iğ sayfa LİR Epeyce Yükselmiştik, Toplarımız İşle- yordu Hava Muharebesi Başlamıştı Tayyaredeki Arkadaşımın Başına Bir Yumruk İndirdim —4— Bizim filodan, biç eser yoktu. Fon Rihter, yükseliyor, ve bizim yükselmemiz için İşaret veri- Yordu. Üç bin metre irtifaa ka- dar yükseldikten sonra, sola değ- Wu çarh yaytı ve tayyare topları- Bin mevziinden uzaklaştı. Görü- MüŞe nazaran cephe gerisine döğ- vu ilerilemek ve henüz bavalam Miyan bizim tayyareleri, bir sn evvel harbe icbar etmek istiyor- du. Fakat buna rağmen, bizim tâyyareler, henüz görünmüyordu. Fon Ribter, şüphesiz bu va- 3iyetten kızmış olacak ki, yavaş Yavaş, aşağı doğru süzülmiye başladı, Bütün filo da onu takip ediyordu. Bin metreye kadar inmiştik. Büyük bir nehrin istikametini takip ediyorduk. Altımızda köy- *, tarlalar görünüyor, ve bütün nlar, adeta geriye doğru akıp Sitiyordu.. İlerilediğimiz istika- Metie, beyaz noktalar görünmiye başladı. Bunlara doğru yaklaş tikça anladım ki, bizim karar Sihlardan birini teşkil eden ça dırlardı.. Fon Rihterin, bunlara doğru süzülüşünden hissediyor” ki, bunlara yaklaşacak ve her tarafı mitralyozlaj taraya- taktı... O zaman birdenbire Önümüzde bir tayyare filosu ha- Valandı, Ve birkaç dakika sonra müthiş bir bava muharebesi şladı. Ben, sol cenahta bulunan bizim filonun sağ cenahtaki son 'Yâresini teşkil ediyordum. Bir İngilizlerin filosu, sağdan cum ediyor, Alman filosunu Yandan tazyik etmek istiyor Mi. Arak ili tarafa de Mitralyozlar işliyor ve filolar, biribirine saldırıyordu. (o Alman plânı tatbike başladı. Site, bir riğ'at göstererek etrafa getidi. Bizim, ( İngiliz ve yahut Faszların ) filosu için asıl fe İket şimdi. başkıyacaktu O za “#3, birdenbire beynimin içinde we sey uğuldadı. Bizim şeytan, Yine kulağıma : > Haydi, tam zamanı... d Diye fısıldadı. Birdenbire geri “düm, Elindeki (o mitralyozla e. hazar bulunan OMülâzim üm "a, aşağıda bir yer göster ie O, bakmak için aşağıya '& eğilirken, bütün kuvvelimi Kü kafasına bir yumruk m. Alnı, şiddetle tayyareye pi r genç mülâzim, ce in Kilodan ayrıldım. Geniş Pinanelerie aşağı süzülmiye adim, Hem iniyor, hem de: indir Acaba tayyareyi sağlam bilecekmiyim?. aç düşünüyordum. Çünkü aya Gi edecek- İnden ve bu suretle tayyareyi MA eceklerinden korkuyordum. m, #vdet ettiğim yerden dönmemekti. Ağmi zam anda, mülâzım Ad Vel, Hakan, *i beş ak <1£ öğ "yordum. Maksadım, onu grek değil, sadece sersem- hatca aş sağıya inmekti... Sok yerdi € İşime yariyan yum- t vağ > M tesirinden emin olmakla beraber, yine ibtiyatı elden bırak- mıyor, o kımıldanır kımıldanmaz, ikinci bir yumruk atmıya bazırla- »'yordum. Kara ile mesafem gittikce azalıyor, altımdaki arazinin ber kısmi tamamen belli oluyordu. Toprağa üç yüz metre mesafe kalınca, karargâhın ( gerisindeki tayyare Omeydanını gördüm ve derhal makinemi oraya doğru sürdüm... Lâkin, o ande, tayyars- min sağ kanadında, birdenbire iki delik açıldı. Tam yanımda açılan bir delikten de bir parça koparak yüzüme sıçradı o anda aklın başıma geldi. Makinemde hiçbir arıza olmadığı halde bu suretle inişim, şüphesiz bizimki- lerin nazarı dikkatini celbetmiş ve beni cür'etkâr bir mutaarnız zannettirmişti. Buna binaen Üze- rime ateş ediyor ve düşürmek Resminizi Bize Gönderiniz, Size Tabiatinizi Söyliyelim... istiyorlardı... Hemen boynumdaki a atkıyı çıkardım, aşaya doğru sallamya başladım. İki dakika sonra meydana yaklaş- tım. Her taraftan askerler koşu- yor, meydana ( toplanıyorlardı. Bir Alman tayyaresinin bu suret- le inişinden, kim bilir ne büyük merak duyuyorlardı?, Meydana geldim. Biraz caka olsun diye, meydanın on metre üstünde şöylece geniş bir daire resmetlim. Sonra, yavaş yavaş makinenin ucunu yere doğru ,çevirdim. o Tekerlekleri toprağa “temas ettirdim. Yirmi otuz metre kadar yerde sürüklendim. Ve. Birdenbire durtverdim. Her taraftan askerler koşuştu. Sanki, tekrar havalanacakmışım gibi, sımsıkı tayyareyi tutuyor- lardı.. Fırladım, ayağa kalktım. Başlığımı çıkararak havada sak ladım: ( Arkası var ) 45 Sami B. (Hassas ve mmuame lesinde nazik: tir. o Sokulur ve kendisini sevdirmesi yok larını oo bilir. Tanınmak ve sayılmaktan hazzeder, inti- zamı ve temiz- Viği ihmal et mez, Hayalini işletir sevgi ve heyecan bahsine lâkayt kalmak istemez, sergüzeşt hâdiselerini takip eder, m 60 İzmir'de Nocatl B. o Geniş yörekli ve ok gun ruhludur, Her şeye ak dırmaz, işin oluruna (tâbi olur, maabaza işinde yaralıcı ve basirelkâr. dır. Hayatı hakkında renk vermek iste mez. m — Pe eter, aa mm va — Lİ etik dia Lei İK iy ğa İMC karını Le Cer lr levazım * makineler BG e DYE Lari * Kütahya'çimilâri Resminizi kupon İle gönderiniz. Kupon diğer sayfamızdadır. aaa öm 57 Elâzizde MustofaB, Zeki ve düşün celi dir. Gözü büyükte tedir. e Medih ve takdirden pek hazzeder. Şöhreti sever, teşviklere uy- sal olur, men- İantlerini yak nız nefsine hasretmez, usul ve merasim kuyu. datile mukayyet olmaktan sikilir, 53 Osman El; vie ve temiz , Biyinmekten İ* neş'elenir, bo- azından ziya- de elbise ve €şyasına itina eder, Eğlence lere | karışır, keedisini üztn- tüye kaptırmak > istemez, ister -— çalışır ve elinden iş gelir, parayı daha zi. yade sarfeder. Bazen serkeş olur. a > A 5 zere SELANİK BANKASI Tesis (o tarihi 188 Sermayesi Tamamen tediye edilmiş 30,000,000 Frank Idare Merkezi: İstanbul Türkiyedeki şubeleri; GALATA, İSTANBUL, IZMIR SAMSUN, ADANA. MERSİN Yunani i Şubeleri: SELANİK, ATİNA, KAVALA, PİRE Bilimum banka muamelât, Kredi mektupları. Her cins makit üzerine besap küşadı. Hususi kasalar icar. Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Cumadan maada hergün (2,30- 5) İstanbul Divanyoluada No, 118 Tel: 22608 | değildir. Fakat Almanya ve büyüklük: | güzel ş Namus TE Ykdüh İki Kardeş Kurbanlarından Tam 50 Milyon Vurmuşlardır Paristen yazılıyor: O Fransız zabıtası genç kadınlara musallat olan ve sonra, bu kadınların zâfını para kazanmak için vasıta edinen iki kardeşten müteşekkil bir ahlâksız çetesini ele geçir miştir. Bu çetenin elebaşısı David isminde sabık bir mülâzimdir. Cürüm arkadaşı da kız kardeşidir. David, birara Almanya hesabına casusluk yapmış, Fransız müdafaa teşkilâtına ait bazı evrak aşırarak salmış ve yakalanacağım anla- yınca Almanyaya kaçmıştır. O arada, birtakım (tüccarları da | dolandırarak mühim bir servet temin etmiştir. Devletler arasında casusluk cürmünden dolayı kaçan kimseleri o teslim etmek âdet ile Fransa arasında iadei mücrimin mukavelesi olduğu için Fransa bu adamı Almanyadan istemiş, © da casusluk cürmünden dolayı takip edilmiyeceği vadini aldıktan sonra o dolandırıcıyı Fransızlara teslim etmiştir. Sabık mülâzim, Fransada hafif bir cezaya mah- küm olmuş, mahkümiyetini bitir- miş, sonra kız kardeşi ile beraber bahsedilen rezalet şirketini kur- muştur. David gayet yakışıklı ve şık bir adamdır. İlk aklına gelen şey, tabiatin kendisine verdiği güzellikten istifade etmek olmuş- tur. Usulü şu idi: Zengin ve kadm arnyor, O buluyor, Davlt ve kiz kardeşi kadını iğfal ediyor, bu arada kız kardeşini de herhangi bir sie retle kendisine yardım ettiriyordu. Bir defa avını istediği yola ge tirdikten sonra" şantaj faslı baş- hıyordu : — Ya şu kadar verirsin, yahut sirrm ailene, dostlarına söylerim. Biçare kurbanlar, bu suretle David'e para yetiştiriyorlardı. Bu adam, şimdiye kadar bu sır retle yüzlerce kadını mahvetmiş ve 50 milyondan fazla para vur- muştur. Fakat avlarından bir tanesi, oberifin açıkgözlülüğüne dayanamıyarak zabıtaya müracaat etmiş ve bu rezalet meydana çıkmıştır. İşin, zannedildiğinden daha feci olduğuna bükmolunuyor. Brezilyada Fazla Kahve- leri Nasıl Yakıyorlar ? Dünya buhra- nnn (o garibele- rinden bir: Biz kahveyi 160 ku- ruşa (İçiyoruz. Memlekete gir- mesinden, döviz vereceğiz diye, korkuyoruz. — Halbuki Bre- zilyada hâlâ faz- la kahveleri ya- kıp darayorlar. Brezilya da dahil hükümetlerde yakılan o kahve miktarı hakkın- da şu rakamlar verilmektedir : Büyük viral ELİ bal bri il. da bikikii viii ii e Tayyare PİYANGOSU Bu keşidede büyük ikramiye: 50.000 Liradır Piyango şimdiye kadar binlere: kişiyi zengin etmiştir. Fırsatı kaçırmayınız. İştirak edini”.