Zaptiye Nazırı, “Z., Beyin Uzun Saçlarını Kökünden Kestirtti ' Buharriri * Her Hakkı Mahfuzdur —1990— tatiyorlar?.. Diye sordu. Zavallı genç, gün- lerdenberi devam eden isticvap- tan, bizar olmuştu. Hasan Paşa- nn tatlı dille sorduğu bu sual onun kalbinde derhal bir ümit doğurdu. Birdenbire Hasan Pa- ganın eline sarılarak: — Aman Paşa babacığım. me olursa, senden — olur.. Allah aşkına beni kurtar... Sana ebe- diyen minnettar olurum. Dedi; ve Hasan Paşanın göz- terdiği mertlik ve samimiyetten cesaret alarak, Yıldızdaki istic- vap esnasında inkâr ettiği haki- katleri, paşaya birer birer itiraf etti. Z. bey, hakikaten o zamanın hür fikirli gençlerindendi. Avru- padaki (Jön Türk) lerle münase- beti vardı. Sık sık (Güneş kıra- athansi) ne devam ediyor, bu (bür fikirli adamlar merkezi) nde en (şüpheli eşhas) ile konuşu- yordu; batta o aralık ta, Avru- paya kaçmak istiyordu... Lâkin bahsolunan (Cemiyeti hafiye) den haberdar olmadığı gibi, (veliaht) ile de biçbir alâka ve rabıtası yoktu. Hasan Paşa, büyük bir safi- yetle vaki olan bu itirafları dinledikten soara: Kaşlarını çattı: — Sakın bunları kimseye söy- leme.. Bir daha da bu gibi işlerle meşgul olma... Bukadar enbiya- lar, evliyalar gelmiş, bu dünyanın hali ahvalini düzeltememişler. Bu dolap böyle kurulmuş, “böyle gider... Bizim zamanımızda, senin yaşında çocuklar, cami avlusunda ceviz oynarlardı. Neyine gerek senin böyle işler... Dedi ve Z. beyi tekrar oda» sına gönderdi... Ertesi günü öğ- leye doğru karakolun önünde kapalı bir araba durdu. Z. beyi odasından indirdiler. Bu arabaya bindirdiler. Yanına bir komiser oturdu, Komiserin elinde bir zarf bulunuyordu. Bu vaziyeti görünce zavallı genç korktu: —Hasan paşa bana ihanet etti, Tatlılıkla beni söyletti söyledikle- rimin bepsini de yıldıza haber verdi. Şimdi de sürgüne gidiyo- rum. Diye düşünüyordu. Araba, Dolmabahçeyi, Topba- Köprüyü, Babiâliyi geçti. (Zabtiye Nezareti) nin avlusundan içeri girdi. Artık (Z. Bey) in bü- tün şüph 'eri tahakkuk etmişti. Hele beş on dakika sonra (Zapti- ye Nazırı Şefik paşa ) nın buzu- runa çıkarıldıği zaman, bütün bu şüphelerinin bir hakikat olduğuna kanast kesbayledi. Zaptiye Hazırı Şefik paşa, bir taraftan elindeki tezkereyi oku- yor, Bir taraftan da öfkeli nazar- larla (Z. Bey) e bakıyordu.. Tez- kereyi bitirir bitirmez. tile bastı. neyi, İçeri giren yaveri (Zaptiye Binba- şısı Ramazan ağa) ya emir verdi: — Alın bunu, içeriki -odaya gütürün. Bir berber celbedin. Saçlarını dibinden traş ettiklen — Anlat bakalım.. senden ne | sonra, bana getirin. Dedi. (Z. Bey) Nazırın odasına biti- şik olan (bususi kâtipler) in oda- sına götürüldü. Derhal berber celbedildi; gür ve uzun saçları dibinden gestirildi. Tekrar Zaptiye Nazırının huzuruna — götürüldü. Şefik paşa, altın gözlüklerinin üstünden bakan yorgun nazarla- rile (Z. Bey) i süzdü. Zavallı gen- cin saçları makine ile kesilmiş ve Fesi de kulaklarına kadar geçmişti. Onu bu halde görünce memnun oldu: — Hah.. İşte böyle olmalı.. Nedir o, (con) lar gibi saç uzat- mak, bir takım ( din ve devlet düşmanları) nı taklide kalkışmak?, İyi şeylere özenin. Sayei şahanede tahsil ve tefeyyüz etmiye gayret gösterin.. Hasan paşa, hakkınızda hüsnüşahadet ve şefaat etmiş. Müşarünileyhin kefaleti üzerine sizi serbest bırakıyorum. Lâkin, her an (tahtı tarassat) ta bulunduraca- ğım. Badema, (ahvali meşkük eşhas) | ile temas ettiğiniz.. Veyaut, yine saçlarınızı uzatarak ( Con ) luğa keveskârlık gösterdiğiniz vaki olur- sa, hakkınızda en şedit muamele vapılacağına emin olunuz.. Haydi bakayım, doğraca evine git.. Güzel güzel mektebine devam [ Bu Saçlarla Din Düşmanlarına ğğnz_;yorsun Diyordu et. ( Şevketmeap efendimiz ) © dua ile derslerinden başka bir şeyle meşgul olma. Diye, uzunca bir nasihatten sonra (Z. Bey) i salıverdi.. Zavallı genç yirmi beş gün süren, va güzel saçlarının kesilmesi ile hitama eren bu muazzip hayattan kurtularak. Zaptiye Nezaretinin kapısından çıkarken: — Allah razı olsun, şu adam- dan.. Boş yere günahım almışım, Diyor ve Hasan Paşaya dua ediyordu. ( Arkası var) YAT A Millt Sinemada $ İSTANBUL SOKAKLARINDA 'Pürkçe sözlü, şarkılı Türk filmi, Öczümüzdeki pazartesi programında: ADALAR ŞARKISI x (Rumba D'Amour ) x -— TAKVİM — CUMARTESİ | 306ta .26- 2cl TEŞRIN 939 Kanmi$ sülasp 4 16|7. tol a: Razlız o1 $ v 946 |4 3o| saraı vğe ai Motörü Otomobillerin ön — tarafındaki motör kısmı ha- kikaten — fazla görünür. Gerek otomobilde, ge- rek otobüslerde yolculara — fazla yer vermek için C0 G3 motörü — önden kaldırıp kenara koymıya muvaf- fak olmuşlardır. Burada resmini gördüğünüz oto- büsün — motörü yandadır. Rusya Fransa Münasebetleri Paris, 25 — Soyvyetler Birliği Hükümeti Fransa ile bir tücaret muahedesi — yapılması hakkında müzakereye girişilmesi için Fran- sa hükümetinden istimzaçta bı- lunduğundan alâkadar nezaretle- rin mümessilleri ve — sovyetler birliği sefaretinin ticari murabh- basları arasında bazı mükâleme- ler vukubulmuştur. _Yand; O;ı;ol;il |F yansiz Meb'usan Meclisinde Paris, 28 — Meb'usan Mec- lisi Aero Postal hava kumpan- yası — hakkındaki — müzakereye saat 21 de tekrar başlamıştır. Beyanatta bulunan M. Heryo, Aero Postal hava kumpanyasının işlettiği hatların, devletin mura- kabesi altında yeni sermayelerle tekrar İşletilmesine başlanacağını söylemiştir. j ” © SY T Ki N .'I. |girmek mümkün olacağını öğrenmek İ (Baştaarft 1 inci sayfada ) pışmak için Proletaryanın dikta- törlüğü ilân edilmiştir. Diğer devletle, Sovvet Rusya- yı sevmezler, yaptığı işi karan lıkta bırakmayı tercih eden bu devletin ne ile meşgul olduğunu birçok — noktalardan öğrenmek isterler. Onun, benimsediği ka- naatları her tarafa yaymak için bir gün tecavüzi vaziyete geçe- bileceğini hesap etmek mecbu- riyetindedirler. Bilmukabeel Rus- yada, burjuva — memleketlerinde olup bitenden haberdar — olmak ister, Bu mütekabil merak, Rus- ya ile Avrupa, Avrupa ile Rusya araşsında şiddetli bir entrika ce- reyanı hasıl etmiştir. * İngilterede grev başlamıştır. Londra, bu grevin -Moskova- dan idare edildiğine kanidir. Mev- suk menbalardan Entelices servi- se verilen malümat, Moskovanın Üç memurunu Londraya gönde- rerek işi orada tertip ettirdiğini tesbit etmektedir. Bu adamların kimler olduğunu ve nasıl ele ge- lâzımdır.. Sonra, İngiliz sanayiinin içinde beliren komünist teşkilâ- tını da bilmek zarureti vardır, taki hastalık, menbamda bastıre labilsin. Bu vak'a başladığı za- man, İngiliz istihbarat teşkilâtı- nın başlıca endişe ve derdi bun- dan ibaretti. Entelices servis uzun boylu düşünüp laşındıktan sonra bu malümatın ancak Moskova veya Berlinden alınabileceğine karar verdi. Osırada, Londra - polis idaresile alâkadar bir İngiliz var« dıki Berlinde oturuyordu. Bu rat bu üç Rusun hüviyetlerini anlamı- ya memurdu. Büyük bir ihtiyat ile hareket etmek — talimatını alan bu adam, epiy müddet oğraş- tıktan sonra garip bir vazi'yet karşısındadır. Çünkü aradığı ma- lümat bizzat onun ayağıba geti- vilmiştir.. Bu malümatı getiren Sivert isminde bir Almandır ve Alman zabıtası nezdinda mute- ber bir şahsiyettir. İngiliz, bu kadar kolaylığı DiplomatlaraHükmeden GizliKuvvetler Ruslar, İngiliz Casuslarını Nasıl Atlattılar? görünce şüpheye düşmüştür. Ken- disinden — istenen 1200 markı vermeden evvel adresi bir defa adresleri kontrol etmiye lüzum görmüştür. Bunun üzerine Sievert yeni bir teklif yapmıştır: Adreslerden birini verecek, bu adres Londra'da tahkik edile- cektir. Eğer doğru çıkarsa diğer iki adres daha verilerek muka- bilinde 1209 mark alınacaktır. İki taraf, bu teklif üzerinde mu- tabık kalmışlardır. İngiliz memu- rü derhal Londra'ya telefon et- miş, vaziyeti bildirmiş ve büyük bir hayretle görmüştür ki adres doğrudur. Haltâ adres doğru çıkmakla kalmamış, aranan adam bir kaç saat evvel ve Berlin'den malümat gelmeden bulunarak tev- kif edilmiştir. Bunun üzerine Berlindeki İn- giliz memuru diğer iki adresin istenip — istenmediğini — sormuş, derhal alınması bildirilince 1200 farangı vererek bunları satın al- mıştır. Bu adreslere İngiliz istih- baratı bilhassa ehemmiyet ver- mektedir. Bu defa, istenen ma- lümat Londraya telgrafla gönde- rilmiştir.. Bu malümata istinat eden İngiliz istihbaratı da lâzım- gelen tedbirleri alarak Rus me- murlarını tevkif etmiye hazırla- nırken işin bir tuzak olduğunu görmüştür. Çünkü adresler yan hıştır. Acaba bu tuzak nasıl tertip edilmişti, diyeceksiniz? basit bir şekilde. Sievert, her nasılsa, Lon- dradaki komünistin - tevkifinden haberdar olmuş, Berlindeki İgiliz memuruna bu adres tecrübe ya- pılmak için vermiş, doğru çıktığı görülüp — pazarlıkta — mütabakat hasıl olunca diğer iki uydurma adresle 1200 frangı cebine indir- miştir. İşin garibi şuki bu para, ayni günde, bir banka — havalesile Londradaki — İngiliz — istihbarat merkerine inde ediliyor ve oyna- nan oyun açığa vurulmüş — olu- yordu. Son Posta Amerikada METRO - GOLOVİN - MAYER'İN BİR MEKTUBT ( Baştarafı | inci sayfada ) larımızın ziyaret ettiğini size bil- dirmekle fahru şeref kesbederiz. Muhabiriniz bu ziyareti esna- sında san'atkârlarımızla temaslar- da bulunmuş, ve henüz imal edilmekte olan Flesh filminin bazı sahnelerini temaşa ve tetkik etmiş. Wallac Beery, Rikarda Cortey ve Stanislaus Zybyszko gibi (Met- ro * Goldvin - Mayer ) Şirketinin büyük artistleri tarafından sureti mahsusada karşılanmış, ve Pikar« da tarafından hususi mülâkata kabal edilmiştir. Muhabirinizin Cortez ve Zybyszko ile birlikte fotoğrafları alınmıştır. (Son Pos- ta) muharriri Son - Daughter fi minin bazı sahnelerini dahi te- maşa etmiştir. Ve genç yıldızlar- dan Ramon Novarro ile hususl mülâkatlarda bulunmuş ve birlik- te resimlerini çektirmiştir. Bilvesile teyidi hürmet eyle- riz efendim. ş Metro - Goldvin - Mayer F,A.S. Büyük Venfaatli Bir iş için Teşebbüs Başladı ( Baştarafı | inci sayfada ) Bu vaziyet karş sında Sıırşe ve Lübranda Türkiye Tütün İnhisar — — idaresi namına Türk tütün ve cr — — garası satanlar ehemmiyetle harer —— | kete geçmişlerdir. VK Öğrenildiğine göre, Türkiye — Tütün İnhisar İdaresi Suriye'de tütün satışı imtiyazının kendi mas mına tedvir edilmesi hususunda teşebbüse girişecektir. Bu suretla bütün bir Arabistan mıntakasi- temin olunacak, neticede bizim İnhisar İdırııilnu :olin bir vari" dat husule gelecektir. Bu vaziyet İnhisar İdaresi lehine tahakkuk ettiği takdird& tütün ve sigara ihracatımız saye” sinde her sene milyonlarca İirâ” nın memleket dahiline Mİ şüphesiz görülmektedir. Tasarruf Hareketleri