2 Ekim 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

2 Ekim 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa SON POSTA İngiltere Hükümeti tarafından Gazi Bir. ne bediyo edilen esarin tercümoni ÇANAKKALE —17— Yazan: Ceneral O glender Türk Kuvvetlerini Üzer- lerine Çekeceklerdi Böylece, birinci Kirte muha- rebesi ademi muvaffakıyetle ne- ticelendi. Taarruzu 28 nisan gü- nüne tehir etmekten beklenen fevait, Türklerin bu meyanda takviye kıtaatı getirmiye vakit bulmaları yüzünden akim kaldı. 28 nisan günü öğleye kadar müttefikler birinci gün karaya çıkan — 12,1-2 taburlarını — an- ancak beş taburla takviye ede- bildiler. Ayni müddet zarfında isa cenuptaki Türk kuvvetleri iki taburdan on tabura baliğ olmuş ve mütemadiyen de takviye kıta- atı sevkedilmekte — bulunmuştu. 25 nisan günü Kirte köyünü zap- tetmek Y sahilindeki Kolonel Mattheus'un kuüvyvetlerinin elinde idi. 26 ve hatta 27 nisan günü, Abibabanın kapısı bâlâ açıktı. Fakat şimdi artık hem kapanmış hem de demirlenmişti Bidayette, vaziyetin vehameti karargâhı umumice — tamamile takdir edilememişti. Ferdası gün Lort Kiçnere telgraf çekerken, Jeneral Hamilton hâlâ muhare- benin bir mil arazi kazanılmak suretile ve muvaffakıyetle neti- celendiğini zannediyordu. Fakat efrat için vaziyet hiçte böyle değildi. Akşam — üstü — tekrar hareket ettikleri siperlere dönen askerler o günkü — harekâtın muvaffakıyetsizlikle — neticelendi- ğgini pek alâ anlıyorlardı. Müte- &ddit taburların efradı biribi- rine karışmıştı; telefat miktarı pek Fazla idi; kumandandan en küçük neferine varıncaya kadar herkes yorgundu. Buna rağmen hattın arkasına, istirahate çekile- bilmek imkân ve fırsatı yoktu. Erzak ve cephane bitmek üzre idi. Efradın pek azında kaput vardı. Binaenaleyh akşam üstü ke- silen bir rüzgâr ile başlıyan yağ- mur, felâket ve fecaati son had- dine getirmişti. Maamafih bütün yorgunluk ve zayiatına rağmen 29 uncu fırka kuvvei maneviyesini kaybet- memisti. Ferdası gün, şafakla beraber hattaki açıklıklar doldu- rulmuş ve kıt'alar yeniden teşkil olunmuştu. Bunu takip eden iki gün de mevzileri tahkim etmek- le geçirildi ve 1-2 mayıs gecesi elân takviye kıtatından mahrum eolan ve efradının miktarı hayli azalmış olan 29 uncu fırka en aşağı on altı taburla vaki olan Ruim Tahlili — Kuponu | Tablatinizi Üüğrenmok nisl B adet gönderiniz. kupoa — İle - blee Resminiz sızaya Vübidie ve iado ediuos. İsim, meslok vöya Ban'at? | Bulunduğu — | Rosim — İntiya: k mi ? istiyorsanıs | gece taarruzunu defetmiğe mu- vaffak oldu. Anzacdeki Harekât 25 nisan günü Avusturalyali- larla yeni Zelandalıların vermiş olduğu ağır zayiat, Türklerin bunlara karşı koyduğu kuvvetler ve Anzacdeki arazinin arzettiği tabit müşkülât dolayısile, Jeneral Birdun bu kıtaatı takviye edilme- dikçe 26 nisan günu şimal cep- hesinden hiçbir ileri hareketi yapılamıyacağı anlaşılıyordu. Bu- nun için Jeneral Hamillon bu kıtaata mevzilerini tahkim — edip bunları zaptedilemiyecek bir hale koymalarını ve fakat aynı zaman- da da cenuptaki esaslı taarruz harekâtını teshil etmek için elden geldiği kadar Türk kuvvetlerini kendi üzerlerine çekmiye gayret etmelerini emretti. Bu emir derhal taarruza geç- meyi istilzam etmediğinden ol- dukca — sevindirdi: hususatta 29 ıncu fırkanın çek- tiği bütün diğer mezahimi de tahmil ettiği için, karaya çıktık- larından sonra efrad daha birçok geceler uykuda oyuyup istirahat edemedi, 27 nisan sabahı, Anzac kuv- vetlerinin sol ve sol merkex ce- nahları elan karışıklık içinde ve son derece tehlikeli bir vaziyette idi. Malkers Ridge sırtı ile Pope's Hilli tepesi ve Ouinnu'a Top noktasındaki — kıtaat — arasında derin boşluklar ve açıklar vardı. Russell's Top tepesinin şimal tarafında — mevzi —almış olan birçok — Türk — avcı — efradı Pope's Hill tepesindeki İngilix efradını arkadan ateş altına al- mukta idi, ( Arkası var ) fakat diğer | |Büyük Faşist Meclisi Roma 1 — Büyük Faşist Mec- lisi yarın da Musolininin Riya- setinde toplanacaktır. Büyük ve uzun içtimalarda dahili ve bey- nelmilel vaziyet tetkik edilecek- tir. Büyük Faşist Meclisinin son içtimaındanberi — bazı — şayıalar çıkmıştır. Bu şayialarda İtalyanın Milletler Cemiyetinden çekileceği söylenmekte idi, Bu şayialar doğ- ru değildir. Almanyada Kan Gövdeyi Gütürüyor Berlin, 1 — Şiddetli bir mü- nakaşa neticesinde bir Nazi, ro- velverle bir komünisti öldürmüş | ve serseri bir kurşunla da yoldan | geçen bir adamı ağır surette yaralamıştır. Polis, katilin ahali | tarafından İinç edilmesine güç hal ile mâni olmuştur. Bir Tahtelbahir Battı Kopenhag 1 — Danimarka vapuru, — Finlandiya — körfezinde bir Sovyet tahtelbahirile müsa- deme etmiştir. Tahtelbahirin bat- mış olduğu zannediliyor. Amerikada İşsizlerin Miktarı Vaşington | — Amerika me- göre — Amerikada nihayetinde — işsizlerin — miktarı 11,5 milyona baliğ olmuştur. Musolininin Yunan Felâketze- delerine Yardımı Roma, | — M. Musolini Yu- nanistanda vuku bulan zelzele felâketzedelerine — 50,000 — liret göndermiştir. Dün de hafif bir takım zelze- leler hissedilmiştir. Aynarozda hasarat azdır. Ki- lise ve manastıra bir şey olma- mıştır. Gandi Tekrar Açlık Grevine Başlıyacak Bombay 1 — Gandinin 6 aya kadar bazı sınıflara verilmekte olan “ Dokunulamazlar ,, unvanı ortadan kaldırılmadığı takdirde tekrar açlık grevine başlıyacağı söylenmektedir. Berberler Mektebi Açıldı A Berberler Cemiyeti tarafından öğleden sonra merasimle açılmış tesis edilen Berber mektebi dün ve berberlik derslerine başlanmış- tır. Bu mektepte asri berberlik hakkında nazari ve amell ders verilecek, yeni berber merasiminden bir intibadır. yetiştirilecektir. Resmimiz dünkü açılış Türk Anonim F;lektrik"Şirketinden: İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel Şirketleri ile İstanbul ve Kadıköy Havagazi Şirketleri ve Tesisatı Elektrikiye Şirketi, el- yevm ve oldukça uzun bir müddet için münhal hiçbir memuriyet- leri bulunmadığını ilân ve hiçbir netice verilmiyecek olan hizmet talebinden sarfı nazar olunmasını bilhassa rica ederler. Binaenaleyh müstedilere alâkadar olan hayırhah zevattan ge- len tavsiyenamo ve teşebbüsler hakkında dahi keyfiyet aynidir. | getirecek  YE Bu Sütunda Hergün Fransızca : Aptal Yazan: Madencli —— “İMBECİLE, G5 n lik Kısmın Hulâsası Ali, günde on saat yer altmuda kaz- ma sallyan bir madeneldir. Karısı doğurmak Üzere — bulunuyor. — Alinin kazancı azdır. O, madenci kulübesinde bu ağır şartları düşünürken sıska bir | köylü çocuğu karısının fana olduğunu, doktor istendiği haberini getirmiştir. Ali, bir saat sonra doktorun kapısını vuruyordu. İhtimal kârlı bir iş düşüncesile yataktan fır- layan doktor fena kıyafetli bir amele ile karşılaşınca kaşlarını çattı, etli yanaklarını buruşturdu ve ağzımı iki misli büyüten bir | esneme arasında sordu: — Ne gece vakti? Ali inler gibi cevap verdi: Doktor Bey! karım ölüyor... Ebe, acele doktor istemiş. Doktorun yüzünde, can sıkın- tısını ifade eden çizgiler belirdi, var.. Ne istiyorsun, sal federasyonunun statistiklerine | sinirli parmakları sırtındaki ipek Ağustos ayı | pijamanın kordonlarında gezindi, Amelenin sözlerini ağzına tıkayan bir şiddetle homurdandı: — Otomobil var mı? Genç amele, — gözlerinin cen hüzünlü mânasile doktora yalva- rtirken sokak kapısı olanca şid- detile suratına çarpıldı. Ali, taş merdivenleri, ayakları sürçerek indi; âdefa sürüklenircesine yü- rümiye başladı. Kiralıyacağı oto- mobilin —parasını bulmak için herkese yalvardı. Fakat “ yok! ,> tu. Nihayet fırına gitti. Tez- gâhtardan binbir küfürle beraber iki lira koparabildi. Ali otomobil aramıya koşar- ken tezgühtar, yerinde doğruldu ve pis kaplı bir deftere şöyle çızıktırde. “ 173 numaralı maden amelesi — Aliye, — gündeliklerine mahsuben altmış ekmek verik miştir. ,, * Doktor, —basık tavanından, hevenk, hevenk mısır koçanları sarkan toprak zeminli izbeye gir- di, hastanın İstırabı. fevkalâde artmıştı. Yatağa yaklaştı ve: — Haydi! dedi. Ebeden baş- ka herkes dişarı! On dakika sonra işini bitiren | doktor, Alinin döktüğü su ile ellerini yıkarken hastanın vazi- yetini bbbi istılahlarla bildirdi: — Hastanız tehlikeli! Ataleti rahim, — tevlitte isret — vukua gibi.. — “ Forseps , tatbik etmek zaruretinde kalacagız.. iş çok tehlikeli ve çok mes'uliyetli... Ali, içinden ancak birkaç kelimesini — anlamasına rağınen doktorun bu sözlerinden karısı- nin etrafında büyük bir tehlike- nin dolaştığını sezmişti; alacağı cevaptan korkar gibi titriyen bir sesle sordu: — Ne yapacağız beyim? Doktor, bu anda bambaşka şeyler düşünüyordu. Genç amele gevap alamayınca sualini tekrar- lade: —Beyim, ne yapacağız şimdi? Doktor, Zihni dalğınlığından silkindi: — Şey.. dedi. Ne olacağını söyledim; hasta çok tehlikeli, çocuğu meügene ile alabileceğiz, tehlike yüzde doksan, mamafih Allahtan ümit kesilmez. | çakmağını | cansız. öküz Ellerini — kurularken — Alinin omzularını sarsarak ilâve etti: — Haydi bakalım delikanlı, sen durma! Takımlar ve ilâçlar için epi para İlâzım olacak... Ali, dokturun yüzüne hazin bir nazar attı; sonva sustu.. sonra aklına birşey gelmiş gibi birden- bire evin bodurum katına inen merdivenine — saldırdı; henüz iki adım inmişti ki doktor peşinden seslendi. — Sabaha kadar kırk, elli lira kadar bir şey temin etmeli, yoksa hastanın akıbeti... Ali, bu sözlerin sonunu bek- lemedi. İzbenin ekşi bir küf ko- kan ıslak zeminine ayak basınca yaktı. Bir köşede, kaburga kemikleri sayılan iki içiboş yemliklerin önünde geviş getiriyorlardı. Ali öküzlere baktı; öküzler genç adama baktılar.. Ali bir müddet öyle kaldı; sonra, kafa- sını salladı; hayvanların ipini çöz- mek - için kolu yanına düştü ve: —Bu saatte neye yarar?.. Sa- bah olsaydı bari... Diye söylendi. Sonra birden aklına işbaşının sabahki teklifi geldi. Su patlamak ihtimali olan metruk bir bacada burgu ile iskandil yapılacaktı. İş tehlikeli idi; fakat... * Bir saat sonra, Ali maden ku- yusunun tehlike mıntakasına gel- miş, su patlamasına ihtimal ve- rilen galeride, işbaşının verdiği talimatı dinliyordu. İşbaşı, yapı- lacak bu mühim işin tarifini bi- tirdikten sonra amelenin omuz- larını tuttu ve onun gözlerinin içine bakarak : , — Ali! Dedi, senin bu teh- likeli işe atılmanı islemezdim. Fakat madamki bu kadar ısrar ediyorsun... Sonra ilâve etti: — Haydi bakalım Ali! Haydi oğlum.. Korkmadan.. Kumpanya- nin babşiş parası bende.. Bir saate kadar işini hayırlısile biti- rir, gelir alırsın. Âli, ıssız. bacada yalnız ki- hnca, su iskandili yapacağı bur- güyü eline aldı. Yerde yatan burgu makinesini muayene etti, islim borularını yokladı. Her şey yerli yerinde ve tastamamdı. Fakat mahzende binlerce ton su mevcut olduğu muhakkaktı. Eğer burgu ile delinen duvar, suların müthiş tazyikine mukave- met edemezse, o müthiş tazyikle bacalara — saldıran azgın — sula- rın, açılan delikten mukavemet imkânı olmıyan kuduz bir şiddet- le saldıran sellerin önünde sü- rüklenmek, bir hamlede ya bir direğe yahut duvarlara çarpılarak hurdehaş olmak... Ofl.. Ne feci.. Ali föüa halde korkmuş, cesareti ve maneviyatı sarsılmıştı. Fakat gözleri önüne, köyü, evi ve ka- uzanan | yısının istirap içinde kıvranan ha- yali geldi. Bir anda kendisini örperten | korku hislerini bertaraf etti, ma- kineyi, artan bir kuvvetle sıktı ve biran evvel gevşeyen parmak- ları manivelâya şiddetle bastı. Burgu makinesi galerinin derin ve mutlak süküneti arasında bü- yük bir görültü ile işlemiye baş- İadı. skana. burgusu yavaş yavaş kömür duvarım oymya, simsiyah bir toz bulutu çıkararak kaya- ların arasına gömülmiye başladı. Birkaç dekika sonra beş met- lik burgunun yarısı duvara sap- lanmış bulunuyordu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: