SON POSTA 8 Sayfa Eylâl 17 -e 0 g n : a M BİZi ıDARE EDE NI.ER... Artık Fehim İle Hasan Paşanın Araları İyıden İyıye Açılmıştı Hasan Paşa, Fehimin Adan_ılarmı Hapsettiriyordu Müuharriri X4 Her Hakkı Mahfuzdur l 3a Bomba, dinamit ve saire gibi me- vaddı infilâkıye yerleştirmeğe ve tam Abdülhamit geçerken onu ber- hava etmiye çok müsait olan bu geçit, — Beşiktaş zabıtasını en çok meşgul eden tehlikeli bir yerdi. Buna binaen daha rama- zanın ilk günü, birkaç komiser ve polisten mürekkep bir heyet, ellerinde fenerlerle bu lâğım da- hilinde güzelce bir taharriyat yaptıktan sonra, derhal lâğımın iki başına ikişer polisten mürek- kep noktalar dikilir ve bay- ram selâmlığı olup — bitinceye kadar böylece beklenilirdi. Yer altındaki bu tertibat kâfi gelmi- yor gibi, (Akaretler) in köşesinde Taşmektebin altında ( Cuma Ça- vuş ) denilen ihtiyar bir adamın kahvesi de bu tonozun Üstüne tesadüf ettiğinden buraya bir memur ikame edilmişti. 321 senesi bayram günü sa- bahı, Abdülhamidin — geçeceği yollarda bütün tertibat alınmış, her taraf, tekrar tekrar muayene ve kontrol edilmiş, artık, ( teşrifi şahane) ye intizar olunuyordu. Birdenbire ortalığa karıştı. Fehim paşanın memurları, Cuma Çavu- şun kahvesine hücum ettiler. Şöylece bir taharriden sonra pey- kenin altında uznnca bir çuval buldular, Çuvalı açtılar, İçinden, | kirli bir yorgana sarılmış, bir martin tüfeği ile otuz fişek çe kardılar. Bu, büyük bir zaferdi. Fehim paşanın, Hasan paşaya karşı ih- raz ettiği pek büyük bir zafer.. Beşiktaş muhafızı Hacı Hasan Paşa, çok müşkül bir vaziyette kaldı. Bütün o havalinin muhafaza ve kontrolu kendisine ait olduğu “alde, Padişahın önünden geçe- ği bir kahvede böyle bir silâh -alunmak.. Bahusus, önünde nö- betçi bekliyen bir kahvede.. Bu .üphesiz, Hasan Paşa ile memur- — larımın, ya ihanetlerine veyahut ta ihmal ve müsamahalarına en kuv- vetli bir delil idi. Hasan Paşa zeki, ve bu gibi işlerin iç yüzünü bilen bir adam olduğu için, (Muayede alayı) olup bitinciye kadar sikinetini muhafaza etti. Ondan sonra, tahkikata biz- zat girişti Ve kısa bir zamanda, bunun mürettep bir mesele oldu- ğu anlaşıldı. Neticenin asıl feci noktasına gelince, zavallı ihtiyar (Cuma Ça- vuş), aylarca istintak ve isticvap- larda sürüm sürüm süründu. Ma- hiyeti tahakkuk etmekl beraber, yine (Bitlisje kadar sürüldü... Bu vakanın yalnız şu faydası olduki O da Hasan Paşa ile Fehim Pa- şanın arası büsbütün açıldı. Esa- sen Fehimden nefret eden Ha- san Paşa, artık Beşiktaş civarın- da Fehimin adamlarını gezdirmek değil, Beşiktaşlan geçirmez oldu. Hatta bir iki defa bunları birer bahane ile yakalattı ve karako- lan altındaki bodruma attırdı. Uzun müddet orada yatırdı. Birer karış sakalla çıkararak Fehime yolladı. * Fehim Paşa avenesi, Galata ve Beyoğlunun birçok dükkân ve mağazalarını haraca kestikleri gibi meyhane, birahane ve bi- hassa umumhanelerden de muay- yen bir (vergi) alırlardı. Bu ver- giyi muntazamen veren umum- haneler himaye edilir; vermiyen- lerin ise mahvına kadar gidilirdi. Vaktile ( Dofyan Mişel ) isminde bir Leh Yahudisi tarafından ihdas edilen bu usul, Fehim Faşa ve avenesinin bu gibi işlere de burnunu sokması üzerine geniş bir şümul kespetmişti. Hatta buna binaendir ki sonraları bu adam da Fehim Paşanın şebe- kesine iltihak etmiş ve çevirdiği mahirane — rollerle — bir aralık oldukça mühim bir mevki ihraz eylemişti. (Mişel), aslen Lehistanlı idl Birçok Leh muhacirlerile İstam- bula gelmiş, elinde hiçbir san'at ve mehareti olmadığı için (Po- lonya “sokağı) nda — gizli bir umumbhaneye uşak ve pakıcı sıfatile intisap etmişti. Mişel, zeki bir adam olduğu için bulunduğu muhbitin vaziyetini çarçabuk kavramıştı. O tarihler- de, umumhaneler pek az olduğu- gibi bilhassa zengin tabakaya munhasırdı.. Galatanm dar — ve dolambaçlı — sokaklarında, ağır demir kapılı ve kale gibi kârgir evlerinde belli başlı üç umumha- ne vardı. Bunların birini (Madam paçki), diğerini (Madam Natalya), üçüncüsü de (Madam Tago) ismin- deki kadınlar idare ediyordu. Mişel, adeta bunları bir şirket haline koydu ve kendisi de dör- düncüsü oldu. ©O zamanlar, Leh muhacirleri- nin dilber kızları, derin bir sefa- let içinde yaşıyorlardı. Mişel, ya- kışıklı bir adam olduğu için bun- ları fuhuş — ve sefalet yoluna sü- rükledi. Bu menfur iş, Mişeli arz zamanda — epeyce para sahibl etmişti. Mişel, san'atini bütün iİncelik- lerile kavrıyan bir adam olduğu için, dalma genç ve zengin Türk evlâtlarını takip ettiriyor. Gerek bunların. ve gerek bol paralı mirasyedileri birer suretle tuzağa düşürüyor, eski Türk zadegâ- nının bütün servet ve kıymetlar elmaslarını, tesis ettiği bu sefahat ve mel'anet ocağında eritiyordu. Zaman ilerledikçe, Mişelin işi de nezaket kespediyordu. Yeni yeni yetişen rakiplerini ezmek ve daha vâsi mikyasta iş görmek için sarayım nafiz adamlarına hulül etmek lâzımgeliyordu. ( Arkası var ) İLÂN İstanbul Tramvay Şirketi Müdürlüğünden: İstanbul Tramvay Şirketi müdiriyeti, 15 eylâl 1932 tarihinden itibaren ikinci mevki tramvay arabalarında tenzilât ile seyahat hakkını bahşeden mektepli kartları vermiye başlıyacağını muh- terem ahaliye ilân ile kesbi şeref eyler. Bu kartlar, yüksek mekteplerden gayri mekâtip talebesine verilecektir. Mektepli kartları, şeraiti atiye dairesinde Galata'da (Tünel arkasında) Şöğütlü sokağındaki Tramvay Şirketi hareket dai- resinde tevzi olunacaktır. 1 — Kart alacak mektepli, on'beş yaşını geçirmiş olma- malıdır. 2 — Mektepli, üzerine 15 kuruşluk pul ve mektek müdiri- yetinin mührü ile mühürlenmiş fotografisi yapıştırılmış olarak, hakikaten mezkür mektebe devam ettiğine dair bir kat'a ta- dikname ibraz etmelidir. 3 — Mektepli, nüfes varakasını göstermelidir. 4 — Mektepli, vesika eb'adında ikinci bir fotoğrafi getir melidir. 5 — İstanbul Tramvay şirketi tarafından verilecek olan kart Üzerine yapıştırılacak 15 kuruşluk pul mektepliye aittir. 6 — Evvelce kendisine bir kart verilmiş ise, mektepli evvellâ eski kartı inde ederek mukabilinde yenisini alacaktır. 7 — Kartın tevdünde 2 1/2 kuruş alınacaktır. 8 — Mektepli kartları Tramvay Şirketinin mezkür hareket dairesinde cuma ve tatil günlerinden maada hergün saat 8 1/2 tan 12 ye ve 13 W/2 tan 17 ye ve pazar günleri yalnız saat 8 1/2 tan 12 ye kadar verilecektir: Muhterem halkın beyhude vakit kaybetmemesi için kart almak üzere mezkür dairemize ancak yukarıda izah edilen şerait dairesinde ve tekmil evrakı matlubeyi getirerek müraat etmesi rica olunur. İstanbul Tramvay Şirketi Müdiriyeti Havacılık Aleminde | Muazzam Bir İnkılap Canlı Pilotlar Yenne Sun'? İnsan Kullanmak Mümkün Olacak İngiliz mühendis ve tayyare- cilerinden Foks, tayyarecilik âle- | minde muazzam bir inkılâp yap- mak üzeredir. Bu zatin tahakkuk ettirmek üzere bulunduğu bu fev- kalâde ihtira, tayyreler için zaman ve mesafe mefhumunu ortadan kabk dırmış olacaktır. Foks, mahir bir mühendistir ve mühendisliği sa- yesinde birçok ihtiralar yapmıya muvaffak olmuştur. Bu zat, şim- diye kadar tayyare ile günlerce devam eden seyahatleri asgarl hadde indirmek için — tetkikat yapıyordu. Büyük bir ketumiyet içinde ve esrarlı bir hava arasında ya- pılan bu tetkikat, nihayet bekle- nen muvaffakıyetli neticeyi ver- miştir. Mübendis Foksun tetkika- tına göre uzun mesafeli seyahat- leri bir hamlede yapmak imkân- sızlığı iki #sebepten ileri geli- yordu: — Tayyarelerin kâfi mik- tarda benzin alamamaları ; 2 — Tayyareleri idare eder lerin sefer yorgunluğuna dayana- mamaları. Tayyarelerin istenildiği kadar benzin alamamalarının se- bebi, — tayyarelerin — topraktan havaya —yükselmek — hususunda çektikleri müşkülâttan ve çok defa bu yüzden kazaya uğrama- larından ileri geliyordu. Mühendis Foks, uzun boylu uğraştıktan sonra nihayet bu mahzuru izale etmiye muvaffak olmuştur. Geriye, tayyareyi idare edecek pilotun uzun süren yolcu- luklara mukavemet edebilmesi meselesi kalıyordu. Bu mahzurun önüne geçmek pilotun yanına bir muavin vermekle mümkün olabi- lirdi. Fakat bu takdirde tayyare- nin ağırlığı lüzumsuz yere fazla- laştırılmış - olurdu. Halbuki pilot muavininin — ağırlığı — nişbetinde fazla benzin alarak tayyarenin uçuş — mukavemetini — arttırmak mümkündü. Demek ki bu yol, ameli de- gildi. Mühendis Foks uzunboylu düşündükten sonra bu meseleyi de halletmiye muvaffak olmuştur, Bu gibi uzun seferlere çıkan pi- lotların yanına muavin olan birer ( Robota - Sun'i adam ) ikame etmek esasını kabul etmiştir. Bu Robota fazla ağır olmadığı için tayyarede bulunması — mahzurlu değildir. Fakat şu faydası vardır ki uykusuz kalan ve yorulan pi- pek yeni salon < ETUAL SİNEMASI Eylül yanaki Pazar günü matinelerden İtibaren İARY GLORY-FERNAND GRAVEY temstileri DÜŞES OLACAKSIN zengin bir programla açılıyor. Yeni öilldiriyet « mizevyen ve tekmil Küks ve exhat koltuklar - Umumi dühülye dÜ kuruş | Eylülün 19 uncu pazartesi günü akşamı 1 - 2 ve 3 kişilik 300 yataklı güzel manzaralı ve her türlü asrl konforu bavi ÇILGINLAR OTELİ Büyük san'atkâr WİLLY FRITSCH idaresinde olarak küşat ediliyor. Fazla malümat için ELHAMRA sinemasına müracaat. Tayyaroci Foks lotun yerine geçerek istenildiği müddet tayyareyi idare etmekte- dir. Bu Robota telsizle idare olunmaktadır. Yorulup ta istirahat etmek istiyen pilot Robotayı ayar ede- rek kendi mevkine geçirmekte ve uykuya yatmaktadır. Sun'l adam o şekilde ayar edilmiştir ki tayyareyi tayin olunan istikamette idare etmiye memurdur, Eğer herhangi bir arıza dolayısile tay- yare istikametini değiştirek olursa pilota merbut bulunan Robota bu değişikliği derhal baber vermek- tedir. Bu haber, plotun başına ge- çirilmiş olan bir telsiz kulaklığı vasıtasile en derin bir uykuda bile olmuş olsa derhal kendisine intikal etmekte, o da uykudan uyanarak hâsıl olan vaziyete kar- şı icap eden tedbiri almaktadır. Mühendis Foksun bulduğu keşif sayesinde, evvelce günler sürün ve şimdi dört güne indiri- len Londra - Avustralya hava seferi bir günde yapılabilecektir. Bu suretle İngiltere ila en uzak müstemlekelerini kolaycacık biribirine bağlamak ve bir harp hâlinde muhaberebede bulundur- mak mümkün olacaktır. Müntahap - fillmler.