T b Memleket Manzaraları .Uzan Duruğu Hakkındaki Efsaneler Gerede (Hususi) — Uzan Du- ruğu Gerede, Çerkeş ve Zanfran- bolunun telâki ettiği noktada gayet yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Tepeye hayvanla bir buçuk saatte çıkılabiliyor. Buraya niçin Uzan Duruğu denildiğini bir köylüden sordum, köylü dedi ki: “— Şuracıkta Bir Uzan köyü var. Haktile oradan maruf bir uzan çıkmış elinde tek telli bir saz varmış bu tek telli sazla her ne isterse çalar köyleri şehirleri gezermiş. Ve bu uzan sazını çaldığı zaman dinliyenleri isterse uyutur, isterse güldürür ve isterse de ağlatırmış! İşte bu adam ek- seriyetle Uzan Duruğu denilen tepeye çıkar burada sazını kendi kendine çalarmış onun için tepe- ye Uzan Duruğı denilmiş... Kö- yede Uzan köyü denmiş... Uzan Duruğunun yegâne oteli olan hanın etrafı zümrüdin çayır- larla örtülü yanıbaşında da bacak kalınlığında akan bir çeşme var... Uzan Duruğundan birkaç sa- &t sonra “Kurugöl, denilen iki göl var. Bu iki gölü biribirinden çayıran ortada bir adacık var... Adacığın üzerinde de şirin bir köy görünüyor... Bu göller hak- kında şu efsaneyi anlatıyorlar : *— Vaktile bu göle bir Kömüş — manda arabası girmiş ve batmış tamam bir hafta geç- tikten sonra bu manda arabasının köyün cenup kısmında kalan göl- den çıkmış olduğu, — görünmüş. Yolda ilerlendikçe bir yol yapma faaliyeti görülüyor. Taş kıran, taş döken silindir çeken *birçok insan durmadan çalışıyorlar. Mehmet Enver ö H ei . ,Elbüstan'da Maraş Valisi Fahri Bey Eyi Karşılandı Elbüstan ( Hususi ) — Maraş Valisi Fahrettin Bey yanında Jandarma Alay Kumandanı Mecit Bey olduğu halde kazamıza gel- miş ve bütün halk tarafından samimi tezahü.atla kaza hudu- dunda karşılanmıştır. Vali Bey şerefine bir müsa- mere verilmiş, bu müsamerede de fakir çocuklar menfaatine bir piyango tertip edilmiştir. Vali Bey kaza dairelerini ve köylerini tef- tiş etmiştir. e- Gerede Doktorsuz Ve Eczacısız Kaldı Gerede ( Hususi ) — Gerede -de köylerile beraber 53 bin nü- fus — vardır. Fakat bu elli üç bin nüfusun bir tek doktoru ve bir tek eczacısı yoktur. Eczacı Mus- tafa Hilmi Bey eczanesini Bolüya nakletmiş, hükümet doktoru Kadri Selim Bey de tekaüt edilerek Gerede doktorsuz. ve - eczacısız bırakılmıştır. 53 bin nüfuslu bir kasabanın doktorsur. ve eczacısız. kalması acınacak haldir. Burada bir dok- tor ve bir eczacı müreffehen geçinebilir ve umduğundan daha çok para kazanır. Hal böyle iken meden doktor ve eczacı gelmez anlıyamıyoruz! KĞÜ İarae BK Vi öğ ' YAR Ş Beypazarı'nın Tarihi Mazisi Beypazarı (Hu- »- —< susi)— İnözü bo * t ğozı denilen yer- —| deki — mağara- larda eski devir- lerde Hititlerin ikamet ettikleri söylenmekte ve buna ait vesait aranmaktadır. Sekli ve Bo- yalı köyleri civa- rında mevcut eski — harabeler de tetkike şayan görülmüştür. Beypazarının - Selçukiler zama- nında — vücude getirilen tarihçe- sine nazaran bugünkü kasaba ev- velce ormanlık imiş. Bir Selçuk Beyi bu araziyi zaptederek el'an Beytepe denilen yeri kurmuştur. Beytepe şimdi Beypazarının bir mahallesidir. Kasaba Hindis- tan ve Bizans yollarının uğrağı kervanların da konak yeri ve pazar mahalli olduğu için Bey- pazarı ismini almıştır. Boyalı ve Sekli köylerinde yapılacak — hafriyat hneticesinde ) mühim vesaik elde edileceği tah- min edilmektedir. J 'Samsun İdman — Yurdunun r Toplantısı | — Samsün- (Hususi) Yurdu halkevi salonunda onbe- şinci yıl dönümü — münasebetiyle bir toplantı yapmıştır. Toplantı- da memleketin güzideleri ve vali hazır bulunmuşlardır. Kulüp aza- sından bir zat uzun bir hitabe ile kulübün Mücadelci — Milliye esnasındaki faaliyetinden bahset- miştir. Sonra yazlık sinemanın İstanbuldan celbettiği saz heyeti tarafından bir konser verilmiştir. Bu münasebetle idman şenlikleri de yapılmış ve Gazi heykeline çelenkler bırakılmıştır. İzmir Limanının İthalâtı Bir Sene İçinde 13 Mil- yonluk İthalât Yapıldı İzmir — İzmir Ticaret Odasi 1932 senesinde İzmir limanına yapılan ithalatın senelik bir ista- tistiğini hazırlamıştır. Buna naza- ran 1932 senesi zarfında hariç memleketlerden İzmir limanına 12 milyon 893,452 lira kıymetinde ve 60,635,480 kiloluk mal ithal olunmuştur. * | Andifili'de ıBir Deniz Kazası Andifili ( Hususi | Karaada arasında — Meis ile ir kaza ob muş, 3 sandal devrilmiş, sahipleri denize dökülmüştür. Bunlardan Nikola ismindeki sandalcı 3 saat denizde kaldıktan sonra yüzerek sahile çıkmıya muvaffak olmuş, diğer birisi de Rados'tan gelen bir İtalyan yapuru tarafından kur- tarılmıştır. Üçüncü adam kayıptır, bulunamamıştır, , Kerş DA :. | / — İdman | ee Beypazarında İnözü boğazı Karaviran — köyü — civarında mevcut bir kuülenin taşları da tetkike şayan görülmektedir. Bu kulenin inşa edildiği taşlar altı kö- şelidir. Fakat ihtisas erbabının iddiasına nazaran bunlar yontu- larak altı köşe yapılmış değildir, yerden altı köşeli olarak çıkanl- mıştır ve şimdiye kadar dünyada böyle altı köşeli taş çıktığı gö- rülmemiştir. Kızlicasöğüt Köyü Kızılcasöğüt köyü kasabaya iki saat mesafede S0 evli, 200 nüfuslu bir köydür. Gayet vasi bir öva üzerine kurulmuştur. Yeri İdi Bu Kasaba Hindistan Ve Bizans Ker- vanlarıı»ımr Konak e Toprağı çok ve- ea rimlidir. Suyu ve havası çok iyi- dır. Köy ahalisi ziraatle uğraşmak- ta, bilhassa bağ- cılığa ehemmiyet vermektedir. Fa- kat yetişen üzüm ancak köy ihtiya- <ına kifayet et- mekte, — harice sevkedilmemek - tedir. Beypazarında Sıhhiye Burada sıhhi- ye teşkilâtı pek mükemmeldir. Sıhhiye memuru ayda bir defa herköye uğrar ve her köyde 24 saat kalarak kö- yün hastalarım muayene eder, ehemmiyetsiz hastalıklara ait ilâç- ları dağıtır, mühim hastaları da kasabaya doktora gönderir, gör- düğü şayanı dikkat vak'aları doktora ihbar eder. Merkez dis- panserinde doktor Cemal Bey hümmalı bir faaliyetle çalışmak- tadır. Dispansere muayene odası, bekleme salonu, ağır ve yaralı hastalar için yatma odasl yaptı- rılmış, revirin yatak miktarı faz- lalaştırılmıştır. — K. Z. |Yenişehirin Yağ Ve Kay- makları Pek Meşhurdur Yenişehir belediye binası ve bahçeleri sulayan dolaplardan biri Yenişehir (Hususi) — Zengin bir ovaya sahip olan Yenîşeîııir halkının çoğu çiftçidir. Mer'ası sığır ve manda beslemeğe pek müsait olduğu için her evde ıııîır ve manda bulunmaktadır. Hiç geliri olmıyan bir ev halkı bun- ların mahsulü ile mükemmel ge- çinmektedir. Katıksız hilesiz olan sade yağı ile lüle kaymaklar pek nefis ve şöhretlidir. Yoğurt çeş- mesi ismindeki meydanlıkta - ço- cuklar her zaman yoğurt ve kay- mak satarlar. Bursadan, İstanbul- dan, Bilecikten yağ alıcaları gel- diği gibi, posta ile gelip geçen yolcular kutularla kaymak ve yağ alırlar. Bugün elli ve yetmiş ku- rüş olan yağ ve kaymak fiatları Adana'da Yunus Oğlu Köyünde Bir Ceset Bulundu Adana ( Hususi ) — Yunus oğlu köyü civarında bir ağaç altında bir ceset bulunmuştur. Cesedin. hüviyeti henüz malüm değildir.. Ceset -hurdahaş- bir en çok yükseldiği vakit 100 ku- ruştur.Şehrin cenubundan Koca su denilen oldukça büyük bir çay geçer. Bu çaydan halk lâyikile istifade edemediği gibi bazan da birçok zararlar görmektedir. Bil- hassa bu sene yağınurların fazla yağması suyun birkaç defa taş- masına sebep olmuştur. Bu dere- den bahçıvanlar dolap vasıtasile istifade etmektedirler. Yetişen sebze şehrin ihtiyacına kâfi gel- dikten maada diğer kazalara da satış yapılmaktadır. Sebze fiatları şimdiden ucuzlamıya başlamıştır. Fasulye 2, domates 10, kabak 2, soğan 1, sarımsak 2 kuruştur. Salatalık on beş tanesi 5 ku- ruştur. ..) Gemlik'te Bir Berber Kardeşinin Burnunu Kesti Gemlik (Hususi) — Küçük kumla köyünde bir facia olmuş, Hasan isminde bir berber çını';ı üvey kardeşi caferin ustura ile burnunu kesmiştir. Yaralı Bursa- ıı nakledilmiş, berber Hasan ya- alanmış! Ce züm Meselesi Münasebetile Dr. Faat Sabit İlk yazımızda zamanımırzda insanlarış vaktinden evvel şekillerini kaybettik- lerine vaktinden evvel ihtiyarladık- larına işaret etmiş ve bu hâdisenin beslenme usüllermizdeki yanlışlıklara atfolunabileceğini söylemiştik. İhtiyarlama, bedenimizi teşkil eden uzuvların eskimesi ise çabuk ihtiyar lama bir nevi yıpranma olacak. Buna önceleri birçok sebepler gösterdiler. Meçnikof namındaki alim ihtiyar- lamıya sebep: —“Kalın barsaklarımızdır. Yediğimiz yemeklerin hazmolmıyan bakiyesi kalın barsaklarda birikiyor tefessüh ediyor. Husule gelen zehirler kana geçiyor, binaenaley ihtiyarlığın ve erken ölü- mün başlıca sebebi binefsihi xehir- lenme aüto-intoxication'dur,, dedi. Ve barsaktaki tefessühün önünü almak için y tavsiye — etti. Hatta adına dım ömür eksiri , dedi. Şüphesiz bu noktai nazar doğru idi ve yoğurt bu şerefli unvana istihe kak iddia edebilir. Fakat — ihtiyarlamanın kaynağını yalnız kalın barsaklar telâkki etmek meseleyi tek taraflı mütalea etmek- tir. Kana geçen zehirlerde bağırsak- lardaki birikintilerin, pekliğin (kapzın) büyük bir payı vardır. Fakat zehir kaynaldarı yalnız orası değildir. En- tani hastalıklar dediğimiz hâd v& müzmin bütün mikroplu hastalıklar birer zehir. membadır. İçkl, cigara, keyf veren zehirler de vücudu vakıt- sız yıpratan birer amildir. 'akat ne de olsa bütüa bunların başında — beslenme — meselesindeki yanlış telâkkiler ve kusurlar — gelir. Malümdur ki beslenme yalnız şahsa, iklime, mevsime, hastalık ve sağlığa, çalışma veya istirahate göre değiş- mez. Hayatın —muhtelif çağlarında muhtelif besleme övünleri — vardır. bir gencin gıdasiyle, bir orta yaşlının ve bir ihtiyarın yiyece; ü olmaz. w—mı .ııh.,.ıdı-üi- yatları yaş ilerledikçe terkedilmek mecburiyetindedir. Çocukluk ve gençlikte hayat çok faaldir. Bundan başka vücut serpilmek gelişmek ihtiyacındadır. Binaenaleyh uzviyeti yaratıcı kuvvetli gıdalar; et, yumurta, yağ, şeker lâzımdır. Orta yaşta daha mutedil, sebzeli, meyvalı gıdalar lâzımdır. Bizde ise bunun tamamile aksidir. Çocuklar ve gençler abur cubur yiyorlar karınla- nn doyururlarken, orta yaştakileri mükellef sofraların başında görürüz. Ayni itiyatlar daha ileri yaşta da devam ederse nansiyon bozuklukları baş göstermekte gecikmez. Bunlar haricinde de — bazı beslenme merheplerinin bulunduğu da meçhül değildir. Barıları eti muzur bulurlar, sırf nebati gıda ile insanın daha eyi yaşayacağım iddia ederler bunlara vögödaricus-«nebatiler derler. Buanların hakkı- yok değildir. nabatf gıdalar, bilhassa sıcak iklimler ve mövsimlerde pek sıhhidir. Kuranda “incir ve zeytin, den bahsolunması boşuna değildir. Böyle 1ıklimlerde ağır gıdaların, etli ve yağlı yemek- lerin hzmı güçtür bundan başka ne- bati gıdalar sinirlere sükünet, ahlaka mülayemet verir; — tenasüli ıhtirasları yi . Zahitlerin, târiki dünyaların hayatları meyva ve sebze ile geçer, biz de sinirlilere sebre ve mığyva rejimi- tavsiye ederiz. * Bunuün aksi bir cereyan da ete çok ehemmiyet verir. Az zamanda çok enerji — sarfetmek — ihtiyacında olanların “et lokmazından,, vargeçe- miyeceğini — söylerler. — Bunlarada caruivores « et yiyiciler denir haki- katen böyle insanlar enerjik, didişken ve kavgacı olurlar. Anadoluda iki memlöket gördüm ki ahalisi çok et er: Erzurum ve Kayseri, Buraların Lı— ikisinin de Aahalisi becerikli ve çetin adamlardır. İngilizler de eti çok yerler. Angilo - Sakson seciye- sinin başlıca vasfı irade ve inat oldu- gu ise malümdur. Vakıa İngilizlerde çok tesadüf ödilen ve bir İngilizin adını taşıyan Brayt hastalığı denen böbrek- lerin lıaıukîuğıı bu etli rejime atfos lunabilirse de Britanya adaları gibi ufkundan sis eksik olmiyan ıslak bir iklimde başka türlü gıda düşünüle- merz gibi gelir. Gelecek makalemizde göreceğiz ki bir tabiat âlimi mese- İeyi sırf başka bir noktainazardan — düşünüyor, bayatın kısalmasını fazla ete düşkünlüğe atfediyor. Ve hayatı — uzatmat için meyva rejimine düş — memizi tavsiye ediyor. — « el