Gelişigüzel Musahabe Belediyenin Varidatına, Şark Filozofuna vo Kudret Helvasına Dalr... Belediye varidatı azal:yor diye belediyenin başındakiler, Şehir Meclisi azası tasa edip duruyor, açılan deliği kapamak için çare ve vasıta arıyorlarmış. Bu haberi geçen gün bir ga- zete uzun uzadıya yazıyor, bütün şehir. hallının varidatı - azaldığı bir sırada Şehir Meclisinin az va- ridat getirmesine âdeta hayret ediyordu. Bendeniz de bu hayrete hayret ettim: Şimdiye kadar, habire belediyenin masrafı artardı; hay- ret etmezdik. Şimdi varidatı azaldı diye mi şaşıp kalacağız ? * İzmirin münhal — mob'usluğu için ortaya çıkan iki müstakil namzet arasında bir isim gözüme çarptı: Şark filozofu Hidayet Keşfi Bey. Hidayete erdiği ve keşfi açık olduğunu isminden ve Gazali gibi İbni Sina gibi mühim bir müte- fekkir olduğu tantanalı lTâkabın- dan anlaşılan bir müstakil nam- zedi neden şimdiye kadar duy- mamış, tanımamışım diye üzüldüm doğrusu... Bırçok müderrislerin kitapsız, birçok âliümlerin ilimsiz, maddeten dolu olan birtakım kürsülerin hakikatte bomboş oldugu bir devirde neden bu “Şark filozofu,, ortaya çıkmamış ve bizi bu koyu cehalet boyunduruğundan kurtar- mazış ? Sebek ne olsa gerek ? Hidayet Keşfi Beyin bize ilim ve felsefe getirmiye İtzum gör- miyerek — meb'us — namzetliğine özenmesi tuhafıma gitti. Bütün hızımızla garplılaştığımız bir sırada meb'us olacak bir şark filorofundan me hizmet bekliye- biliriz ? * 'Tasarruf haftası başladığı gün İstanbul üzerinde uçacak layya- reler ufak ufak paraşutlarla çi- kolata, üzüm, incir, şeker paket- leri atacaklarmış, gazeteler yazı- yor. Bu hâdise, insana mukaddes tarihte gök yüzünden nimet bek- lenilen günleri hatırlatıyor. Bahçenizde oturuyorsunuz, ya- hut caddeden geçiyorsunuz. Belki veyahut — muhakkak, cebinizde paranız yok. Ekseriya parasız zamanlarda olduğu gibi- canınız tatlı bir şey. çikolata, üzüm ve- yabut incir istiyor. Derken bir motör gürültüsü ve: — Pat! Diye önünüze düşen bir paket.. Nefis bir şey olur. Yalnız Tasarruf ve — İktısat Cemiyetinden — rica edelim de Nasreddin Hocanın hediyelik ayva ve incir hikâyesini hatırlıyarak bu paketlere katı ve sert şeyler koydurmasın. Durup - darurken başımızda kabak patlaması doğru değil | Bu paketleri bulup tatlı tatlı çim'lenecek vatandaşlarada tavsiye edelim : Bunları Beni İsraile M- sırdan çıkıp Tih çöllerinde kaldığı zaman gök yözünden inen “Kud- ret helvası gibi yesinler. Malümya, © kudret helvasını yiyenlerin kendileri, soyları, sop- ları, sülâleleri bir dakika bile tasarruf ve iktısaltan ayrılma- vışlardır. — Toplu İğne Üzüm Ve Bağ Diyarı Zafranbolu'da Göze Çarpan Yegâne SŞey Akar Safranbolu, (Hususi) — Bar- tından gelirken çukurda bir şe- hir ve sağda, uzanan yemyeşil bağlar görürsü- Ünüz. Kamyon sizi, otelin kapısına #F kadar götürüyor. | Otel, — dediğim alt katı han. ve üstü oldukça te- miz büyük bir ev gibi — bir yerdir. Kasabayı — si- zinle dolaşırsak, dar ve gayri muntazam sokaklardan geçeceğiz. Nazarı dikkatimizi — celbedecek yegâne şey: Akar çeşmelerdir. Safranbolunun suyu bol ve iyidir. Çarşı- eğri bliğru ve ses- siz.. Bu sessizliği sadece kahve- lerdeki tavla şakırtıları yırtmak- tadır. Antep'te İki Mühim Kaçakçı Yakalandı Antep (Hususi) — Şehrimize 4 saat mesafede Tiftiğin değir- meni civarında, — jandarmamızla birkaç kaçakçı arasında bir mü- sademe olmuştur. Müsademe neticesi kaçakçılar Nozip yoluna kaçmışlar, fakat takip neticesinde içlerinden Arıllı Ali oğlu Durdu ve Osman oğlu Hüseyin yakalanmışlardır. Kaçakçılar, bundan başka üç beygir, üç yük te kaçak eşya bı- rakmışlardır. Yüklerde 139 kilo kına, 33 kilo çay, 67 kilo toz şeker elde edilmiştir. Diğer taraftan Tüzelli Ahmet oğlu Mehmet bir deve ve bir merkepte 145 kilo kaçak şekeri şehre sokmakta iken yakalan- mıştır. Antepte Sar'alı Bir Dilenci Boğuldu Antep (Hususi) — Evvelki gün Harar köyü civarında Sacur suyu üzerinde meçhul bir ceset bulun- muştur. Yarplan tahkikat netice- sinde sar'alı bir dilenci olduğu, dere kennrında su içerken bunun sur'ası tuttuğu ve başı derede kalarak boğlduğu anlaşılmıştır. Akşehir'da Yağmurların Tahrip Ettiği Cami Akşehir, (Hususi) — Kasaba- mezin en kıiymetli âsarı atikala- rından olan (İmaret camii ) son gîhlıleıde yağan şiddetli yağmur- larla, harap bir hale girmiştir, İzmir'de İlâhi Okuyanlar ! İzmir, ( Hususi ) — Son gün-« lerde şehrimizde ilâhi okuyarak dilenenler çoğalmıştır. Üç aylar dolayısile iş görmiye çalışan bu gibi kimseler belediyece toplanıl- maktadır. Çeşmelerin Bolluğudur kurşunları — dökülmüş ve Safranboluda — moarif hayatı iyi ve halkım mekteplere karşı alâkası çoktur. Memleketin ( Gü- müş), (mesçit) ve (Kalcaltı) ismin- de 3 mektebi vardır. Üzüm ve bağlarile meşhur olan — Safranboluda halk yazı bağlardaki köşkünde geçirir. Buranın servet menbaları, ke- Pertek, Yeni;ien Bir Kaza reste, Üzüm ve yumurtadır. Saf- ranboluda hayat çok — ucuzdur. Ekmeğin okkası 6, iyi etin ok- kası 15 kuruştur. Sebze ve mey- valar da buna göre.. Akşam işle- rinden — dönen gençlerin ve hak kın — toplandığı yer, çok gürül- töülü pis kahve- Halkın bedil zevkini okşıya- cak temiz bir gezinti yeri olma- dığı gibi, oturulacak ve eğlene- cek bir yer de yoktur. Maamafih çalışkan Safrabollular bütün ihti- yaçlarmı tatmin ettikleri gibi bu arzularını da yakında yerine getireceklerdir. — E., F. Kazanılmış Güşel Merkezidir A Pertek'in umum! manzarası Elâziz, (Hususi) — Pertek EL- azize altı saat mesafede bağlık bahçelik güzel bir kasabadır. Birkaç sene evvelsine kadar na- hiye merkezi olan Pertek son zamanlarda kaza merkezi olmuş- tur. 200 sene evvelki Pertek Fırat nehrinin yamındaki Pertek kalesi üzerinde inşa edilmişken müruru zamanla bunlar harap olmuştur. Şehirde harap olmuş camiler vardır. Şimdilıi Pertek Fırat nehrine yarım saat mesa- fededir. Evvelce Fırat nehrinden Sındırgı'da Kaçakçılar Yakalandı Asarı Atika Bulundu Sındırgı, ( Hususi ) — Yayla bayırı köyü mubhtarı Mustafa Çavuşta 10 okka kıyılmış kaçak tütünle bir miktar kaçak sigara kâğıdı çıkmış, muhtar Balıkesir ihtisas mahkemesine — sevkedik miştir. Sındırgı'da Asari Atika Buraya Üüç saat —mesafede Elciler köyü civarında Haşan Ağa zade Emin Âli Beye ait çiftlikteki — kabristen kazılırken çok eski devirlere ait bazı huk K N bir taraftan diğer tarafa ufak gemilerle geçilirdi. Sonraları ya- pıla alışap köprü ilkbaharda sü- ların feyezan etmesile yıkılmış ve geçen sene yeniden inşa edik miştir. Pertekte kaza merkezi yapıl- dıktan sonra birçok asri bina- lar vücude getirilmiştir. Arazisi fevkalâde münbit ve ziraate e- verişli olan perteğin başlıca mah- sulâtını arpa, buğday, pamık, ceviz, badem, tütün teşkil eder. Pertek tam manasile bir sayfiyedir. Havza'da Kızıl Hastalığı Tahribat Yaptı Havza, (Hususi) — Köyleri- mizde “kızıl hastalığı,, — vardır. Uzun zamandanberi bu hastalık ilerlemiş, yüzlerce cocuğun ölümüne sebebiyet vermiştir. Havza bele- diye mubasibine işten el çekti- rilmiştir. Bütün belediye muame- Vâtı ciddi bir teftişe tabi tutulk- maktadır. %:dırmı kumandanı- mız Hilmi Bey tekaüt edilmiştir. « ee etmiştir. Tetkikat yapılmakta ve hafriyata devam olunursa daha bazı Asara tesadüf — olunacağı tk-'n sd'indte 't —e | Kitap Ve Reklâm Nurullah Ata Senenin son ayı, Fransada edebi mükâfatlar ayıdır. Birkaç gün sonra Acadömie Gongort azaları, Femina heyetini teşkil eden hanımlar, daha birçok he- yetler, şu son iki Üüç ay içinde çıkan romanlardan en çok han- gilerini beğendiklerini söyliyecek-« ler. Bazıları, eserini takdire lâyk gördükleri muharrire, bizim paramızla nihayet bin lira kadar tutan bir nakdi mükâfat ta ve- riyorlar. Fakat bu paranın bir ehem- miyeti yok; mükâfatın asıl aranan tesiri, kitabı sattırmasıdır. Ben, şimdiye kadar, herhangi bir mü- kâfatı kazanmış diye bir romanı okuduğumu hatırlamıyorum; ama okuyanlar, hem çok var. Meselâ Göoncourt mükâfatım — kazanan bir roman, yalmız Fransa'da de- ğgil, dünyanın her tarafında ara- nıyor, binlerce nüshası satılıyor. Edebi mükâfatların, “ bedü , bir kıymeti olduğuna kani de- gilim. Zaten onları veren heyets lerin, hakikaten en iyiyi değil, bakikaten iyiyi bile seçtikleri pek nadirdir. Bazan, senenin en manasız eserini bulmağa çalış- tıkları zannedilecek kadar hata ettikleri de vardır. Fakat zararı yok: Fransa'da bu son sene- lerde çok roman — yazılmasına, bu edebi mükâfatlar da yardım etmiştir. Edebt mükâfat, bir reklâm vasıtasıdır, hem de reklâm vasıs talarının en kibarıdır. Bizde, ki- tap satılmamasından şikâyet eden- ler, halkı yeni eserlere okumıya sevketmek için cemiyet kurmak istiyenler var. Bilmem bir edebi mükâfat kurmak — niçin akıllarına gelmiyor ?.. Elbette para meselesi var; tesis edilecek mükâfatı kazanana biç olmazsa bir iki yüz lira ver« mek lâzım.. Fakat bu mükâfatı meselâ Maarif Vekâleti, yahut Kitapçılar Cemiyeti, herhangi bir müessese kurabilir. Edebi mükâfat bir reklâm, yasıtasıdır, dedim. Bizim kitapçı- larımız. reklânma hemen hemen hiç itibar etmiyorlar. Satış yapı* madıklarından şikâyet etmekten satış çareleri aramıya vakitleri yok kil Bir kitap panayırı yap* mak için bile Halkevi'nin önayak olması lâzımgeldi. Her sene bir* kaç kitap basıyorlar, bunları Ma- arif Vekâletine satmıya çalışıyor“ lar, sonra dükkânlarında oturu* yorlar. Karil celbetmek - içim yağmur duasına çıkanlar kadar bile himmet etmiyorlar. Bizim — kitapçılarımız, kendi menfeatlerinin — muharririnkilerle bir olduğunu bile iyice kabul etmemişlerdir: Kitapçı, muharriri yazmağa teşvik şeder, mecbur eder. Bizim kitapçılarımızın çoğu muharrire, en tanınm ş muharrir€ bilet “ Yine mi bir şey yazdın ? Yine mi beni masrafa sokaca! sın ? , der gibi bakarlar, Bizde kitapçı vazifesini yapsaydı het kitaplarını satar, hem de memle* kette muharriri çoğaltırdı. İzmit'te Bir Futbol Maçı İzmit, (Husesi) — ldman Yur” du ile İttihat spor kulübü arâ” sında bir maç yapılmıştır, maçtâ hemen hemen bütün İzmitlililef seyirci olarak bulnmuşlardır. D” ticede İdman Yurdu İttihat spor” Dir gn'le mağ'i> eterietir,