SON POSTA ye sahipsiniz de- mektir. el çocuğu! zekâsı, yaramaz- lığı ile ölçülür. * kap Atın Mi rifetleri a — Çocuğun yanın- da küçülmezse- niz, o sizi hi mesabesinde sa- .. at. görünce. Cingözün babası — Eyvah, sınıfta kalmışsın! ingöz — | Kendi kendine | Eyvah yeniden ayni dersleri oku- acağım |.. Mi | Ş Fıkralar mm çocuğu tihan sıralarında muallim Afacana sormuştu: — Dünyanın yuvarlaklığını neye benzetirsin! an cebinden yirmi paralık bir nikel çıkardı: — Şu paraya efendim! dedi.. Araplar Afacan koşarak arabın yanına diz . — Müjde arap, müjde.. Ya- şadın be?. Arap şaştı: — Neden yaşadım ?! — Bir hap bulmuşlar. Hapı e araplar beyaz olacak- şi Arap güldü: — Hapı bulan, hapı yuttu Kır atı büyük bir arsaya kapamışlardı.. Tahtaperdeler üstünde koc: il il nereye açılmıştır? diye merak etti. Kocaman kafasım... caddeyi gördü. delikten içeri sokunca koca i Fakat tuuh Allah be- lâsını vermesin... Kafası delikte kalmıştı. Bir türlü kurtulamıyordu. Uğraştı, çabaladı hayet kızdı.. Bir itişte.. kurtulmuştu. Fi ve ni- demektir!. Biz beyaz olursak, gündüz feneri kim olacak!. AFACANIN HİKÂYELERİ Şeytan birgün oğlunu yanına çağırdı: — Oğ'um, dedi, Artık yaşın sekizi ge- çiyor.. sana ilk defa bir vazife verece- Fena- ş caman bir yalan tokmağı aldı. lığın kanatları üstüne binerek dünya- Sabahtı.. Şehrin sokakları ya- va: - yavaş kalabalıklaşıyordu. ind Çocuklar çantalarile (evlerinden çıkıyor, mektebe gidiyorlardı. çoc bi di dedi. eytan, dört mini mini 'uğun yanına inince, usulca unlardan birinin kalbine girdi. derhal o arkadaşlarına öndü. — Bugün mektebe gitmiyelim! edi... Ötekiler sordular: — Mektebe gitmiyelim de ne Denizden Sıcaktan durulur mu, de?... ŞEYTAN yapalım? — Kırlara gideriz, eğleniriz, koşarız.. Bu,güzel havada mektebe gidilirmi?. Ötekiler tereddüt ediyordu. üçük şeytan yerinden fırlıya- rak sıra ile her birinin kalbine girdi ve dördüde mektepten kaç- mıya karar verdiler.. Çantalarını bir arsanın arasına sakladılar. Yemek rını aldılar. Ve şehrin haricindeki derenin kenarında eğlenmiye baş- ladılar. Tabii şeytan da onlatla be- berdi. taşları tasla- 5 Dört küçük arkadaş ikindiye kadar koşup oynadılar, salıncak kurdular, yemek yediler, dere kenarında kayık yüzdürdüler. kat birdenbi nasıl soldu bilinemez. İçlerinden birinin aya- ğı kaydı, dereye yuvarlandı, çır- mii pındı. Bağırdı ve suların arasında kaybolup gitti. Şeytan gülerek mırıldandı: — Bu birl. k Küçük bir çocuk, evinin bah- çesinde oynuyordu. Şeytan uzun kuyruğunu sallıya sallıya geldi, çocuğun mini mini kalbine bir- denbire giriverdi. vi i girdiği her e inimini çocuk ta, yerden iri bir taş alarak, evlerinin kapısına fırlattı ve camlar şangır şungur parçalandı. Etraftan bir ürü kadınlar yetişti. Çocuğun si ellerinden, ayaklarından tuttular. | Bir temiz dayak attılar. Barılıl diye altar şia; (Ari 'kası var ) Çıkmayalım! Yazın evlerinizde? Hiç insan yorulur mu; Plâjlarda, denizde?. * Giyin vücudunuza, Yünlü ipek mayolar... Baştan dalın denize, Bakın ora da neler var?. * Kumlara uzanalım, Güneş gibi yanalım, Sularda. sallanalım, Denizden çıkmayalım! Afa Başka Memleketlerin Afacanları — Ne o evinizi kiraya mı veriyorsunuz Afacan ? — Yok canım!.. Malüm ya, aybaşı.. Babam alacaklılar kapıya gelince : “Bak p hh e) kiray . ik ip atlat, kt — Kaç tahtakurusu için toz aldın ?.. — Bilmem ki baba; saymadım! a (CZ YANDIŞLER ) takma dişleri emekten sonra mutlaka yı- kar, musluğun üstüne koyardı.. ir sabah, Hasan Bey avazı çıktığı kadar bağırmıya başladı: — Bu kepazelik nedir? Kim çıkarmış bunun y işlerini ?.. diye elindeki takma dişlerle odaya girdi.. Hanım Teyze şaşırmıştı. Afa- can yatağının içinde büzülerek bön bön baktı: — Ben çıkardım babacığım.. Hani annem sana “yan dişlerin çıksın!,, diye bağrıyordu ya, ben de: yan dişleri çıkarayım da ba- yi bu gürültüden kurtulsun ! diye Denizden çıkmayalım!. * Coşalım, oynayalım, Balik gibi kayalım, Kumu tek tek sayalım, Denizden yalım!.. çıkma; Tahtaperdeleri söktü ve dışarı fırladı. Oh 'akat zavallının boynunda ko- ca tahtaperde asılı kalmıştı.. Buna hem kara kedi hem de yolculardan biri şaşıp kaldı. vinin meş dir.. O evin ço- cuğu — Allah rizası için bir parça ekmek ver oğlum!, — Üzerimde yok amma, sana bir fırın gösterebilirim! © Fıkralar Yılanın faydası Afacana sordum: — Afacan yılan nasıl bir hay- vandır! — Faydalıdır? i — Nasıl faydalı?. Yılandan fayda olurmu? — Olur ya, baksana, tanesini beş liradan satıyorlar! Şotör > Bir otomobil zayıf bir adam Cingöz müthiş bir çığlık ko- pardı: — Eyvah, çiğnedi.. Cingöz güldü: | — Aldırmal, O da şofördür! otomobil | adamı — Yumurtaları kaça veriyorsun efendi amca ?.. de kuruş... Kırılmışlar da beşi beş kuruşl © çü beş — Öyle ise, kır bana beş yumurta!