TOTATT NUTT 28 Kânunuervel — Siyaset Âlemi ————L:— ” Gandi Tekrar Açlık Grevine Başlayor Hindistanın meşhur Gandisi, nunusaninin birinel günündan — İtiba- ven tekrar açlık grevine başlıyacak. Gandi, Hint istiklâl hareketi ile İngiliz İmparatorluğunun — menfaatle- rinl bu İstiklâl hareketi lehinde, fakat İngilizleri kuşkulandırmadan tel fe çalışmış bir adam olduğu için, amimi sayılmaz. Çünkü « hür riyetin kuvvetle eğine kani- dirler. Bu — itibar bir haln değilse bile bararetli bir vatan- pervorde addetmezler. Fakat bu ada- min geniş Hint kütleleri üzerinde büyük bir tesiri olduğu da kabili inkâr değildir. Bu itibar ile, İkinel kânunun birinci gününden itibaren tekrar uçlık grevine başlamak kara- tında bulunması, milyonlarca Hintliyi alâkadar eden bir hâdisedir. Gandi, niçin yen! baştan bir açlık grevi yapıyor? Şunun İçin: İngiltere; Hindistana yenl bir muhtariyet şartnamesi teklif ettiği zamaa halk ekseriyetinin me- yillerini göz Önüne alarak veya böyle hareket etmeyi menfaatine muvafık bularak Hint Mi Meclisini ikiye ayırdı. Meclislerden biri, Hindistan'da yapyan ve muayyen bir zümreye measup olup muayyen nisbet üze- rindea meb'us çıkaracak kütlelerin malı olacaktır. Ükinel meclle İse, Parya denl'en ve umumiyetle Hintlilerce ne yüzleri görülmek istenen, ne da elle doku- nulan altmış milyonluk sefil bir kütlenin mümessillerinden müteşek- kil olacaktır. Şu halde, Hincistan, ana hatlarından ikiye ayrılmış ola- eaktır. Gandi bu tehlikeyi anladı ve Paryalığı kaldırmak İstedi. Halkın, bu sefillere karşı olan nefretini yen- miyo çalıştı. Onların da umumi ma- betlere, İnenn mahfellerine kabulünü kstedi. Elndistanı baştan başa do- laştı, valtler aldı, şimdi waitlerin tutulmasına geldi. imtiyaz —sahibi zümrelerde, —eski istikrah hlasi tekrar uyandı. Gandi, işte bu unutkanlığı protesto etmek için açlık grevi yapacaktır. Hareke- tHnde muvaflak — olmamı Hindista- mı, — kat'i temelleşebilecek — olan bir Ücil.kten kurtaracaktır. Fakat bu işte İngilterenin — büyük olduğu için Gandinin partiyi ması şüphelidir. Ve belki bu hareket, onun hayalına mal olacaktır. Sür: yy F —Ö — n gara, Fakat kâ- Sofya 27 — Protegerof taraltarla- rile Mihail taraftarları arasında kan dökmek ve intikam almak buzusun- da büyük bir mücadele başlamıştır. Protegerof taraflarlarından Sto- karicilef — ismindeki Mihail taraftarlarından Dimi: f tarafından rovelverle öldürülmes komitecilerin faaliyetinin başladığını göstermekte- dir. — Fırkanın ihtilâleı gazeteleri, Fırka azasına, her ölene karşı, mu- kabil fukadan bir şahaın öldürülme- sini tavsiye etmektedir. Bu — itibar ile —komiteciler arasında mukabil | mukateleye — devam edileceği — ve bir takım kimselerin daha . öleceği | anlaşılmaktadır. (Harp Borçları Vaşington 27 — M. Huverin borç- moselesinin hallini, 4 martta riyaseti cümhur mı ına geçecek olan M. Ruzvelt'e birakaclğı anla- şılmaktadır. M. Ruzvlet, ilkbaharda iktıdar mevkilne geçer geçmez, yalnız borç- lar meselesile değil, bira imali ve satışı, çiftçilere — yardım bütçe muvazenesinin temini mesele- lar edilmes, maa davet edeceklir. M. Huver'in ce hükümet masraf- tahbsis edilen azaltılması - için bulunacağı söylenmektedir. Noelde 311 Kişi Öldü Nevyork, 27 — Nosl yortuları dolayısile 113 kişi ölmüş 50 kişi yaralanmıştır. Ölümlerin çoğu oto- mobil kazası yüzünden ölmüştür. Alman Suikastçileri 400 milyon kongrede - talepte meçhul n — papazlarından çinde patlayıcı ber madde bulunan bir şişeyi fırlatıp at- mışlardır. Hasar büyüktür. Bir polis müfettişinin orada ayni şekilde bir | şişa atılımışan da, bu madde sokakta patlamıştır. lerinin de tetkiki için kongreyi içti- | larının ve bi hassa harp malüller'ne | doların | SON POSTA Bulgar Komitecileri Fırkacılar, İ İntikam Almak İçin Biribir- lerini Old ürmiye Başladılar Sulh Teşökküllerine va 'Tahdidi Teslihat Konferansına rağdken, devletler #skeri kuvvollerini azaltmak şöyle dursun, bilâkis yeni icat odilen aletlerden iştilade etmeyi — düşünüyorlar. Belediyesi tarafından orduya hediye edilmiş yeni malzemeyi teftiş ederken Resmimiz Japonya İmparatorunun Osaka edilen, tayyare taarruzlarına karşı icat gösteriyor. Balkanlar Dünya Sulhu- nun Siklet Paris, 27 — Tempe gazetesi, baş- makalesinde yazıyor: Balkan'ardaki variyet, halihazırda beynelmilel vaziyet, it barile değil belki birçok senelerdenberi Avrupa sıyasetinin inkişahı üzerinde büyük bir tesir yapmış olan ganliş bir grupu teşkil eden memleketlerin — dahili ziyasetleri itibarile bir takım kaygu- lar uyandırmaktadır. Balkanlarda sulhün kuvvetlenmesi | bütün Avrupada #ulh davasının ta! viyesi hususunua ea büyük ve — . Çinin Moskova Sefirliği Nankin, 27 — Cenevrede Çin he- yeli başmuralıhasi o'an M. Yen Çinin Moskova sefirl ayin edilmiştir. Bir Suikast Teşebbüsü Mu ? Kahire, 27 — Kıral Fuadın öğle- den sonra lıı'n" eceği mübhencis Mcrkezıdır | gartıdır. Bitmek Üzere olan sene zarfında gerek Bükreş, Atina, Bel- gratta ve gerek Sofya da hiç ol- mazsa İiktısadi sahada — müşterek menfaat'eri bulunan devletler arasın- da yakinlık vücuda getirilmek Üzere methe gayan bir takım mesal sarfe- dilmiş olduğu İnkâr edilemez. Son Postat * den gizli kuvvetler, makale silsile. mizi dikkatle takip edenler bu ma- : kalenin istihdaf ettiği manayı bütün D ş.mulile anlıyabilirler. Amerika Yunanislâmn Borç- larını Tehir Etti Atina, 27 — Amerika hükümeti, Yunan rına ait moratoryomu 1934 senesi nihayetine kadar temdit etm ye afakat etmiştir. AA mektebi bahçesinde yeni bir bulunmuştur. bomba KA TEFRİKA NUMARASI: ss— “MİLLİ Muharriri: HEKİSAK ST Bütün — bunlar borzuyor, beni şeker zadaden büs- bütün nefret ettiriyordu. Fakat bir kere bu hayata alışmıştım. Allem de bana İyi bir gözle bakmaz, oldular. Geri dönmek meçhul, belki de tehlikeli bir yola düşmek olacaklı. Nihayet Şeker zadenin İşleri daha geyişlediği içla Almanya seyahatleri başladı. Şimdi size daha garip hâdi- selerden bahsedeceğim. Genç kadın kendisine ıstırap veren bir bahse harzırlanır gibi kaşlarını çattı. Göz bebekleri bulandı: — Bu seyahatler esnasında Şeker zade bana bir teklifte bu- lundu. Herşeyi hesap ve kazanç tarafından gören Kılıç zadenin arzusu şu İdir “Kendisi Alman- yada çalışacak ve bu işlerde ben ve ortağı olan bir Ermeni bura- da ona yardım edecektik.,, Binbaşı Faruk acı, sert bir kahkaha attır Bıırlmn Cahit ROMAN, EEZTEREMİ — Kumpanya! Genç kadının gözlerinde bu- lantı berraklaştı. Birkaç damla yaş kirpiklerinin arasından du- daklarına doğru süzüldü. Istırabı sesinde belli oluyordu: — Herşeyi söylemekte haklısı- nız. Yaln z sözlerimin sonunu bok- lemenizi rica ederim. Zannediyo- rum ki o zaman — beni göreceksiniz. Binbaşı Faruk itizar etti: — Sizi rencide etmek fikrile söylemedim. Şeker zadenin teklifi Üzerine konuşuyoruz değilmi? — Bakınız. Şeker zadeye bu işlerde yardım eden yalnız biz değilir. Bizzat Şeker zade asıl büyük işleri tertip eden va elle- rinde en yüksek nufuz ve salâ- biyetini tutan Beylerin, Paşaların yardımcısıdır. — Anlıyorum Dilrüba Hanım benim akşamdanberi bahsettiğim insanlar değilmi ? mazur ettiğiniz vaziyet Şeker zadenin kafasında — hazırlanmış — birşey değil, belki onu vasıta gibi kullananların terlip etlikleri bir teşebbüstür. Binbaşı Faruk sakin ve yumu- şak cevap werdi: — Vaziyeti tamamile kavrr- yorum Dilrüba H. ve çok mem- nunum ki siz de içine girdiğiniz iasanların — İÇyÜüzlerini — tanımış, maksatlarını anlamışsınız. — Tanıdım ve anladım, Fakat | öyle bir mevkideyim ki ne kim- seye açılabilirim, ne bu ha silkip atabilirim.. Eğer kendi! kurtaracak - bir servetim olsaydı biç tereddöt etmiyecektim. Ve biliyorsunuz, ben size bu akşam asıl bu meseleyi açacaktım. — Ne gibi? — Bakınız Faruk Bey, ben sizi Şeker zadenin delâleti'e ta- mıdia. Dabha ilk görüştüğüm gün mert ve cesur, memleketini çok sever bir genç olduğunuzu an- ladım ve teessüf ettim ki siz de bu şebekeye girmiş ve mesleki- nizden başka vazifelere atılmş- sınız. Binbaşı Faruk birdenbire ba- şat kaldırdı: — Yani kum; anya diye istihza | — Anlamadım. Sinirlenmeyiniz. ceğim. Şeker zade sizinle yolladığı valizlerle beraber bana bir de mektup — yollamıştı. — Okuyunca anladım ki siz bu işe bilmiyerek alet oluyorsunuz. — Nasi? — Şeker zadenin bana he- diye olmak üzere yolladığı valiz Almanyadan çıkması yasak olan | şeylerdir. — Ne diyorsunuz ? — Hakikati — söylüyorum ve | bu valiz sizin elinizde, yani müt- | tefik devletler hudutlarımı ser- bestçe aşabilen, yüksek — salâhi- yetli bir zabitin elinde birkaç kere İstanbul - Berlin seferi yaptı ve Şekerzadeye en aşağı yetmiş | bin lira kazandırdı. — Alçak herif! Binbaşı Faruk elindeki viski bardağını şiddetle yere attı: Rezil, namussuz adam. — Telâş — etmeyiniz Faruk Bey, unutmayınız ki bu bakikat- leri size sizi takdir eden ve sizin namusunuzu, — şerefinizi korumak istiyen, nasıl diyeyim sizi kalben de seven bir kadın söylüyor. Genç erkânı harp ileri gitti- ğginl anladı: İzah ede- |(Karilerimin / Suallerine Cevaplarım “On senelik evli bir kadınım. Bu zamana kadar iyi geçindik. Fakat son zamanda dairesinde çalışan bir genç kızı sevdi. Va- ziyetlerinden şüphe ediyordum. Nihayet bir gece mektuplarını yakaladım. Her şey meydana çıktı. Şimdi ben nme yapayım? Onu amirlerine şikâyet ederek yuvamımı borayım? Yoksa göz mü yumayım? Bu ihanet benli çildırtıyor, ne dersiniz? Kızıltoprak: Fatma Kızım, bu işte hissinden ziya- de aklı selimint kendisa rehber edinirsen daha sallw bir veticeye varabilirsin, kozan amirlerine ç- küyet edeceksin ne olscak? onu işinden ya çıkarırlar, ya çıkarmaz- lar. Eğer işinin ehli bir adamsa hoş görürler, ses çıkarmazlar. Fa- kat evin bozulur. Sen safaleta düşersin, çocukların vârsa onlar- da felâkete sürüklenirler. Şüphesiz kocanın bu günahını offetmek imkânı yok. Onun yü- züne huzurla vefayni muhabbetle bakmanı da tavsiye etmiyorum. Çünkü bunu imkânsız görüyorum. Fakat kocanı önün. alır, dertle- şir ve onu bu aşktan kurtarmıya çalışıraın. İhtimal erkek —muvak- kat bir zafın kurbanı olmuştur. Tehdit edersin, ağlarsın, fakat nihayet onu yine çekmiye çalışır- sın. Hiçbir. erkek isteyerek yu- vasını yıkmıya — razı — değildir. Mutlaka yola gelir ve mutlaka evini yıkılmaktan kurtarırsın. * Mereinde Ali Tevfik beya: Bahsettiğiniz. hanım sizinle alay ediyor. Yahut onun hare- ketlerini siz suitefsir ediyorsunuz. Yoksa iltifat edı bir. kadımın mektubnnuza cevap — vermesine imkân *yoktur. Şahzadebaşında M N. Böye: Kızın muvafakat etmemesine rağmen onu milesinden istemekte bir mahzur görmiyorum. Kızın düşüncesi yanlıştır. Bunda uta- nacak birşey görmiyorum. L M — Alfediniz. Dilrüba Hanım, dedi. Ömrümde bu kadar bayağı bir maksada âlet olmadım. Emin olunuz size hörmetim olmasaydı şimdi sizi bırakiır ve benim mes- leğimle, şerefimle oynayan insan- lara cezalarını askerce verirdim. — Teessüf etmeyiniz Faruk Bey, sizin şerefinizi ben sizin kadar düşündüğüm için hakikati anlattım. Bunda belki de bir ka- dınlık zâfı da vardır, nasıl kabul ederseniz öyle olsun. Yalnız size bir hakikat daha anlatayım. Genç kadın kendi bardağını uzattı: — Sizinki içer misiniz? — Lezzetle! — Teşekkür ederim Faruk Bey. Bana dert ortağı bir arka- daş olman:z âsAbımı teskin edi- Mademki — hep hakikatler konuşuyoruz. — Devam kırıldi.. — Bundan yor. Üzerine edelim. Dilrüba Hanım, ince kehrüba ağızlığına bir cigara daha iliştir di, — Bakınız Fa k ” Bu bahse girmezden evvsı ne konus şuyorduk. Harp mem ekette fev- kalâde bir idare açt. Her işe üdeta bir askeri — inhisar girdi. ÇArkası var) ey.