—3 Kismmsail Siyaset Âlemi Cemiyeti Akvama | Yunanistan'da Çaldaris Ordu Niçin Veri ; erilemezmiş ? Harbiu Yeti başka Şoktur. Bunların fikrine göre, bu bemiyetin emrine bir mils ordusu Srilmeli, icap eden harp — vesaitl ŞS Olunmalı ve cemiyet, lüzum Söreceği sahada, bu ordu ve bu SMiti sulh Tehinde kullanmalıdır. Önüne geçmek İçin Cemi- Akvamın — küvvatlenmesirden Ekre muhalefet — edenlerin Miktarı da az değildir. Bunların gada bi hassa askerler gelmekte- di gelmekte İt Moselâ, akü Alman ordu- SiDun — mücesisi addedilmek — ica #liyen eski Alman Mili Müdafar miğiri Jeneral Fon Zekt te, bir Ce- YSti Akvam millsi ile davanın dölledilebileceğine kani - olanlardan dir. Jeneral Fon Zekt, fikirlerini Bir taca Berliner » onatşeffa isimli Meçmuada geşrediyor ve dikkate *r Kikirler serdediyor. #neral Fon Zekt'in mntaleasına Bi * Ozdu, siyasl bir iİradenin ancak A',:'"ıaııı olabilir. Halbuki Cem'yeti —.,'-ı böyle bir tek a yasi irade .,M'N 0'maktan uzaktr. Onun için & 'nüldüğü şekilde bir harp va MerL Yasıtasını İdare — edebilmek 'Ş(İlııdı bulunamaz. 'ı-ı.."' Jaaeral Fon Zekt'e göre "h:d. bayatı feda edebilmek, ibi gibi, aile oeıisııılbl, namus İunıç Mefkürevi bir ideale bağlı bu- ._—-lııı mümkündür. Halbuki inz- bir vazife ile Cemlyeti akvam- telekki edeceği talimatı yerine ek bir orduda, böyle fikirlerin, in yakluğundan dolayı İcap ve fedakârlık hisal hâsıl aktır. yapföferal Fon Zekt fikrini müdafaa Unda iki misal gösteriyor : ._:_l:ıııy. ile Lehistan arasııda n.u nberi bir nza mevzuu oan 4“.'] korldorudur. Bu meseleden A ç__;'ıııı bir karar verecek olursa, '“ulyeri Akvamın l6 ordususa 'H.Frınııı askerleri, ecekl mütte- v7 | olan Lehistan'a karşa yürürler & dya soruyor. Diğer misal ise iı_c_ş:ık'uln’ Çin - Japon ihtilâfı- ."!li tiyetl Akvam, ezkaza, Japonya Atab, inde zecri bir karar alacak olsa, Sun Yçlangi İngiliz kadımı, çocuğu- BU ?onlııı karşı hücum etmesne İN eder, diyor. .Lhikın yine kendisi veriyor: Bühg VAT ol e eğer İster İzen salâh, — yya - Bir Deniz Kazası Bizerte, 13 — Batmak tehli- Tilen * Maruz olduğu dün bildi- Ve imdadına yetişilen İnus- 18 35 indeki Yunan vapuru saat Tüştür te Bizzerte limanına gir- Cemiyeti Akvam Lehistan | çare olmadığını iddla edenler | | nesi meb'usan eee angee — A ON MA —— SON POSTA Kabinesi Sukut Etti Atina, 13 — M. Venizelos liberal fırkasının hükümete karşı takip ettiği müsamaha siyasetin- de devam etmiyeceğini söyle- miştir. İşçi ve çiftçi fırkalarının da liberallerin — peşisira yürüyecek- leri zannedilmektedir. Meb'usan Meclisinin içtimal hükümetin istifa edip etmemiye karar vermesi için muvakkaten tatil edilmiştir. Atina | — Meb'usan Mecli- sinin içtimanda Başvekil M. Çal- daris, millete karşı vazifesini yaptığndan meclis kendisinl is- kat edecek olursa bunun kendi- since hiçbir. ehemmiyeti olmiya- cağını söylemiştir. Atina, 13 — Çaldaris kabi- meclisinde 109 reye karşı, 91 rey almak suretile ekalliyette — bırakılmış, düşürü- müştür. Meclisin içtima: sabaha karşı saat 5 te nihayet bulmuştur. Fransa'da Bütçe Münakaşaları Paris, 13 — Sosyalist firka- | sının yeni mürahhasları Başvekil M. Bonkur'u ziyaret — ederek yeni bütçe projesi hakkında tafsi- lât — istemişlerdir. Murahhaslar kendilerinin de mukabil bir proje yapacaklarını söyliyerek bu tafsi- İâtın verilmesinde ısrar etmişler- dir. Yarın Maliye nazırı M. Şeron'un huzurile bir mülâkat yapılarak - sosyalistlerin talepleri münakaşa edilecektir. Gripten Ölenler Londra, 13 — İngilterenin ve Gal memleketinin büyük şebirle- rinde geçen hafta griplen 681 kişi ölmüştür. Bunlardan başka Glaskov'da 36 ve Edimburg'da da 14 kişi ölmüştür. TEFRİKA NUMARASI: 52 B “MİLLİ ROMAN, Muharriri: ..'Gd!uç kadın gülüyordu. Faruk Yam etti: Oldu Hele böyle harp zamanı “e—.:' şey yerli yerinde- ;:'.:“—l azledilmez, —meb'us GU değişmer, hükümet —"el.:i"heı Çünkü memleket ı.'* ve bunun tabil doğru Demlej *Üarı vardır. Fakat her b İşte şu kumarbazlar —"ı— ::Ğ fevkalâde zamanların e sükütundan istifade türer, millet cefa çeker- NKZ::' Üplerini doldururlar. Tİyş Tit £ Masalarında — gürültü x.—k“wl sıkısık, Hizmet- eç ş:ulı: Takim nerede kızım. b Yar torşusund. e anal " torşusundan ge- ı.âı;. gibi emirler veriyor- farim, YA Sürül Yükseleç ©P Paralar da mik- < Mişti, Şi ç vazg Şi Şimdi artık: | Burhan Cahit — Ben alaotör'üm! — sesleri işitiliyordu. Nibayet Levazımcı daima hâ- kim duyulan sesi celsenin niha- yetini haber verdi: — Saat onbir. Birinci seans bitti. Haydi mosaya! Onlar kendi kendilerine, ken- evlerinde imiş gibi hareket edo.- rek emir veriyor, masaya gidi- yor, istediklerini içiyorlardı. Şimdi sesler yemek - salonun- dan geliyordu. İçki neş'elerini getirmiş, tek- lifsizliklerini arttırmıştı. Bir evde misafir olduklarını düşünmiyerek şakalaşıyor, kaba kaba gülüyor- lardı. Zahire tüccarı pek belli bir İlbasan şivesile komiteciye takr | hyordu. — Sen ne kâfirsin sen, diyor- du. Nasıl perşembe gecesi madam Marinin evinde yaptıklarını anla- tabilirmisin! Öteki kıs kıs gülüyor. Arka- » Üz Lehistanda Açlık Grevi Lohistanda müadhiş bir açlık ve Bofalet vardır. İşsizler memloket için tohlike toşkl! edocek bir yeküna varmıştır. Açlar her tarafta muhtelif nümayiş sokak nümayişleri yaparlar. İngiltere şekilleri kabul etmişlerdir. Almanyada ve Amorika'da kaflleler halinde hükü- met merkezine giderek meclise müracaat ederler. Lehistan'da da açlar sefa- letlerini bütün dünyaya anlatmak için, Bu vesim, açlık — grevi göztermektedir. Madrit 13 — Kadiks civarın ı da Kazas Niogas köyü — jandar- ması bir takım müfritlerin girip yerleştikleri ve kendilerini müda- faa ettikleri bir evi hücum sure- tile zaptetmişlerdir. Jandarma kuvvetinin bareket- ten maksadı asilerin ölümle teh- Almanya'nın İtibarı Artıyor Berlin, 13 (A.A.) — Almam- yanın ecnebl memleketlerde yap- t ğı istikraz tahvillerinin kıyme- tinde görülen yükseliş Alman- yanın mali itibarına ait vaziyetin kuvvetlendiğini ve Almanya bak- daşları israr ediyorlardı. Söyle- meyince zabire tüttarı işi anlattı: — Sabaha karşı öyle olmuş- ki (abıhayat)ın iskarpinine şam- panya doldurup İçmiş, Bu çıpkınlıiı hepsi alkışla- dılar! — Yamandır. kâfr, yapar mı apar. n P...'. Ya (Miloviç)e yaptıkları- bilseniz. i — Ne yapmış! — Kadın tuvaleta gittiği za- man yatağını ellilik bankonotlarla — Vay canına., kaça patladı bu yahul O biraz da gurur duyarak iki kelime ile anlattı: — Bir şey değil canım bin z lira tuttu. “"_ Döğmet: — İnsanın Kçi Haydi — içelim — çocuklar. İkinci seane başlıyor. Köşede alçak abajorun sarı gblguiıırk viskilerini içen binbaşı Farukla Dilrüba H. bu muhave- releri konuşmadan - dinliyorlardı. Genç kadın salonugda bü ka- dar mühim adamların serbestço, teklifsizce bulunmalarından iftihar | içinden — gelirse yapanlardan —İs;;nya'(ğ_D;ılîilî Muharebe » açlık grevi yapmıya karar vermişler. blr. kısmının — bitgin — hallerini Bir Müsademede 20 Kişi Öldü, Beş Kişi Yaralandı dit ettikleri yaralı bir polis nefe- rini kurtarmak idi. Bu polis Imdat kuvveti gelinceye kadar kendisini revolverile müdafas etmiye İmkân bulmuştur. Bu vak'a esnasında müfrit- lerden 19, polislerden bir kişi ölmüş ve & kişi de yaralanmıştır. Gaya yi GüRar T..Romanya’da Kabine Buhranı Bükreş, 13 — Manyu kabi- nesi islifa etmiş, kıral istifayı kabul etmiştir. Yeni kabinenin M. Nayda tarafından teşkili muh- temeldir. kıadaki itimadın arttığımı göster- mektedir. Kocamı Memnun Edemiyorum * 15 yaşnda iken 33 yaşında bir erkekle evlendim. Şimdi 27 yaşındayım. Kocam ağır ve dur- ğun bir adamdır. Eve ve bana lâkayt görünür. Beni mütecessir gördüğü zaman halimi bile sor- mıya İüzum görmez. Ben bu lâkaydiden müteessir olur gizli gizli ağlarım, hele rakı içtiği zaman “ Allah benim — canımı alsın , diye kendi kendine söyle- nir. — Kederini — anlıyamıyorum. Ben elimden geleni yapıyorum. Onu memnun etmek için ne lâzımse yapıyorum. Yalnız aşk bilen bir taze değilim. Onu da tecrübe etmek İstemiyorum. ,, Na 48 MEF Kocanızın hıyanetine ait şüp- heniz yok. Yalnız evde somurt- kan olmasından şikâyet ediyors sunuz, Bu, onun tabiati mesele- sidir. Bazi erkekler karıları ile konuşmayı, onlarla alâkadar ok mayı bir çocukluk addederler. Sizin kocanız bu cinsten bir erkek olmalı. - Fakat onu neş'eli ve şen yapmak #sizin elinizdedir. Neş'eli bir kadın bir erkeği her vakit güldürebilir.. O nekadar suratlı olursa olsun, siz onu eğlendirmiye çalışınız. * Unkapantnda M. R. Hanıma: Cevabınız hayli gecikti. Ku sura bakmayınız. Sevdiğiniz ger cin evvelce hercal olması, bu defa size bağlanmış olmasına mâni teşkil etmex, Şimdiye kadar tipini aramış, nihayet onu sizde bulunca orada durmuş demektir. Kıskançlığınızı —anlarım, — fakat baklı bulmam. * Karilerimizden İlmzasını atan Hae nama ; Sorduğunuz beyin me mesle- i,ne de adresini bilmiyoruz. stediğiniz malümatı veremiyece- ğimize müteessiriz. HANIMTEYZE eder gibi genç erkânharbi süzü- yordu. Binbaşı Faruk viskinin verdiği sinir gevşekliğine düşmüştü. Ötekiler birer birer masalarda yerlerine oterurken iaşeci takıldı: — Ee hanımefendi. — Fiskos bitmedi mi artık. Gelin siz de bir parti yapın acanım. Binbaşı Bey poker oyüuamıyor mu ? Onlar cevap vermeden zahi- reci sarhoşluğun verdiği bir. ce- saretle lâkırdıya karıştı : — Binbaşı Beyin oyun daha mühim. Bilrüba H. bu kaba adamın lâtife etmek isterken yaptığı ter- biyesizliğe kızdı. Fakat levazımcı hemen müdabale etli: — Faruk Beyin Berlin seyahati yakın galiba. Henımefendi Şeker zade için talimat veriyor. Binbaşı Faruk yerinden fırla- oynadığı ) layıp bu mütecaviz adamlara meydan okumak istedi. Fakat Dilröüba H. hemen ona - viski | bardağını uzattı: — Farak Bey, haydi sıhha- tinize | Ve tatlı bir kalmasını rica etti. Genç erkâmharp onlardaki bu pişkinliğe hayret ediyordu. Helo bakışla sakin ——— onu kendilerinden bilerek böyle teklifsizce işten, Berlin seyaha- tinden, Şekerzadeden bahsetme- lerine şaşıyordu. Demek onun Berlin seyabat- lerinin mühim ticaret işlerile alâ- kadar olduğunu zannediyor ve bunu tabi! görüyorlardı. Halbuki bilmiyerek âlet olduğu bir iki hâdiseden başka kendi hesabına on paralık bir istifade temin etmediğini söylemesi, — haykırsa bu adamlar İnanmıyacaklar, İna- nırlarsa eğleneceklerdi. Bu ne geniş ve resml bir şe- beke idi ki içine giren herkes böyle damğalanıyor ve bu yüzden la'net edilecek, kovulacak, iha- netle ittiham edilecek yerde el üstünde —tutuluyor, itibarı artı- yordu, Şüphesiz en kıdemli ve emek- tar cephe kı mandanlarının bile bu adamların yanına girebilmek için günlerce nöbet bekledikleri halde kendisinin onlarla teklifsiz bir dost gibi konuşabilmesi her- kese onun da bu şebekeye gir miş olduğunu anlatıyordu. Bu akibet genç adama Polonya'lı casusun marifetinden daha acı geliyordu. CArkası vac )