Slovaklarla Çeklerin De Arası Açıldı Çekoslovak Cümhuriyetini - teşkil eden Çekoslovak unsurları arasında epey zamandanberi şiddetli bir ge- çimsizlik ve bir ihtilâf var. Tıpkı Sırplarla Hırvatlar arasında olduğu gibi. Bu unsurlar bir araya gelmek için bir hayli güzel vadin cazibesine ka- pılmışlar, sonra bunların - biç biri ta- hakkuk etmemiş ve vaziyet iki taraf- tan biri aleyhine teessüs ve temerküz edip gitmiştir. Şimdi, dünyada, bunlar kadar - biribirine —düşman — yoktur. Sırplarla Hırvatların davası bu sütun: larda birkaç defa kaydedilmişti. O cihetten okuyanlarımızın malümudur. Çekoslovak iddiasına gelince: Slâvlar dağlıdırlar, orman işletirler. Bunların menfaati Çeklerle beraber olmaktan ziyade Macarlarladır. Çünkü kestikleri ağaçları üzerinde bedava nakleden nehirler Macar ovalarına akar, sonra, Çeklerin Slovaklara oynadıkları dahili oyunları da hesaba alırsanır. bu iki unsurun beraber geçinememesindeki esbabı derhal anlamış olursunuz. Çek ricali, şimdi, birer, birer mem- leketten ayrılıyor ve garp dünyasında bir nevi memnun olmıyanlar - bloku teşkil ediyorlar. Bunlar Cemiyeti Ak- vama da müracaat ederek Çeklerden ayrılıp Macarlarla birleşmek istedikle- rini de bildirmişlerdir. Bu iddia, zaten vaziyeti karışık olan orta Avrupada yeni bir mesele daha ihdas etmiş oluyor — Süreyya Siyasi Bir Ziyafet Paris, 28 — Hariciye Nazın M. Pol Bonkur, Çin Başvekil vekili ve Maliye Nazırı M. Soong şerefine bir öğle ziyafeti vermiştir. Mareşal Çang Su Liyang ile Dahiliye ve Bütçe Nazırları da bu ziyafette bulunmuş- lardır. Fransanın Roma Elçisi Roma, 28 — Fransanın Türkiye Sefiri Kont Dö Şambrön'ün Roma Elçiliğine tayinine İtalya muvafakat etmiştir. Doğru Değilmiş ! Belgrat, 28 — Bir İngiliz bahriye neferinin Sırbistan arazisi dahilinde öldürüldüğüne dair İtalya gazetele- rinde görülen haberler tamamen uy- durmadı: M. Makdonald Ümit İçinde... sakıldığı için istifa etmek niyetindedir. Amerika Omuz Silkiyo İktisat Konferansının Ölümü Hiç Alâkadar Olmadılar Paris, 28 — Dünya İktısat Konfe- ;' ransının son yaptığı umumi toplantı- sında Fransız Maliye Nazırı M, Bone, | bugüne kadar cereyan eden müzake- | | relerin mubhtelif memleketlerin biri- birlerini daha iyi 'Ğlı'ıf" tanımalarına imkân hasıl etmiş olduğunu hatırlat- tıktan sonra demiştir ki: » İktısa meselesine çok sıki sürette bağlı bulunan çalışmalarım ve konuşma- larını bitiremedi, fakat hiç değilse ileride yapılacak müzakerelere faydalı surette esas olabilecek umumi pren- sipleri ortaya çıkarıp koymuş oldu. Bütün müzakerelerin ilham aldığı emsalsiz kuvvet, dünyanın iktısadi bölmelere ayrılmasını kabul etme- miştir. Bu iktısadi bölünmeye meydan veren sebeplerin büsbütün ortadan | kalkması, yahut kuvvetten düşmesi | lüzimgelir. , Ingilizlerin Beyannamesi Londra, 28 — Cihan İktisat Kon- feransına iştirak eden z murah- hasları dir beyanname neşretmişler- dir. Bu beyennamede Ottawa itilâfla- rının akdinden dolayı memnuniyet izhar edilmiş, bu itilâflarda kararlaş- tırılan iktısat ve para siyaseti yeni- | den teyit olunmuştur. | Londra, 28 — M. Makdonald dün bildiği işleri gözden zeçirmiş, konfe- ransın muvaflakiyetle neticelenmesine para —meselesinin ne suretle mani olduğunu anlatmıştır. M. Makdonald nutkunun sonunda şeralt müsaade eder etmerz bu hu- susta elmilel bir anlaşma edl'l:bİ:z;ı' ümidindeyim.., ı.dı Amerikalılar Lâkayit Nevyork, 28 — Dünya İktısat Konferansının son — silkinişleri Ame- rikada matbuat ve halk tarafından umumi bir kayıtaızlıkla karşılanmış- fır. M. Hul Çekiliyor Bi 28 — Cumbur Reisi M. Ruzvelt Londrada bulunan Amerika Hariciye Nazırı M. Hul'ü derhal Ame- rikaya çağırmıştır. Fakat M. Hul M. Ruzveltin bazı muamelelerine canı Dünkül2rin Romanı Burhan Memleketin yegâne — maliye mütehassısı olarak ilmine ıccc.le edilen nazır bu meseleyi kestirip atamadı. Anlaşılıyordu ki onun da inkılâbın hedefi ve Türkün istikbali hakkında tebellür etmiş bir kanaatı yok. Bana mütema- diyen (liberalizm) den lııhıedîyor: Kendisine medeni hayata yeni doğmuş ve asırlarca ticaret âle- | mine gözleri kapalı yaşamış bir tmemleketin can damarlarından bahsetmek - istedim. Dedim ki: — Türk köylüsü yalnız ekip biçiyor. — Türk — şehirlisi — yak mız. devlet — kapısından — ekmek bekliyor. Bugünün — cemiyetin- de eli yalnız — toprakta - ve ayağı yalnız devlet kapısında hayatı kurulmadığı takdirde bütçe açığını her yıl istikrazla kapat- | maktan başka çare yoktur. Mem- leketi yalnız ordu ve yalnız me- murla yaşatmak hiçbir iktısat ve SCahit #iyaset kaidesine uymaz. Türki- |- 27 aa yede bir milli sanayi teşkilâtı te- essüs etmedikçe bütün can damar- larımız ecnebi ve Türkten gayri unsurların elinde kalmıya mah- kümdur. Bunun için devletin bir amı olması lâzım değilmi ? Etiknı meselesini böyle araya katışım nazırı kızdırdı. — Bunlar devletin. yüksek siyasetine temas eden şeylerdir. Cevap vermek istemem. dedi. | ş-ı.ıeıuynınu&) ! raz yapılacak ve bu paralar me- muür maaşına ve yahut Ermeni, Kürt, Arap isyanlarını bastırmak için sarfedilecek. Öyle mi, dedim. İşi Iâtifeye döktü. — Maşallâh, dedi, çok mü- kemmel bir meb'us olacaksınız. olmak kâfi değildir. Memlekette Bari cemiyete girin de sizi bir küçük ve büyük mikyasta sanayi | yerden meb'us yapalım. Güldüm: — Memleket işlerile alâkadar olmak için meb'us olmıya İlüzum yok. Ben parlâmento ile idare edilen bir devletin nazırı ile gö- rüştüğümü zannediyorum. — Anla- v Ai | Gerçi t Konferansı para l Jeneral Balbo idaresi altında bulunan İtalyan filosunu Ortebello'dan Şika- goya muvaffakıyetle gölürmüştür. Resmimiz Jeneral Balbonun Amerikada is- ğkiı_l_mmııimini gösteriyor. |-Amerikada Yaman Bi S İktıisadi Mücadele Başladı Her tarafta Nutuklar Söyleniyor Nevyork hükümeti valisi eski re- . fah halinin avdetini temin maksadile | Meşgul olmamak lâzım. Kendinizi M. Ruzvelt'in hazırladığı proğrama tamamile iştirak etmiş olmak için trostlar aleyhindeki kanunun muvak- katen durdurulmasını teşril meelisten Vaşington, 28 — Cümhur reisi M. Ruzvelt yeni iktisadi. kanunların ka- bulünden sonra “amelenin gündelik iş saatlerini bizzat tayin etmek selâ- hiyyetine sahip olacaktır. Vaşington 28 — İşçi ücretlerinin arttırılmasını ve çalışma müddetinin azaltılmasını temin için M. Ruzvelt tarafından hazırlanan propaganda ve mücadele hareketi dün başlamıştır. Matbuat vamtasile, telsizle ber ta- rafa asılan ve yapıştınlan afişlerle patronlara hitaben beyannameler neş- redilmiştir. Bundan başka parklarda ve sokak başlarında bir takım hatip- ler yeni çalışma ve iş kanunu hak- kında kısa kısa nutuklar söylemekte- birlikte gelecektir. Bu heyet Sof- yada beynelmilel radikal kong- demiştir ki: “Çarçabuk değil, fakat ahval n/ resine iştirak edecektir. Karilerimin r Suallerine Cevaplarım | Ankara'da N, 8: Beye: ! Daha gençsiniz. Kızı kaybet- mekten korkunuz neden doğuyar? W Başkasile evlenir diye mi? O tak- — dir de kıza hissinizi yalnız gözler — rinizle değil, yazı ile bildiriniz. W Ankara'da Şermin Hanıma: Anlaşılan — nişanlınız - sizinle evlenmek istemiyor. Bütün hare- ketleri onu gösteriyor. Evvelce verdiği sözden dönmek için vesi- leler icat etmiye çalışıyor. Onu zorla — nikâha — götüremezsiniz. Fakat kalbini tekrar zaptetmek elinizdedir. * Ankarada Kenan Avni Beye: Kafes arkasındaki ev kızlarını çarıklı erkâmıharp, işte ve hayat- taki kızları zayıf ve iradesiz gördükçe bilmem ki evlenebilir misiniz? Şimdilik bekâr yaşayınız. Elbet bir gün hakikati anlar ve | geçen zamanınıza acırsınız, * Ankarada Cahit Beye: ? Bu aşkı unutmak için bununla ğ büğka iğlerle; ' buşka fildirlerle' o kadar yoracaksınız ki, artık bu — kıııdlılıııiyınlnhiıhlııııı.l İşiniz yoksa bir spor kulübüne — Şevrole otomobil fabrikasında işçi yazılm. Orada arkadaşlarla bir- ücretleri yüzde on beş M. Heryo Sofyada Sofya 28 A.A, Zannedildi ne göre M., Heryo Sofya; likte meşgüliyet size her şeyi Fındıklıda Tahir Efendiye : Himayeietfale müracaat ediniz, kardeşinizi yatı mektebine koyme- ya Türk kadınlar birliği de te- vassut eder efendim. HANIMTEYZE ruühte edenlere geniş salâ- | daşlar da ukalâ oluyor. Her hiyet vermek lâzım, Türkiyenin — kaybettiği — şeyleri Talât Paşa yüzüme baktı: muntazam bir programla kazanıp kazanmıyacağıdır. Görüyorum ki bugünkü medeniyetin temel taşı olan iktısat işlerinde esaslı bir O sırada odaya girdi. Maliye nazırına: — Ne ©, dedi seni sigayamı Nazır bir halâskâr bulmuş gibi sevinerek ona döndü: — Sorma monşer, dedi. Bu beni imtihana kalktı. Fikirleri fena değil. Şunu aramıza Talât Paşa yüzüme bakıyordu: — Fena olmaz, dedi. Yalnız evvelâ yakın bir yere murahhas olarak gönderelim, çalışsın. Yaparız. — Teşekkür ederim, dedim. Cemiyetin mes'ul murahhasi ölmak bir şereftir. Fakat bu va- ziyette cemiyet mürahbaslığının bir hamallar kâhyalığından farkı olmadığını — zannederim, Efendilere, hafız efendilere baş- buğ olmak esnaf cemiyeti başkâ- tipliği yapmak gibi bir şey, Ce- in Mmefkürelerini halk yaymak için bu vazifeyi — Bilâkis, dedim. Tam sizin siyasetinizin istediği şey budur. — Siz istipdadı yıktımz; Ye- rine muayyen bir grupun idare- sini getirdiniz. Bu grup cemiyeti ilk kuranlardan ibarettir. Bugün- kü siyasetin münevver bir. istip- dat olmadığını iddia edemezsiniz. Madem ki böyledir. Hiç olmazsa arka verdiğiniz itibarile az, fakat seciye ve irfan noktasından kuvvetli bir olsun. Kulüplere doldu hacı elendiler size ne kadar samimidir? Talât Paşanın mü: şeye burun sokmak istiyorlar. Atıldım: Ti — Bunun sebebi var. Eğer — Meselâ ben murahhas ol- | fırka i sam cemiyete aza olarak yalnız d ae yey bir bu inkılâbı samimi surette benim- semiş gençleri toplarım. İki nazır odayı dolduran bir kahkaha attılar. olarak kabul etse kendisi, programla ikmal etmeyi (ideal) çok Nazırlar .llıed'ulz Beyazıt n mey- danındaki tramvay kavsine ait kere salonuna i geçtiler, ağüîl:k"km Talât Paşa bana — Yarın akşam b emeğe gel. Çene çalarız! b edi. İnkılâp yapanlar içinde Talât Paşa, arkadaşlarının onu basit görmelerine rağmen daha idealist. Dabha- inlılâpçı. 1908 denberi forîn_'ımu kaybetmiyen, yegâne Ötekiler! diyecekler. — K 5 Onlar yağlandılar azizim. hakikati söylü- | tidar mevkii mesuliyetli, zahmetli, ııııum!_ candan