“AZ e< YS? G SÜ A O r ” X L .ş TU BiZİ İA TUZ'VENE EVVEL, IDARE EDENLER Vapur Limanda Görün ur Görünmez Telgraf Muhabereleri Başlamıştı Fakat Yeni Bir Hâdise Çık Muharrirt X4 Her Hakkı Mahfuzdur -it Faik Paşa, Raif Bey ve süvari tarafından derhal bir meclis ak- tedildi. Verilen karar mucibince (Mermeris limanı ) na iltica edile- cek, sahilden açık bir yerde de- mirlenecek, Faik Paşa sandalla karaya çıkarak kömür tedariki için mıîeynı telgraf verecekti. Bu çetin ve tehlikeli işi mecburen deruhte eden Faik Pş. ölümü gözüne alarak sahilin mil- lerce mesafe uzak - olmasına — vo mevsimin — fırtınalarına — rağmen sandalla karaya çıktı. Evvelâ telgrafla makine başın- da mabeyinle muhabere etti. Ma- beyinden verilen emir mucibince | Mavnalara | kömür tedarik edildi. yükletildi. Vapura getirildi. O fır- tınalı denizde bu kömür güç hal ile vapura —alındıktan — sonra vapur açık denizlere doğru yol- landı. Kıbris açıklarında - şiddetli bir fitımaya yakalandı. Az kâlsın büyük bir felâkete uğrayacaklar- dı. Bu hal ile, bata çıka, ancak on iki günde ( Berut ) limamna varıldı. Kaç gündenberi Berat Vali- sine, Kumandanına ve Liman Re- isine telgraf telgraf üzerine ge- | liyor, ( İzziddin vapuru hümayu- mnu )nun görününp görünmediği | sual — olunuyordu. — Salâhiyettar zevat telâş içinde idi. de ellerinde dürbün, müjde lardı. hal telgraf makineleri işlemiye başladı. İstanbula müteaddit tel- graflar yağdırıldı. Nihayet vapur Berut limanına girdi ve açıkta demirledi. Fuat Paşa karaya çıkarken sanki vazifeye gelmiş bir (Müşir) gibi istikbal edildi. Bir lokomotif ve bir vagondan mürekkep (treni Vapur görünür görünmez der- | mahsus) ile (Şam ) a gönderildi. | âını istasiyonunda Vali Nâzım, rdu Müşiri İsmail Hakkı, Mer- kez Kumandanı Süvari Livası Tahsin, Jandarma Kumandanı Hüs- rev Paşalarla bir bölük asker ve bir askeri bandosu bekliyordu. Burzada Fuat Paşaya parlak bir istikbal merasimi yapıldı ve artık ikametine tahsis olunan eve sev- kolunacaktı. O zaman Fuat Paşa sordu: US ANTRASİTi Muhterem müşterilerimiz iİlerde pişman olmamak ve menfaatleri için diğer bütün antrasit kömür-' Vri nin fevkinde olan halis Rus autrasiti kullanınız. Her yerde satılır. 30 mühürlü çuval derununda ıogo kilo Umum Türkiye acentası A. SARİDİS Galata, Çinili Rihtim Han 4 üncü kat No 8 Tel. 4,1418 MÜJDE Hepsinin | ufuklara | çevrilmiş, ( Mabeyni hümayun ) a | vermek için bekleşiyor- | 1 Yetişemiyenlerin şiddetle | (alep ve arzuları üzerine: K Fusat Paşanın hususi kAtibi Hayrullan 8. — Nerede oturacağım ? Vali ile Ordu Müşiri cevap | yerdiler: — Efendim, ikametinize mü- kemmel bir hane tahsis edildi. Orayı teşrif. buyuracaksınız. sesle cevap verdi: — Hayır.. Ben, şu anda be- kâr bir askerim.. Benim vaziye- timde olan bir asker, ancak kış- Doğru kışlaya... Dedi. O anda Fuat Paşanın | vaziyeti, şaka götürecek halde ve islasiyon civarını dolduran binlerce münakaşa çıkarmak, belki de bir hâdiseye sebep olmak mes'uliye- ; tini hiç kimse deruhde edemedi. Buna binaen Fuat Paşa doğruca Bu akşam S GRLEYOYSA EMİR irnetine devam edilecektir. umum? dilhofiye Halihazırda GLORYA TÜCCA SH Denebilir ki; ba yahasar VAN DYKE heyeti seferi, hdi oluyordu sire muktezi Fuat Paşa, dik ve kat'i bir | lada ikamet eder. Haydi bakalım.. |* değildi. Paşanın geleceğini duyan | halkın huzurunda — bir | FERAH Sinnmasında gösterilmektle o'an filmini çevirmek için vakşi Afrikanın merkerinde 5000 kilemelre kat'eden Metre - Göoldeyn'in VAN DYKi hayeti selsriyasi münhasıran benzin ve yağlar.nı kul anmıştır. Muvi Hakiyetin Ka aramı müslahs ktmmel cinse ve SHELL'in şayanı hayret teşkl'âtını medyumdur. Zirı BE> Pek yakında € n ıl n A M R A Sinemasında. Nefis Bir Viyana Opereti KADINLARIN SEVGİLİSİ masından Herkes Korkuyordu kışlaya götürüldü. Paşa, kışlada (Müşiriyet oda- â girip te oturur oturmaz, işi muvasaletini İstanbula bil- dirmek, hayat ve akıbetinden endişeler içinde bulunan ailesi efradının —ıstırabımı. —dindirmek oldu. Derhal, kendi elile şu tel- grafı yazdı: Mahdumum Âli Beye Bu akşam kemali afiyette olarak Şamışerife — muvasalot ettik. Cümlo alleye selâm ve valdei muhteremenin ayaklarından öper olduğumun tebli- Bini tavşiye ederim oğlum. Mehmet Fuat (Arkası var) Şe hııd;i;aş;dn HİLAL Sineması | Bugünden itibaren: |Hİ Bu senenin muazzam filimlerinden fransızca ve İismen türkçe ve arapça sözlü ve şarkılı HAGI KASIMIN BÜYÜSÜ muazzam Şark filmi ASLANLI KIZ Gabriel Gabrio - tarat edilmiş fransızca sözlü ve şarkılı filim, Bu keyecanlı ümdeki as- lanların bücum ve kavgaları — sah- nesi bilhassa Şşayanı temaşadır. Ayrıca en son dünya havadisleri. ! İ'âveten : an temsil İALKAZAR Sinemasında ALEV ŞARKISI Tekmili sözlü ve renkli zengin filmi büyük muvaffakıyetle devam ediyor. Bu akşam opereti tarafından öperet 3 perde 60 kişilik yeni kadre 15 kişilik bale. Cuma günü saat 15te taleboye BDEMİP, cuma akşamı umuma UĞURLU KIZ opert 3 perde, TRADER HORN ( Ticcar Şaheserinin GLOR Y A “'da şördüğü porlak müuvalfakiyet basebile 10 Teşcinlsani — Porşe V de bi Horn ) günü son Mmalinekine kadar âta fiatladla. maline, 5 kuruşt ur, kemali muvaffakıyetle R HORN E - Lib mükemmel tevazımatı — tedml, Korsan kruvazör a ee MA JİK” n | TİYATRO Darülbedayi'de: “Bir Ölü Evi,, Hikmet Bey, * Darölbedayi ,, mecmuasında piyesinin ne oldu- ğunu anlatırken “Bir ölü evi, nde bir hikâye varsa —onu ancak üçüncü perdede — bulacağımızı | söylüyor. Üçüncü, yani son per- denin ikinci tablosunda başlıyan bu hikâye eserin en zayıf tara- fidir: Merhum, ölümünden - bir hafta evvel, bankadaki bütün parasını çekip altına tahvil ettir- miş, eve getirmiş, ailesi bundan ancak cenaze kalktıktan sonra haberdar oluyor. Hiç kimse para- nın nerede olduğunu — bilmediği için herkes biribirinden — şüphe ediyor, Evin her tarafını atıyor- lar, para yok. Merhumun ilk karısından olan oîlu ile ikinci karısı, bu kadının kambur oğlu, atışmıya başlıyorlar; evin küçük hanımının nişanlısı, paranın bu- lunamadığını — görüncee — “ Ben böyle aileye girmem ,, diyerek çıkıp gidiyor. Ağabey, ağır bir şamdan darbesile kamburu öldür- dükten sonra para da bir küp içinde bulunuyor. Eserin en zayıf tarafı burası olduğunu söyledim. Ölü evinde para kavgaları elbette ki “örf ve Adat, romanlarının, piyeslerinin en zengin ve ihtiyarlamaz mev- zularından biridir. Fakat Hikmet Bey, bu parçayı alelâcele yazmış, ona İâzımgelen ehemmiyeti ver- memiş. Birinci ve ikinci perdede | bizi, tabut gibi, kadavra gibi, bir dulun göz yaşları gibi en Feci unsurlarla — güldürebildiği hâlde üçüncü perdede buna mu- vaffak olamıyor; fakat biraz evvel gülmüş, hattâ kahkahalarla gül- müş olmamızın hatırası, bu üçüncü perde de bizi teessürün de kav- | ramasına mâni oluyor. Bence bu üÜçüncü perdenin tekrar yazılması lâzımdır; onun bu kadar zayıf olması birinci ve ikinci 'denin bıraktığı iyi tesiri de bozuyor. | * Bir ölü evi ,, nin zayıf tara- fımdan — bahsetmekle — başladım. Birinci ve ikinci perdeleri hem eğlenceli, hem de zalim bir hiciv- dir. Muharrir o iki perdede, bu- günkü Adetlerimizle ölümü, bir ölü evini bile gülünç bir hâle getirdiğimizi göstermek istiyor. Burada kendisine şunu söyliyebi- liriz: “ Evet, muvaffak olmuşsu- nuz; fakat, her tezli piyes mu- harriri gibi de hileye başvu- ruyor, hakikatin tamamını söyle- miyorsunuz: İasan oğlu, birtakım ihtirasları bulunan bir hayvan kaldıkça böyle ölü evlerinin gü- Hünç olması, o gülünçlüğün gös- terilmesi her cemiyette mümkün- dür. İnsan oğlunu ihtiraslarından kurtaracak bir cemiyet te kabili | tasavvur değildir; olsa bile pek | boğucu, pek — gülünç ve pek | Wüzumsuz bir .şey olur. Her inkr lâp, her ihtilâl, cemiyette yaptığı | değişikliklerle ancak — birtakım İ ihtirasların — yerine — başkalarını lürse, bir cemiyette değişiklik demek, yeni ihtiraslar doğduğunu söylemek değil midir? “ Sonra değişmesi kabil ol- mıyan ihtirasların da bu ölüm evinin gülünç olmasına yardım ettiğini gösteriyorsunuz. Meselâ kamburun hizmetçi kıza sataş- ması: insanlardan “ İdamei nesil,, ihtirasını da mı kaldıracaksınız; kaldıramazsanız, ihtiras herhangi bir cemiyette yine böyle bir netice vermiyecek mi? veremez mi? “Belki ölüme bu kadar ehem- miyet vermenin gülünç olduğunu göstermek istediniz. Fakat zan- netmiyorum, çünkü piyesinizde asıl gülünç olan, ölüye yapılan ayin değil, ölümün ve ölünün huzurunda — gösterilen — hislere birtakım başka ihtirasların karış- masıdır.,, Bütün bunları, piyesin tezli olduğu iddia edil için söylü- yoruz. Yoksa tez iddiası unutu- hunca o birinci ve ikinci perde- lerdeki eğlenceli, hedefine isabet eden hiciv okları kalır. Bu iki perde tiyatromuz için bir zen- ginliktir. Üçüncü rrdeıiı zayıf oldu- ğunu söyledim; fakat eserin belki en güzel parçası, o perdenin ilk tablosudur. Serhuş ve “ene,, ci bir şair kokain çekerek ölüm ve Flit kokusu hakkında birtakım mana- sız cümleler söylüyor, “ edebiyat yapıyor.,, Bazı arkadaşlar bu Melih tipinde kendilerini tanıyacaklar- dır; kızacaklar diye sevinmiyo- rum, fakat kendilerini tanımaz- larsa acırım. Talât bu Melih ro- lünü fevkalâde denebilecek bir suretta oyuadı. Bu ııinıı, bizde yazılan en kuvvetli tenkitlerden biridir. Yak niz onu görmek için bütün üçüncü perdeye katlanılır. *Bir ll:.:vl_ nin kahramanı yoktur; a doğrüusu piyesin asıl kahramanı ölü evidir. &üylı kahramansız piyesler, bence, ti- yatroyu bugünkü keşimekeşinden kurtaracak olan başlıca teşeb- büslerdir. Perdeler muhtolif tab- lolara ayrılmıştır, fakat dekoru süratle değiştirmek kabil olmadığı için bu usul, halkı biraz sabır- sızlandırıyor. Temsil iyi idi; Darülbedayi san'atkârları bu esere zannede- rim severek çalışmışlar. Yalız biraz hızlı oynandı. Rollerin hepsini değil, iyi oy- nananların hepsini dabi zikret- miye imkân yok. Sahnede hiç konuşmadan sadece oturan Hulya Hanım, mütemadiyen başını sallı- yan Hikmet Bey bile çok iyi idiler. Bilmem, belki ben sevdiğim oserlerde — oynıyanları da iyi bu- luyo un: Bedia Hanımı şim- diy: kadar yalnız bu “Ölü Evi,, nde görseydim, onu büyük bir san'atkâr sayanlara zannederim | ikame eder, Zaten iyi düşünü- | nn n - -— TAKVİM —- PERŞEMBE |boca.-3- 20i TEŞRİN 931 hin> Bi| ı | Arabi Ruxl 3 - Rocep 1851 fzl - lci Teptin - D Vah JE: Veki Jüzas vün | 13803 salAsyıa Jiz & 58| 1 58 2|15 88 Öe | yar |A 5| sanı Dt arlı 52 we | BEĞENDİ. Siz de te Bir kaç gün daha gösterilecektir. 22000 İstanbullu gördü ve bu fırsattan Cuma günü saat 11 de tenzilâtlı matine. inanırdım. Nurullakh AT A axa e —.n. aa Ka aave ——0 Müessif Bir Vefat İktisat Vekâleti sabık Dahilt Tica- * Müdürü ve Sanayi ve Maadin Ban- kı z&İştirâkler yefi Mülkiye mektebi mezunlarından Ahmat Necmettin Bey dün gece vefat etmiştir. Cenazesi bu- rşembe günlü saat 11,80 eamit yakinli ldirilarak namazı Kocamüs mli gerifinde kıilındiktan Silivrikapı harlcinde Seyyit Ni- zam makberesine defnedilecektir. Mov- V 14 rahmet eyliye. istifade ediniz. Yarınki