12 Aralık 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

12 Aralık 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“En Son Keşiflere Ve Tetkiklere Göre BENEEEENEEETETNZDN HAZRETİ YUSUF HAZRETİ MUSÂ —KDDK Yazan: Ömer Riza İi Musânım Anasının Yaptırdığı Ve Oğlunu İçine Koyduğu Sanduka Nil nehrinde bu şekilde yıka- nan kibar hanımların biri de Firavunun kızı idi, O da her gün Mmuayyen saatlerde Nil kenarına çıkar, büyük bir maiyetle nehre girerek yıkanırdı. Musânin anası, bütün bunleri tetkik ettikten —sonra oğlunu nehrin — kenarındaki — sazlıklara koymıya karar verdi vo sepeti yaptı, sepeti sıvadı ve nihayet sepeti kararlaştırdığı yere bi raktı. Musâ'nın anası vatziyeli pe- şinden tetkik etmemiş, kimlerin bu sazlıkta hangi saatte yıkan- dıklarını — gözetlememiş — olsaydı, oğlunu tehlikeye atmş, onu kur- tarmayı değil, fakat öldürmeyi kastetmiş olurdu. Burada son derece tetkike değer bit nokta var. kitabülhu- ruçta, Musâ'nın anası tarafından oğlu için bir sepet yapıldığı ve şununla bununla sivandığı röy- Teniyor. Bu sepet nasıl bir se- petti? Neden yapılmıştı? Ye bir kurtarma işine muvalık mıiydıi, değil miydi ? Çocuğun bu sepet içinde boğulması ihtimali nasıl refedilmişti ?1.. Fakat — Tevratın — elimizdeki türkçe — tercümlerinde “ sepet ,, diye tercüme edilen kelimenin İbrani aslındaki mukabili Tebadır. Bu kelimenin menşeini - tetkik eden âlimler, onun İbrani değil, fakat kadim mısırcadan — alınma olduğunu kat'l bir surette tesbit etmişlerdir. . Eski Mısır'da Teba kelime- sinin umum! mânası, sepet değil, sandıktır. Eski Mıisır'da kutst mezarların sandukasına da Teba derlerdi. Bu gibi sândukalar ya taştan yahut tahtadan yapılırdı. Taş vaya tahta intihabı, mezarın kutsiyet der €1210 bağlı idi. Bunlar' tulâni bur şekildedir. ve ön taraflarında bir kapı vardır. Bayramlarda ve merasim günle- rinde İlâbların heykelleri bu Te- balar içinde taşınır. Yahut Nil üzerinde bir mabetten bir ma- bede götürülürdü. Bunları taşı- mak için kayık şekline sokulan bir tabut kullanılırdı. Eski mısırcanın, İbraniler ta- rafından istiare olunan, Teba kelimesinden anlaşılan —mânalar bunlardı. Nitekim — merhum Cev- det Paşa da Kısası Enbiyasında, Tevratın türkçe tercümesi tesiri altında kalarak Teba mukabilinde sepet kelimesini kullanmlaz. Bu Türk âlimi, pek haklı olarak bu kelime mukabilinde “ sanduka ,, kelimesini irat eder ve bu h tusta Kur'anın beyanına dayanır. Kut'anda “ sanduka ,, — kelimesi mukahilinde —“ tabut , kelimesi kullanılır ki - tamamile doğrudur ve Tevratın İbrani aslında Teba- nın tam kendisidir. Tevratın İbrani aslında san- düka mukabili olan Teba keli- mesi irat olunduğuna ve bu ke- lime M sır'da arzeltiğimiz mana- lara geldiğine göre Müsâ'nın anası tarafından oğlu için ya- pılan sandukanın da buna benzer bir şey olduğu anlaşılıyor. Bu da ümmü Musâ'n'n yaptığı işi çok derin ve etraflı düşünnrek yaptığını göstermektedir. Çünkü Masrlılar Tet ılarda İTAh saydıkları heykelleri taş make- ta idiler. Bir Misırli tebi görür görmez, derhal ihtiram vaz'ı alır, onun içinde mullaka bir ilâh heykeli bulunduğ->a bilirdi He- le bir tebanın saz''lar iç-de kayholduğunu görece': — olursa enun hemen aklına gelöcek, onu har-kete getirecek ilk ssik, bu tebayı kurtarmak, çıkarmak ve onu kudsi yerine götürmekti. Musânın anası da, oğluna teba şe'linde bir. sanduka yapmak- la ve onu içine koymakla aynı maksadı gözetlemişti. Musânmn anası, oğlunu, Firavu- nun kızı tarafadan yıkanma yeri olarak kullamlar — sazlığa birak- mayı peşinden — kararlaşlırıldğı için Mısırlı prensesin tebayı gö- görür çörmez, hemen onunla alâ- kadar olacağını, onu derhal sudan çıkartacağını — biliyordu. Çünkü bu öonün en mühim dini vazifele- riaden biri idi, Bilbassa Musânın anası, Mısırlı prensesin hergün Nil kenarına hangi saatlarda gelip yıkândığını peşiâden anladığı için oğlunu | onun gelişine pek yakın bir za- manda bırakacak ve bu suüretle onun fazla bekliyerek mustarip olmasına da imkân vermiyecekti. Acaba Mısrlı Prenses tebayı sudan çıkarlarak içinde İsraile mepsup bir çocuk gördüğü tak- dirde babası olan Fıravunun ira- desine inkiyat ederek onu nehire atıp boğdurur. muydu? Yoksa onu kucağına alarak sever miydi? Yani kadınlığın analık sevkıtabiisi mi galebe eder, yoksa Fıravunun sözü mü? Musânın anası, kadınlık şef- katının, kadındaki analık sevkinin herşeye galebe edeceğine, güzel bir yayru olan Müsânın prensez taralfından sevileceğine ve okşa- nacağına inanıyordu. Musânın bütün mukadderatı, bu tahminin doğru çıkmas:na bağlı idi. Şayet Fir.vun'un kımı Teba- nın içinden bir ilâh heykeli çıkmıyarak bir çocük çıkmasın- dan kızar veya — hiddetlenirse o zaman Musâ da, diğer İsrail çocukları gibi öldürülürdü. C Arkası var ) <—— — Ü. ecan ve sıkınlı yi :';:M“ Tayıflamış sinirlerinizi kuüvveti için günde birkaç defa romural B ıkno“' komprimeleri alınız. siye edil yomaruk, bülkteya vekriye eĞ HOA tim zarartiz vi ver T cönahalediri ye ve 28 kangrlmeyi baYİ Ü kerde &C ganelerdereçdi! ASN ! ı SON POSTA İstanbul BORSASI 10.12. ÇAS 1832 Paralar (satış) kuruş | Tatorlla ©3 —| 20 kuron * ! dolar 23—) | şilin Avas. 27, 20 8. Fraosiz —T0 —| —1 pezeta 20 Hiret W7 —) 1 Mark 20 fr. Belçika M7 —| 1 gdo 20 dratml Z— | 1 Pengö 20 fr. İsvlçee — SS —| 20 ley 20 leva Zi—| 20 dinar I florin B.—; 1 Çarvomeç —— Çekler Londra 60140 | Prog 158654 Nev - yörk 0471190 | Viyana 3,9007 Parla 12,06 Madrlt 5,7888 Milano 9418 Berlin — * 1,970375 Brüksel 3,40 Varşova 41051 Atina 65,3615 Peşte 3,52 Cenovre — 274250 | Bükreş 80,25 Solya 787950 | Belgrat 2524 Amsterdam*1,17.750 | Moskova ö Hissa senetler! Lera Lira İş Bank.(Nama) T |( Anadolu I0OV. 3750 » “(Hâmile) - 105 | Saşk DEYL* 41448 :. (Mücesla) 95.— Orunanlı Bank. 35,— | Jet Tramvay 3000 Se'ânik — — 505 | Üsküdarea — 1100 Şirkelt Hayriye 1630 | Terkos —— * 3275 Ha'l 099 | Bavs m.— A...âoı.—unv: 2410 1-::.,: H— . WEP Ş Bomoati Esham ve Tahvilât Lra Lira İat'krarı Dahlit 9900 | Reji 156 Düyunu Nu * 5475 | Tremyap 4,97 Gümrük 600 | Rıhtan 18,75 Saydi mahi 660 | Ösküdar sa — M0 — Bağdat tertip ©! &75 4 Verkos 4150 " » H 529 | Blekirik b BORSA HAR'Cİ Tahvllat. Meskükat Lira | Lira Türk Altısı —— 82 | (Reşat) 4673 İng » 1042 | (Vahit) 46,20 ;r-. . ':—î | İnce beşibirlik altın Mecidiye — . 3800 | (Cümhuriyet) 45— BESreet(Öae VA | EĞESİLİ KUKU K w (Reşat) » TEREESETE SÜSÜ Griade) z AM (Gümhuriyet ) 4620 Miysar Kr.Fo, 1896 154,00 (Aziz) 4600 | , , , 903 8700 (Hamit ) 4600 | ç Ş, 9HN SA0 ( Müuamele yapılmamıştır. —— RADYO —— 12 Kânunuevvel Pazartesi (stanbul — ( 1200 1metra ) 18 den itibargn saz (Vedim Riza H.), 18,45 erkestra, 19 İbrahim Fazıl Biy turar fıudan tasarruf hakkında hitaba, 19, O Fransızca — döre (ileriem'ş — olanlara » 19,45 orkestra, 20,80 Yezari Asım B. Yi Hikmet Roaa M. ve Aako Bfondi 29 örkestra, ajana vo borsa haherleri sxat ayArI. Bükreş — ( 884 metrs) 19,25 rad- yo orkestrası, 20,4) ErTamofon, 21,30 kon'erans, Yiçd. — harlonsolo oHra, kuvartet. Be'grat (431 metr ) —- 20 gramofon, orkestra, 80,80 P ağ'da Sineteca tiyatrosundan — naklen — Datibor İ#min- deki opera, — * Rosma — (441 metrs ) 20 20 gta- mefon, 21,90 kitap vo muharir, 821,48 hafif kouser. Prağ — (478 metre) 2080 Smetoa salonundan naklen Üç Pordelik Dalibor operası. P iyallü e DS Köt) 18 ikindi konseri, 19416 konforans, 2005 İngi- lizce döre, 21,00 orkestra 23,15 akşum konsori, a Peşte — (ÖSÜ M©metre) 20,40 Opera binasından bakil, £2,40 haber ve dına, Var;ova — ÜĞIZ metre) 21 Paga: nini opereti. Berlin — (İĞ35 motre) 20 memleket haberleri, 21,5 İki sosle konser, sonra külhan bey garkıları, 22,10 Hamburg'- tan nakil. 13 Kânunuevval - Şalı katanbul (1200 metre) — 18 den itibaren Bükreş (5D4 motro) — 20 40 gra- Mofon, 21 senloni, 22415 Bothoven. Belgrat — (431 metr») 80 Bramolon, 22,30 #es konseri, 21 Zuğrebten nanil, Roma ( &İ metre ) 20,10 spor haberleri, 21 ilmi nücum dersleri, 21,15 gramofon. Prağ — (488 metre) 20,20 Çek oı,.roılari._ı'ı.w Çok Iıuvııuuırl. 214,25 Şou imuüsiki. Viyana — (Sİ8 metere ) 21,15 viyolonsel konseri, 21,30 şen gece, Peşte — (5öJ metre) 20,35 cekl Yunan piyeslori, 22,*0 piyano konseri. Varşova — (H2 metev) - 20,90 musababe, 21 Yahudi havaları, 27,20 koman konseri, X3 bir küçük hikâya, Berlin — (1685 metre) 21 (Mlünih)- den Hakil | | Tamllla d ae aa AA SOY S Bugün şehrimizde — müseccel olarak 2500 garson vardır. Ay- rıca ecnebi tabiiyetinde — olan garsonların adedi de 10006 ya- kındır. fakat son — zamanlarda şehrimize seyyah akınının durmasi yüzünden — garsonlar — arasında koyu bir işsizlik başgöstermiştir. Bu vaziyetten bilhassa otel gar- sonları daha fazla müteessir ol- maktadır. Yalnız geçen bir hafta zarf.nda otel garsonlarından 130 | kişi açıkta kalmıştır. Garsonlar Cemiyeti bu işsizlik vaziyetinde şehrimizdeki ecnebi garsonların da - tesiri olduğunu ileri sürmektedir. Çünkü Beyoğ- lundaki otellerden birçoğu ecne” garsonları tercih etmekte, 4 gatsonları çıkarmaktadırlar. Garsonlar Cemiyeti, ıımı-l luğu yalmız Türklere hasreden küçük san'atlara ait kanunun bir an evvel tatbik sahasına geçme- sine intizar etmektedir. Bu kanun Bir hekimin konferansından not ettim: 1 — Tamir edici gıdalar, 2 — Yardımcı gıdalar, Yardımcı gıdalar en mühim- leridir; beslenmek, büyümek ve yaşayışı uzatmak için İlâzımdır. Bunlar vitaminli maddelerdir, hö- ceyreleri yaşatır ve büyütür. Vi- tamin sebze ve yemişlerde çok bulunur. Vitaminin cinsleri: V. A — Kemik hastalığına karşı; tereyağı, balık yağı, yu murta ve beyinde bulunur. V. B — Beriberiye karşı; hu- bubat ve köklü şeylerde bulunur. V. C — S«orpit hastalığına karşı yeşil sebze ve ekşi yemiş- lerde bulunur. hastalığına V. D — Kemik karşı, ilâ... Vitamin son zamanlarda bü- tün dünyaca değeri anlaşılan bir maddedir. Yalmız şu notlarda da gördüğümüz gibi bu herkea *-- raf ndan değeri #ğrenil m madde- nin bir takım - cinsieri vardır ..., bu cinsler vücat Üzerinde ayrı ayrı tesirler bıirakmaktadır. Bu noktaya gelince tezimize geçebi- liriz; Yeryüzü bir buhran geçiriyor. Serbest alış veriş bozulmuş, dam- ping salgınları ortaya çıkmış, bir çok tedbirler düşünülmüş, güm- rükler, kontenjanlar, takas usulle- ri, şunlar bunlar meydana dökül- müştür. Bütün bunlar arasında bir de içpazar değer almıya baş- lamıştır; satılam yan — değiştiri'e- miyon şeyler anaak “büyük Feda- karlıklarla buralarda değer aldı- rılmıya — çalışılmş, — bir. — millet malının Önce ©o millet tarafından harcaması düşünülmüştür. Memlekette bol üzüm, incir, fındık, - portakal yetiştiriyor; me- deniyet ise vitamin, vitamin diye bağırıyor; hâlâ mı çocuklarımız bilmem nere fabrikalarından ge- Jen çikolatalar, boönbonlar, fon- danlarla besliyeceğiz? Hâlâ mı evlerimizde Afrikanın, Asyanın dört bucağından gelen çekirdek- leri ve yaprakları kaynatmakla Garsonlar Yeni Kanunu Sabırsızlıkla Bekleyot tatbik edildikten sonra garsonlar arasında İşsizliğin azalacağı Umit edilmektedir. Hâlâ Mı Ecnebi Malı Alıyoruz? | Doktorlanmı_zMemleîetîllahsullerinîn Propagandasını Yapmalıdırlar! uğraşacağız? Hâlâ mı eski ve zehirleyici düşünce? İşittim ki, Türkiye de üzüm, incir, fındık, hatta portakal tam bir içpazar malı olmamıştır. On- ları dört tarafa satmak için uğ- raşıyoruz. Uğraşalım, fakat hep- sinden önce malımızın — değeri vi biz bilelim. Hekim'erimiz bağırsınlar; üzüm- de şu vitamin, portakalda bu vitamin, fındıkta şu kadır kalori var. Yollarda satıcılar : ğzından heran şu sesleri — işitelim; — izmir inciri Trabzon fındığı, Manisa üzümü. Bu topraklar ki, bir xaman, bu sesler duyulmamak için - çiğ- nenmiştir. Biz ki, şuursuz olarak - onları çiğnetmeye bir dakika göz yuma- madık. —Şuurumuz başımızda iken bu toprakların öz malını mı ye- miyeceğiz? Üzüm, incir, fındık, portakal Türkiyenin yeni yoluada bir ta« kun yevi adımlardır. Yeni mef- * humlardır; — bunları — keruyalım, kavrayalım ve kucatblıy hım. t Halim SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk garetesi lstanbula Eaki Zapti İdare: Çölalreşn aha BİL Telefont İstanbul - 20203 Posta kutusuz İstanbul - 741 'Telgrafı latanbul SONPOSTA ABOÖNE FİATİ TÜRKİYE ECNEBİ 1400 Kr. t Sene £7CCKr 750 « 6 Ay 1400 , 400 ». 3 n 800 , 00 V » 300 , —— Gelen evrak geri verilmez İlânlardan —mes'uliyet alınınmaz cevap için mektupl ara (6) kuruşluk dul Üavasi Tazımdır.” Adres değiştirilmesi! (20) kuruştur. * Gazetemizde Çıkan resim ve gazıların bütün hakları mahfar ve gazetemize alttir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: