Tefrika No, 81 SON POSTA İTTİHA'T ve TERAKKİ İ & Her hakkı mahfuzdur. — Nasıl doğdu?.. Nasıl Yaşadı?.. Nasıl Öldü?.. Cemiyet En Esaslı Kuvvetini Manastır Büyük bir fırtınaya tahavvül etmek ihtimali olan bu rüz;âr, Avrupa siyaset — mahfellerinden esmiye başladığı zaman, merkezi umuml! büyük bir endişeye kapıldı | ve arlık, — teşkilâtım — süratla ikmale başladı. Rumelide teş- kilâta —dahil —olamyan — yalnz bir ( Yanya Vilâyeti ) kalmıştı. Bu vilâyette kuvvetli iki cereyan vardı. Biri, Rumların Yunanistana iltihakı.. Diğeri de ( Başkım ) ve (İşkiptar) ismindeki gizli Arnavut komitelerinin müs- takil bir Arnavutluk tesiz etmek sovdası.. Birici fikri, « dalma ve her- yerde Yunanistan hükümetinin siyast Oordusunu teşkil eden - papaslar ve metrepolitler; ikinci fikri de başta firari İsmail Komal Bey olmak üzera birçok gençler Mi eli ilerdi Bu iki zümrenin damla damla akıttığı nifak ve fesat rzebri, cahil halk zümresinin bissiyatı Özerinde gittikçe genişleyen bir kanser gibi, katilane bir tesir yapıyor; as rlardenberi türklük ca- miasına bağlanmış olan - fikirleri yavaş yavaş uzaklaştırıyordu. Ma- mafih, gerek vilâyet merkezinde ve gerek vilâyete merbut kaza- larda bu cereyana uymayan bir zümre de vardı. Bunlar, (evladı fatihan) denilen aslı va nesli Ana- doludan gelmiş olan öz türklerle, ayrıl yi bir Felâket teşkil ede- €©eğine kanaat getiren bazı mü- hevverlerdi. Ba münevverler, bir bayli zamandan beri Avrupadaki genç Türklerin neşriyatını gizliden giz- liye takip ediyor, benüz şekil veremedikleri gizli bir düşmanla mücadeleye hazırlanıyorlardı. 1323 senesi sonlarında bu havalide başlıyan cemiyetin tep- kilâtı, biç bir manlaya maruz kalmadan işe girişmiş ve az za- manda da bir hayli — genişle- mişti. O senenin kânunusani ayında bir gün (Gerebene) kazası Jandarma — Kumandanı Yüzbaşı Hüseyin Bey, ( Ser- fiçe)de bulunan tabur. ku- mandanı binbaşı Naşit Bey tara- findan merkeze davet - edildi. Aldığı emre derhal icabet eden Hüseyin Bey, merkeze gidip to Naşit Beyle karşılaştığı zaman, binbaşı ona şu sözleri söyledi: — Hüseyin — Efendi!.. Seni, Çikonyani Bey (1) görmek istiyor.. Ragıp onbaşı, eşkiyanın pususuna uğradığı zaman, nasıl mukabele etti?. Sen yetiştiğin zaman Raçıp onbaşıyı nasıl kurtardın?. Sana, bunları soracaktır. Şimdi git.. kendisini gör.. benim da sana bunları sorduğumu söyle... Sonra.. gece de hiç kimseye görünmeden bizim eve gel Esasen maksat, son sözlerde mündemiçti. Ragıp onbaşı mese- lesi, âdi bir bahaneden ibaretti. Nitekim gece, Hüseyin Bey, ku- mandan Naşit Beyin evine gitti. Orada bir heyet tarafından cemi- yet namına tahlif edildi. Ertesi günü de ( Gerebene ) ve havali- sinde cemiyeli teşkil etmek vazi- fesile memuriyet mahalline av- det etti. (1) Jandarma — Gtensiklne 'an Kabili. memur A SADAT TERRU Serez Mutasarrıfı Reşit Paşa Aynı zamanda, Kerebene de vulunan nizaniye yüzbaşısı Bekir Bey de Kozanada dokter Servet Bey tarafından tahlif edilmiş ve ona da aynı vazife verilmişti. Bu iki zabit, başbaşa vererek işe başladılar. Evvelâ — o civardaki köylüler Üzerinde nüfuz sahibi elan Hoca İbrabim — Efendiyi, s#onra da aşkeri erzak mütenhbidi Debreli İslâm Efendiyi cemiyete aldılar. Kasabanın Müftüsü Heca Tabir Efendi de tahlif edildi. Ar- tık iş, yoluna girmişli. Teşkilât, yavaş yavaş köylere doğru yayr hyor; benüz Yunanistan ve Ar- navutluk cereyanlarına kapılma: tmş olan Türklerle Türk muhip- leri arasında büyük bir mubhab- betle karşılanıyordu. Bu oanada, Almanya İmpara- toru, (Korfo ) adasndaki şato- sunda istirahate gelmişti. Bu münasebetle hükümet tarafından Selânikteki ( Nümune taburları ) Yanya'ya çönderilmişti. Bu tabur- ların muallimi olan Erkâm harp binbaşısı Halil Sami Beyle tabur- ların diğer zabitanı, bulundukları yerlerde teşkilâtı kuvvetlendiri- yor, Rumelinin bu köşesinide cemiyetin bir nüfuz mıntakası haline kalbediyorlardı. Ve Havalisine Teksif Etti x- Fakat cemiyet en esaslı kuv- vetini Manastır ve bavalisinde teksif etmek İstiyor, buradaki teşkilâtın kuvvetlenmesine ehenr miyet veriyordu. Esasen Manas- tır, feyyaz bir toprağa benziyor- du. Atılan her tohum derhal kökle- şiyor, mubhitine de menfaat temin ediyordu. Teşkilât.n ilk rehber- lerinden olan torçu mülâzimi Kayserili Yusuf Ziya Beyin (1) cemiyet tarihinde çok kıymetli bir hatıra teşkil eden büyük gayret ve fedakârl ğı, topçu bin- başılarından — Osınan ve yine torşyü mülüzimlerinden Erturumlu ( Dadaş ) Salim (2) Yüzbaşı Kâ- zım Karabekir (3) Levazım İkinci Şubesine Memur Seyfi, Mümtaz Yüzbaşı Habip, Redif Fırkasına Mülbak — Mülâzim Mahmut (4) Mıntaka Erkânı harbiyesine Me- mur, Erkân, hkarp Kolağası Hasan Tosun, Binbaşı Salâhattin Beyler gibi fikirlerinden ve arkadaşları Üzerindeki nüfuz ve kudretlerin den istifade edilen güzide eleman- lar sayesinde bütün Manastır muhiti, cemiyetin metin bir kalesi haline gelmişti, (Arkası var) () Ankarada MÜN İthalât ve İhra- cat Şirketi murahhas azası. (2) Eskiyehirde Tayyıre Moktobi Müdürü. (3) Enver Bey Manasitırda teşk lâta başladığı zaman, İlk içtima, Kâzım Beyin 'evinde olmuş Cemiyetin nizam- namesi İlk defa burada okunmuştu. () Sirt Meb'usu ve Milliyot Rater tce. sahıp ve Dağımülarriri Mahmat Beyefondi. Ç ı'nwlı'ieı;]aponlara Pusu Mu Kuruyorlar ( Baştarafı 5 inel tayfada) ahaması şüphesizdir. Fakat Çin mü- dafansı henüz son sözüad söylemiş değildir. Japonya ve Adalar Londra, 2 — Milletler cemi- yeti, pek yaknda gayet mühim bir mesele karşısında bulunacaktır. Japonya, Mariyan Karolin, Marshal adaları gibi büyük Ok- yanos takım adalarında istediği gibi — hazırlıklarda — bulunmakta tamamile serbesttir. Japonya, bu adalar sayesinde Asyayı büyük Okyanos adalarına bağlıyan deniz yallarını kontrol altında bulundur maktadır. Japonya, sayısı 1450 olan bu adalardaki hususl vaziyeti dolayisile arzu ettiği takdirde Hong-Kong ve Singapor İngçilix deniz Üsleri ve Avusturalya, Yeni Ze'and ve Kanada Panama kanalı arasındaki münakalâtı kesebile- cektir. y M. Heriyo Diyor ki: Paris, 2 — Sabık Başvekil M. Heriyo bir nutkunda demniş- tir ki: — Japonyanın son harpte müt- tofiklere yaptığı hizmetlerini, liyas katlerini, ilmi ve medeni nüfuz / ve tosirlerini unutmayız. Aacak, biz cümburiyetçi Fransılar - için, Üa d ü ——— 3 Mart Cuma İstanbul — (1500 m.) 18 82 (Komal Niyazl B. Ve arkadışları), 19 Orkestra, 20 saz (Bolkiş H.) — 20.80 Hanıınlar saz hıyeti, 2:.30 Orkesira, ajans haberi ve #ââl ayarı, Aakara — (538$ m.) Sast 1280 dan 18,80 kadat Ankaranılas örkçe- tzası, 15 ten 17 kadar R yasntik cümr but flarmonik or<estrasının sentonik — konseri, 18 dön 1840 kadar alaturka * Kaz, 18,40 tan 1019 kadar Btamafon, 19.:0 dan 1940 Kadar alaturka sez, 19,4) tan f0.10 grâinolon, 20, - hıı:eıleri hava rıpcııı'. K alalE 151841 — m.) 12.80 kon- plâk konseri, 1745 musikl, 21.80 konser, 28,40 konger, Ğ Leipzig — (89,6 w.) 7.15 Şizanas- Ük, 7,95 konser, 18 konser, 17.80 konser, £18) konser, 23.30 haber ve musiki. v Bükreş — !894,8 m.) 18 ptak, 14 plâk, 18 oerkesira, — 19.25 orköetra, 20.40 plâk, Zi sönfonik konsar. Roma — (H1,2 m.) 20. haber, 21,40 konser, &z15 komedi, 28 kon: ser. 28.55 haber. leşte — (550,8 m.) 1015 kon- ver, 18.03 korser, 18 Çıgan müuslkisi, 21 konser, 23 Çiğan — müsikisi, 24 haber. Moskova — (1804 m.) 18.80 kon . 22 Inglizce neşriyat. gova — (İdIZ .) 18,10 Jplak, lâk, 18 orkestra konser, 19.*6 plâk, 21.80 könser, 318.40 plâk, ——— muzaffer olması icap eden yegâne perensip şudur! Muahedelere ve milletler cemiyeti misakına hür- met ve riayet. ' Sayfa 9 —— İrgiltere Füktmeti tarafından Gas) Gz.ne bediye edilen enerin terafimet CANAKKALE A RRRa Yazan: Ceneral Oglander Türklerin Miktarı 350 Bile Değildi Burada kendilerine bir tabur daha iltihak etti. Border alayı © gün akşama kadar Turgutçeş- me civarındaki mevzilerini muha- faza etti fakat akşam saat beşte oda Green Hill yani Yeşiltepeye ricat etmek emrini aldı. Bu taar- ruz esnasında İngilizlerin verdiği zayiat 1750 kişiye baliğ olmuştu. Yukarıda izah edilen vekayi cereyan ederken 48 saattenberi Tuzlu gölün şimalinde atıl kalmış olan 9 uncu Skerwood taburu da Hetman çayırının şarkından ilerli- yerek İamail tepeye hücum et- mekte olan kıt'atın sağ ve Damakçelik — bayırında bulunan Anzac kuvvetlerinin sol cenah- larile irtibat tesis etmiye çalış- makta idi. İki gün evvel bu İşi gayet az zayıatla başarabilmek — kabildi fakat şimdi o Ffrsat ta kaybok muştu. Hareket etmezden ev- vel bu efrada yolda mukave- mete — maruz kalmıyacakları söylenmişti. Fakat hareket eder etmer Azmakderenin ber iki tarafından — ilerilemekte — olan Türk kuvvetlerine tesadüf - etti- ler. — İngilizlerin — sağ — cenahı dereyi — geçer geçmez çeriye püskürtüldüler ve bu suretle Damakçelik — bayırı ile irtibat tesis etmek — kabil — olamadı. Derenin şimal tarafındaki bö- lükler Hetman çayırm n garbin- de 500 yarda mesafede bir noktaya kadar ilerileyebildiler. Fakat burada da — Türklerin aleşi ile tevkif edildiler. Ver- dikleri #azim — zayiata rağmen © günkü mevzilerini muhafaza ettiler ve gece olur olmaz Kazlarçayırı mevkinde, Azmak- derenin cenubuna doğru çiden bir hat üzerinde siper kazmıya baş'adılar. Bunların bütün gün mevzilerini muhafaza edebilme- leri Türklerin 12 Inci fırkasının İngilizlerin. 9 uncu — kolordusile Anzac kuvvetleri girmesine mani oldu. kireç'eps sırflarındaki muharaba'er Suvlada şimaldeki — cenahta Jenaral Wabonun harekâtı da iyi bir netice vermedi Kolordu — karar, âhında, — sol cenahta bulunan terpidonun su- bah saat altıda Kireçtepa — sırt- larını bombardıman ederek Jene- ral Wabonun — ileri bareketine yardım etmesi kararlaştırılmıştı. Sat 7,30a doğru Jeneral Va- bonun kuvvetleri ilerlemiye baş- ladı. Torpito tarafından bombar- diman çok isabetli olmuştu. Bu- nua için de sırtların şimal tara- fındaki — yamaçlarında — bulunan kuvvetler bidayette muntazam bir. surette — ilerleye — bildiler, Türklerin bu —sırtlarda topçu kuvvet! ve mitralyoz kıtaatı bu- Tunduğundan İngilizlerin zaylatı pek cüz'i idi. Maamafih tepeye yaklaştıkça Türklerin mukavemeti şiddetlendi ve İngiliz kıtaatı ol- duğu yerde kaldı. Fakat türk kıtaatı henöz tak- viye edilmemişti. Jeneral Nicol karşısındaki türklerin miktarını 700 kişi tahmin ediyordu. Hakikatte ise Türklerin miktarı | hususunda 350 kişiye bile balig olmamak- ta idi, Kireçtepenin cenubunda bu. lanan İngiliz kıtaatı, ası| zirvenin 500 yarda şarknda bulunan bir tepeyi zaptetmek için emir almış- lardı. Bu tepede çok az miktare da Türk kuvvetleri vardı. Türklerin mukavemeti okadar şiddetli değildi ve her iki tabıs run zayiatı da ehemmiyetsizdi. Fakat efrat çok yorgundu. Bik hassa — mataraları — bulunmuyan Munster taburu susuzluktan İstir rap çekmekte ve ileri harekâtını devam edemiyecok bir halde idi. Bunun için öğleden sonra ric'at etmiye mecbur oldular ve cenup yamaçlarıneaki kuvvetler de bunu taklit ettiler. Akşam olduğu vas kit bu mıntakada kazanılmış olan bütün arazi terkedilmiş ve her iki tabur da eski mevrilerine avdet etmişlerdi. Bu sırada, saat bir buçuk raddelerinde Kireçtepenin zirves sinde bulunan Türk mevrileri Grampus torpitosu ve karadakli dört sahra topu tarafından boms bardıman etti ve 6 ıncı Munster taburu biraz daha ilerilemiye muvaffak oldu fakat bundan ilerl gidemedi, Liva karargâhından harekâtı takibeden Jeneral Mabon saat dörtte gayet mahzun bir halde karargâübına avdet etti. Halbuld yarım saat sonra Jeneral Stop- ford'tan aldığı bir mektupta kole ordu kumandanı o günkü hare« kâttan memnuniyet beyan ediyor ve o gün artık tekrar ileri harg. keti yapmıya teşebbüs etmeme. sini bildiriyordu! Conk Bayırında Türk Mukabil Taarruzu 9 agustos günü öğleden sonra Jeneral Hamilton, Suvla'dan bir motora atlıyâarak alelâcele Anzac cepbesine geldi ve derhal Jeneral Birdwood ile fırka kumandanlar rını bir İctimaa davet etti. Artık Sarı bayır &rtlarına karşı yapı» lan Üçün:0 taarruzun da Kireçte. pe sırtlarına yapılan taarruz gibi akim kalmış — olduğu aşikârdı. Fakat Suyla'dakinin aksina ola- rak Anzac'taki karargâhta o ka- dar itimat ve nikbinlik vardı ki Jencral Hamilton, gelecek taar- rüz için elinde bulunan yegâne ihtiyat kuvvetini, yani 54 üncü fırkayı Jeneral Birdwood'a ver. meyi teklif etti. Fakat Jeneral Birdweod bu muavenet teklifini reddetmek mec buriyetinde idi. Çünkü o sırada ve bilhassa münakale vesaiti ıslah edilinceye kadar Anzac'la: daha büyük kuvvetleri beslemek ve susuz birakmamüak kabil değildi. Binsenaleyh bu kuvvetlerin biran evvel Suval mmnlakasına sevke- dilmelerini rica etti, Çünkü ora- da manevra yapacak sıba Lbulün- duğu gibi, Teketepe sırtlarile Büyük Anafartayı — zaptetmek Jeneral — Sto; ford'a çok yardımı olabisirdi. ( Arasası var )