Spor Modası ği i Senin sporla ne alâkan var, diyeceksiniz.. Haşa ; ben de böyle bir şey iddia etmiyorum. Koca afamla, adaleli bacağın; Vöcudümle kuvvetli kolin 'şin> karışacak değilim.. Benim s-orla | he kadar alâkam yoksa demek İstediğim şeyin de sporla okadar alâkası yoktur.. Onun içindir ki endimde şizmek cesaretini buldum. Bir nevi sopor modası var ki | bu modanın ne Taksim stadyo- mundaki futbol maçlarile. ne de bin dokuz yüz bilmem kaç olim Piyadile münasebeti var. Ne leb- lebi Mehmetle tanışmış, we de | demir Hayrinin yumruğunu yemiş. Bu büsbütün başka bir iş.. Daha ziyade spor kelimesi değil de moda kelimesi esas olmuş. . Spor kelimesi bu modayı ne münase- betle ise tavsif için yanma geti- trilmiş, Bir gömlekçiye (gidiyorum. Kendime bir gömlek alacağım. | — Spor gömlek verelim mi? | Diye soruyorlar.. Özür dili- yorum, sporcu olmadığım için #por gömlek giyemiyeceğimden dem vuruyorum. — Bir defa görün! Diye, benim bildiğim, herkesin | de giydiği gibi basbayağı bir gömlek çıkarıyorlar. Ben de be yenip ahıyorum.. Gömleği rabatça giyiyorum. Fakat ara sıra aklıma geldikçe ismi beni rahatsız edi- yor. Sporcu olmadığım halde spor | gömleği giymekle kendimi bahri yeli” elbisesi giyen küçük çocuk” lara benzetiyorum. Spor kostüm, apor yaka, spor Pantalon, spor boyunbağı, çorap velhasıl spor spor.. Geçen akşam eve döndüğüm zaman karım sevinçle karşıladı. — Gör, dedi, bugün ne güzel şeyler uldım.. Hele bir spor ek diven var, bayılacaksın.. Görmiye lüzum yoktu. Ben «mini işitir oişitmez (bayılacak gibi olmuştum.. Karım bir spor | eldiveni almış, yani boksörlerin oks yaparken ellerine taktıkları tinsten kocaman meşin eldivenler. dan sonra karı ile kavga etmiye de gelmiyecekti.. istemem, görmiyeceğim deme Wİ dinlemedi, koştu getirdi. Meğer yine aldanmışım, bu spor *idiveni boks eldiveni değilmiş. 'erakla sordum: — Karıcığım. bunun sporluğa Merede 2, — Bak, dedi, Yehgini görmüyor renk spor rengidir. » Rengin mavi, kırmızı, Mimler aldığını bilirdim amma vd eg rengi de yeni ögre- Karım sayıyordu: düğmelerin musun? Bu sari diye — Bak bu spor kumaş, bu | "por m, *p > endil, bu spor pijama, bu ir. d da spor modasından eşyayı büy fazla seyretmek hoşuma Vitmiyecekti. ? — İşim var ben gidiyorum! Min da sile evden çıktım.. Kar- Y, açtı. Lokantaya girdim. “mek yiyordum.. Su istedim.. | suyu getirdi. Bardağın tekli biraz garipti. Sordum: k > Bu nasıl bardak?. 5 — Spor bardak Efendim!. ağı tutunca yere attım.. bakan garsona ip Bana eporsur tarafından “u getiri, Pazarola sıska | istediğim gibi yazıp | spor | spor spor | Bey — Keklik Hasan Bey bir avcı arkadaşını evine dave ndan bir ağu çıkarıp Beyo göster Hasan Bey birkeklik, da- ha şimdi vurdum.. — Bak Hasan B. kuşu eline çevirdi. aldı, eirdi — Neye bakı- yorsun Hasan B: 7. — Hiç öğreti yorum.. İnsan ba- İzan yanlış öğrem diği şöyleri çabuk çabuk unutamâz da.. Dömek bu ki gun asil ismi keke asan Bey N A BEYİME B harfinin önine bir A getiri Hasan B. İn ka ni sabahleyin kal- gece riyayı beğenmem, hi lata! manto h mişsin! - Karıcığım rü- yalar — ekseriyetle aksi olur, — Ne zarar var aksi olursd sen Ha oluyor Hasan Bey, bu hal nedir?. mer Aİ Bo — Ne olacak. çoluk çocuk konu, komşu toplanmış topaç hediye edersin, ben çevirmesini ögreniyoruz, Yo-Yo modası geçtiklen sonra sıra dobir manto ah buna gelecek gibi gözüküyor. acemi kaimiyalımi.. rail, m — — Amerikada —Ben böyle gezmiştim, ya sen nasıl gezdin ?.. | oturanlardan İ Hasan Beyin Fıkraları | Nezaket — Hasan B. acaba göüleş mi yoksa futbol mu daha bir oyundur. — Futbol herhalde daha na- zik olacak. — Nereden anladın ? — Haberin yok mu Avrupa dan güreşçiler geldi. buradakiler yendiler, Fakat Futbolcüler gelince iş değişti, zahmetsizçe yeniliver- mek misafirperverliğini gösterdi- ler. Bu bir nezaket eseri değil mi? Güleşçiler böyle nazik bir hareket göstermemişlerdi.. Çıkıp Gidenler Hasan nazik Bir muganni Beye kendisini metbetti: — Hasan Bey, sesimi anladın yal.. Koca salonu nasıl doldurdu. Hasan Bey hakkın var der gibi başın salladı. — Evet hatta o kadar ki bazıları (o salonda ses için biraz daha fazla kalsın diye çıkıp gittiler bile! Kitaplar yer — Hasan Bey sekiz ay içinde yüz kırk tane kitap basılmış ve dersin, hergün için bir kitap bile düşmüyor. — Azizim sen bir de kitap- çılara sor, acaba bu basılan yüz kırk kitaptan şimdiye kadar kaç tane satabildiler ?.. Sevinç konuşu" bağırdım, Hasan Bey sevinçle yordu. o Arkasından güçlükle “işitebildi. — Ne var Hasan Bey yine bu kadar seviniyorsun? — Dişçiden dönüyorum azizim. — Dişçiden dönüşün insan İ bu kadar sevinçli mi olur? — Olur ya, niye olmasın!.. Dişçiyi yerinde bulamadım !.. İmtihanda Kimya imtihamında birinciliği İ kazanmıştı. Hasan Bey sordu: — İmtihanda ne sordülar?.. — Deniz suyunda ne vardır, İ dediler.. Balık, dedim. — Canım, balık olur mu? İ Tuz diyecektin.. Sana nasıl birin- İstanbul Sokakların Nasıl gezdim 8” | İ almiş, ona ders veriyordu. cilik verdiler.. — Arkadaşlarım, demişlerdi. En Karanlık Yer Hasan Bey, afacan karşısına Sıra ölüme gelmişti.. Hasan (B. 'avlatı- yor, Afacan can kulağile (e dinli- yorduğ: vapur var İnsanlar ölünce, sonsuz bir karanlığa kavuşurlar... Dünya ile alâkaları kesilir, hep karan lıklar içinde uyurlar. Afacanın düşünceye daldı ğın fark eden Hasan Bey sözle- rinin ghavaya gittiğini anlayınca birden bire sordu. Ne diyordum, söyle Afa- can?. — Şey... İnsanlar ölünce karanlık bir yere girerler, orası neresidir?. Afacan (düşünmeden cevap verdi; — Sinema...