ÂAbdü lhamıt Sadrazamları İçınde Halil Rifat Paşayı Çok Savmekle Beraber... Yine Ona Karşîhtiyatkâr Davranırdı Muharriri 4 HerHakkı Mahfuzdur Bu yaver, az kalsın bir sadra- zamın felâketine sebep oluyordu. Halil Rıfat Paşanın sadareti zamanında idi. Yaver kondisine müracaat etti: Paşa — hazretleri!.! Böyle (mekam) larda dolaşmak feyzime ve terfilme —mani - oluyor. Aynl zamanda vazife dolayisile bir ta- kım dedi dodulara da maruz bu- lunuyorum. Sayeişahanede, sayel devletlerinde (vazifel nazifem ) askerlikte daha — de- gerli hizmetler ifa edebilmek- liğim için bir derece terfi ile ordüyu — hümayunlardan fayinimi inha buyurunuz. olan Bende- nizi ihya. ödersiniz. yalvardı.."—Halil ve İnce düşün- bir. adamdı. Derhal, bu ricayı kabul etti. Güzel bir iİnha yazdırarak Ma- beyne gönderdi. Yaver, bu defa da Mubeyne koşarak şu jurnalı verdi : ( Zahirt sadakatile zati şaha- melerini aldatan ve hakikatte her türlü hissiyatı ubudiyetkâraneden mahrum bulunan Sadrazam Halil Rıfat Paşa kulları, bendelerini İstanbul'dan teb'it etmek ve bu suretle de zati şahaneleri hak- kında vâkıf olduğum bazı niyyât ve efkârını icra ve tatbik eylemek maksadile terfian ordüyu hüma- yurlardan birine naklimi inha edecekleri — mevsukan — istihbar kılınmıştır. Abdi esdakları gerek İstanbul'da ve gerek memaliki şahalerinin herhangi bir ucunda vwelinimeti biminnetim efendime ifayı hizmeti en ” mukaddes bir vazife telekki eder irade buyrulacak mahalle derhal gider- sem de, bu gibi iki yüzlü zevatı göz önünde bulundurarak onların Amal ve efkârı fasidanelerine set Diye Paşa, gayet saf celerden mahrum çekmek suretile daha mühim bir- | vazife ifa edeceğime kanant hasıl ettiğimden kemâkân vazifel a: yemde İpka — buyurulmaklığıma iradei isabet mu'tadel şehriyarl- lerinin rayegân buyurulmasını arz ve istirhanı eylerim olbapta... ) Juraai, ta.. zamanında yetiş- medi. Çünklü yaverin terfil için Babılliden — sadrazamin gönder- diği ariza, o akşam Abdülhamide verilmişti... — Abdülhamit, bütün saltanatı — zamanında kendisine hizmet eden sadrazamların içinde en çok — Halil Rifat Paşayı sev- mekle beraber, yine ona karşı ihtiyatkârane davranmaktan vaz- geçemedi. Yaveri, bir derece terfi ettirdi. Fakat, ordulardan birine göndermiyerek hizmetinde ipka etti. Esasen bu idi... yaverin istediği de, Abdülhamit devrinin ilk jur- nalcılık mevzuunu — teşkil edan (Sahip Molla Bey) olduğu gibi birine | Rıfat | son jurnalcılık hâdisesi de bu zatın 'isinile hitam bulmuştur. Abdülhamit — henüz iken Sahip Molla Bey Devlet azası idi. Ayni ulema arasında da nüfuz ve tesiri vardı. Ö esnada Abdülhamidi — tahta iclâs için uğraşan damat Mahmut Colâlet- tin Paşa, bir gün Sahip Molla Beyin dairesine geldi. Dereden tepeden görüştükten sonra, ku- lağına eğilerek : veliaht Şurayı büyük bir Yarın Z akşam — Yenikapı mevlevihanesine teşrif buyurun. Mühim bir mesele hakkında gö- rüşmemiz elzemdir. Dedi. Ertesi gece Meyvlevihanede buluştular. Tekkenin şeyhi Osman Efendinin — odasına — kapanarak konuşmıya — başladılar. Mahmut tin ozamanki — vaziyetini izah ederek bir mukaddeme yaptıktan sonra: — Veliaht Abdülhamit Efendi Bira- mahsusan selâm ediyorlar. derleri Sultan Muradın bir an ev- | vel hal'ile kendilerinin tahta cü- lüsu için müşavere yapmak Üzere Resminizi zamanda | Damat | Celâlettin Paşa, devle- | Bize sizlerin de Mithat Paşa ile görüş- menizi arzu buyuruyorlar. Dedi, ve gerek Şeyh Osman Efendi Üzerinde ezici bir tesir husule getirmişti. Osman Efendi, bir- denbire cevap Fakat Sahip Molla Bey derhal kaşlarmı çattı. yüzüne baktı : vermedi. Paşanın — Paşa Hazretleri.. Efendi Hazretleri bu iş için neden bu kadar acele edi- Kendileri henüz gençtir. Eğer taht ve saltanat kendilerine mukadder ise, şüphesiz bir gün nail bu bir hamit yorlar. o mevkie olacaklardır. Binaenaleyh, okadar düşünülecek Asıl cihet, şey şimdiden — nazâri tahta — culüs acaba muhitl.- rinde — kendileri ettikleri zaman, kimleri zevat ile işe Bunu düşünelim.. verelim. alacaklar, başlıyacaklardır. rine Buna bir karar Dedikten sonra hiddetle aya- Gönderiniz, Size Tabiatinizi VSö.yliyelim... Resminizi kupon İle Yılmaz Et Çevik ve at Men- Ceyhan — Zahit gandır. © faatlerine # : gün — hareket eder. Boğazını sever, — çabuk konuşur, Ku- lağı delik ve gözü — açıktır. rahatına — pek düşkünlük gös termez. Mihnet ve moşakkalo ta- hammül eder. B 16 Nüzhet B. Tavru hareketleri kapalıdır. Hu- susiyetleri hak- kında — harice renk — vermek istemez, kadın ve sevgi ma- ceralarile alâ- kadar — olur, Şıklığı ve in- tizamı — sever. Teşviklere ko- Y ylıkla tübi olmaz, eğlencelerden giri kalmak istemez. ki HL ( Fotoğrafının yor.) Mahcup tavur- bulmadıkç Ar hususunda — müşkülpesent anmaz. Süsü sever, moda ce- reyanlarına tâbi olmak ister, 17 Emine dercini is Mahitir ve sakin ludur, ekin- olur. günderiniz | Kupon diğer siyfamızdadır 20 Artvin'de Ahmet B. ağır başlıdır. Hâdi. seleri — soğuk kanlılıkla kar- gçılar, başkala: rına — Minnet etmekte müs- tagni davranır, ARZER Muamelesin de ciddiyet kat'iyet taraf: darıdır. Hör- melt ve takdirden hoşlanır. Kendi- sine ehemmiyet verilmesini B Zeki ve ister, | 18 Cemal B. ve acüldür, İntizam kuyu- datında bazan ihmalci olur, Pek - sıkıntıya gelemez, cesa- rete tevakkuf tehlike mücadele- eden va lere karışmaz, Tesadüflere tâ. bi olur. Eğlen: İ eelerden geri kalmak istemez, H 19 Cavide H. (Fotoğrafının der- cini istemiyor.) Serbest - tavırlıdır. Neş'esini daima muhafaza etmek çabuk darılır. ve barışır. kinsiz ve devamsızdır. yakıştırır işlerile Sıcak kan- sık- ister, İğbırarı Giydiğini şgul elmak istemez, * Muhit muhatabını l maz, çok konuşmaslmı — sevor, ev ve Bu sözler, gerek Sahip Molla | Abdül- | değildir. | dikkate lmacak bir mesele varsa, günün | hangi | HİKÂYE Bu Sütunda Hergün Nakhı'i : Naci Sadullah KİBARLIK Geniş bir caddenin ağzında.. Bir sokak yarısı, Aman ne soğuk bir fener insanı | isitmiıyor da. Maamafih fenerde kabahat yok, zira vazifesi hararet Geniş bir meydanlıkta.. fenerinin altında... Gece kânunusani... yarabbi. Hem | değil ziya dağıtmak... Sonra isıtsa bile, harareti yukarıdan gelir, | olsa olga insanın ancak başını | asıtıabilir. Halbuki insanların asıl soğuktan Üzülen ve titreyen yer- leri, düşman gözlerine hedef olan | yerleri, yani ayaklarıdır. Sonra nezle olmaktan kurtuk * mak için yürümek Jlâzımdır. kal- dirımlar. bunun” için yapılmıştır. | Hem kânununsani ayında, gece yarısının — dondurüucu — ayazında | sokan lâmbalarının altında dikilip | durmakta mana ne? Herkes evine | gitmeli değil mi?.. | Sonra bu hırsızların yankesicilerin faaliyette oldukları | bir zamandır. İnsunin beynine | tabancanın buz gibi soğuk nam- saat, lusunu dayarlar : — Sökül paraları. — derler. “can cümleden azizdir! , Feh- vasınca ciğeriniz kavrula kavrula cüzdanı teslin, edersiniz. Yahut peşinize düşerler, siz kaçarsınız, onlar kovalarlar, geceyarısından sonra da ıslak sokaklarda — mu- kavemet koşusu pek tatlı olmasa gerek... Hele, eğer akşamdan bir parça attınız, yahut mideyi az: fazla xağir masalorla gişledi nizse maazallah. Birisi: — Bütün bu tehlikeleri bili- yorsun da a adam, bu fenerin dibinde ne durup duruyorsun? diye sorsa ona verecek gayet makul bir cevabım vardı. Zira altında beklediğim bu sokak fe- nerinin Üstünde yeşil bir levha, ve yeşil levhanın içinde şöyle bir yazı vardı: “Otobüs durak yeri,,.. Ve ben de evime dönmek için otobüs bekliyordum. Bir dostum da yemek yemiştim, hem de do- yasıya... Ben dostlarımı severim, fakat tercihan fazla sevdiğim dostlarım evlerinde iyi yemek yiyenlerdir. Benim tabiatımdan size ne o baş- ka hikâye; benim anlatacağım yine başka.., Yemekte yanı başıma tanımadığım bır kıdıu dllşıııüı!ü. Ha_ğal Şuanın Faydaları Gıçeudı bir İngiliz gazete- sinden naklen Barşelor İsminde bir fen adamının ( Hayat şuaı ) denilen yeni bir şua kııfemğını bildirmiştik. Bu şua, güneşin bü- tün vasıflarını haizdir. Bu sebeple sisi delip geçmekte, birçok has- talıkların tedavisinde işe yara- maktadır. Bu ışığın temin edeceği diğer faydalardan bazıları da şunlardır: Bu şuaa gösterilen hayvanlar sıhhatli ve mukavemetli oluyor- lar. Bu yşuna gösterilen tohum- lar, gayet sür'atle tenemmüv edi- yol Bu tohumların nemalan- ması için gübre ve saire dökmiye ihtiyaç kalmıyor. Tayyareler bu şuaı lâmba gibi kullandıkları zaman gece yarısı hatta sisli havada bile inecekleri yeri görmiye muktedir olacak- lardır. Bu kadın hiç te hoşuma gitmiyordu. Zira tabağındaki eti keserken mütemadiyen dirseğile bana çarpıyordu. . Yemekten sonra “ Briç ,, oy- vadık. Briçte de emsali bulunmaz cilvesi olacak ki ma- yine aynli masaya taliimin bir hut kadınla düştük. Maamafih karşımda oturuyordu da darbelerinden kurtuldum. Ben iyi briç bilmiyordum, © kadın gayet güzel oynuyordu. Talii yardım- etti. On ikimiz olduk. Onün sayesinde altı adet lira kazandım. Altı lira ile birçok iyi şeyler satın alınabilir. Meselâ elli kuruştan on iki tane çorap, yahut yirmi beşer kuruştan yirmi dört adet mendil... Canım bunların ve hikâ- yemle ne alâkası var, geçelim... bereket dirsek masada sizinle Ev sahibinden müsaade iİste- dim, davetlilere — veda — ettim. Briç deki ortağımı da uzaktan selâmladım. İçimden: “ Ah diyor- dum benim iyi kadınım, seninle Briç masasında ortak — olmayı can ve gönülden dilerim amma, yemek masasında ortak Allah yanına düşürmesin.,, Son otobüs saat on ikiyi on geçe idi. Ve işte ben hikâyemin başında uzun uzun anlattığım yerdeki fenerin altında bekliyordum. Beş dakika kadar yalnız bekledim. Bir de baktım bir kadın fenerin öteki tarahına geldi, o da başladı beklemiye. Meğer benim masa arkadaşım imiş. Kibarlık şimdi onu bir taksiye bindirip evine —kadar götürmeyi icap ettiriyordu. Ba- husus ki o kadın sayesinde altı adet lira kazanmıştım. Az sonra otobüs geldi. Oto- büste ancak bir kişilik yer vardı. İşte o zaman çapkın erkekliğimin bütün — zarafeti, — ulüvvücenabı, kibarlığı tuttu, müsaade ettim, kadın bindi.... Otobüs gözden kaybybolduk- tan sonra da bu kibarlığı yapan kendimi mükâfatlandırmak - için, bir taksiye atladım ve eve gittim. artık Ben kiba- rııudu itiraz istemem: Gol — Bu spor gazetesinin 22 im ci sayısı çıkmıştır. Akın — Trabzon gençler gruba de 15 günde bir çıkar ilmt, 19 uncu sayisı him: meslekt — mecmuadır. çıkmıştır. Ant — Nonemön'de 15 günde bir zirai, salhi Pctned akat iktısadi, içumaf, öğitler veren küy gaxel ir. yılıntn Tinci sayısı çıkmıştır. Gürbüz Türk çocuğu — Hi mayei Etfal Cemiyeti tarafından çıka- bu mecinnanın 74 Üneli sayısı dilmiştir. Halk Evi — Eskişehir. Halk Evl tarafından ayda neşredilen meocmu- anın B inci 1 oirçok — kiymetli yuzularla çıkmıştır. Tavsiye ederiz, Sinema Mecm * — V1 İaol nüsbası, sinemaya ait gayet İstifadeli yazılar ve çok gi rosimlerle inti- Şar etmiştir. Bundan maada okuyucur & bulunan tenzilktli kus oğlanun büyük sinoma> girebileceklerdir. ! — Bu mecmuanın 4 üncü sayısı da çıkmışlır. 20 dolgun anyfalı, notia bir kapak mütenevvi münderecati — bavldır. Fimti 7,0 ke- ruştur. rılan eçi