l İ _]l Saatlerce Kİ , Sabahın — saat onundanberi, yolun kenarında — duran hususi etomobilin yanında bekliyordu. Hava şöyle böyle idi. Her taraf tenha, sokakta gezenler gezmiyorlardı.. Köşedeki - kahve- nin kırmızı perdesi sanki - dilini çıkartımış onunla eğleniyordu. Bir otomolil yukarı doğru gitti. Bir saat sonra geri döndü, tekrar gitti, tekrar geri döndü. Bir daha gitti, bir daha geri döndü. Yolun kenarında bekle- yen hususi otomobilin yanında durdu. — Çok xzamandır, buradam- — Evet. Altı saat' oldu.. .»- Dinamoda - bir. bozukduk mu var? * Zannetmem, — Benzin mi bitti? — İki teneke yedek - bile duruyor. < — Karburatörde bir arıza?. İmkânı yokl. Lâstik mi patladı. Sapasağlam! Motör işlemiyor mu? Kim demiş mes'ut bir adam gibl homurdanıyor.. — Peki öyleyse niye hep buradasınız. Adamcağız elile şapkacı dük- kânını işaret etti. — Karım dükkâna girdi, bir şapka beyenip alacak onu bek- Tiyorum. » » Günün Fıkraları Admerikalı yerlere baka baka yürüyordu. Arkasından Avrupa: İle Asyalı kahkahayla güldü- ler. Asyalı Avrupalıya sordu: Acaba yerde ne arıyor Buzl, dersin?. Asyalı cevap verdi: — Bin dokuz yüz senesinde bir dolar ©nu arıyordur. meyhanede İki ayyaş meyhanede buluş- ötuz İki düşürmüş, — Ben ömrümde kendimi #sarhboş görmedim.. — Doğru mu söyliyorsun.. — Sarhoş olduğum - zaman kendi kendimi göremem ki! —Neciâ Hanımlara gideriz; Fakâl pot kırmıyalım. Geçen sefar Geni dayızadam d.ya mi tanılmışlım, yoksa halazadem mi 7.. L Bir Şartl Erkekti, fakat en kırtipil cinsin- den.. Yüz göz kar- ma karışık — kılık kıyafet kötü. Ka- fada bir fazlalık olmadığı — halde cepte de bir ek- siklik — mevcuttu. Evlenemik mera- kına düştü. Be- Şendiği bir kızın babasına gitti : — Beyefendi, kızınızın desti iz- divacını istemiye geldim. — Çok mem- nun oldum efen- derim ihya etti- Niz. — Fakat ken- dinize - olmamak şartile |.. — Dudalaları her yerde mu- Haksız — Sen Makdonal'da çok benziyorsun, — Unun gibi siyasimi demek letiyorsun?.: — Hayır kendi aklın! kendinden başka beğenecek kimsayi bulamıyorsun da.. Başınızda Bereniz Güzel göründü bana, Başınızda bereniz.. Düşürülmüş bir yana; Başınızda bereniz.. Saçlar meydanda açık, Görünüyor kıvırcık ; Ufak, ufak, ufacık Başınızda bereniz.. İpek mi, hayır floş.. Düşecek sanki sarhoş; Ne olsa yine pek hoş Başınızda bereniz.. Bilmem kimin kavuğu, Dedim Fizan tavuğu, Sanki limon kabuğu Alacaklı para- sını istemiye gel- di. Borçlu alelü- sal atlattı, ala- caklı kızdı: — Tam on dört defa geldim. On dördünde de eli boş döndüm. Olur  il, ? Jl'ı*ıılu borç- Tu kızdı: — Bunu söyle- miye sıkılmıyor- sunuz değil mi ?.. ÖOn dört defa ge- lip elinize bir şey geçmediği — halde el'an capmadınız.. Vakit nakittir. a- zizim, nakti kay- bettiğiniz gibi bu yüzden vakti de kaybediyorsunuz.. — Şimdi kuvaförden çıktı, hakkak haksız . çıkartırlar.. Başınızda - bereniz.. acaba güzsl kadın mı desek — Yok azizim, sen şimdi Mizahçı doğru olur, yaksa güzellaeşti- haksızsın yal. __] Fi miş kadın mı7?.. Şimdi Arkadaşlar — Eskiden horlamam yüzün- İlkbahar gecesi Ateşböceği den geceleri 'uyuyamazdım. — Ya şiimdi: » — Şimdi başka ödada yatı- yorum. Dinlemiyen — Kendisinden beni affetme- #ini rica ettim, Fakat dinlemi- yordu. — Demek çok inatçı.. — Hayır, kulağı sağır.. ; — Reaminiz tamamlle ben- ' zedi, değli mi?.. — Nahak yöre size gelmk şim, şimdi - fotoğratçılar daha güzel yapıyırlar.. Merdivenin Başında Ben onu gördüm ancak, Merdivenin başında.. Dedim neler olacak; Merdivenin başında.. Hemem güldüm, gülüştük.. Yeniden #şka düştük; Biraz durduk üşüdük, Merdivenin — başında.. Bıkmadın hâlâ, dedi.. Adım Süheylâ, dedi.. Görenler âlâ, dedi, Merdivenin başında., Cıva gibi oynaktı ; Hişt, dedim, durdu baktı.. Kışt deyince bıraktı, Merdivenin — başında.. Mizahçı Bey Ateşböceği Hanıma söyledi: — Gögyüzüne baksana bizim arkadaşların hepsi bu akşam orada.. » Sakın Hasta doktora anlattı. — Bir şey mideme İnip çık- yor gibi geliyor doktor. — Sakın Yo- Yo yutmuş o miyasıdız!.. - Sen d tıpkı düşer sin! Vakit Nakit| — —— — Muhafaza İ 5eR Asker hastalandı. Doktor bir tavsiyede bulundu. — Yatağını muhafaza etme- lisin. Koğuşa gidenler askeri yata- ginın başında silâhi omuzunda ayakta dururken buldular, — Burada ne yarıyorsun? — Doktor söyledi. Yatağımı mubafaza ediyorum. eline sağlık ; Karısı yemek - pişirmişti. ko. cası (ltifat etti: — Yaşa karıcığım.. ne güzel — çorba pişirmişsin; eline sağlık.. — Çorba — değil © koca- im., SĞ — Ya ne?., — Pilâvl., Göndereceğim Rontgenle midesinin resmini çıkardılar.. Muayenehaneden ç- karken. — Altı tane olacak.. Dedi, doktor - şaşırdı. — Altı tane mi, alti taneyi neyapacaksınız.. — Akrabamdan resim çıka- rınca gönder diyenler var. Onla- ra göndereceğim. Kitapçının Müşterisi Kitapçı müşterisine sordu: — Nasıl bir eser istersiniz? « — İki santim kalınlığında ol- sun.. — Ne dediniz? — İki santim kalınlığında; p yavonun bir ayağı kısı geliyor da, onun altına koyacağım.. Ne Çıkar — Güzel, zarif bir genç kız, hele bir gözleri var sen de bom cuk, ben diyeyim zümrüt. Hele bir saçları var sen de ipek, ben diyeyim sırma. Hele bir vücudu var sen de fildişi, ben diyeyim balmumu. — Amma birar topalınlş.. — Ne çıkar canim yalnız biş tek ayağından.. Amarika parasına boenz.yörsun.. , İklde bir İN d ai *