Efganistan Haberleri Efganistan'da Umran Ve Sanayi- leşme Hareketleri Son Efgan ihtilâlinden sonra Efgan memleketinin mukaddere- tn ele alan Nadir Şahın idaresi Efganistanın bilhassa ticari ve iklısadi vaziyetini ıslah noktasın- dan şayanı dikkat bir faaliyet göstermektedir. Bu faaliyet, has- #aten zirat ve sınat noktadan memleket seviyesini yükseltmeyi bedef tuttuğu gibi ayrıca tabil kiymetlerin de inkişafını temin edecek teşebbüşlerde bulunuyor Bu cümleden olarak bütün Efya- nistanda mevcut madenler hak- kında esaslı bir fikir vermek maksadile Ticaret verirliğinde bir müze vücude getirilmiştir. Çok kıymetli damarları havi bir Mika madeninin işletilmesine başlandı- ğı gibi mevcut demir madenlerinin faaliyete getirilmesi için mütehar sslar celbine karar verilmiştir. Bunun haricinde gerek mevcut ve gerek yeni yeni meydana çıkan kömür madenlerinin işle- tilmesi hususunda da esatlı karar- lar alınmıştır. Ormancılık Meselesi Şimdiye kadar Efganistanda mevcut — ormanların bir listesi bile mevcut olmadığını söylemek, bir garibe kaydetmek sayılma- mamalıdır, fakat bugün, birta- kım fen heyetleri, bu ormanların genişlik ve zeoginlizi hakkında taraf, taraf listalar tanzimine me- mur edilmiştir. Ayrıca yeni yeni ormanlar vücuda getirilmek için halk —arasında propagandalara başlanmıştır. Bunun - haricinde, şimdiye kadar mevcut olmıyan orman muhafaza teşkilâtı vücu- da getirilmek suretile çok isa- betli bir tetbir de alınmıştır. Ormancılığa verilen ehemmi- yet cümlesinden olmak — üzre Kâbil şehri civarında 50 bin ağaç dikildiği gibi kibrit yap- makta kullanılmak Özere ayrıca 6 bin kavak ağacı da yetiştiri- miştir. Bütün bu tesisatla mep gul olmak Üzere bir Alman mü- tehassısı davet olunmuştur. Di ğer taraftan sanayi vadisinde girişilen teşebbüsler arasında un gam, kâğıt, şişe fabrikaları tesisi v';. ılokh:k bhhıılıı:' dnrilıı ü mmiyeti —ayrıca ydetmek Yeni Sene Ve Ingiliz Başvekili Londra, 2 — Başvekil M. Mak Donalt yeni sene münuse- betile millete hitaben bir beyan> =ı neşretmiştir. M. h.H'ık Do- senenin kes çetin Eiı çalışma ve ııl!|= batta elim bir mücadele senesi olduğunu söylemiş, fakat Ingiliz- lerin terekki yolunda ilerlemek fikrile hareket ettiklerini ilâve et- miştir. ekil, daha iyi bir vazi- yete doğru gidildiğinin emarele- zinin şimdiden görünmiye baş- ladığı kanaatındadır. Yılbaşı Gecesi Berlinde Üç Kişi Öldü Berlin 2 — Yılbaşı — gecesi, Berlin'de 3 kişi ölmüştür. Bun- lar, siyasi sebeplerden — dolayı yapılan iki cinayete kurban git- mişlerdir. Birçok kimseler de yaralı düşmüştür. Gersen ( Hesse'de )2 — Za- bita, yılbaşı gecesi vukubulan gçarpışmalara müdahale mecburi- yetinde kalmış, silâh atan kavga- cıları ayırmak için sopa kullan- mıştir. 8 kişi yaralanmıştır. Bum- lardan İ üaün yarası ağırdır. TARİHİ BON POSTA —MUSAHABE Vezir Kalaylı Koz Ahmet Paşa Ve Abdurrahman Paşanın Palavraları Kalaylı Koz Üç Yalanı Birden Kıvırıvermişti Kalaylıkor Ahmet Paşa, ya- lancılığile şöhret alan verzirler- dendir. Bu adam, — mübalâgada acem şairlerine — taş çıkarır ve bu kudretini bazan da fili yılana yutturacak derecelere kadar var- dırırdı. Kandiye valiliğinden sad- razamlığa tayin olunarak İstan- bula geldiği gün ayağının tozile üç büyük yalan söylemişti. Biri- birinden gülünç olan bu yalanlar onun sadrazamlık devresinin ye- gâne batırası olarak tarihe geç- miştir. Kalaylıkozun İstanbula çktı- ğt gün Topkapı sarayındaki yalı köşkü önünde koca bir morina balığı karaya — vaurmuştu. Paşa, huzura çıkıp padişahla görüştük- ten sonra köşkün misafir oda- sına girdi, bu kendisini tebrik edenlerle biraz konuşmayı müte- akıp sözü o balığa intikal et- tirdi: — Şunda, dedi, bir büyük balık çıkmış, cülssesi padişahımızı webe getirmiş. Ben kaptan İxen Akdenizde bir balık çıkmıştı, buradan Eyuba varırdı! Bu yalan herkesi için için güldürürken ikinciyi kıvırdı: — Çektirilme ile gelen uşak- larımın çokluğu şevketlü efendi- mizia gözüne çarpmış. Bana: “Ne çok adamın var, — buyurdular, Ben de: “Bu ne olsa gerek. Bir zaman âlem, benim uşağım İdi, dedim! Dinleyenlerin hayretle sustuk- larını görünce —Üçüncü —yalanı söyledi: — Benim vilâyetimde amca- larım vardı. Her biri bin kese (elli bin altın lira) zekât ve- rirdi. (1) Fakat Kalaylıkoza bu yalan- lardan dolayı kimse ilişmezdi, padişahda bir şey demezdi. Dev-« letçe, söylediği yalanlara resmi bir kıymet verilen başka bir ve- zir vardır, adı. Abdürrahman paşadır. Bu adam da Kalaylıkoz gibi ikincdi Mustafa ve üçüncü () Zekât, malüm olduğu üzere kirk- ta bir nispotinde verilir. Kalaylıkozun amcaları, vetede bin kese, yani elli bin altın zekât verebilmek için iİkişer milyon altın servete malik olmak Tâzımgelir. Bu, düpedüz. yalandır! Ahmet devirlerinde — yaşamıştır. Şu kadar ki onun kıvırdığı ya- lanlar, dinleyenleri mutlaka gük dürdüğü için Babıâli, vezaret haysiyetini muhafaza etmek lüzu- munu hissetmişti! Adam kıtlığımn pek yamam laştığı yıllar içinde yaşandığı, Abdürrahman paşa da iş bilir ve iş görür bir adam olduğu için Padişah'la Babıâğli, onu kadro harici bırakamıyorlardı, yalancıle ğimnı ise islâh etmek imkânı yoktu. Bu sebeple bir bayli düşünüldük- ten sonra bu yalancı vezirin ya- nina bir “musahhih,, tayin etmek çaresini buldular, zeki bir. efen- diyi o hizmete memur edip Ab- durrahman — Paşanın — dairesine yerleştirdiler. Paşa karışık vaziyete düşen bir vilâyetin 1slahına momur idi, musahbih efendiyi de yanına alıp © vilâyete yollanmıştı. Aralarında kararlaştırılan parola da yayet basit idi. Abdurrahman Paşa, her- hangi bir mecliste aykırı bir yalan söylerse musahhih Efendi yavaşça öksürecek, paşa da bu ihtar ÜÖzerine — yalanını — tashih edecekti. Gidilecek yere - varıncıya - ka- dar bü parolaya göre birçok tecrübeler — yapılmıştı ve hepsi muvalfakiyetle neticelenmişti. Pa« şa, öksürüğü duyar duymaz zeki bir ricatle —yalanında tadiller yapabiliyordu! Nihayet o vilâyet merkezine geldiler, parlak bir surette kar- W— SON POSTANIN İLÂN FİATLERİ 4—İMânın tok sütün ? satırı gasetonin metin yazısile vasati & kelimedir. 2— Ayni yazının 2 satırı 1 santimdir. 3—Daha kalın ve daha İnco yazılar gantirm İle hesap edilir. 4 — Sayfasına göre ilânlar aşağıdaki fiatlere tâbidir: Ravfa Santimi T ti 400 kr. 2 « 2850 « 3 « 200 « 4-B5 « 100 « Diğer sayfalarda 0 . Son — sayfada 28 « gılandılar, en büyük konağa ko- muk verildiler. O zamanların a- deti mucibince bir hafta müddet- le eşraf tarafınden ağırlanmaları, gece ve gündüz ziyafete çağınkk maları lazımdı Şehir halkı, bu adeti de yerine getiriyordu. Paşa hazretlerini davet için bir yer hazırlanıyordu. İlk ziyafeti, tabiatile misafir oldukları evin sahibi vermişti, şehrin bütün tanılmış simalarını da çağırmıştı. Kadı, müftü, sl- pah kethuda dizdar ve bir- çok eşraf, Abdurahman Paşanın huzurunda toplanmışlardı, yemek zamanını bekliyorlardı. Musahbih Ef. de odanın kapısına yakın bir yerde oturuyordu, kulağını paşa- nn ağzına çevirerek mubavereyi takip ediyordu. Söz sözü açar, demezler mi?. O mecliste de dereden, tepeden bahsolunurken söz, ava intikal etti ve herkes bir av kıssası söye lemiye girişti. Kimi ayı boğan köylüleri, kimi okla turna vuran avcıları) anlatıyordu. Abdurrahman Paşa, bir müd- det bu hikâyeleri dinledikten sonra oturduğu yerde şöyle bir toplandı: — Bir gün, dedi, Bosna dağ- larında ava çıkmıştım. Elimde bir macar tüfengi vardı. Sağı, solu kollayıp yürürken —bir — çalının dibinden yüz tavşan fırlamasın mı?.. — Öhö, &öhöl Abdurahman Paşa, musahbi- hin yüzüne bakmadan tashih ettir: — Dilim kaydı, yüz dedim, tavşanlar elli kadardı! — Öhö, öhöl — Yine süaçü lisandan kur- tulamadım yirmi diyecektim! — Öhö öhöl Artık paşanın canı sıkılmıştı, gözleri de başkalaşmıştı. Musah- hihin — mütemadiyen — öksürmesi hem yalanın zevkini bozuyordu. hem kendisini apaçık Mmaskara yapıyordu. Fakat musahhih efen- di, padişahın emrile bu vazifeye geldiği için verdiği işarete boyun eğmek te lârımdı. Bu sebeple zavallı adam, hiddetini yenerek gözlerini musahhihe çevirdi: — A birader, dedi, çalıdan hiç tavşan çıkmadı diyeyim an- ma - işittiğim çıtırdı ne idi? M T Kari Mektupları Bir Hücuma Cevap Veriliyor Türk sanayiine ve Türk işçk lerine kumanda edecek elemane ları yetiştirmek için Darülfünunun bir köşesinde değerli emeklerle vücut bulmuş olan sessiz, sedasız, mütevazıane ve fakat kendi has vasfına yakışır bir ciddiyet içinde çalışan makine ve elektrik mühen- disliği enistitüsü vardır. Bu müessesede inkılâbın ha yırlı reğimine uygun bir karekterde yetişmiş ve büyük bir kıskanc- hkla — yetiştirilmekte — bulunmuş olan gençlere sırf şahsi ve indi iğbirarlarının sevkile hor bakmak insafsızlığında bulunan bazi bede binlerin görüşlerini tashih etmeki kastile, enstitüyü kuran inkılâp mürşitleri ve en âdil hakem olan Türk efkârı umumiyesi önünde ak yüz ve açık alınlâ kısa bir hitabede bulunmayı lüzumlu ve faydalı bulduk, Bidayeti teşekkülünden berli kıymetli ve güzide Türk ve Fransız — müderrislerin — ellerine tevdi edilmiş olan enstitü dörü senelik bir tahsil devresine ma- liktir. Avrupadaki mukabillerinde öğretilen nazar! vs amell bilgiler, gayet az bir masrafla ve namus- kâr ellerin bimmet ve gayretile vücuda getirilmiş lâboratuarlarda en geniş tecrübelerle takviye edilmektedir. Müecssesemizi — ziyaret eden #alâhiyettar — zevattan — Yüksek Tedristt Umum Müdürü Nadir Beyefendi. Darülfünunu ıslah için tetkikat yapan M. Malş, hakikat! görmüşler ve kıymetli takdirlerini ibzal buyurmuşlardır. j Kapılarımız, görmek, öğren- mek ve istifade etmek istiyenlere açık bulunduğu halde bazı zevar tın kapalı gözle hâlâ memleketin müesseselerini kötülemek xihnis yetini gütmekte olduklarını tecer #üfle anlıyoruz. Memlekette yapılacak okadar çok iş ve ehil adama okadar İıılı ihtiyaç var ki rekabet vehe mini gülünç bırakıyor. Hakikat boylo olmakla beraber, enstitü, talebe ve mezunları üÜstü örtülü maksatlarla masruf alehydarlığı, ciddi ve ilme yakışır bir vakarla kararını vermiştir. Hakiki ve ciddi ilim ve fes adamlarına ulu orta münakaşılar dan ziyade eserle cevap vermes nin bilenlerdeniz. Biz muarızlarımıza kemali samimiyetle diyoruz ki: lılihd:lerl mucip olacağına şüphe olmuyan, laboratuvarlarımızın kı met ve ehemmiyetini çö : ek, mesaimiz hakkında . ufak bir tetkik yapmak arzusu hisetmediniz. Hatta her edene memnuniyetle verebileci miz mektebin tedrisat ve teşkil programını bile görmediniz. O halde, vehimden başka b şey olmıyan aleyhimizdeki n atlerinizin neye istinat ettiğ efkârı umumiye muvacehesindi sormak ve anlamak hakkımızdır. Makine ve 'Elektrik — Mühend Enetirtdeti talobe ve mezonlari ——