'ÇANA —3i — Düşmanın Miktarı Tah- min Edilemiyordu —| | ameleyi umumi bir greve teşvik Hedefler sahih olarak tayin edi- se bile donanma ile kara arasın- daki irtibat ve muhabere vesaiti okadar — gayrımuntazam — (di ki, bundan İstifade —etmek — kabil olamıyordu. Denizden hedefi tayin etmek çok müşkül olduğundan donam | ma rast gele ateş ediyor ve ba- zan da kendi kuvvetlerini imha etmek korkusiyle ateşi kesmek mecburiyetinde — kalıyordu. Her vakit tayyare bulunamıyor ve bu- lunduğu zaman da ekseriya bun- ların telsiz muhaberesi buzuk çıkıyordu, Havat fişenklerle ya- pılan işaret tecrübeleri de iyi bir netice vermemişti, bazan tayya- relerin tespit ettiği bir hedefin hesabatını tasbih —etmek için Tenedos adasındaki tayyare mey- danından bir torpitonun gelme- sine mecburiyet hâsıl oluyordu ki bu da birçok tehiri ve karışıklığı mucip oluyordu. Yeni — taarruzu — hazrlarken, | yeğılacak ilk iş, lsyiliz kuvvet- lerini yeni baştan teşkil etmekti. Çünkü Mısırdan gelecek - olan 125inci — livanın (ve Anzaktan | celbedilecek olan iki piyade Tivasının vürudu Üzerine Helles karargâhında henüz cephesi ve mürettebatı tayin edilmemiş dört piyade livası bulunacaktı. 29uncu fırkanın verdiği ağır zayiat do- layısile Bömn va zaten dağıtı- | “Bir Fen | edeceklerdi. | Türkler normal Fen Adamımıza Tngiltere - Hükümetl tarafından Gazi ı Hx. no hediye edilen eserin tercümesi KKALE Yazan: Ceneral Oglander | mış ve efradı B7 ve 88inci liva- lar arasında taksim edilmişti. Binaenaleyh Mısırdan gelecek olan 125inci liva ile Hindistan livasınin 29 uncu fiırkaya tahsi- sine bu suretle fırkanın muharip kuvvetlerinin dört piyade livasma iblâğına karar verildi. Bundan maada Anzaktan lecek — olan Avusturalya ve Yeni Zelânda Hvalarilo Jeneral Parisin kuman- dasında kalan bahriye fırkasının iki taburluk Hivasını birleştirerek, yine Jeneral Parisin kumanda- sında muhtelit bir fırka teşkiline karar verildi. Anzaktan gelecek olan beş takviye bataryasıda dahil olmak üzere bütün topçu kuvvetleri 290 uncu fırkanın topçu kuman- danının — emrine verilecek — ve bunlar iki grupa ayrılarak her ikisi de kendi ateş sahalarile ngiliz bücum cephesini takviye Müttefiklerin bütün hücum kuvveti 25,000 süngüyo baliğ olmakta idi. Düşrmanın — kuvvetini lalııııiıı| etmek kolay değildi. Çünkü teşkilâtı nazarı | itibara almaksızın mütemadiyen | Çanakkaleye takviye kıtaatı gön- dermekte idiler. Maamafih İngiliz karargâhı 5 mayıs günü Ahiba- banm cenubundaki Türk kuvvet- lerini yirmi bin piyade olarak | hesaplamıştı. | Pariste Nişan Verildi ( Baptarafı 1 inci saylada ) | z bir para alarak , gün- | de 16 saat — lâboratuarların . | mermerleri üzerinde çalışan bu verimli genç için, bu karar, mes- leğini yarıda bırakmiya — muadil bir şeydir. Diğer arkadaşları ayda 4000 frank alırken o — 900 frankla kanaat ediyor. Bu hâl bile me- saisine olan bağın kuvvetini ispat etmiye kâfidir. Bu Türk gencinin mesaisini ya- rıda bıraktırmıyarak tahsilini ta- | mamlamsına müsaade edilmesini, | bilhassa bir Türk vatandaşı sıfa- tile rica etmek isterim. Naçiz se- simin duyulabilmiş olduğunu gö- rürsem, dolayısile memlekelimel bir bizmet ifa ettiğimi görecek ve memnun olacağım. Bu mümnasebetle şunu da ilâ- | ve edeyim ki Yugoslav, hükü- | meti Pastör müessesesi erkânma, | Paris sefiri Spalaykoviç veda- | atile birtakım nişanlar vermiş Bu arada Baytar Kemal Cemil Bey de Sen Sava nişanının oli- siye salibini almıştır. Nişan alan müessese müdür- | leri şunlardır: Müdür ve Profesör | Ru - beyaz kartal nişanı, Labo- ratuvar şefi profesör Emil Legru- Sen Sava nişanının büyük korde- nu, klinik şefi Salimbeni -' Seri Sava nişanının büyük salibi. Asis- tan Kemal Cemil - Sen Sava hi- şanmın ofisiye salibi. Wamık k mŞım(i_ı De Milyonluk Ve Tarihi. Bir * | - ce hayretler içinde kalmıştır. Ca- ] (Başlaralı İ inci sayfadı | mün imam ve kayyumu levbanın bir sene evvel talebelere göste- | rilmek üzere bir mektebe götürül- düğünü, fakat getirilirken yolda kaybolduğunu söylemiştir. Ken- | disine müracaat ettiğimiz İstanbul | Evkaf Müdürü Niyazi B. şunları | söylemişlir: | “— Hâdiseyi haber alınca | ehemmiyetle tahkikat yapt rmıya başladık. Tebecrükât defterini tet- | kik ediyorur. Levhayı mutlaka meydana çıkartmıya — uğraşaca- ğız. .. Bu levhanın kiymet ve ehem- miyeti hakkında okuyuculârımızı tenvir etmek için biraz malümat | verelim ve evvelâ şımu söyliye- lim ki bu levha Türk kadın hat- tatlardan birisi tarafından yazı- Levha Ortada Yok! t Çat mştır. Ba meşhür. kadının ismi “Esma İbret,, Haamdır. Bü ka- din hattatın. kocası da - kendisi gibi meşhur bir hattattır ve eşa- | sen bu kadın, güzel yazı yazmayı kocasından öğrenmiş ve günün birinde kocasını bile geçmiştir. Kocası da Dagıstanlı Mahmut Celâlettin Efendidir. Bu Han:mın 0222 taribinde yazdığı diğer bir levha da vaktile Hamidiye türbe- | sinde üstat hattatların levhaları | arasına asılmıştır. l Beynelmilel bir şöhret taşıyan | ve bugün kaybolan kıymetli eseri | şehrimize gelen ecnebiler daima | ve hayrtetler — içinde lerdi. Evkaf idaremizin tahkikatı | her halde müspet Bbir netice vere- | cektir, | b | kâtibi | lânikte de ? mektedir. seyreder- || İrlândı Grevcilerinin Nümayişi Belfast, (5 — Bir ihtilâl ma- hiyeti alan grev hareketi tahki- katına devam edilmektedir. Dün- denberi yeni bir hâdise olma- mıştır. Yalnız emirnameye mu- halif hareket eden bazı şahıslar tevkif edilmiştir. İngiliz Komü- nistlerinden mürekkep bir grupun etmek üzere buraya geldiği söy- leniyor. Hafta tatili münasebetile yapılacak nümayişler menedile- cektir. Son kiyamlarda — öldürülen Baksterin cenaze merasimi 100 bin kişilik bir kalabalığın iş- tirakile yapılmıştır. Alaya 2 bin işsiz de iştirak etmiştir. Ceonaze merasiminde hazır bu- kanmak - istiyen Komünist Reisi Komoni tevkif edilmiştir. * . Cemiyeti Akvam Umumi Kâtipliği Cenevre 15 — Sir Erik Dru- mondun istifasından” sonra Cemi- yeti Akvam Kâtibi Umumiliği ortaya büyük bir mesele çıkar- miştir. Kâtibi Umumiliğe Fransız Murabhası M. Avenol tayin edi- | lecek olursa buna Almanya mu- | Almanya iki | halefet — edecektir. umumilik — makamından birini elde edeceğini zannetmekte idi. Almanya, Fransızlarla İtal- yanların bu işte el birliği yap- tıklar adan — şüphe — etmektedir. Alm M. Avenolun Kâtibi Umumiliğe intihabına itiraz ede- bilecek bir merkidedir. Çünkü | Umumi Kâtibin azanın ittifakile intihabı lâzımdır. Atinada İntihabat Atina, 15 — Halk Fırkasının hükümete işlirakten — çekinmesi Üzerine ekseriyet esası üzerine yeniten intihabat vapılacağı söy- ! tenmektedir. Yunanistanda Zelzeleler Atina, 15 Halkidikyada zelzeleler devam etmektedir. Se- sarsıntılar — hissedil- Siyasi Bir Suikast Berlin 15 — Burada siyas! | guikast yapılınıştır. Vaktile Hitler hücam — kıtaatında — bulunan - bir Hitlerci 5 kurşan yarasile feci bir şekilde öldürülmüştür. Elektrik Türkiyede İlk Işık Tar- | susta Vanmıştır Yaplan tetkikata göre Tür- kiyedi <ük teakiratı buudan İ0 gsene evvel Tarsusta yapılm şiir. Elyevm Tür- kiyede 48 elektrik fabrikası var- | oadır. ——— M Resim — Lehlili — Kuponu Tab nitinler CuweK ŞÜlYOrAMN 4 S decini! Rek FE3MİSİZ züpöon ile bir- üKü g NİDİK Sirafa | Çengelköyüne kadar gidip takdir | * | gtösüalü klizsiğ B0 - Kutuştuk Vat MURALLIN LÖ göu Lorsh , elektrik tesisat ve | TReeE İKÂYE ' Bu Sütunda Hergün Nakili: Naci Sadullah HACİZ Süreyyanın Hakkı Beye yüz Hra borcu vardı. Amma bu, çok eski bir hikâyedir. Ta harplerden evveline ait bir hikâye. Fakat size söylemekliğim İlâzımdır ki Süreyya ile Hakkı B. çocukluk arkadaşıdırlar. Mektepte de be- raberdiler. İlk çapkınlık günlerini beraber geçirdiler. Mektebi bir- likte bitirdiler ve askerliklerini ayni alayın ayni taburunun hatta ayni bölüğünde, hatta ayni man- gada beraber yaptılar. Yalnız talileri ve tabiatleri ayrı idi, TENR eai idi. 'eyya temi el heuhııııwbilmu bir ıı.mdı. Zeki ve Hakkı B, Hesabi idi. Hakkı B. bir servet sahibi oldu. Süreyya metelik tutamadı. Süreyya bir gün Hakkı Beye geldi ve insanı ayakta uyutacak tatsız bir hikâye anlattı: — Öteberi almak için pazara | gitmiştim. Cebimden — yüz liramı çarptılar. Elime geçen paralardan dişimden tırnağımdan arttırarak biriktirdiğim yüz liramı, Ondan başka da beş param yok. Evde ailem aç ve muhtaç: benim akşam ellerim ve cebim boş döndüğümü | gördükleri zaman ne yapacaklar. B. çıkardı, ona yüz lira verdi : — A, dedi, sana ödünç yüz Ve bunun üzerinden, yukarıda söylediğim gibi tam yirmi sene geçti. Süreyya daha bu borcu ödiyemedi. Kabahat, — parasını istemiyor, onu sıkboğaz etmiyor diye Hakkı Beyde değildi. Zira Süreyyanın her sefer meşru bir | mazereti oluyordu. Kâh yağmur, kâh fırtına, kâh bora, kâh tipi kâh sıcak, kâh soğuk, rüzgâr, güneş onun mahsullerini berbat ediyordu. Sonra karısı başına bü- yük bir hastalık derdi açtı. Dok- | tor, ilâç bunlar hep para ile olu- yordu. Nihayet cenaze masrafları- Dnm borçlarından, — ağlamaktan gayri bir şeye yaramıyacak iki | gözden; istıraptan ve — ezadan gaşkı bir şey bırakmadan öldü | gitti. Fakat Hakkı Bey bir türlü | yüzliracığına kavuşamadı. Sürey- yaya borcunu kendisine çalışarak | ödemesini teklif etti. O buna da yanaşmadı. Nihayet Hakkı Bey kızdı: — Artık bu hikâye canıma yetti, dedi, seni icraya verece- gim... Bu söz Süreyyayı güldürdü. F o, inıııınıyonhı” Hakki — Beyin bunu ya: ımali. | Eıâi pç.:lıluk. askerlik, çap- kınlık, mektep arkadaşı bunu yapabilir mi idi hiç! Hem de yüz kötü lira için.... Fakat bir akşam bir haciz memura gelip te keyfiyeti res- men tebliğ ve ihber ettiği zaman kan beymine sıçradı. Ö, bunü hiç, amma hiç ummamışt. AbL çakl. Bir- çocukluk arkadaş.nın malına — haciz koydurmak, onu tahtaya oturtmak, ve bütün bun- ları yüz sefil kâğıt parçası için | reva görmek... Süreyya, 9 anda bir. tekine bile - malik- bulunma- dığı bu yüz lirayı nereden - bula- caktı? Bütün eşyası yok bahasına | salılacak, yatacak bir karyolası | bile kalmıyacaktı. Bir serseri gibi arlık tahta- larda yerlerde mi yalacaktı?, Bu olabilir mi idi? Bütün kinine gayzine rağmen cesarelini topla- di ve gitti Hakkı Beye: | — Hakkı, dedi, sen.. Bir ço- | cukluk arkadaşı bani bünü da yapacak mı idin! $ Hakkı Bey başını salladı: | — Süreyya, dedi, benimle üzün zaman eğlendin durdun. j VBılı-. Çıldırmak ölmek işten değil. Ne | yapacağımı şaşırdım. Dedi. Hakkı | lira...Paran olduğu zaman ödersin. | | muşta... Bu iki- malı... | yak Tstüne de para verdi. ' dan dâima: V ü diyordu. düşün ki geçen yirmi sent ayda çok değil üç dört kurüf vermiş olsaydın aylarca © borcunu — temizlemiş — olaca Hayır, artık bu hikâye bitmelile — Ah.. Sen kalpsli: l — Dinle dostum, bu bir pref" sip meselesidir. Fakat senin münü, Fazla sefaletini İstemelik Haciz memurile — görüşeceğlii sana pek elzem olanlarile - kıy” metli aile hatıraları olan bali eşyalarını bıraktıracağım. — Oh, ohalde bu iyi, Sanâ teşekkür ederim dostum. dan evvel bana, size pek lüzumt olanlarile kıymetli aile hatıralar olan eşyalarınızı gösteriniz! dedik Ve ilâve etti: — Tabil, — evvelâ yılağın& şilteniz, yorganınız elzem. — Sizt | fazla olarak iki sandalye, bit masa, mutfak takımlarından e icap edenlerini, çatallarınızı, kö” şıklarınızı bırakacağım... Fakat.. meselâ şu hamur teknesi.... — Aman o hamur (teknesint ilişmeyin... Öyle bir hatıra ki bi” na babamdan kaldıktan başkâ ona da ceddinden kalımı; 5 — Peki ona ilişmiyelim.. Y& bu sürme ? — Ah o sürmeyi ellemeyin. o benim zavallı karımın yadigârıdır Ö, onun içine cumalık elbiselerir — — Peki de zavalli — karınızın hatırası olarak bırakıyo” rum. Fakat meselâ pek lüzumlü olmıyan şu ufak masacığı.. — Aman ona dokunmııyıl_ı Ç O da bana büyüklerimden yı&'( gârdır. Diğer bütün — oşyalarmıi götürebilirsiniz. Fakat onu eller meyin. Onun bence a kadaf büyük kıymeti vardır. — Haydi peki masacığınız da satmıyalım.. Amma, ya koltuğa ne buyuracaksınız.. 4 — O koltukta büyük babacır — ğgim öldü idi 1. — Ya şu masası ?.. — Ah o sigara masası.. Ontt beni çok seven babaannem ban4 vasiyetle bırakmıştı. Onun elim” | ni koyardı.. sürmeyi işlemeli sigarâ ;den çıktığını görmek benim içim ölmekle birdir. — Peki ona da el sürmiyelin Yu bu duvar saati ?.. — Ah memur efendiciğim-. Bütün dedelerimin son demi | çalmış, okumuş olan ba emektar saat bence bütün eşyalarımdaf kıymetlidir... * Ertesi cuma günü Süreyyanlıt haczolunmuş eşyalarının satıldığ! meydanda tekerlekleri kırık bo” zuk bir lâtarna ile bir soba var” - dı. Kestane - kizartmıya 3 delikli bir teneke soba ki kulla* nila — kullanıla- işe yaramıyacak — | bir hale getirilmişti. Haciz me” — muru — Süreyyanın - tiklim -tıklıt? eşya ile dolu evinde ona ş'dd.*;' İ lâzım olmuyan vol: aile hhğ:;—-l bulunmuyan bu iki parçayı 3 Satış 160 kuruş getirdi. Hakkt —| Beye gelince; haciz masrafı 044 — Py * l" Süreyya © günden sonra Ha 4 kı Beye selâm vermedi. Arki K — Kalpsiz; atçak,.. .Beni; İf çdcukkluk ıpr.kuıdıımı haciz şwm"r larıffn ellerinde kopaze etti; ! - talara otu