet Mazhar Osman Be yin bir eseri. Hasan - Bey akıllılar içinse iş lerine yaramaz, de- alüka dar — olmazlar, ne zoruna zahmet ç kip yapmış! Valatj | çamlar Hasan Bende bardak olan çamlardan — bahse zannet- Bey — miştim. Akın nn kusurlarını her söylemeli yerde mit.. Hasan Bey — Kul — kusursuz. ok maz amma kusuru çok olanların kü surunu yüzüne vur- mayı ben tasavvur etmem'. Milliyet patlıcan. Hasan Bey — Küâmıran Serif Bey dostumuza — benzi- yöorsa çabuk çabuk kırağı çalmaz. Acı — Hasan Beyin bir ineği vardı. Her akşam hizmetçi ahıra iner, ineği sağardı. ç çlııı'ıı Bey birgün Uzunçarşı- dan geçerken alçak iskemleler gördü. Kendi kendine.. — * — Bir tane alayım, hizmetçi iyi yüzerim ki Hasan Bey, bir gün Yediküleden denize atladım. bun, — Yedikule'den gıktığına beni ne ile İnandırasaksın ? denize atıldığın göbeğinden belli amma, Suadiye'de Tevekkeli ekki' dost düşman — Olmaz; dememişler.. görmez bak nasıl anlaşıverdik! .lı_qxl z İwlıımuuw — Ötekine berikine gidip, kızınızı kime verirsiniz, “deye — soruyorlarımış. Bizim işimize neden karışıyorlar, kime istersek ona varırız.. — Öyle amma kızım; — dünya yü zünde davolcu ile zurnacı o kadar bol değil ki!.. Fransızlarla Anlaştık: — Güzeteler İşe Yaramıyor inek sağarken üzerine oturur!.. Dedi, eve gelince işkemleyi hizmetçiye verdi: — Sana aldım, inek sağarken işine yarar. Hizmetçi iskemle elin- de ahira gitti, yarım saat sonra | İsabet etmiyor Hasan Bey anlattı: Adam hiddetlenmişti. Yerinde duramıyor, vira söylüyordü: Edepsiz!.. çeela Terbiyesiz!.. Ahlaksız!.. Muhatabi soğuk kanlılıkla ce-f vap verdi: — Nafile yoruluyorsunuz, söy- lediklerinizin hiçbiri bana tesir etmiyor. Siz söylerken mütema- diyen' bareket ettiğiniz için he- defe isabet ettiremiyorsunuz. Biribirimizi görür —a — aa e OĞLUM İÇİN Düşünürüm çok fazla, Oğluma kız istesem. Davrasınm bin naxla; Oğluma kız istesem.. Hemen e'up seferber, Gelmeli birer birer; Sanıpıa, kumral esmer, Oğluma kız istesem. Peki, ratıyım demem Âlâ, deyip geçemem, Birdenbire seçemem, Oğluma kız istesem.. Olmalı şöyle cici, Sanki zarif bir inci, Güzellikte birinci, Oğluma kız istesem.. P. O.H.B. Gazetelerden Akşam — Kon- feranstan alınan ye- gâne dera Hasan Bey Şimdi konferanslar | gibi mekteplerin de tatil vakti, derse, hocaya lüzum yok!, Son — Posta — Yüz elli bin lirahk bir yor.. define — aranı- Hasan Bey Aman yerini söyle bavulu — hazırladım ben de yola — çıkâ- cağım! Milliyet — Da- rülfünun bugün ta- rihe karışıyar.. Hasan ”a bu bir. hoş Baki — kalan kubbede sada imiş. Vakıt — M.Troç- ki Stalin'le barış- mak istiyormuş. Bey — Allah yıldir. barı- şıklığı versin.. Akın — Havada- ki bulrat hızim artık kaybetti, Hasan Bey — Dansı bizdeki buh- ranın başına. a —- yine iskemle elinde döndü.. — Olmadı efendim, iskemle i aramıyor!.. Z sedi. lsuııı Bey sordu; — Niye?.. — O kadar uğraştım, bir tür- lü ineği iskemliye oturtamadım!.. ö llln_nı_oi:luı da Hasan Bey, ilk gittiği mektep değiştirmekten hazzeder.. Şimdi de Darül! girmiş £. Adamcağın kuduz köpek ısır- mışti. Hemen yakın — bir ecza- neye götürdüler.. Adam bir kâ- ğit kalem istedi; verdiler.. Kâğı- da bir şeyler yazdı.. Eczanenin önü kalahalıktı.. Hasan Bey de geçerken gördü. Kalabalığa so- kuldu. — Ne var, ne oluyor? — Bu adamı, kuduz köpek ısırdi; getirdiler.. Şimdi bir şey- ler yazıyor; ihtimal vasiyetnam: sidir. Ğ Hasan Bey güldü; — Zannetmem, dedi, kudür- duğu zaman ısıracağı kimselerin listesini yapıyordur. Harem - selâmlık Hasan Beyle beraber Galata- saraydaki resim sergisini —gezi- yorduk. Düvarlardaki kadın ve- simlerini seyreden Hasan Bey bir aralık bana döndü: — Biz yanlışlıkla hareme gel- miş olacağız, dedi; haydi çıkıp biraz da selâmlığa uğrayalım.. Yaş meselesi Hasan Bey çocukluk zama- mındanberi tanıdığı bir hanıma rasgeldi. İki eski dost samimiyet- le birbirlerinin ellerini sıktılar.. İlk sözü Hasan Bey söyledi: — Nekadar zamandır, birbi- rimizi tanırız, beraber oyun oöy- nardık. Ayni yaşta idik!.. Hanım biraz bozulur gibi ol- du. Bu, ona ihtiyarlığınmı ha- tırlatmak kabilinden bir şey ol- muştu.. Hasan Bey de işin far- kına vardı: — Yok yani dedi, o zaman ayni yaşta idik, şimdi tabii ben sizden çok yaşlıyım!.. Şeker fiatları — Yükseldi.. — Alçaldı.. — Yükseldi.. — Yine alçaldı.. — Ne o Hasan Bey Ameri- kan daları mı, İng'iliı parası mı? — Yok canım... Şeker fiat- ları... Çapkın Hasan Bey gazete ökurken birdenbire yüzüme baktı: — Fransa ile Amerika da olur capkın şeyler değil, dedi, gazete yazıyor : Şimdi de - biribirlerine atmıya başlamışlar.. ,, “lâf gündenberi ayaı huyda daima fünundan çıkmış, Üniversiteye