C Aydın Vilâyet - Meclisinin İçtı'maı Aydiın ( Hususl ) Aydın Vilâyeti — Umumi Meclisi Vali Feyzi Beyin riyasetinde ilk top- Tant sını yaptı. Meclisin 16 ara- sından heçside ilk toplant da Büzt belmüyordü Vali Bey meclisi açtıktan sonra — bütçe hakkında” izahat verdi. Geçen — seneki - bütçenin 720 küsur bin lira iken bu sene takdim olunan bütçenin 650 bin Kra olduğunu, tahsilâtın nazarı itibara — alındığım ve bütçenin İradı tesbit edilerek, masrafların “©na göre tanzim edildiğini söy- dedi. Vali Bey, bütçenin tevazünli için bu senede yol parasının altı liradan tahsili icap elttiğini söy- ledi. Mazbataların tetkiki için bir encümen — teşkili meclise — teklif edildi. Azadan avukat Neşet Bey söz alarak, encümen teşkiline Tüzüm olmadığını, mazlataların heyeti umumiyece tetkikinin daha muvafık — olduğunu söyledi. Bu teklif ittifakla kabul edildi Ka- racasu — kazasının meclis işe başladı. Vali Feyzi Bey, bu kaza nüfusunun 750 bine den noksan olduğunu, fakat vekâ- letten ahınan müsaade mucibince her kazanın mecliste temsil edi- lebileceğini söyledi. Yapılan seç- mede Meclisin ikinci reisliğine Ethem Kadri, kâtipliklere avukat Samil ( Nazilli ). Ali Rıza ( Kara- casu ) Beyler — seçildi. Celseye bihayet verildi. İkinci —açılışa — vilâyetin bir senelik İcraatı hakkındaki rapor okundu. Raporda Kuşadası ka- “zasının İzmir Vilâyetinden alına- rak Aydın Vilâyetine raptı me- selesi mevzubahs - olmakta - idi. Vali Bey Kuşadasının. Aydına bağlanması hakkında — ovvelce verilen kararın İzmir Umumt Meclisi tarafından kabul edilme- diğini, Vekâletin, bu meselenin İleriye talikini bildirdiğini söyledi. Evvelce Tireye verilen köyler — yin tekrar Germenciğe bağlan- ması noktasında Vali Bey 1wrar mazbatasile | j | etti. Aydın murabhası Muzaffer | Bey bu hususta çok müfit malü- mat verdi. Tireye sekiz #saat, Germenciğe bir saat mesafede olan bu köylerin Tire İle alâkası olmadığını, bu köylerdeki halkın ; — Germenciğe hicret etmiye başla- — diğini söyledi. Melis pazartesi gönü tekrar toplanacaktır. R Adnan , Ş — Sıvas'ta Elektrik Fabrikası İnşası - Temmuzda Bitecek — Sivas, ( Hasüs! ) — Elektrik — fabrikası ihale edilmiştir. Fabrika — binası Sıvasa bir saat mesafede Yaşa fabrikasnda inşa edilecek — we inşast temmuz nihayetine ka- dar bitirilecektir. - Bir Ürtamektep Açılıyor — Sıvasın Geron kazasımda bir p :'._inıılkhp açılması takarrür et- miştir. Geronlular şimdiden ha- — garhıklara başlamışlardır. - Sivasın Yegâne Hastahanasi yeyâne — hastahanesi Yurdunda — kümetten bu — gönderilmesi rica edilmektedir, 'îıvııîı Düğünler Manedlidi — Meclisi Umumi evlenmelerde üyük düğün masrafları yapılma- m menedilmesine karar ver- karar birçok kimseler tara- “memnuniyet ve mivnetle eşılanmıştır. Eskişehir (Hu- susl) — Anıdo- kanun Tas.. . ae barı olmakla şöhret bulan şelı- rimiz, bu vazi- yetini muhafaza etmekle beraber şimdi de bir sa- hayi Tesmleketi simasına bürün- mektedir. Şehri- mizi tanılan hu- susiyetlerden bi- ri de Eskişehrin sıcak — aularıdır. Bu suların memleketimize büyük fayda'arı dokunmakta, ha ve belediyenin — yaptığı sayesinde evler bu sudan istifade elmektedirler. Eskişehrin ticar! ve iktısadI faaliyeti ehemmiyetli bir vaziyet- tedir. Şehirde Osmanlı, Ziraat, İş ve Adaparzarı Ticaret banka- larının şubeleri ve Eskişehir ban- kasının merkezi idareleri vardır. Şebir dabilinde 7 un fabrikası ve değirmen, 2 dökümhane, 2 deba- gat fabrikası; 2 tahan ve helva | ve 1 iplik, 2 maranyor, 2 araba, 2 kiremit, 1 boya fabrikası, tayyare ve şimendifer fabrikaları ve yeni İnşa edilmekte olan şeker -fabrikası vardır. Vilâyet dahilinde evvelce mik- tarı yirmiye baliğ olan şirketler tedrict surette sermayelerini kay- bettiklerinden şimdi yalnız Elek- trik komandit şirketi ve lüle taşı maden şirketi, bir de mahallt sermaye ile teşekkül etmiş Eski- şebir bankası Türk Anonim şir- ve şeker fabrikaları şirketl t halindedir. Şehirde 14 ilkmektep, | lise mevcut olup İlkmekteplerde tale- belerin adedi 6000 ve lisedeki talebenin miktarı 700 dür. Eskişebirde birçok madenler yardır. Bu madenlerden elyevm işletilenler lületaşı, krom, man- ganer, magnazit, amyant, simli kurşun, — grafit, antimon, Aalçı, Ordu'da -Şehir, Çok Sıhhi Bir Suya Kavuştu Ordu (Hususi) — Dört ay | gibi kısa bir zamanda, oldukça ehemmiyetli bir para sarfedilerek Üç saat uzaktaki Akobüz kayna- ğgından şehre indirilen suya bele- diye meclisi kararile Nazifbey- suyu İsmi — verilmiştir. Nazifbey çeşmesi namile ikl yeni çeşme inşa edilmiştir. Bu ismin verilmesine sebep, vali Nazif Beyin suyun şehre akıtılması için büyük gayret sar- fetmesidir. Bu su çok mebrul, aynı zamanda müdrir ve sıhhi bir çok faideleri olan bir sudur. Su, Karadeniz — sahillerinde müstesna bir şöhret kazanmıştır. Vapurlarla Gireson, Fatsa ve Samsun'a nakledilen bu su aynı zamanda gemilerin su ihtiyacını da temin etmektedir. Ankara'da Bir Elektrik Kazası Ankara (Hususti) — Geçen günkü fırtınada Hacıbayram cıva- rında bir elektrik teli kopmuştu. Bu teli bağlamak için direğe çıkan elektrikci Ali Efendi cere- yana kapılmış ve direkten düşüp ölmüştür. | SOn POSTA Eskişehirde Köprübaşı caddesi fosfor, boya madenleridir. 40 kilometre mesafedeki Lâçin ma- den suyu ve Hasırca çiftliği ve Kalabak'taki iyi sulardan yolsuz- luk ve bakımaızlık yüzünden İsti- fade — edilmemektedir. — Vilâyeti ihata eden Türkmen ve Somdö- ğgen ormanları vasi bir sahaya maliktir. Ormanlarda müteaddit hazar ve kereste fabrikaları var- dır. Şehrin ortasından geçen Porsuk — çayından — Eskişehirin (40,000) dönüme yakın bahçeleri Seyitgazi ve Yardakçı çayırla- rından da çifteler- ve Seyitgazi- nin birçok köyleri istifade et- mektedir. — Vilâyetin en — sıcak mıatakası Sakarya'dır. Bu mınta- ka husust bir iklimi haiz olup Etkişehir ve bhavalisinde yetişmi- yen birçok sebze ve meyvalar burada yetişir. Sathı bahirrden (400) metre irtifaında olan Sakarya vadisi kiymet ve ehemmiyetli memba ve maden suları ve yük- sek ormanlarında mevcut çam ve meyva ağaçlarile meşburdur. Osmaniye ve Ilıcabaşı kariyele- rinden çıkan Sakarya nehri bu köyleri ihya eylemekte ve mühim varidat temin etmektedir. Gerek hava ve gerekçe su ve meyva- larile burast (İsviçre)yi andırmak- tadır. En münbit araziler Sakar- ya nehri kenarında (Bük) tabir edilen milli ve kumsal araziler olup bunlar nehirden — dolaplar sulanmaktadır. Bu — mıntakanın 'MEMLEKET HABERLERİ » !Anadolu’nuı'ı' Zahire Ambarı IEskâşehiriı; Münbit Sinesinde Son Se- nelerde Birçok Fabrikalar Yükseldi çok güzel bağları vardır. Üzümler An- kara - ve İstanbul pıyasalarına sev- kolunur. Üzüm- lerin — | rezakı, beylerce, kadın pParmağı, nedre- bol, etli beyaz, kara püskül, til: ki — kuyruğu ve kara borol| gibi yerli isimleri taşıyanlarpek çok- tur. — İpekçilik te Hmkişaf halindedir. 350-380 kutu arasında İstanbul —ve Bursaya ipek sevkolunur. Şehrin garbında mevcut Ka- racaşehir kalesi ile Sakarya ve Seyitgari mımtakasında eski de- virlerin - bıraktığı birçok asara tesadüf - edilmektedir. M r, Çatal Çam mevkiinde mağralar ve kale harabeleri ve Laçin, Erkeç Kaya ve Ilıca dağındaki mağaralar nazarı dikkatı caliptir. Şimdiye kadar buralarda esas- h bir tetkikat ve taharriyat ya- pılmış değildir. Vilâyetimizde sığırdan rziyade bin koyun ve keçiye ekemmiyet ve- riliyor. Vilâyette tahminen 450 koyun, 15500 kıl keçi, 180 bin tiftik keçi, 6700 kara sığır, 9400 manda, 5600 beygir ve buna ya- kın merkep mevcuttur. Bu hay« vanat vilâyet dahilinde mevcut 10 bin dönüme yakın çayırlardan istifade ederler. y Ziraata kara sapan pek az kullanılmakla beraber — ekseriya pulluk, orak, harman, traktör, muhtelif siraat makineleri kul- Tanılmaktadir. Şehre iki kilometre mesafede tohum islah İstasyonu ve Çifte- ler çiftliği müdüriyeti ve müdü- riyetine bağlı aygır depoları, inekhaneler ve taphaneler, merl- nos numune ağıllarıdır. Ahmet Eşref Arapkir'de Dokumacılık Ve Bağcılıkİnkişgf Ediyo M a üiJ' ;;ğ ğ Malatya vallsi, ve başmühendisile Arapkir Kaymakamı Arapkirin Göz mevklinde.. Arapkir ( Hususl ) — Ticaret noktasında biraz geri olan Arap- kir kasabası son senelerde do- kumacılık sahasında inkişaf et- mektedir. Çiçekli manusa denilen ve Türkiyenin hiçbir. tarafında yetişmiyen bir nevi dokuma bu- rada yapılmaktadır. Arapkir; bağcılıkta da şayamı dikkat bir muvaffakıyet — elde etmiş, kış ve yaz tazeliğini mu- hafaza eden, hiç bozulmıyan bir nevi beyax Üzüm yetiştirmiştir. Bu üzüm mebrzul miktarda istihsal edilmekte, fakat — yolsuzluk — ve uzaklık dolayısile ihracat yapıla- | i Münakasa Mart 30 —.. Sanat Ve Mesuliyet Nurultak Ata Peyami “Citayet ve edebiyat,, İsimli bir yazısını şu sözlerle bitiriyor: “Romanların en büyük tesiri, roman yazanların sayısını çoğaltmaktan başka bir şey değildir.,, Bunu birtakım polis hafiyesi veya hırsız hikâyelerinin, okuyan- lar Üzerinde ahlâksızca sayabile- ceğimiz bir tesir bırakmıyacağımı, ıınl sonları yankesiciliğe, kasa ursızlığına — teşvik etmiyeceğini söylemek için İleri sürüyor; iddi- asını teyit için de bir zabıta me- murumuzun sözlerini zikrediyor. O zat: “Vaka yapanların çoğu okuma — bilmezler; — okuduklarını pek- anlamazlar,; demiş. Bunu ben de kabul edeceğim ve hır- sızları sevimli gösteren hikâyele- rin okuyanları hırsızlığa — teşvik etmediğine, edemediğine İnana- cağım. Zaten © nevi hikâyeleri yazanların tasavvur ettikleri kalar ekseriya o kadar zordur kimse onlan taklide heves ea merz, Bütün bunlar İyi, fakat asıl mesele bu değildir. Edebiyatın ahlâk hocası olmasını istemiyo- ruz; fakat bugün — zannederim bütün cemiyetlerin fena şördüğü buyları birer kahramanlık diye tasvire de hakkı yoktur. Bir ros manın, insanın her hâlinden bah- setmeğe hakkı vardır, hattâ her nevi ihtirastan bahsetmek, onları tahlile çalışmak vazifesidir. Biş ondan muhakkak hüküm verme- sini de istemiyorur; İsterse iyi ad- dedilenden de, fena addedilenden de «adece müşahbede Üüslübu ile bahsetsin. Fakat hırsız:, yankesi- €iyi birer birer kahraman, sevimli birer adam gibi göstermiye ne hakkı vardır ? Bunun etrafta tesiri olmaz diyorlar ; bırsız. yetiştirmiyecek- lerini ben de kabul ettim. Fakat tesir, korkulacaâk — tesir, bundan — ibaret midir? Karli hiç olmazeca — hırsiziği — ma: zru görmiye teşvik etmez mi ? Bu da bir tehlike değil midir ? Hıraızlığı, baydutluğu sevimli :bıtmnk yazan bazı romancılar ununla dünyada malın haksıs bir surette taksim edilmiş oldu- Eııııu da göstermek istemişlerdir. omanlarda, tiyatrolarda kendi- lerini bir nevi hak müdafii adde- den hırsızlar, haydütlar, katiller vardır. Bunların, hak, adalet yolunda hayırlı tesirleri olmuştur, Fakat Peyami Safa'nın İsimlerin! söylediği hırsız romanları bunlar- dan değildir. — | Onun — bahsettiği — romanlar bilbassa eğlendirmek, bu sayede a karzanmak için yazılmıştır. u düşünülünce “Romanların en büyük tesiri, roman yazanların sayısıni — çoğaltmaktr,, — iddiası, ibinin arzusu hilâfına, müthiş bir ittiham oluyor. Sanat sadece para kazanmıya alet ediliyor ve onu böyle sayanların çoğalmasına bizmet ediliyor. Buncan daha büyük — fena bir — tesir ister misiniz ? Mamafi azıl mesele belki bü da degildir. San'atkârlar, mubhars rirler , ün etrafta hiçbir tesirl olmamasını kabul ediyor. Bununla mes'uliyetten kurtulmak istiyorlar, — “Bizim — yazd ğımızla kimsenin ahlâkı bozulmarz; biz ehemmiyetsiz insanlar z 1,, Dıyor- lar. Bunu kabul etmek, muharrir için en büyük sukuttur. mamaktadır. Arapkir - Divrigi arasında bir şose inşasına karar verilmiştir. Bu yol yapıldığı tak- dirde Arapkir mahsu'âu Sıyas tarikile İstanbula nakledilecektir. - g 'j Pi İ