T Y TT T _'.o.,, Ie_şrîniçvvd Ç Siyaset Âlemi zflm erikada İntihabat Mücadelesi Dünya siyasetinde Şimali Amari- kanın mühim bir mevkii vardır. Bütün Avrupalı devletlerden alacaklı Mevkide bulunan, altın mevcudunun CÖrite Üçünü elinde tutan bu leketin böyle bir rokoynaması tabil bir şey olamaz. Şimali Amerika, bir*buçuk ay sonra Cümhur Roeisi İntihabatını yapaeaktır. Bu intihap içla şimdiden iptidat hazırlıklar ya- piliyor. Cümhuriyetçi ve Demokrat Partilerin mümessilleri çarpışıyorlar. Bugünkü Amorikan intihabatma hâ- M Olan mevru şunlardır. Buhrandan — kurtulma — çareleri, İçkinin —serbest olup — olmuyacağı Meselesi, 1929 senesine kadar ve bilhassa . ııı_ıo içinde Amerika memleketleri, timdiye kadar görülmemiş bir iş bollııııı içindeydi. Para su gibi akı- Yordu. Fakat ondan sonra başlıyan buhran, tesirini — göstere, göstere bugünkü hat şeklini aldı. Milyon- larca insan İşsiz kaldı. O suretle ki u'cnk kimseler, — Amerikanın bir '::""l;':;::onııını yaklaştığına kansat Bi Bi lr r_'k“'“n neticesi olarak ta iktidar BĞ ınık €lde tutan — cümhuriyetçi d 'ıık ; AFt, geniş bir memnuniyet- aa Vareketi başladı. Fakat kabul stmek istemiyorlar ki bu buluran, Mmevzil olmalı «taa ziyade umum1 sı- kintıma bir " neticesidir. İçki yusağı, ötedenberi Amerikayı Moşgul eden bir meseledir. Bu ya- sak, memleketin harice birçok para Çıkarmasına mani olduğu gibi sar- boşluk yüzünden sık sık İçıkan cina- yellere de set çekmiştir. Fakat bu yasağın aleyhtarı olan- lar, yanak kanununu yerine getirmek için yapilan sarfiyatı gösteriyorlar Bihayet, bu yüzden vmümi ı"?luk'ı'rî düşkünleştiğini iddia ediyorlar. Çün- kü kaçakçılar tarafından gizli tica- retlerini devam ettirebilmek için b're Sok memürlar baştan Tüşvet, adi bir alış veriş alhıyor. çıkarılıyar, imahiyetini __Cıı»r.lu,nı ki ::ludıfıı eden — avukat galamdıkları — gebepler, — biribirin- _"'ı" d-ı küvyetli — değildir. — Fakat ai z halk kütlelerini cezbeden mü- liyettişi ÖÜ vardır ki o da meçhu- it. Cümhuriyetçi fırka yaptığımı h""""îhr. Namzedi, bugünkü Cüm- ur Reisi Hooverdir. Fakat demok- Tat fırka, sabık Cümhur Reisi Vilso- aea iktidar mevklin- den uzak kalmıştır. Bu seferki inti- hapta Nevyork valisi Roozvelt tara: fından temsil ediliyor. Yapabileceği ler, kat'iyetle malüm — değildir. şte bu meçhuliyetin, içki yasağına aleyhtar bulunmanın ve belki buhra- Bi ha'ledebilir ümidinin cazibeleridir ki demokrat partinin kazanç ihtimak leriai biraz aritırıyor. Son gelen ha- berlerle demokratların elde ettikleri irilen — muvaffakıyetler, kütlenin Meçhule karşı duyduğu —meylin — bir tezahüründen başka bir şey — sayı- her iki davayı fir kaların | Çünkü Harp Aleyhtarlığı 14 Milyonluk Sabık Muharip Mutlaka Harbin Kaldırılmasını İstiyorlar Londra, 9 — Tahdidi Tesli- hat konferansında hazır olmak üzere bahri kuvvetlerin azaltı- masını tetkik için buraya gelen Amerilta mümessili M. N_ormın Davis bu hafta içinde Sir Jon Simon ile görüşecektir. Huver Teklili Nedir ? : Londra, 9 — Huverin nbdı- di teslihat etrafındaki teklifleri, ere — Amerika, Japouyanın ::ıgıîılân muılıed:ıilelhcimluti tesbit edilen gemilerin hacimleri- ni dörtte bir nisbetinde indire- eklir. : ü Tahtelbahir hacimleri yekünu | Üçte bir neticesine indirclece.k Fakat «Boyaz sa ve hiçbir memlekette tahtelbabir | çaya» pelmedon po- hacimleri yekünu 35000 — tonu e da- geçmiyecektir. | & rdır.Hükte 8 pusluk - toplarla mücehhez kurgi kruvazörler hacmi yekânu 150.000 | bu tarıda hareket tonu geçmiyecektir. Bundan İn- giltere biraz müstelit — olacaktır. Londra muahedesi mu- cibince 146,000 tona maliktir. Pu Japonya ile Amerikanın aley- hindedir, çünki bunların hacimleri ğekünıı 180,000 ve 208,400 - ton- ür, Amerikanın tahdidi - teslihat konferansı mümessili — Norman Davisin — Londrada girişeceği | müzakerelerin esasları bunlardır. Her Çareye Baş Vurun Mutlaka Harbi Kaldırın! j Viyana 3 — elmilel harp malülleri ve sabık — muharipler cemiyeti reisi olan M. tahdidi teslihat konferansı reisi M. Hendersona şu telgrafı çek- | miştir : *12 milletin. 14 milyonluk sa- bık muharipleri, Tahdidi Teslihat Konferansının yeniden toplanması için her çareye baş vurulmasını, | sizden istemektedir. Bu konfe- ransın bütün dünyayı memnun edecek bir netice vermesi için Tmuhali mümkün kılmanızı rica ederiz.,, M. Hendersonun İki Nüktesi Paris, 9 — Heriyo ile Hen- derson arasındaki mülâkat, her iki devlet adamının neşelerine bakılırsa, pek samimi ur. Bir fotoğraf ıımhıliıiııinnnıı- | nezyomu madığ lösyö He"k——y':l. H:ı!;ody-ı'hırılu- niz ıslak, demiştir. M. Henderson, uğur diye da- ima üzerinde taşı ufak cep | kruvazörünü çıkararak son dere- ce ciddiyetle “ Bence bütün si- lâhların çapı, bunun çapını geç- lamaz. — Süreyya memelidir,, demiştir. 1 ei —— eli belm tüi AA TEFRİKAN UMARASI: Meşhur Rus Edibi m'ıııı.-ıı GBöorkeü ııııı":'“ei nani — Türkçeya Çevirea- Muvaffak Ş)flancı kardeş — mülâyimetle: Sen de amma sarsaksın!,, derdi. Onlar aralarında hiç küfür __İlnııııyor ve oyün — öynarken irlerini aldatmıyorlardı. Aymi Zamanda çok maharetli ve mu- vim — idiler., irgün bir ağaca çıktım ve onlarda ıslık çaldım. Oyunlarını traktılar, dinlediler. Bir araya toplanarak bana baktılar. Bir şey Müzakere ediyormuş gibi görü- süyorlardı. * Şimdi baua - taş » diye düşündüm, he- men ağaçtan indim we bir sürü fırlatacak şey - toplyarak - tekrar ağaca tırmandım. Fakat onlar tekrar evin köşe- sinde oyunlarına başlamış — bulu- “nuyorlar, hııuı:heıı—'yct :lı | vermiyorlardı. sacıkk idi. | Bunı’rığnen !iurîş:kb'eıı başla- mak - istemiyordum. Bu aralık -pencereden birisi bağırdı: — Çocuklar içeri gelinizi. — Muti fakat hiç te acele etmi- yerek munlazam adımlarla cve girdiler, ÂAmerikada eski muharipler « rikan L feminde bir yot Leşkil et dir. — Muhteli tıllardan — müte- şekkil —olan — bu cemiyetin — nüfuzu oldukça büyüktür. Geçenlerde vaki muharip — işsizler «Bonus Bül» yani İşsizlere muavenet kanununu müdafa- Var & etmek içia şingtona bir yüş yapınışlardır. ctmesi çok — feaa işlarini edir. . Tokyo, 9 — Yeni Mançuri devletinin Japonya tarafından ta- nınnmasını tes'it için burada bü- yük bir aümayiş — yapılmıştır. Başvekil M. Çenk Siyasu ve di- ger nazırlar nümayişte hazır bu- lunmuşlardır. Nazırlar ve birçok hatipler nutok — söylemişlerdir. Nümayişte kabul edilen kararda | ecaebi — memleketlerden — yeni Mançuri devletini hemen tanıma- ları — istenmektedir. — Karar, 30 memlekete telgrafla bildirilmiştir. Telgrafta deniliyor ki: Japonya *Mançuriyi yaşamrek — için ideal bir. memleket, — haline getire- cektir. Litton Raporu Hakkında Çinin Fikri Paris, 9 — Çinin Paris Sefiri M. Vellington, Milletler Cemiye- | tinde Fransız murahhası olan M. | Pol Bonkorü Zziyaret etmiştir. M. Vellington bu ziyarette Litton raporu hakkında — Çinin resmi noktai nazarını bildirmiştir. Çin “Ekıqılyı ağacın üstünde veya tahtaperde de bulunuyar, anların beni'aşağıya oyun oynamak - için çağılmalarını bekliyordum. Fakat onlar besi çağırmıyorlardı. Ben | de hayalcn beraber oynuyordum. | Bazan © kadar kendimden geçiyor heyecanlanıyordum — ki, — yüksek | sesle — gülüyor, — haykırıyordum, | Bunun üzerine üçü durup bana bakarlar ve yavaşca aralarında konuşurlardı. Fakat ben düşün- ceye dalar we ağaçtan aşağıya inerdim. Bir defasında (Saklambaç) öy- nuyorlardı. Ortancası ebe olmuştu. ©O kulübenin arkasında — duruüyor | ve ellerile sım sık:, hiç hiyle yap- | madau gözlerini kapıyordu. Di- gerleri de ouun etrafında gak- lanmak — için — koşuşuyorlardı Japonyanın Yeni Mançuri Devletinin Tanınması İçin Bir Nümayiş Yapıldı Nümayişi matbuatının bu rapora İlehdar olduğunu söylemiştir. Macaristan Dirilmek İstiyor Budabeşte, © — Jeneral Gom- bos, 30 bin kişiye hitaben bir gutuk — söylüyerek, — Macaristanın tekrar hayata — kavaşınası — için muzhedelerin yeniden - tetkikini |* Vet Tözant Kabahati Kendinizde Arayınız *18 yaşında genç bir yetim kızım. Hayatımı çalışmkla geçirir, validemi ve kendi maişetimi te- min ederdim. Bundan dokuz ay evvel genç ve güzel bir çocukla tanıştım, bana ilânı aşketti, mek- tuplar gönderdi. Ben de kabul ettim nişanlandık. Beni işten çe kardı valideme de bana da ba- kıyor. Bazı akşamlar da bize ge- liyor Fakat iki aydanberi vaz- yette bir değişiklik var. Ara sıra fena muamele ederek - kalbimi kırıyor. — Evlenmemize — gelince, yaşı nufusta küçük olduğundan senebaşına bırakıldı. Vaziyet de- Bişiyor. Çok vica ederim hanın- teyzeciğim nişanlıma karşı ne yapayım? N, B. İstanbul de aramalısın. Bir erkek sevdiği bir kızı, bahusus onu İşinden çıkarıp beslemeyi gözüne ala- cak sevdiği — bir. kızı, lüzumsuz ve sebepsiz bırakmaz. Demek ki sen onu cezbetmesini bilmedin. Bu işte biraz zekâ ve kadın fetaneti kullanarak onun gönlünü almıya, onu kendine ve eve bağlamıya çalış. Zaten sene- başına ne kaldı. Nikâh olduktan sonra da artık yvariyeti idare edersin. x Adanada D. N. Hanımat Kızım, sevdiğin adam 24 ve- neye mahküm. Yodi senedenberi de mahbus bulunuyor. Halbuki sen 18 yaşındasın. Fazla olarak ta bu adamı görmemişsin. O hal- de ne onun seni sevmesine, ne de senin onu sevmene imkân yoktur. Binaenaleyh ortada bir lu'ıhd_ııueleıi vehmetmek doğru ir. Sonra 24 seneye mahküm bir adamı beklemek te mümkli de- gildir. Ammen baban bu adamla evlenmekte ısrar ediyorlarsa, seni sermiyorlar demektir. Yapacağın şey bu adamı - tanımadığını, sev- mediğini, sevemiyeceğini — söyle- mek ve kendine başka bir hayat arkadaşı aramaktır. HANIMTEYZE -— TAKVİM —— | PAZARTESİ $ Cüx-10- 4Ci TEŞRİN 932 kan: 158 Ruat -Eyiğl -eaya- DU vasa | Vale* 8x |aız26 h 6 22 DET Güneş Üğe İkall & Os)aaşam Ji i& O1 $ Yaaşı 15 A2)| sasax 047 |4 26 içirtütmuk istellk Büküt'ömü dare “Bir., İki.,,, diye bağırdı, Küçük kuyunun kapağı üzerine sıçradı, ipi tuttu. Bacakları kovama için- de sallanıyordu. Kova ile kuyu- nun cidarına vurup boğuk boğuk ses — çıkararak derinliğe değru kayboldu. — Korkudan donmuş gibi kuyu makarasının dönüşüne bakakaldım. — Fakat — meseleyi derhal anlamıştım. Avluya - atla- dım ve bağırdım: — O kuyuya düştü!, Orlanca benimle beraber ayni zamanda yelişmişli. Yuvarlanan B K durabilmek — için kâfi kuvveti yoktu, parmaklarını bereledi. Fa- kat ben yapıştım, büyükleri de “yetişti Üçümür birden bütün kuvvetimizle kovayı yukarı çek- miye başladık. Büyüğü rica edi- yordu: — Yalnız çok yavaş efendim!, Küçüğü çarçabuk yukarı aldık. Yüzü korkudan sapsarı olmuştu. Sağ kolundan kan damlıyordu. Yanağının biri de sıyrılmıştı. Be- line kadar ıslanmıştı. Bütün vü- cudü titreyerek ve gözlerini bü- yük büyük Aaçarak gülüyordu. Kelimeleri uzalıyor ve ezip büze- rek dişordu ki: — Ah.. Fakat asa*'va.. Öyle ok gibi indim kit-. Ç Azkası yazın ) aa