SON POSTA ha ramn ae Tei v Sı, ' NTi ercremr Y rTEesSıae KI ! artafından Gaz terefimss İrgiltere NOyOn Fı. ne bediye edilen (8 ANAKKALE | Yazan: Ceneral Oglander| —202 — ürkler Yan Ateşine -Maruz Kalmışh "diye kadar hiç bir korku " Böstermemiş olanlar bile Stalığına tutulmuştu ve havaya ve İstira- ı“-ıçlı. Türetle malül olan yalnız fırkası değildi. Helles'e #a efrattan maada 8 inci | Ohun bütün kıt'aları muz- Hatta Jeneral Hamilton Tansız fırkasının da hat- Şekilerek taze kuvvetlerin #dilmesini teklif etmişti. *Yh son İivası He'les'e Uvasalat etmiş olan 52 nci harekâtına — iştirak Ü olan yegane fırka idi, y Pu firkanm da 156 ncı haziranda ağır zayiat k* 155 inci ve 157 inci Ne henliz acemi efrattan *pti, “el Hamilton 52 inci fır- K S olmazsa iki |i fruz nı h harekâtı için olduğu gibi Sük istiyordu. Fakat Lord çer'den aldığı bir telgrafta 48 beşinci bir fırka da- h Serilmekte olduğu bildiri- *_Türk'eriu 5 temmuz mu- nd zayiatları da çok Olduğundan Jeneral Ha- Senup cephesinde bir an krar taarruza geçmek Buna binaen babhriye ileri hattan çekip onun 82 inci fırkayı ikame et- Fransızlar da bazır olur ekete başlamağı karar- * Fakat 6 temmuzda Fran- Ganin 12 temmuza kadar Stiyorsanız ile bi Resminiz siraya kupor Mderiniz. “lir ve lade edilmoz .)_ Besloz kuruşlur N kabilinde gönderileoili:. | | | bazır olamıyacağı anlaşılınca ta- | | | arruz o tarihe talik edildi. İlk tecrübe olarak yardımsız bir balde bir taarruz hareketi yapmak, İngiltere'den yeni gelmiş acemi bir fırkanın efrat ve za- kitanı için gayet ağır bir vazife idi. Fakat Jeueral Hamilton'un İskoçyalı kıtaata itimadı vardı. 29 uncu ve 42 inci fırkaların birar istirahat edebilmesini temin etmek için, radı muharebe şeraitine alıştırık 13 üncü fırkayı, yeni dığı bir sirada | Tngiltere'den ğelir gelmez Helles ceçhesine ikama €etmek düşü- Maamafih ayni zamanda müdafaa hu edilmesi nüldü, bu kıtaatn yalnız susunda — istihdam yakında başka tarafta yap lacak olan bir taarruz için bu fırkanın elden geldiği kadar muharebe küdretinin — muhafaza 8 in üncü (rkann 38 inci li kumandanı Jeneral Shaw ile be- raber 7 temmuzda karaya çıktı ve mütebaki kıtaat ile erkânı harbiye heyeti de temmuzun ©on ikisinde Gelibolu yarım adasına muvasalat etti. Bu sırada çenup mutakasında yeni bir endişe hbasıl olmuştu. Temmuzun birinci baftasına doğ- ru Türkderin, müttefikin kıtaatr- nın arka taraflarına ve bilhassa sabildeki tesisata karşı açtıkları topçu ateşi tehlikeli bir hal a- mıştı. Bilhassa yarım adanın Ça- pakkale tarafındaki Fransız kok ordusu, bu ateşten daha xziyade müteessir olmakta İdi. Menzille- rinin, erzak depolarının, sahildeki iskelelerinin ve istirahat mahalle- Tinin topçu ateşi altında bulun- ması ve bahusus Jeneral Goruaud nın yaralanması Fransız efradının kolorduya emredildi. 13 ordu ordu ef | ve | edilmesi | ası, fırka | | | | maneviyatı üzerinde aksi bir te- | sir busulo getirmekte idi. Yarım adanın cenup kısınında tam manasile “istirahat kampları,, yoktu. İstirahat kampı denilen yerler efradı elden geldiği kadar | ateşten masun bulundurmak için kazılmış - siper par- ıskara — şeklinde tertibatı bulunan bir arazi İi çasından ibaretti. Bu kamplarda- ki siperlerin kısımı aramı Ahiba- ba sırtlar na muvazi bir surette kazılmıştı. ( Arkası var ) Diş 'r;j;ğ;;i;rî * aalarını yaptılar. İçtim Hi intihabı yapıld imaa gelenlerin bir kısmını gösteriyor. Çingeneler A pu Gibi rasında Nurto- Güzel Bir Çocuk Bu Sarışın Çocuk Kimindir ? ( Baştarafı | inci sayfada ) mümkün de; Fakat gazele- cilik gayreti insanın tahammülünü arttırıyor. Ben güzel ve sarış'n Türk yavrusunu bu kulübelerde aramak ve bulmak - için hiç te- reddüt göstermeden yöürüdüm, sefalet yığınıma arasna daldım. Fakat beni ilk gören cazip siyah gözlü kir gene alüf- tesi ince bir çğlık kopardı, am liyamadığım çetrefil di ilebir şey- ler söyledi, bütün kulübeleri ko- şa koşa dolaşarak, her halde bir yabancının geldiğini haber verdi. Ben ilk hamlede bir korku | geçirir gibi oldum, fakat yanım daki fotoğrafçı arkadaş dinsizin | hakkından —imansızın — geldiğini kulağıma fısıldadıktan sonra ce- saretime daba iyi sarıldın ve yürüdüm. Bir Kahkaha ! Önünde durduğum ik - kuli- benin kapısında ihtiyar bir. Çim gene kocakarısı göründü, gözle- rini İğrenç süzüşle yüzüme dikti, sordum: — Çocuk sende mi? Türkçeyi Çingeneçeden daha salyalı bir iyi bilen kocakarı, kahkaba savurduktan soora be- | gırdı: — A paşam, bu yalana ser- de mi inandın? Çi beni atlatmak — istiyordu, — Fa- kat ben tahkikatımı daha evvel- den iyice yaptığım için atlamam mümkün değildi Kadına bağır- dia; — Bu çocuğu görmek İstiyo- rum. ÂAl sana bir fistan paras |.. Kocakarı paranın yumuşak yüzünü görünce sesini kesti ve kulağıma eğilerek uzaktaki kulü- beyi işaret etti ve hemen kulühe- sindea içeriye savuşlu. Çocuk Nerede? Çingene karısıma beni gön- derdiği kulübede Aliper isminde bir çingene oturmaktadır. ye ço- cuk bu kulübede saklıdı. Ben kulübenin önüne gidince kapıya çıkan on iki yaşlarında bir çinge- | ne çocuğu bağıra bağıra yalvar- mıya başladı: — Vallahi beyim burada kim- secikler yok. Gel inanmazsan gir içeri, kimsecikleri -bulamıyacak- sta, Çocuğun eline o1 kuruş sıkış- tırmak mühim şeyler öğrenmem için kâfi geldi. Kafamı kapıda lçeriye soktum ve hıılııik.ı,n rendim ki güzel Zeki kulübede değildir ve içerde de kimse yok- tur. Aliper sarışın yavruyu saball karanlığında almış, İstanbul tara- fına geçmiş. Yavrucak o dakika- da İstanbul sokaklarında — Ali- per'in nezareti altında dilencilik yapıyormuş. Çingene çocuğu beni temia etmek için yemini billâı ederek bağırdı: — İşin yoksa burada- bekle Beyim. Çocuk akşam karartısın- dan sonra gelecek. : Zengin Bir Baba Ben güzel Zekinin macerasını, ler arasına nasıl düşüğünü çingeneli | özrenmek isteyordum, Ba esrar | engiz maceranın kör d ng çözmekte hiç güçlük çekmedim. ( Fakat bu sarışın yavrı kmida ki malümatın bazı tarafları | çok karışıktır. Civar halkın bil- | söylediklerine göre, kırınızı diklerine ve Zeki yanaklı tombul ve yumuk yumuk Türk olduğu hak b ü şimdiye kadar bu tipde bir ç sarı Jepiska saçlı, mü- gene çocuğu gö- ti olarak temin edildiğine göre Zeki çok zengin bir adamın gayrı meşru çocuğu- dur. Beyoğlu taraflarında büyük bir apartman sahibi olan bu | zengin adam günün birinde genç ve güzel bir k.zın günahına giri- yor, evlenmek vadile kandırıyor. Fakat zevkıni çabucak tatımin eden zengin adam güzel kadını heniz karnında bulunan yavru ile birlikte kapı dışarı ediyor. İşte Zeki bu zavallı kadının kar- nındaki çocuktur. Elden Ele Günahkâr — kadın — kısa müddet gonra Zekiyi doğuruyor ve İlk günlerde çocuğuna kar- fazla düşkünlük gösteriyor. kat kendisini ve — çocuğunu 14 Kânunus Cumartesi A gene karısı porsumuş aklile | 8) Orkastra ve saire. Dartittalim. Varşova — (1411 m.) 18,15 Gramofon, 17,05 Kahvehane müsiklel 21,03 — Üperet 28,10 Şapen konseri. 23,45 24,ö5 Caz, Budapeşte — 540 m İ 18,03 Örkestra 'Tofrika, £0,15 Gra- bi takımı a W matoin) ü cakiben Caxband c hak- | bir | fantazileri. | metro ) gramofon, £0, ka (Bando, 05 e masikiei 22,06 orkestra Je öporet ve ma — (4di m.) * Haberle, gramafon müsikisi, atylar 5 bir temsili aakil,. Büzxreş — (8094 m.) 21 te kadar 21,08 t ga ebil, Croit Patia — 21,05 Gram- foz hergünkü neştiyat, oda muslkisi, TAKVİM 5 CUMARTESİ Kası 13-İkinci KÂNUN 933 ©& 1351 - Ramazaa | dayak ve beslemek müşkülâtı genç kadını o yolun yolcusu ediyor. Tam bir buçuk sene bu yolda yürüyen genç kadın, şüzelliği sayesinde başka bir zengin erkeğin gönlü- iyor. Güzel kadın şimdi meşru bir ev hanımıdır. Zengin bir kocası, kürk mantoları, hatta altında bir de otomobili vardır. İşte genç kadın bu erkeğin eline düştükten sonra istikbali pahası- na olarak çocuğunu başka vermek — mecburiyetinda bir kadına | kalıyor. İkinci Anne Çocuğu ası! annesinden alan kadan değildir. ve ikinci güzel | evlerde hizmetçilik yapmaktadır. Fakat aradan iki sene geçtikten, yani çocuk Üç buçuk yaşına gek dikten sonra hizmetçi kadın gay- rimeşru münasebetlerinden dolayı hizmetçilik yapamıyacak bir vazi- yete geliyor ve kaldırımlara dü- şüyor, İşte güzel Zekinin sefalet hayatı bundan — soura başlıyor. Bu kadın bir toraftan © yolun yolculuğunu — yaparken, diğer tarafıan da küçlük Zekiyi caddelerde dilendiriyor ve kazan- dığı parayı kendi cebine, atıyor. Hastalıktan Sonra Günler böylece geçerken gü- nün birinde fena bir bastalık ikinci anneyi yatağa düşürüyor. Bu vaziyet karşısında kadın için kaldırımlarda dolaşmak mümktün değildir. Şu halde çocuğu başka birisi- ne vermek lâzımdır. Hasta kadın bundan bir müddet evvel gürzel Zekiyi Feriköyüne götürüyor ve oradaki çingenelerden Ayşe is- minde bir kadına evlâtlık olarak veriyor. Ayşe'nin kocası Bekâr isminde kötürüm bir çingene er- keğidir. Bekâr bu hâdiseden Uç ay sonra ölüyor ve bu ölümü işiten ikinci anne AÂyşeye mü- racaat ederek çocuğu geri alıyor ve bir müddet çocukla birlikte ortadan kayboluyor. Yirmi Gün Evvel İkinci anne bundan yirmi gün evvel tekrar Feriköyüne geliyor ve çocuğu bu sefer Aliper ie- minde bir çingeneye evlâtlık ola- rak veriyor. Bu büdiseden beş gün sonra da kadın cinnet geti- rerek hastahaneye kaldırılıyor. Kadın şimdi — hastanededir, Fakat bugün altı yaşımı bitiren çocuk çingenelerin elinda dilen- cilik — yapıyor. Güzel — Zeki sille tehdidi altında her sabah kulübeden çıkarılarak İstanbula götürülüyer,lorada avuc aç'p dileniyor, kazandığı paralar ri da kendisini dolaştıran erkeğe veriyor. Çinger büyük bir leride sebepsiz lerin bu güzel yavruyu kıskanç'ıkla giz eme- değildir. Çünkü çocuk güzel olduğu için ileride çinğeneler bunu ebemmiyetli bir satabilir de de isli mukabilinde i başkca şekill, Bu An olniyan — çoc nunu Medeninin saribtir H melin ve