15 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

15 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Di; ÖLÜM KULESİ Düşman Tahtebbehirleri Bisi Paka Bar F tırmışlar Ve Etrğ_hmm Sarmışlardı.. Birdenbire Gemîıı;;B'ıtmıgBizlu Be]ıiıe Dökülmüştük — we gE z .| Çocukluk hayatımın en tatlı ha- fıratımı taşıyan ( Port Caksin ) yelken gemisinin bir yayla kadar geniş olan güvertesi, ucu bucağı #lmıyan hudutsuz — ufukların ser- bestisi, şimdi gözümde tütmiye başlamış: Küçücük bölmeler, biribirimizin kaburga kemikle- Tini ezmeden geçemediğimiz da- Facık koridorlar, yağ ve mazot kokularile meşbu müstekreh bir hava vo sonra kuvvetsiz âmpül- lerden süzülen — fersiz ve ölgün bir ziya.. Halbuki - benim gibi bol havaya, bol ziyaya alhşmış, kudurmuş atlarla payansız ova- larda dört dönmekten, — çılgın motosikletlerle bir hamlede yür- lerce - kilametre — mesafe katet- Mmekten — zevk almış bir adam için ne tahalmülfersa bir hayat... Kendimi, adeta besiye konulmuş bir kaz zannetmeye başladım. Fakat, şikâyete hakkım yoktu. Ben bu işin zahirl cazibesine ka- Pilmiş ve kendi arzumla bu ka- Pana kapanmıştım... Bereketversin | ki, dördüncü vardıyayı değiştirir ı!n: — Hanmrol... Emri verildi ve herkes işbaşı- ba geçti... İşte, o dakikada hir- Settiğim heyecan, bana hberşeyi Soatturdu. Gemi, sanki meçhul bir elle aUtundan doğru itilerek yavaş ya- Vaş kaldırılıyor. Cidarlardaki böl- | Beler ağır ağır gicirdiyor, kor ünç bir su şarıltısı duyuluyordu. — Topçular, top başına... Kapak açılınış ve biz, güver- teye fırlamıştık. Temiz havaya ve Ol siyaya kavuşur kavuşmaz pimiz derin bir nefes aldık. artçabuk topu hazırladık... Ben, Oca bir düşman gemisi ile çar- | P'!l(ığımuı ümit ederken, beş :"'ı !lıdıı uzakta, orta çapta yel- 'tali bir balıkçı gemisi görünce, Va dolusu bir gemici küfürü r:"uıılıtın kendimi alamadım. ikamet ilerdeki balıkçı gemisi.. , — Top doldur.. Mesafe altı '8 üçyüz.. Dikkat.. Ateş!... Top di. Gemimiz, hafifçe titredi. bi:mıüd'“ fırlıyan mermi, ince E Alık çalarak bizden uzaklaş- ön — tarafında, bir gu sütünü şahlandı... vi , derin bir süküt lle Y:[î- Yelkenli hiç aldırmadı. ı enlerinin hiçbiri — yerinden Birdamadı. Bit : Ateşe € hazır ol. İt İki yüz.. Ateş & "l defa giden mermi, geminin kıld arafından yine bir su sütunu u ürdi. — Fakat, yine "badı.. O — zaman gemimiz İ İdı. Makinemiz işlemiye baş- Sakin deniz üzerinde scs- keı.[; ayıyor ve son süratle yel- 'ln." doğru Nerliyorduk, Bu umandanla muavini ko- | MYyorlardı: — Sakın bir tazak olmasın. | ""dük?lıbüır.. Fakal, —tazağı ı""yd.:n sonra, ona tütülinamak *Pçulardan biri bağırdı : k , ancak tarafında bir pres- * &Örünüyor. SUka bir. sesş ü hat oıı.._I_'" tarafında da bir şey M p Mele, derhal anlaşıldı. Yel- Mesafe yelkenli, ize, kenli balıkçı gemisi, bir göster- melikten İbaretmiş. Meğer düş- man tahtelbahirleri bizi pusuya düşürmek İçin onu ortaya çıkar- mışlar, ketdileri de sağdan, sol- dan bizi kuşatmışlar... Kumandan derhal, denize dalmak için emir verdi. Fakat, gecikmişti. Şimdi, sağımızdan solumuzdan, düşman sıkıştınıyor, torpil ile — makas ateşi altına almıya çalışıyordu. Biz, bütün- küvvetimizle kaç- mak, bü tehlikeli mıntakadan uzaklaşmıya çalışırken, bidenbire gözlerituizin — önünde — bir parladı. Sanki denizin - altından müthiş bir volkan kaynadı, Su.. Ve ateş.. Bunun - birleştiğini, bu iki mt kuvvetin birleştiği zaman ne kahir bir kuvvet teşkil etti- ğini o zaman gördüm. Hopimiz | lâstik bir top gibi yerlerimizden fırladık. Evvelâ, denizin koyu Mcivert derinliklerine doğru da- dik, sonra, birer birer çıkarak yürzmiye başladık. O anda etrafıma baktım. B zim gemimizden eser bulamadım. Yalnır, orada sular bir girdap gibi kaynıyor; gemi batarken kendini dışarı atabilenler, yüzmiye çalış- yorlardı... Artık düşman denizaltı gemileri de, denizin Üstüne çık- miş, bize doğru ilerliyorlardı. Beş on dakika zarfında bize sokul- dular. Hepimizi birer- birer de- nizden topladılar. kanların her taraflarını, r. Sonra da balıkçı gemisine gide- rek yanaştılar. - Hopimizi — toplu olarak geminin ambarına kapa- dıdar. Bu dakikadan itibaren ne cereyan — etliğini — bilmiyorduk. Ancak, bizce meçbul olan semte doğru götürüldüğümüzü — hissedi- | yorduk, Karanlıkta, kumandan muavi- ninin sesi duyuldu : — Almanlar bir oyun bize pek fena oynadılar.. Buna, kumandan cevap verdi: — Herhalde içimizde bir w ğursuz var. Yanımda boylü boyuna uza- ban ( Mançester ) li ( Cak ) söze karıştı : — Yeni gelen ( Vil ), halde Düztaban olmalı. Sabredemedim: — büözüldüğüm yerden ben de haykırdım: — Uğursuzluğu bende değil.. göminin taşıdığı (13) rakamında frayınız... Bu sözlerim, galiba hoşa gitti. Homurtuyu andıran kahkahalar işitildi. Geminin her hafif yalpa vurma: | sından ve küpeştelere bazan ağır, | bazan şiddetli deniz çarpmas.n- dan, anlaşılıyordu ki, gidiyorduk. Gemvimizi balıran bizi esir alan — muzafferlerin — güvertede gezindikleri, |kaba kaba gülerek biribirlerile — şakalaştıklarımı — işi: tiyor, Fena halde kızıyorduk, Cak, sordu: — UÜyüyor musun Vil.., Düşünüyorum, — ecek ne — kaldı?.. Harbiu — sonuna kadar kimbilir haogi garnizonda pinekleyeceğiz. İsyankâr — bir sesle — cevap ve — Hayır... Düşünü | verdim: alev | yukarı | Güverteye ç- | ? ı i | oturan Roman İsimli PARA Arttırmak Bir Meziyettir. BİN KUMBARA ALTİNIZ5 Her Fırsattan Istifade Ederek PARA Arttırınız! . . e . Ti AŞT GKL Beynı Bır Te]sız Maklnesı | Rı'smı'm'ziiîizu Gönderiniz Gibi İşliyen Adam Lehistanda, Bir Genç, Telsiz Neşrîyatını[ Kafasile Zaptediyor Sunday Refere — gazetesinin Varşova muhabiri çok garip bir | hâdiseden bahsediyor. Varşavada | Lehli vardır. Bu adamın beyin teşekkülâtı o şekildedir ki yakın “telsiz - tel- graf ve telefon istasiyonlarının mevcelerini kolaylıkla zaptetinek- | tedir. Roman- Varşovada bulun- duğu için beynine tesir eden en yakın istasiyon da Varşova telsiz istasiyonudur. Bu gencin iddiasına | inanan bulunmadığı için tecrübe edilmiş ve bunun için boş bir odaya konulmuştur. Daha evvel | de Varşova telsiz istasiyonunun ©o günkü neşriyatından kendisine | | hiç bahsedilmemiştir. Bu neşriyat | yapılıp bittikten sonra Raman bapsedildiği odadan — çıkarılmış, telsiz telefon merkezinin o geca neler neşrettiği, hangi şarkıları çaldığı sorulmuş ve yanlışsız. bir | gürette cevap alınmıştır. Bu tec- | rübeler birkaâç defa tekrar edi- | için Ben, hiç o fikirde değilim. | Sol tarafımda, tanıyamadığım bir ses, lâfa karıştı: (Arka vaar miş ve her defa ayni netiteyo varılmıştır. Fakât genç adamın beynindeki bu hassasiyet sıhhati Üzerinde çok Fena tesir yaptığı tedavi edilmek — üzere Paris Tıp Fakültesinin yüksek doktorlarına tedavi — ettirilmesi kararlaştırılmıştır. Bu münasebetle ayni — yazete gu malümatı ilâve ediyor: Bundan evvel Amerikada da YO izlüleaiğüzi —iar- genç bir Beyni radyo makinesine benziyen Roman böyle, beyninin içi telsiz. mevce- lerini zapteden bir adam görül- | müştü. Fakat onun beyninde Lehli gençte görülen intizam müşahede edilmemiş, mevcelerin — karıştığı anlaşılmıştı. | ee — — n İlstanbnlda İki Buçuk Ayda |100,000Tane Yo-yo Satıldı | ( Baştaralfıy|funcu sayfada ) | atın yanında oturan ya tüyünden | ya huyundan,, darbimeseli bu pi- | gikoloeya meselesinin avam İisa- | nile bir ifadesi sayılabilir. | Bir Patente Alınıyor | Tetkikimizi şu haberle relim: Reçina ve galalitten Yo-Yo yapılmasına başlanmıştır. Tahta- dan ucuza malolacağından tahta- İ biti. | | olur | hafif & Size Tabiatinizi Söyliyelim Resminizi kupon ile gönü Kupon diğer sayfaanıdadır. 32 Arit Et: Zahmetlere şakkatlere rahatına düşkün değildir tahsmmül — gös zinı” sever, kızmadıkça r açık kalblidir. H 27 A. Sadık Et, ( Fotoği dercini — istemiyor ) hazır Çok ahbap tanır, çabük ve sokulur. — Kız hususiyetlerini belli etmek herkes hakkında a2çok sehibidir. malüma 25 Kemal E. Halırsınas şla çim -balis müşkülpe değildir. — lencolerde saahrum — kal- mak — istemez. Pek sokulmaz, herkesle çabuk abbap ve lanba- | li olmaz, mizahı sever, y Vefat İzmit gazete bayüi Ömer Ef bir — hastalık neticesi etmiştir. — Allah rahmet Alacağı — ve Borcu için biraderi Yusuf Ziya Ef. ye müra- caat edilmelidir. özm F GA — dan çok satılacaktır. Fazla olarak galalit fabrikası sahibi Münir Bey yeni çeşit bir Yo-Yo tecrübesi Te Mepgüldür, muvaffak —olursa patentini ala- vefat eylesin.

Bu sayıdan diğer sayfalar: