Türk - Yunan Dostluğu Pariste çıkaa Jurnal gazetesi mu- harrirlerinden M. Edvard Helsey Balkanlarda kiaa bir tetkik seyahati yapmak Üzere geçenlerde Atina'ya uğradı, M. Venizolos'a görüştü, Bul- gar'stana geçti. M. Venizelosla M. Helsey'in yaptğı mülükat, Mesaje d' Aten isimli gazetede İntişar elti. Okuduk, mühim, hatta çok mühim bulduk. Mülhakat, Fransız muharriri- nin M. Venizelosa bir süalile başlıyor. Bir barp vukuu takdirinde Balkane lara karşı Yünanisten'in alacağı va- tiyetl öğrenmek İstiyor. M. Venize- locsun cevabı ise şudur : Yakın bir harbe ihtimal vermek ltemem. Şayet, tahminim bilâfına bir felâket meydana çıkarmı, m Üzerine düşen muzsli- vazıfeyi ifa etmesinl bilecektir. Bu bizmetinde, dostluğuna ehemmi- yet verdiği Türkiye ile beraber çok teyler yapabileceğine kanilm. Bu münasebetle, muhavere, Türke Yunan dostlüğüuna — intikal ediyor. M. Venizelci, bu bahis etrafında Şuaları söylüyor: Geçmiş devirlerle düşmanlık say- falarını artık ebediyen kapadık. Son Anadolu — maceramnı — kaybettikten tonra, Yunan — milleti, muvaffakiyet- viz'iğini anlamış ve kabul etmiştir. Eğer, bütün milletler de, bu vadida Yunanistan gibi düşünmüş olsalar, #u'ben — bozulması — ihtimali batıra bile gelmez. M. Venizelosun büyük bir devlet #damına yakışan bir. vukufla söyle- diği ba mütalı dünyanın hergün bir parça daha kuarışmak latidadını Bösterd ği şu vaziyette, hususl bir kıymet ve kuvveti haizdir. Bu suretle, Türk - Yanan dost- luğunun sade ve basit bir lâkırdıdan İbaret olmadığı da, bir defa daha Golaşılmış vo anlatılmış oluyor. Süreyya Romanya'da Garip Bir Casus Bükreş, 28 — Köstence askeri Mahafili, zabit elbisesi İle dolaşan tehlikeli bir kadin casua yakalamıştır. U yalancı zabitin garip bareketleri lnplıı uyasdırdığından, bahriye b'n- 'v- arından biri tahkikata memur mişt. Dün casus kadın askeri ııı».. ile iki zabitle birlikte dolaşır. ken, binbaşınm nazarı dikkatini tolbetmiştir. Binbaşı Üç zabiti de Timas — komiserliğine göndermiştir. Burada bu zabitlerden bi.imin blr kadın olduğu anlaşılmıştır. Kadının — milliyeti ve faaliyeti hakkında hükümet erkâmı hiç bir B söylememektedir. BAA TEFRİKA Na “€iye nazırı Sir Jon Simon demişi Japonya Taarruz Ediyor Milletlerden Silâhlara Ambargo Koy- malarıVe Boykota İ Yapmaları İstemyor | d l Pekin, 28 — Japonların Tanyaz mınlakasında yaptıkları taarruzlara Çin'ller mukavemet etmektedir. Çin ıönühmuııdın mürekkep müfreze- Japon karargt- işlerdir. Japonların Şiddetli Taarrmızları * Şanghay, 28 — Jehol şebrinin Iki anahtarı vaziyetinde olan Linguan ve Çfcug'a karşı Japonlar şiddetli bir taarruz yapmış'ardır. Çiali'er bu ta- dar mukayemet bu iki şehrin elden çikması bütün Jeholün kaybe- dilmesi demektir. Avam Kamarssında Londra, 28 — Muhalif amele fir« kan relsi M. Lanabari, avam kama- rasında bir esat «sCron beyanatında Japonyanın Mançur! ve Jeholdaki harekâtını uıkıı etmiştir. M. Lanaturiye cevap veren bhari- ki: — SEAh ihracatına konacak am- bargo, ancak beynelmilel bir — Wilaf vücuda getirmek — suretlle Eli ve kat'? olarak tatbik edilmelidir. İm- giltere, Japonys ve Çinle dost kak mak arrusundadır. Fakat Japonyamın takip i hareket milletler cemi- yeti mukavelesine muvafık değildir. İngiltere hükümetl silâh yapan ©a on ikl bükümet nezdinde bemen tahkikdt yapmıştır. Fakat netice de kat'i hiçbir cevap almamıştır. Amele fırkası — meb'uslarından M. Krist, İngiterenin silâh sevkiyatı üzerine koyacağı ambargoyu mali bir ambargenun takip edeceğini ve Japonya'ya kredi açılmasının beynel- milel bir muhalefete uğrayacağı Ümi- dinde bu'unduğunu söylemiştir. Vaşington 28 — Harp eden mem« leketlere yapılacak silâh ihracalına ambargo konması hakkında M Hover'ın yaptığı teklif üzerine mü- mesailler meclisinde henüz bir karar alınmana ştır. Mütearrıza Ceza Parla 28 İngi terenin sabık Cemiyetl Akvam mümeasdli M Ro- bert Sesill Ça » Japon barbinin önünü almak için şu Üç tedbiri tave siye etmektedic: 1 — Bitün memleketler tarafın- 4 İHTİYAT ZABİTİ ROMAN aa — Mubarrlri : — Ne bamamcısı zol... Kırk Pıllık kuyumcuyum! * Şimdi herkesla — kasaturası, Mavzeri va kütükleri vardı. Talimler ağırlaşmıştı. Askerlik hayatına henüz al- Famıyan bazı arkadaşlar hastalık bahane edip izin alıyor, birkaç Rün istirahat ediyorlardı. Bunlar tekrar bölüğe geldik- İeri zaman ilerliyen ta.imlere alış- Bak için çok zorluk çekiyorlardı. | , Bu bazen gülünç vaziyetler de yapıyordu. Silâh omuza talimleri sırasın: da bir arkadaş birkaç gün ense "Pmıştı Bir sabah talim mey- mında bölüğe ilttihak etti b Çavuşlar yürüyüşe — çıkacak ölüğü hazırlıyorlardı. Kumandalar - biribirinl! —takip — Sağa bak hizaya gecesel! — Hazır ol! Bürhan Cahit - EEREENENENI — Silâh omza! Üç sert hareketle — silâhlar omza edildi. Bölükbaşında duran yüzbaşı bağırdı: — O neo o, efendi. O ne biçim silâh omza ! Şimdi meb'us olan bu arkadaş birkaç gün istirahatle iken silâh omza tdümini atlamış, herkes üç hareketle silâhını omza etliği rtaman © mne yapacağını şaşrmış, mavzeri çoban sopasi gibi omuzuna vurmuştu. Böyle vak'alar çck oluyordu. Bir gece yürüyüşü yapılıyordu. Hürriyet tepesine gelince ku- mandan bölüğe emniyet tertibatı aldırdı. Piştar ve dümdar için ilerl ve geri ayrılan müfrezelerden başka sağ ve sol cenahların emniyetini ikmal etmek Üzere heriki iştika- meto uçlar çıkarıldı. Bölük Kâh« tane sırtlarında gece manevrası yapacaktı. çan- Japon muharebesi gün geçtikçe giddetini ıtlırmnhıdır. harpte Japonlar tarafından yurtları işgal edilen Çinli halka yiyecek dagıtıldığı görünmektedir. mimizde son Res. | Makta o'an Viyana Demiryolları ÂAmelesinin Grevi Viyana, 28 — Demiryolları ame- lesinin grev iltimali gittikçe ari- maktadır. Federal Demiryoliarı Mü- diriyeti ile dem'ryol'arı amelesi ara- sında mart maaşlarının tediyesi hak kinda hiçbir itilâf hâsıl olamamıştır. Cünkü her iki taraf ta noklal maze- rında israr etmektedir. Son dakikada bir itilâf olmadığı takdırda âamele, | W e kadar işi bırakacaklardı. Ba hal g ecnebi memleketlerle yapıl- münakalât'a bir takım dan ,#.lâhiara ambargo konulma ıdır. Eğer bir memleket bu IUlâfa gir- mezse, ambargodan beklenen fayda h çtir. 2 — Büyük devletler — muharip memleketlere alt ist krazların kendi Piyasalarına çıkarılmasına mani ol- malıdırlar. 3 — Japonya Bakikt bir harbe girişecek olursa Tokyodaki sefrle- rin geri çağırılması da — düşünüle» bilir. Benlm kansatime göre müle- arrın cezalandırmak İçin ea mücesir silâh boyhlıl Wfa 0: arkadaş Sağ cenah isli- kametinde — ayrılmıştı. — Bunlar tesadüf edecekleri Fevkalâde bir hareketi derhal asli kıt'aya haber wereceklerdi. Üç kafadar gittik- leri istikamelte ehemmiyetli bir şeye tesadüf etmemiş olacaklar ki daha ileri gitmiyeo kizum gör memiş ve bürriyet tepezindeki Avcı gazinosuna — girerek hafif tertip çakmıya başlamışlardı. Bu gece «pey uzamış olacak ki sağ cenah — emniyeti için çıkarılan bu küçük müfreze- den haber alamıyan kumandan ikinci bir keşif kolu çikararak bunları aratmıştı. Emniyet kolunu arıyan keşif kolu sabaha doğru Üç kafadarı gazino peykelerinde mahmur bir halde buldu. Bir gün Harbiyeden Ayasar ğgaya kadar bir cebrl yürüyüş ya- pılmışti, Silâh takımından başka otuz kilo da ağırlık taşıyan zabit namzetleri Maslak köşkü bahçe- sindeki havuz başında silâh çat- tılar, Hararetten — kırılıyorlardı. Havuza akan tatlı bir su vardı, Fakat kumandan derhal su başına iki aDngülü dikti. Suya koşanlar uzaktan suyun ancak - şırıllısile oyalandılar: tta saat 9 dan | karışık'ıklara meydan verecektir. Hükümet, demiryollar ameles'nin yerine trenleri sevk ye idare edecek olan tekmisyenlerden mürekkep bir takım ekipler teçhirz. etmek suretile bu gre Önün (ılklk #tmektedir. İtalyan demi'yolları müstahdemini lıılyıdın Avusturya toprağına geçen trenleri sevke'mek tasavvurunda bu- lunmaktadırlar. Bu haber Avusturya demiryollar müstahdemini arasında lılyuk bir beyacan uyandırmıştır. geçmek İmkânını Japonlara aorı Ambargo Konmiyacak Tokio, 28 — Japonyada silâh ve mühmmat yapmakta — kullanılacak iptıdat maddeler ihracatı hakkında ambargo ilân edilmesine İhtimal ves rilmemektedir. Banunla beraber alâkadar me- murlar, böyle bir ambargo ilân edi- lecek oluran bu halden doğacak ne- ticeler n vehametini şimdiden kestir- mek mümkün değildir, demektedirler. Bu takdirde Jsponyanın — buna karpı harekete geçmesi lâzım — gele- cektir. Bu pek haklı bir tedbirdi. Fakat o gün kumandanın işittiği inkisarı terli eu içmenin fenalığı hakkında verdiği ayak konferansı dindiremedi. Artık sıkı talimler başlamıştı. Devam eden seferberlik te muharebenin resmen başlamasile daha faal bir hal aldı. Ve işin birkaç aylık talimden ibaret kalmıyacağı - da — aalaşık mıştı. Şimdi yolunu bulan kendini daha tehlikesiz yerlere naklet- triyorlardı. Vakıa Ük taksim — sırasında herkese hangi askerl sınıfa ayrık mak İstediği sorulmuştu. Fakat nakliye, fenniye, İstihkâm hatta süvari kıt'alarıma ayrdanlar çoğa- haca bu iş artık keyfi olmaktan çıktı. Şimdi geriye kalanlar hepsi piyade bölüklerine — veriliyordu. Ve harbiye mektebi artık zabit pamzetlerine — kâfi — gelmemiye başlam ştı. Şimdi Orhaniye kışlası da zabit namzetlerine ayrılmıştı. Zabit olmak hevesi zabit namzetleri kanunundaa İstifade etmek İstiyenleri coşturmuştu. Kanun medreseleri de JTise- lerle bir tuttuğu için şimdi Fa- tih, Sultanahmet — medreselerin- d Ayrılayım Mı Yoksa Devam Edeyim Mi? Ben bir müessesede çalışan kızım, Bundan altı ay evvel bir gençle tanıştım. Ve bu tabışma- dan sonra kendisi vazife itibarile harice gitl. Netice bir sabah beni çalıştığım yere giderken buldu, benimle anlaşmak — İstedi- ğini söyledi. Bu vaziyet karş sıns da ben de ciddi bir kız olduğumu benimle ciddi bir şekilde anlaş: mak isterse görüşeceğimi söyle- dim. Oda muvafakat etti. Bir müddet - sonra yine harice gitti, ve oradan bana mektup yazdı b mektuplarına cevap ver- dim, Nihayet iki aydır buradadır, Kendisine vaziyetin tabil bir şe- kilde olmasını söyledim, fakat tereddüt —ettiğini gördüm. Bu tereddüdünün sebebini anlatmak istemedi ve benden birkaç gön izin istedi. Sonra bana bir. mek- tup göndererek ailevi variyetinin eskisl gibi olmad ğını kendisi evlenirse annesinin ayrı bir evde oturmak — İstediğini ve benim silem İle oturamıyacağımı, ayrı iki ev açmıya ve variyetinin müsait olmadığını eskiden olsa idi buna İmkân olduğunu yazıyor, ve benim vereceğim karara bağlı olduğunu — yazıyor. Bende İııngb- sine birçok — şıklar gösterdim. Ailesindeki — karışıklıkların ç ay sonra hallonacağını ve ondan Sonra — vaziyetin — müphemiyeti ortadan kalkarsa benimle evlene- ceğini söylüyor. Şunuda ilâve ediyor: Bu müddet zarfında ben bir taliple karşılaşırsam - evlene- bileceğim. Eğer bir talip zühur etmez o da vaziyelini düzellirse yuvamızı kuracağız. Şimdi Ha- nimteyzem ben kendisile bu üç ay zarfnda yine bir arkadaş gibi görüşeyim mi? Yoksa — yazdığım mektupları — istiyerek — rabıtamı keseyim mi? GsSc Kızım, bu oğlan İşin izdivaca nrıugını hesap etmemiş. Baş- lanğıçta sevip eğlenirim sanmış, sonra İşin ciddiye bindiğini gö- rünce şaşırmış. Ortaya aile maze- retleri çıkarmış. Aradan üç ay da, flç sene de geçee Bilevi variyetin üzeleceğine kani im., Sizin için eslem tarik ıyıılmıktı. H ITLYZİ dekl çömezler izler de £ nbıl olınık hevesile Harbiyeye koşuyorlardı. ve bölüklerde artık eski kafadar, bir seviyeda bir fikirde arkadaş- lar kalmamıştı. Çoğu — yolunu bulup rahat yerlere ayrıld.kları için yerlerini böyle tahsil ve terbiyesi onlardan farklı namzet- ler dolduruyordu. Ük zamanlar bazı bölük kad- roları baştanbaşa hep yüksek mektep mezunları, iyi terbiye görmüş yüksek — alle — evlâtlar rile dolu idi. Sonra — sonra seviye farkı gittikçe açıldı. Lise mezunları değil medrese softala- ri, eski idadilerin orta slüf'ta- lebeleri de zabit namzetleri kad- rTosuna girmiye başladılar. O zaman kışla hayatının !ı- di kaçtı. Arkadaşlık, kafadarlık dnygıı— ları değişli.. Yağlı ve böcekli medrese mahsulü ile — öskiler anlaşılmaz oldular. Bu hal atalim ve terbiyeye de tesir ediyordu. Fer manevrayı derhal anlıyan tahsil görmüş gençlerle daha yürümesini konuşmasını bilmiyen medrese — çömezleri adeta iki parti olmuşlardı. (Arkam var)