SON POSTA HARİCİ TELGRAFLAR Sayfa. 5 İn İs Âlemi Gönül İ Gönül İşleri | — | | | | Hitler Ve Şlayşer Muamması!... Alınan siyaset âleminin muammalı bir yı'dızı olan Hitler susuyor, Relsi- cümhur Hindenburg ila Hitler ara- sındaki mülâkatın akim kalmasından sonra Hitlerin bu derin sükütü- na - birçok O manalar © verenler vardır. Fakat ayni siyaset âleminin bir diğer simam daha vardırki adı Şlayşerdir, bugünkü kabinenin Har- biye nazırıdır. Hiçbir zaman ön plân- da görünmemekle beraber bugün, Alınan muhafazakârlığınn dayandığı tek kuvvet olduğu söyleniyor. Bir güzeteci, bu zat ile konuşmuş, bugünkü vaziyet hakkında fikirlerini sormuş. Jeneral Şlayşer demiş kil — “Bugün her memlekette bir- çok zeki insanlar vardır. Fakat bun- ların iradesi zayıftır. İşte asrımı- xm en büyük felâketi bu iradesi sinir zâfından İleri o gelmektedir. Bilmem dikkat ettiniz mi? * Birçok insanlar sinirlerinden bahsediyorlor. Onun içindir ki bunları sinirlerinden | yakalamak lâzımdır. Çünkü sinir zâfı demek, sadece “korku, demektir. Uyuyamıyan birisini görürsünüz: sinirlerinden (şikâyet eder. Düşüne- miyen birine tesadüf edersiniz © da sinir hastalığına uğramıştır. Halbuki benim için ne korku var- dır, ne de uykusuzluk! Ben istediğim yerde ve arzu etti- im zaman bilirim: — Diyorlar ME bni bugünkü Alman kabinesinin ruhu Imişim! Böyle bir gey olup olmadığımdan haberim yok, Fakat onun kısmen iradesini temsil ettiğimi söyliyebilirim.,, * Ba sözleri söyliyen adamın da Hitler kai bir muamma olduğunu ve kendisinden birçok şeyler bekle- nebileceğini, peşinen, kabul ede- biliriz. Süreyya Alman Başvekiline Hücum Ediyorlar Berlin 21 — Sosyal Demeok- rat fırkası Başvekil Fon Papen'e karşı taarruz ve hücuma başla- mıştır. Bu grup (o önümüzdeki cuma yihştağa o birkaç takrir verecektir. Bu takrirler arasında, hükümete ademi itimat beyan edilmesi bakkında da bir takrir vardır. Diğer bir takrirde de 14 Haziran 932 denberi neş- redilen (Obütün kararnamelerin feshi istenmektedir. Prusya Komiserliği Ve İdare Örliye Meseleleri Berlin, 21 — Hitlerle görüş- dükten sonra Munihlen avdet eden Perusya Diyeti Reisi M. Kerri diyeti 1 eylülde ictimaa davet edeceğini söylemiştir. ii ckimde; Almanya tarafın- den geçenlerde Prusyaya tayin edilen komiser meselesi ve ilân edilen idareci örfiye işi görüşüle- cektir. TEFRI KA NUMARASI: 44 ÇOCUKLUĞUM i dimleri olacaklardır. Fransız Gazeteleri Şüphe İçinde | - İ niyetini ispat eden Fransa, top- | Alman Ordusunun İhyası Ordu Üç Misline Çıkarılacak, Hitler Kıtaatı Orduya İlhak Edilecektir Berlin, 21 — Alman ordusu- nun yeniden oİhyası meselesi etrafında siyasi mehafil muhtelif mütalealarda bulunmaktadır. Al- man bükümeti Almanyayı askeri sahada diğer devletlerin tâbi bu- lunmadığı tahdidattan kurtarmak hususunda müzakerelere girişmek tasavvurundadır. Askeri mehafil, diğer mem- leket ordularında bulunan silâh- ların Alman ordusunda da bu- lunmasını istemekte ve Alman ordusunun hizmet müddetini, 12 seneden & veya 4 seneye indirik mesini talep etmektedir. Hitlerin Ordusu Ne Olacak Berlin, 21 — Alman ordusu- nun yeniden ihyası, Hitlercilerin 450 bin kişilik o ordusununun memlekette doğurduğu endişeden ileri gelmiştir. Hükümet şimdiki 100 bin kişilik orduyu üç mis- line çıkarmak niyetindedir. Bu itibarla Hitler kılaatınn yarısı orduya (alınacaktır. Bu suretle Hitlerciler Almanyanın sadık ha- | Paris 21 — Almanyanın, Ak | man ordusunun ıslahı için Paris, ! Londra, ve Roma hükümetleri nezdinde” teşebbüste bulunduğu hakkındaki oşayialar hakkındaki yazı yazan gazeteler bu teşeb- büsün niyet ve tasavvorlarından şüphe etmektedirler. Eko dö Pari diyor ki: kanlı bir anarşi ile imparatorluğun ye- niden ihyası arasında rakseden bir Almanyâya boyun eğmeme- liyiz. Avrupanın şimdiki vaziye- tini sarsmak için bir ordu istiyen Almanyaya alet olmamamız İ&- 10 senedenberi küsnü zumdır. rağına hiçbir ecnebi meferinin girmemesini temin edecek şekil de hareket edecektir. ,, Çelik Miğterlilerin Geçit Resmi Berlin 21 — Çelik miğferlile- rin 2 Eylüldeki kongreleri dola- yısle100 bin kişi geçit resmi yapacaktır. Başvekil ve nazırlar geçit resminde hazır bulunacak- lardır. Çelik miğferlilerin fahri reisi (oHindenburgta merasime davetli bulunmaktadır. Meşhur Rus Edibi Maksim Gerkinin vayal roman Tahtadan mamul bebekler gibi hiç hareketsiz oturuyorlardı. Yakof amca kapının kenarına | dayanmış, elleri arkasında idi. Büyük babam beni göstererek: “ Dışarıya çıkar, uyusun! ,, dedi. Amcam parmağile bana işaret etti; ve ayaklarının ucuna basa- rak büyük annemin odasına doğru yürüdü. Yatağa girerken kulağıma fısıldadı: — Natalya teyze öldül, Buna fazla hayret etmedim. Türkçeye Çeviren: Muvaffak O zaten, uzun zamandanberi gö- rünmüyordu. Ne mutfağa iniyor, ne de yemeğe geliyordu. — Ninem nerede? Diye sordum. Diğer odayı parmağile göstererek: — Orada! Dedi. Ve yine geldiği gibi çıplak ayaklarının ucuna basarak uzaklaştı. Yatakta yatıyor, etra- fıma bakınıyordum. o Pencerede cama yüzlerini dayayarak bir sti- rü insan başı bakıyordu. Kö- Prolesör Pikar 16,500 metroya çıktıktan sonra İtalyada < Po » vadisine yakın olan Odolo kasabasına İndi. Profesör Pikar lsviçrede Dütendor! tay yare meydanından saat 5i 5 geçe havalandı ve saat 15 i 45 geçe yere indi. Fakat balonun sepeti bir noktaya takıldı ve balondaki bütün fenni teç hizat harap oldu. Profesörün elde ettiği neticeler hiçbir hasara uğramadı. Profesör 10 &aat süren bu hara seyahatinder tında muvaffak olduğunu söylemektedir. çok memnundur. İlmi tetkika- iz İİ bin metroya çıktıkları zaman soğuktan çok müteessir olduklarını söylemiştir. Bütün ilmi cihazları mükeminei örünmektedir. Prf. Pikkar Profesör, irette işlemiştir. Resmimizde Pikar ve muavini, balonun içinde Venedikte İtalya Hava Nazırı Tarafından Hararetle Karşılandı Desanzano, 20 — İtalya Hava > Nazırı M. Balbo, dün, kendi kuk | landığı 3 motörlü bir deniz tay- yaresile buraya gelmiştir. Bahriye | Nazırı, 16,500 metre irtifana çıkmıya muvaffak olan Profesör Pikkarı tebrik etmiştir, M. Balbo ve Profesör Pikkar Venediğe hareket etmiştir. Profesörl, hü-, kümet memurları ve gazeteciler tayyarelerle takip etmektedir. M. Huverin Nutku Dolayısile Nevyork 21 — M. Huver bir | nutkunda o Amerikadaki şiddetli iktısadi o bubrandan o Avrupanın mes'ul olduğunu söylemişti. De- mekratların Reisitümhur namzedi olan Franklen Ruzvelt bir nutuk söyliyerek, Huverin bu nutkunu bey elmiştir. gede, sandığın "üstünde ninemin elbisesi asılı idi. Ben onun ek bise olduğunu biliyordum. Fakat bana şimdi, canlı bir malilük , imiş ve beni gizlice gözlüyormuş gibi geliyordu. Başımı yorganın altına gizledim. Bir gözümle ka- pıya doğru bakıyordum. Yatak- tan fırlayıp dışanya çıkmak is- | tiyordum. Çok scaktı; ağır bir koku nefesimi tıkıyordu. Bu koku ba- na Vaynayı, yere akan kanlarını hatırlatıyordu. Kafamın içinde, kalbimde bir ur kabariyor gibi idi. Bu evde gördüklerim, her- | şeyi çiğneyip geçen ağır bir | posta kızağı gibi kalbimi eziyordu. Kapı yavaşça açıldı. Odaya ninem girdi, Omuzları ile kapıyı itti ve yaslandı. Ellerini lâmba- Protesör Venedikte Venedik, 2 — M. Balbonun idare ettiği ve içinde Profesör Pikkarın bulunduğu tayyare bu- raya gelmiştir. Profesör hararetle karşılanmıştır. Profesör, teşebbü- sünün verdiği o muvaffakıyetten dolayı her taraftan tebrik tel- grafları (Oalmaktadır. £ Profesör i Piikkara zevcesi refakat etmek- tedir. M. Heriyonun Temasları Paris 2 — Başvekil M. He- riyo yanında dahiliye nazırı oldu- ğu halde İngiltereye gidecek ve İngiliz Hariciye Nazırı Sir Jon Simon ile bir mülâkat yapacaktır. M. Heriyo dün dahiliye ve bütçe. mazrlerili görüşmüştür. nın mavi ziyasına tar sessiz ce, çocuk gibi şikâyet ediyordu: — Ah, ellerim, ellerim.. O | kadar acıyor ki... SE e Eve yeni, boğucu bir kâbus çöktü. Bir akşam üstü idi. Çay- > sonra büyükbabamla Tevrat okuyorduk. Ninem de henüz bu- laşık yıkamıya başlamıştı. Yakof amca koşarak geldi. Üstü başı her vakitki gibi perişandı. Eski- miş, pis bir süpürgeye benziyor- du, selâm vermeden şapkasını bir köşeye attı; kollarını sallıya- rak ve bütün vücudü titriyerek heyecanla anlatmıya başladı: — Baba, Mişka yine zap- tolunmaz bir hale geldil Öğle yemeğini bizde yedik. Sarhoş oldu; bir sürü delilikler etti. Tabakları, çanakları kırdı, biri- a Bir 1 stırap İçindeyim “ Bir senedenberi ayni dak rede çalıştığım bir kızla seviş- mekteyim, İkimiz de (o mütekabil sevginin tatlı heyecanların uzun müddet yaşadık, Nihayet evlen- miye karar verdik ve resmcâ ebeveyninden istettim. Öteden- beri kızla olan münasebetimi ebeveyni haber alıyor ve pek mutaassıp (olduklarından O kızı bana vermekten istinkâf ediyor- lar. Evvelâ kendilerine müracaat etmediğimden bu hareketi mil nasebetsiz o buluyorlar. Halbuki kızla aramızda tam bir rabıta teesss etmiştir. Bu yüzden ben de eski nişanlımdan ayrıldım. Kızla konuşmaktan beni menet- tikleri gibi her ikimizi de tehdit ediyorlar. Halbuki kız beni se- viyor ve evlenmek istiyor. Bu hususta ebeveynine açıkça söy- lediğini ve ısrar ettiğini biliyo- rum. Zavallı kız bu yüzden pe” işkenceler (gördü. Ve kendi bir dakika olsun yalnız bırakılmıyor. Kıza olan alâkamı ve aşkımı unutmak için çok çalıştım. Ma alesef muvaffak olamadım. Bü- yük bir ıstırap içindeyim. 11-8 düz Ankara: CHT, Kızın ebeveyni nezdinde, ö- zünden çıkamayacakları, hatırını kıramayacakları kimselerin tavas- sutunu temine < çalışın. Ailenin ısrarı, bir suitefehhüm yüzünden- dir. Onlara hakikati ve vaziyeti anlatmak O imkânın bulduğunuz gün, bu suitefehhümü izale müm- kündür, aile dostlarına müracaat ediniz. Uşakta Münevver Hanıma Ortamektebi bitirdikten sonra maallim mektebine (gidersiniz. Ailenizin muvafakati olmaksızın tehlikeli maceralara atılmayinız. * larelinde o Üsküdarlı o Hüsan anlış bir yoldasınız. Küçük bir musevi kızı size vefalı bir sevgili ve karı olamaz. Bahusus askerliğinizi yaptığınız müddetçe bu maceranın manası — TAKVIM PAZARTESİ 31 Gün“ 22 Ağustos“ DİZ kasr 109 Öğ Kimdi | 9: Oİtk. g4 İmana 5. PSİ ATİ Yata (413/35 birine geçirdi yamak gri imiz diye haykırıyor. Kendinize dik- kat ediniz! Büyük babam elleri ile masa- ya dayanarak vaşça ayağa kalktı. Yüzü bii burnuna doğru inceldi ve keskinleşti: Siyez simli valde?. Bu nasıl, (Oboşuna gidiyor mu?.. Hımmm!. Oo Haydut, öz babasım gebertmek istiyor.. Hayırlı ev lât!, Diye bağırdı ve omuzlarını Mint ağaya doğru yürüdü. Kapının ağır kolunu yerleştire- rek Yakofa dedi ki: ( Arkası var)