Kü ŞÜ c £ v 14 Sayfa ÇANAKKALE Türk Taburunun Bütün İngiliz Plânın Altüst Ettiği SJağ cenahinin açık olduğunu gören ve Türklerin eski kaleden mukabil bir hücuma kalkmala- rından korkan Kapiten Geddes, sahilin -o ksmınu işgal etmek için efrat meyanından gönüllü istedi. Vazife oldukça tehlikeli idi. Çünkü sahilin açık bir kısmını koşarak geçmek lâzımgeliyordu. Efradın hemen hemea hepsi bu vazifeye talip olduklarından, Kapi- ten Geddes bunlardan - beşini intihap ederek açık araziyi geç- mek üzere yerlerinden fırladılar. Mesafenin gayet kısa olmasına rağmen bu altı kişiden ikisi mak- tul düştü ve Kapiten Geddes ile diğer bir nefer de yaralandı. Bunlara birkaç kişi daha il- tihak etti ve bir müddet sonra bu küçük müfreze Camberdeki Dublin kitaatından köye çıkama- yıp ta sol taraftan yol aramakta olan on dört nefere tesadüf et- tiler ve bunların da muavenetile Eskikalenin içinde bir mevzi tut- mağa teşebbüs — ettiler. Fakat buna imkân bulamayınca olduk- ları yerde ve yanlarındaki alâtla kendilerine siper kazıp içine sı- gındılar. Kapiten Geddes River Ciyde'e işaret ederek Fazla iler- lemenin imkânsız olduğunu bik- dirdi. Bu meyanda büyük fedakâr- lıklar sayesinde — River Ciyde yapurunu karaya bağlayan sabih köprü tamir edildi ve Binbaşı Jarret, bölüğile beraber karaya çık” mağa başladı. Fakat ilerliyen ilk iki takımın verdiği zayiat o ka- dar çoktu ki derhal mülâzim Lightingole'ü gemiye göndererek karanlıktan evvel mütebaki efra- dın karaya çıkarılmamasını rica etti. Binbaşının bu ricası muvafık görülerek kıtaata o suretle emir verildi. Böylece, sabahın saat dokuzunda V sahiline yapılan ih- raç ameliyesi olduğu yerde kaldı. Sahilde sağ kalıp ta kum siperinin arkasına iltica edebilen efradın ilerlemiye kudreti yoktu. Gemide kalan bin kadar efrat ise karanlık basıncıya kadar veyahut ta W sahilinden Türklerin müdafaasını çevirerek vaki olacak muvalfakıyetli bir ileri harekâ- tına intizaren âdeta mahpus bir hâlde idiler. 8 Sahiline Çıkış Bu sırada bir Türk taburunun bütün İngiliz plânını altüst ettiği Seddülbahirin iki mil gerisinde S sahilinde Santh Wales Borde- rers kıtaatının) üç bölüğü 7,30 da karaya çıkmış ve bu noktada yerleşmişti. : Fotoğraf Tahlili Kuponu Tabiatinistl —öğrenmek — isliyorsanız | totoğrafınızı S adet kupon ile bir- | Jikte gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. ve iade edilmez. —a İsim, meslok — | | — veya san'at? Bulunduğu memlekot intiyar ı cok mi ? Fotoğrafın klişosi 3O kuruşluk Pltum kabilinde gönderilebilir. S sahili Morto körfezinin şi- mal kolunun üzerindeki kayalık- ların arasında hasıl olmuş bir açıklıktan ibaretti ve üst tara- fında da Totts Battery tesmiye edilen harap ve gayrimüstamel bir istihkâm vardı. Karaya ihraç hususunda — kullanılması — hiç te akla gelmiyen bir mevki idi. Bundan dolayı da Türkler burayı müdafaa — için hiçbir hazırlıkta bulunmamışlardı. Tel mania olma- dığı gibi müdafaa kuvvetide bir müfrezeden ibaretti. Buna muave- net etmek üzere yarım mil içerde bir müfreze daha vardı. Bu sahile tahsis edilen ve her- biri altı kayık çeken dört gemi, boğazların akıntısına karşı güçlükle yol alıyorlardı. Fakat Anadolu sahilindeki bataryalar başka nokta- da meşgul oldukları için bu gemiler üzerine ateş açmadı ve gemiler de Morto görfezini salimen geç- tiler. Burada askerler kayıklara nakledildi ve karaya yaklaşınca ipleri kesereCornuvallis gemisinin top ateşinin himayesi altında kü- rek kuvvetile sahile yanaştılar. Kolonel Cosson iki bölüğün doğ- rudan doğruya sahile çıkmalarını, üçüncü bölüğün ise çeketsiz ve çantasız olarak ta uçtaki kaya- hklarak Totto mevkiine tırman- malarını emretmişti. Bu plân muvaffakiyetle tatbik edildi. Kayıkler sahile yakla- şınca, “kayalıkların yamacındaki Türk müfrezesinin ateşine maruz kaldı. Fakat cenahtan hareket eden bölük hiçbir. mukavemet görmedi ve kayalıkların tepesine — SON POSTA | İngiltere Hükümeti tarafından Gaz! Hı. ne hediye edilen eserin tercüimesi. Seddülbahir.. — tırmanarak — Türk — müfrezesine hâkim bir mevki işgal etti. Bu süretle mütebaki kıtaat ta sali- men karaya çıkarıldı. Oradaki siperler zaptedilerek — müdafaa müfrezesini teşkil eden 15 Türk neferi esir edildi. Saat sekizde bütün bu mevki İngilizlerin elin- de idi. Bu hâkim noktadan V sahi- lindeki ihraç ameliyesinin ilerile- memekte olduğu derhal görüldü. ( Arkası var ) çe0 Malatya Sulh Hukuk mahke- mesindean: — Malalyanın nahiyesinden Kiğili oğlu Hamdi Efem d ayni köyden Puahıyık oğlu Çü malı aralarırdaki İzalsi şayu davasır müa İera kılınnakta olan — mühakeme İsmetpaşa sinde müddel aleyh Çumalımın İkuu gahi. meçhül ağundan gazete ile ilânen — te iş ve yövmi mu Si 1/0/32 tarihi- ne muallak bulunmuş olduğundan 20 gün zarimda haberdar ve yevmi mu- hakemeyo gelmiyocek olursa giyaben bakılacağı ilân olunur. sinden: Bir borcun temini tuz ve paraya — çevrilme muhteli? tühaliye © tarihinde Sandal ba açık artürma suretile olunur. Beşiklaş İcra Ualresinden: Borçtan dolayı mahtüuz bir adat mamülâtı kasanın — Batıl- & arar olduğundan 88/988 — tarihine adif — Çayşamba | günü saat on bir raddelerinde — Ga- Abit latada Ömer hanında alenen n İıtanbul Belediyesi İânları * Mektep İnşaati Silivri merkez kazasile Çanta köyünde inşa olunacak mektepler kapalı zarfla münakasaya konulmuştur. Talipler şartmame almak ve keşif evrakını görmek üzere hergün Levazım Hüdürlüğüne muracaat etmeli münakasaya girmek için yedi buçuğu nispetinde teminat mektuplarını 1-9-932 perşembe encümene vermelidirler. de teklif edecekleri bedelin yüzde makbuz veya mektubu ile teklif günü saat on beşe kadar Daimi »4 İtfaiye için Tüzumu olan yüz elli yatak ile yüz otuz yastık kapalı zarfla münakasaya kon almak üzere her gün Levazım ulmuştur. Talip olanlar şartname Müdürlüğüne müracaat etmeli mü- nakasaya girmek için de 90,5 liralık teminat makbuz veya mek- tubile teklif mektuplarını 1 - 9 - 932 perşembe günü saat on beşe kadar Daimi Encümene vermelidirler. x Keşif bedeli 338 lira 48 kuruş olan İstanbul İtfaiye Grupun- da inşa olunacak talim mahalli açık mübakasaya konulmuştur. Ta- lip olanlar keşif evrakmı görmek için hergün Levazım Müdürlüğü- ne, münakasaya girmek için de mektubu ile 1-9-932 perşembe Ençümene müraat etmeleri. 25,5 liralık teminat makbuz veya günü saat on beşe kadar Daimi * Fatih Belediye Müdiriyelinden: Başı boş bulunup daireye teslim edilen iki maltız keçisile bir yavrunun sahibi sekiz gün zarfında müracaat eylemediği takdirde satılacaği ilân oluur. törlüğünden: — Yüksek Baytar Mektebi Rek- Küçük Sıhhiyei Hayvaniye memur mektebi müsabaka imtihanına dahil olmak üzere kayıtlarını yaptıran efendilerden İstanbulda bu- lunanların 27 ağustos 932 tarihine müsadif cumartesi günü saat 10 da Selimiyede Yüksek Baytar Mektebine müracaat etmeleri ve taşrada bulunanların. en büyük mülkiye memurluğuna gönderi- lecek olan imtihan suallerine intizar etmeleri ilân olunur. Â YE Bu Sütunda _Hergün Yazan: İlhan Selim TELLERİN KALBİ — Alla.. Kimsiniz Efendim ?... Allo... —A yanlış, affedersiniz.. Ben, iki, çift sıfır, dördü arıyorum efen- dim. Affedersiniz.. — Ne dediniz? Ben mi? Yok canım, alelâde bir yanlışlık bu. Olmaz mı?.. Olamaz mı?.. Hem.. ... Rica ederim, bu biraz fazla değil mi? Hem siz kimsiniz kuzum ? Ne?... —Yalll bu ne gsaadet.. iltifat... Fakat., Yalli... Fakat Bu ne büyük — Evet amma, ne diyeyim ? Zihnim karmakarışık oldu. Size bir tek kelimeyi bile kekeleme- den söylüiyemem artık.. Düşünün, düşünün bir kere.. Hayale bile sığmıyan.. — Lâkin Hanımefendi, lâkin.. — Evet, evet. Ah! Benim gi- bi bir ihtiyar için.. Bir bunak içim... — Kat'iyyen... Sizi temin ede- rim ki hiçbir. maksadım yok .. Hiçbir kususi fikirle bunu yapmış değilim. Sadece.. doğrusu —bir yanlışlık demeli Hanımefendi, hattâ santraldeki, matmazelin bir yanlışlığı!.. De- mek - istiyorum ki... Size nasıl anlatmalıyım, demek istiyorum ki benim bunda en küçük bir ka- bahatim yok. Halbuki bu işte kabahatli olmak bile; dünyanın en büyük mücrimi olmak bile kabil. Eğer elimde olsaydı seve seve... — Garip mi? Olabilir.. Ben... Ben... — Ne güzel, ne güzel! Beni ben kadar biliyorsunuz. Yarabbi mutlak bu, dünyanın en büyük saadetidir.. Bu mutlak benim kara — taliimin — telefoncu mat- mazelin parmakları vasıtasile bana oynadığı son cemilekâr oyundur.. Ah... — İnanmıyorum.. buna inan- mak için, hattâ sözlerinizi anla- mak için kafamın içindeki aletler kırılmış, işlemiyor.. Hiçbir şey anlamıyorum; sizin.. sizin.. oh, ra- hatsız ettim, affedersiniz... — Beni affediniz hanımefen- di, beni affediniz.. Mümkün de- ğil Mümkün değill -Anlamıyo- rum.. Kulaklarım işitmiyor, tele- isnda yalmx — aht 'bir” ihtk zaz ve gergin kitar tellerinin tat- h ahengi var.. başka hiç, hiçbir şey duymiyorum.. — Olabilir! Belki de.. sevili- yorum, ben... Ah utanıyorum, bu ihtiyarı utandırıyorsuuuz hanıme- fendi, bana bu azabı neden lâyık gördünüz? Alay etmek için baş- ka kimseyi bulamadınız mı? Sedef — parmaklarınızdan telefomu bırakınız. Bana bu şu zu- )nn. belki ea ağır cezalara mal — O da olabilir. Fakat en” olacak. Belki ölüm cezasına çar- pılacağım. O kadar.. O kadar... — Bana merhamet ediniz efendim... — Kapatıyorum — han- mefendi.. Ellerim titriyor.. Yarab- bi.., Bu yanlışlık, bu yanlışlıkı.. Matmazel! Matmazell.. — Evet. Matmazel! Matmazell. —Beni bırakınız. Sizi kim be- ni öldürmiye memur etti? E- betl.. — Elbet anlamıyorum.. Bunda anlaşılacak bir nokta var mı?. Bunu hangi insan, bahusus hangi altmışlık insan anlıyabilir ki ben anlayayım? Bende onlar« dan fazla, onlardan büyük bir kuvvet mi tasavvur ediyorsunuz? — Minnettarım. Minnettarım. Fakat hepsi öldü. Hepsi gömül- dü onların. Şimdi ben ak saçla- rımla yapyalnızım. —'üiııııuınıı efendim, şa> şıyorum.. Şaşıyorum.. — Neden? Garip değil mi? Lâkin niçin sesinizin tonu ? Âdeta beni azarlıyorsunuz.. Syl.. öyle. — Niçin ? Niçin? Telefondakl sesim mi? Benimle alay etmeyin. Telefondaki sesim, nihayet benim sesimdir. Bu size ne söyliyebi- lir? Genç bir sporcunun sesi belki.. < — Affedersiniz. — Anlatmak istediğim... — Hayır, bayır, bin defa hayır.. Demek istiyorum ki.. Ses.. — Evet.. Fakat ben deli de- ğilim hanımefendi, inanmıyorum., inanmıyorum.. Ben sizi tanıyorum. Siz benim yalnız, sadece sesimi işittiniz.. — Samiye Hanımın evinde, Düşünün! Sizin yeşil bir kelebek kanadı. gibi hareli gözlerinize bakmıştım, siz bana uzaktan eli- nizle Allahaısmarladık demiştiniz. — Olabilir, — hatırlamıyorsu- nuz.. Siz çocuksunuz.. Anlıyorum, Aradığını bulamamış, hiçbir şeye inanamamış içli çocuklardan biri- siniz.. Geçer, geçer... — Amma size yalvarırım, bı- rakın bu lâfları.. Bırakın.. — Nasıl? Nasıl? Siz çıldırd- nız mı? Çıldırdınız mı siz?.. Ben çocuk değilim.. Çocuk değilim ben... Ben daha delirmedim ?.. Matmazel! — Matmazel! — Uyuyor musun matmazel|... ÜTÜ P L Malatya Sulh Hukuk Mahke- mesinden: — Malatyanın — Dabahana maballesinden Müomeu sade İbrahim Elendi ile Hacıabdizade muhallesin- istafa oğlu Vahap aralarındaki şuyu davasının — İcra kılınmak- ta olan muhakemosinde müddel aley Vahabın ikamotgâhı meçhul olduğun- dan gazete İle gıyap kararının tebli- ğine ve 20 gün zarlında haberdar edilmesine karar verilmiş ve yevmi muhakeme olan 12/9/32 tarihinde Ma> latya Salh Hukuk mahkemesinde ha- zar bulunmadığı takdirde gıyaban müs hakemesine bakılacağı ilân olunuz.