e . a # VV CT AĞ <F 8 Sayfa SON POSTA Ll'eııuı IS GÜL HANIM Haçlılar, Mücahitler, Fedailer Arasında Yazan: Ömer Rıza Evlatlarım Dikkat Edin Gül Bir Tecavüze Uğramasın! Evvelki Kısımların Hulâsası İki kardeş, uzun bir yolculuktan sonra kaleye varmışlardı. Kalö- nin sahibi, bütün muasırlarını yıldırmış bir şeyhtiKurt ve Do- ğan ismindeki bu Iki kardeş şeyhten muavenet isteyeceklerdi. Misafirler çok iyi karşılandılar. Yediler, içtiler, yattılar. Muhiti çok esrarlı buluyorlardı. Ertesi sabah — şeyh tarafından ka- bul edildiler. Şeyh, tahtına siyah bir küme halinde gömül- müştü. Yalmız siyah gözleri parhyordu. Etrafında muhafızları yüzük vermişti. Yüzük nerede? Yüzüğü ğetirin, ©o vakit gö- rüşürüz. Gençler yüzüğü unuttuklarımı, bilâbara getireceklerini söyledi- ler. Fakat korkunç adam şu cevabı. verdi : — O mukaddes yüzükten * bugün bir tane vardır. O taşıyan adam bütün hâkim olur. Benim sele- yüzüğü — geri Korkunç adam hiddetle sordu: Tam bu sırada taraçaya çıkan hpı aralandı, perde açıldı, biri içeri girerek yere kapandı ve : Efendimiz! Efendimiz ! Bü- tün iradelerinizi yaptık! Dedi. Sinan emretti : — Anlat! — Takip edilmesini emretti- ğiniz gemiyi takip ettik. Sonra içine atıldık. Gemidekiler muka- vemet ettiler, döğüştük, bir hayli telefat verdik. Fakat — sonunda galip geldik. Gemideki kadını ele geçirip getirdik. — Gemideki kumandam da getirdiniz mi? — Onu öldürmemeyi emret- miştiniz. Biz de öldürmedik. Ya- | kaladık. Bağladık... — Getirdiniz. mi? — Hayır. Çünkü çırdık. Sinanın kof sesi gürledi: — Ne oldu?.. — Kaçırdık... Sinan yerinden fırlayarak aya- yoalda ka- ga kalktı. Bütün dailer de yerden | kalkarak — durdular. de ellerini kavuşturdular. Korkunç adam hiddetle sordu: — Nasıl kaçırdınız? — Karaya çıktıktan — sonra kalenin yolunu tuttük. Bir kimse nin bizi görmiyeceği — bir yere vardık. Hepimiz ölesiye yorgun- duk. Yattık. Uyuduk. Uyandığı- mız zaman kumandanı bulamadık. — Bu nasıl olur? eli ayağı bağlı bir adam masıl kaçabilir? — Bütün arkadaşlarım vazi'e- mi ibmal etmediğime şahadet ederler. Hepsi | rarak | hareketle geleni — Eyı. fıhl bu adam uç- madı ya?.. — Elbet uçmadı. Harikulâde bir tesadüfün yardımından isti- fade etti. Anladığımıza göre biz uyuduğumuz — zaman uyumamış, © sırada [»çu bir yolcuyu çağı- Şeyh emnr — Arkadaşlarını çağırm! Daftlerden biri dışarıya çıka- rak üç kişiyi getirdi. Bunlar da yerlere kapandılar, kalktılar. On- lar da vaziyeti anlattılar ve arka- dqlııı— ifadesini tasdik — et- Celır.l şeyhi ilk önce içeri giren adama baktı. Elini uzatarak parmağındaki —yüzüğü gösterdi. Ve bir kelime ilâve etti: — Haydi! Adam titredi ve: ı — Efendimiz! Efendimiz, dedi size sadakatle hizmet etmedim. | Canımı esirgemedim. Cebel şeyhi aldırmadı ve ba- ğirdi: — Duruyor musun hâlâ? Hiz- | metine nihayet veriyorum! Fedai eğildi, yeri öptü. Kalktı, bir lâhza düşünür gibi durdu. | Sonra birdenbire dikilerek yürü- dü. Taraçanın kenarına vardı. Orada iki adam vardı, seri bir aşağı — ittiler, fedaimin: entarisi bir seniye hava- landı, bir lâhza sonra vücudünün dipteki kayalara çarptığı duyuldu. Sinan bu sefer öteki adam- lara baktı, onlara da yüzüğü gös- terdi ve: — Haydi! dedi. Bunlar bir lakırdı söylemeden yürüdüler. Ve ayni şekilde uçuru- ma atildılar. N Dailerin hepsi şeyhlerini ab | kışlıyarak: | — Adaletinize kurban olalım! | Dediler. | Kurtla Doğanın — renkleri | atmıştı. İkisi de korku ve hiddet- ten titriyorlardı. Acaba sıra on- lara mı gelmişti? Fakat ikisinin | | de kılıçları yanlarında idi. İkiıı de kılıçlarını iyi kullanan genç- lerdi. Kurt karar vermişti, Sinan ona veya kardeşine de: — Haydi! Diyecek olursa kılıcını, hemen | şeyhin tepesine indirecek, on- | dan sonra ne olursa olacaktı. Şeyh yerine oturmuş, dailer de | oturmuş gözlerini yere dikmişlerdi. | Bir iki dakika sonra Sinan | Kurtla Doğana döndü, onlara | baktı ve rehberleri olan kadına | emretti : — Bunları misafirhaneye ıö-' tör, Emirlerimi beklesinler ! %' di burada bırakıp «geri döndü. kardeş, yalnız başlarına kaldılar, Doğan dura! : — Birader, dedi, keşki buraya gelmeseydik. urt : — Evet, dedi, fakat gelmiş bulunuyoruz. — ©O halde çıkmanın yolunu | bulalım.. — Çalışacağız. * Fakat bu iki kardeşi buraya | şıyorduü. düşüren ne idi? Onların sultan Salâhattinle davaları ne idi? On ların amcaları Duman Bey hangi kanlı vak'ada Öölmüş, neden son nefesinde onlara buraya gel- meyi vasiyet etmişti?... —— Duman Bey İıkendu—iyeden birkaç saat ileride, kendi adını taşıyan çiftlikte yaşamakta idi. Mazisi çok şerefli bir askerdi. Türk Beyleri, asilleri onu sayar ve severlerdi. - İhtiyarladığı için çıftliğinden çıkmıyor, münzevi ya- Hayatta bütün zevki biricik kızı Gül Hanımı (yetiştir- mekti. Onun kızından sonra dün- yada en çok Ssevdiği insanlar, kızile birlikte yüyttüğü iki gençti. | Bunlar onun bir muharebede şe- hit düşen, biraderinin yadigârı idiler. İkisi de boylu, boslu aslan gibi birer yiğittiler, C Arakası var ) lılıııhul Tmııvıy Şırlmı Şark Domıryolları Kumpanyası Muhterem ahaliye ilân Halkın deniz banyolarına de- vamını kolaylaştırmak maksadile 14 Temmuz 1933 ten itibaren, tec- rübe olarak ve diğer bir karara kadar İstanbul - Florya - Plâj arasında gidip gelme tenzilâtlı birleşik biletler satılmağa baş- lanacağı muhterem ahaliye ilân olunur. Bu biletler tramvayla rhrin her hangi bir mzhılliıdm e siz ıeferk Eınınünn veya Sirke- cıye. olu ile Sirkeciden ük Çehneec) azi- ,ıyîl: Küçük :::- | lan birine ek ve demiryo- | lu ile Sırk::'ı';ı ve Sirkeciden ayni araba içinde şebekenin her hangi bir mahalline tramvayla avdet için muteberdir. TARİFE vergsi ve köprtüler rüsurmu bulde; Nakli | dahil ol 4 ten 10 Büyükler yaşına kadar için çocuklar kuruş kutuş Teamvayın her 08,75 B0 hangi mevkii ve Demiryolu | nci mevki Teamvayın her 8075 41 havgi mevkür ve Demiryolu Zinci meki Tramvayın her 64325 8 hangi mevkiü ve | Demiryola 3 üncü | mevki Bilet yukarıda isimleri beyan olun n dört plâjdan her hangi birine girmeğe salâhiyet verdiği gibi bu plâjlar dahilindeki tek- mil tarifeler üzerinden ** 20 ve Küçük Çekmecedeki İstasyon bü- fesinden * 10 tenzilâta dahi sa- lâhiyet verir. İşbu biletler Sir- keciden geçen veya Eminönüne varan tramvay arabalarında bi- letçiler tarafından verilir. Ahali mezkür biletleri tramvay hatları müntaha noktalarının bir çoğunda plântonlardan dabi te- darik edebilirler. 'e (44) | masraflı olmasına rağmen parke ( ı izmir Mıntakasında Ziraat 'Mahsulü Çok Bereketli ( Baştarafı | inci sayfada ) | gelmektedir. Şimal — Avrupası memleketleri dahil olduğu halde Almanyaya 31 milyon kilo üzüm ibracatı yapılmıştır. Bununla bera- ber üzüm satışları fiatçe iyi değil- di. Bunun muhtelif sebepleri var- dir. incir mahsulü 932-933 mahsul yılında İzmir borsasında 15 buçuk milyon kilo incir satılmış; Aydın incir müstah- silleri kooperatifinin de satışları hesap edilerek ecnebi memleket- lere milyon kilo incir ihracatı yapılmıştır. Yalnız İııgılıoreye yapılan ihra- Almanya ve ;ıııll Avnıpe memlekellen 9 milyon kilo incir çekmiştir. Fiat- ler, evvelki seneye nisbetle vasat- tan ı.ıgıdır Bu sene elde incir stoku kalmamıştır. Yalnız yarım milyon kilo hurda vardır. Tütünde iskarta meselesi Garbi Anadolu köylüsünün tı“hhı, incir ve tütündür. Diğer ğü fiat noksanlığı ise, tütün- Tütün eksperlerinin ıılııı'h diye ayırdığı tütün denkleri, Türk çiftçisinin ciğerini koparmış gibi =vuiyet ıhdış ediy_o;».u Bdı: mx unani: dugnwehe itibara almak Tarlada mllk Garbi Anadoluda, bu mev- simde tarlada umumi bir sefer- berlik var. Türk köylüsü durma- dan ve dinlenmeden çalışıyor. mahsuller; üzüm, incir, tütün, buğday, zeytin çok mebzul Bu seneki ar bereketli ve ve- rimli bir sene az bulunur. Ziraat Vekâleti, dikkate şa- yan bir faaliyet sarfederek, bü- tün mücadele memurlarını Garbi Anadoluya saldırmıştır. Hastalık mütahssısları bıgludı, bahçelerde incir, üzüm, tütün kütüklerini üyetle —nazarı t zöıdeıı geçirmekle meşgul... | tiftik, En ufak bir hastalık ihtimali önünde derhal tertibat — ittihaz ediliyor. Bağlar ilâçlanıyor, kütükler te- mizleniyor, aşılar yapılıyor. Ziraat —Vekâleti, üzümlerin toprak üzerinde askıya konması- ni yasan etti. Köylüye numunelik tahta kerevetler ve ince tenteler verildi. Köylü bu sene mahsulunu tahta kerevetler üzerine serecek, bu suretle mahsul kurtsuz ve hastalıksız olarak cihan piyasa- larına satılacak. Köylünün İstedikleri Bununla beraber köylülerin düşündükleri bazı meseleler var. Çiftçiler cihan alıcı piyasalarının lııpılı olmasından — şikâyetçidir. ere bükümetinin geçen sene 3avıdı dominyonlar ile bera- verdiğ köylümüz eğ;w Diıüüyot ki, eiu İngıllm 'a incir ve tütün çehıenı para etmiyecek ve bir senelik emekler boşa gidecektir. Düşünüyorki, eğer Almanya Macaristan tütün çekmezse ecne- bi kumpanyalar yine hl&rı cak çak ve tütünün dengini bi M Çıflçilııııuı bu endişelerden kurtulmak - için İktısat Vekilinin yolunu bekliyor. İktısat Vekili Be- yin Londra dönüşü büyük Avru- pa memleketlerile ticaret mua- hedeleri imza etmesini bekliyor. Tarlanın, Bağın verimi kıdır satıştan verim te'mini nhkh olursa, Türk köylüsü İktısadi buh rana karşı durmak için kendisin- de kuvvet bulacaktır, Takas Satışları Sekiz ay zarfında İzmir lima- nından ecnehı memleketlere ta- kas suretile yapılan ihracat şu- dur: 19 milyon kilo pılııııııt 6 milyon kilo valeks, 5 mil, fütün, 380,000 metre mük'abı hal, 24,775 kilo gülyağı, 1050 Hlo 603460 kilo maden.. Tür - Yunan ticaret muahede- si de ticaret hayatında mühim bir tebeddül vücude getirmiştir. Bir aydanberi 'Yunanistana geniş mikyasta ihracat yapılmaktadır. Adnan 'Edirne - istanbül Yolürül Kat'i Kararı Verildi ( Baştarafı T incisayfada ) Vüzün zaman beklemiye mütekâmil değildir. Çünkü yol en az yağ- murlu hayalarda bile geçilemez bir haldedir. Yolda birkaç kere tetkikat yapan alakadarlar şosenin biran evvel inşası lüzumunda ittifak et- miş bulunmaktadırlar. Bunun için Edirne - İstanbul şosesinin asfalt olarak değil, adi, fakat en sağ- lam şose olarak inşası takarrür etmiştir. İlk evvel köprüler "E' lacaktır, elğcvm geçilmez halde olan birkaç köprünün keşfi bitirilmiştir. Bu yolun tetkiki ortaya yeni bir noktai nazar daha meydana çıkarmıştır. — Asfalt — yol azami beş sene sonra esaslı tamire lü- zum göstermektedir. Adi şosenin tımırk ıâmyıcı daha sonra baş- lamaktadır. Vilâyetlerimizin ve belediye lerimizin mütemadi tamir masra- fına katlanacak kadar — kuvvetli bütçeleri olmıdıîı( için “ana şose- lerin asfalt olarak inşası muvafık olamıyacağı kanaatı hasıl olmuş- tur. Diğer taraftan biraz daha yol inşası nazariyesi ortaya atıl- mıştır. Eyi tnprık tesviyesi yapılmak ve santim döşenmek şar- tile parke yol tam 20 sene tamire ihtiyaç — göstermektedir. Yirmi sene sonra yapılan tamir ise par- keleri tersine çevirmek — suretile imakta ve bu suretle parke y:fd sağlamlığı her yirmi senede bir defa taşlar çevrilmek suretile 80 sene devam etmektedir. İlk inşa masrafı asfalttan ba- halı olmasına rıiî:. 80 #enelik sağ ğı granitli sı itibarile p.fık?bfoı inşası daha muvafık :ürllnüt—iıt. Maamafih henüz u hususta takarrür etmiş bir vızlyet yoktur. -— TAKVİM — Gün CUMARTESİ Hızır ll 15 TEMMUZ 633 71 Arabi Rumi 19 Reblülevvel 1352 | 2 - Temmuz - IH0 aai Vasatüi Val Güneş | 859 | 4 00) Akş: Ezanl |Vanati üZ— |19 60 158 | 21 39 .6İZ » Öğle | 438 12 19| Yatar ikindi / 8 28 | 16 19 | İmsak