Bu Sayfa İNANILMIYACAK Haftada Bir Defa Neşro- lunur Ve Bütün Matbuatını geee Dünya ze Getirir. Kurbağa bir defada kendi vü- cudünün on misli büyüklüğün- de yumurla yapabilir. Bilir Misiniz Bahk Denizde Susar Mı ? Bu sualin cevabını diğer bir sual ile verebiliriz: Balıkların su- da yaşadıkları halde susayıp su- samadıklarını — nasıl Bir balığın nekadar su içtiğini bulmak o kadar kolay bir iş de- ğildir. Fakat her canlı gibi şüphesiz ,onların da suya ih- tiyaçları vardır. Muhtaç oldukları suyu da kolaylıkla - bulabilirler. Balıkların - vücudünde diğer hayvanların vücudünde - olduğun- dan fazla tuz yoktur. Hattâ tat- h su balığının vücudünde nan tuzla, denizde ğın vücudündeki aynidir. Hattâ - bili yaşıyan birçok balıklar kolay- lıkla — tatlı su — göllerine ge- çer ve orada yaşarlar. Balık ken- disini iki muhite de alıştırabilir. Niçin Bazı Resimlerin Gözleri Daima Bizi Takip Eder ? Duvarda asılı bir biribirinin denizde insan res- mine dikkat ediniz. Odanın han- | gi tarafına gitseniz resim daima size bakar gibidir. Bazı resimlerde de gözler katiyen size bakmaz- lar ? Bunun sebebini biliyor musu- nuz ? Mesele basittir. Resmi ya- | pılan adam ressama, yahut - fo- tografisi çekilen kimse makine- nin adesesine bakıyorsa, resimde de gözler daima size bakıyor gibi görünür. Fakat resmin ya- pıldıği, ve fotoğrafın çekildiği anda, insan yana veya başka bir tarafa bakmışsa, o vakit ne ta- yaftan bakarsanız resimdeki göz lerin size bakmadığını görürsü- büz. Bilhassa grup halinde alınmış resimlerde bu hal çok gariptir. Eğer herkes makineye başmışsa resme baktığınız zaman bütün gözlerin sizi takip ettiğini görür: sünüz. Tohum Binlerce Sene Sonra Nema Bulur Mu? Kayır! Birçok kimseler bir tohumun binlerce sene sonra da nema bulduğunu iddia ederlerdi. Halbuki şurası mubakkatır ki tohum nema kabiliyetini ancak bir iki sene muhafaza eder. Tohumların çoğu beş sene zar- fında ölür. bilebiliriz ? | mahlük | ... ? Niçin : n İnek Nasıl İSüt Yapar? | — Vücudun bazı kısımları vücudü- | muza lâzım olan şeyleri yapmıya yararlar. Bunlara»guddeler denir. Bu guddeler vücudun kimyahane- leridir. B aki suz şeyleri süzer. Bazıları mızdaki tükrüğü yapar. Bazı 1 yardır. ki kendi vücudumuza değil başka- larının vücuduna Jâzım olan şey- leri yaparlar. Meselâ bir hayvanın süt ya- pan güddeleri fa: kanı yer, ot eder. Kan yaşsıtasile süt olur. Sütü yapan guüddelere mikros- hücrelerin kan yariyan her lüzüm- ağzı- yavru yapınca iyete geçer ve süte çevirir. vücutta bu güddeler oradan geçen İnek kana kopla bakarsak damlalarından süte şeyi emip çektiğini görürür. Niçin İhtiyarlarız ? Bu sualin cevabını bulmak | için birçok âlim adamlar sene- lerdenberi uğraşıyorlar. İhtiyarla- mamızın en büyük sebebi, vücu- dümüzde zaman ile birikip kal- miş olan — birtakım — lüzumsuz Makine işledikçe bir- takım pislikler çıkarır. Vücudü- müzde böyle birtakım pislikler çıkarır. Bu pisliklerin bir kısmı dışari çıkar, bir kısmı vücudü- müzde kalır. Bunlar zaman ile birikip çoğalır. Bu birikmiş pi | likler mafsallarımızı - sertleştirir, bazı uzuvlarımızı körletir. Uzuv- larımızın böyle günden güne bo- zulup zayıflaması neticesinde vü- cut te çöker. Bu pisliklerin vücütteki tâk- ribatı insana göre değişir. Bazı- larında daha çabuk tesirini gös- | terir; bu gibiler daha çabuk ihtiyarlar. İnsanlar vardırki kırk yaşında iken altmış yaşında bir adamdan daha ihtiyar görünürler. Demek ki bizi ihtiyarlatan yalnız zaman değildir. Yalnız ih- tiyarlamak İçin çok — yaşamak kâfi değildir. Asıl yaşadığımız müddetçe yaptığımız şeyler bizi ihtiyarlatır. veya genç bırakır. Meselâ, çok yemiyen, çok içmi- yen, muntazam yaşıyan, uykusu- nu alan kimselerde vücut daha sağlam kalır. Refah içinde yaşı- yanlar geç ihtiyarlar. Fakat ha- inek | Vücudümüz işliyen bir | Bu rezmin ortasında gördüğünüz dört çizgi tam bir murabba teşkil eder. W'Küç;k Bir Kutuda Üç Eğlence Radyoda Televiziyonla Resim Gösteriyorlar Ağustosun 19 unda Londi açılacak olan radyo sergisin yeni keşfin teşhir edile haber — verilmek teşhir edileceği k bir beri gizlice çalış lmata ve içeriye ancak mahdut kim onlar da parola ile kal Burada teşhir edilecek radyodur. Bu hem gramos | televizyonlu — bir makine hem rady fon, hem de televizyon vazile- sini görmektedir. Bu küçük bir kutu içinde eğlence yerleştir Bu küçük mofon kut be 1 açılınca içinde bir perde meyda- Resim İ kine, una na çıkar. bu perdede in'ikâs eder. Bu k | ca gramofon rir. Bu makineye sahip olan, bir kutuda üç eğlence elde etmiş olur. * Frengi Teşhisi Hayli İlerlemiş isminde bir Holandalı firenginin teşhisi için bir usul icat etmişti. Bu usul bir seneden- beri İngiltere de tecrübe edik- mektedir. Bu tecrübeler muvaffa- | kıyetle neticelenmiş ve Doktor Bendiyene hak verdirmiştir. giliz doktora şunları söylemiştir: “Doktor Bendienin usulü ka- dar firengi teşhisi için kuvvetli bir usul bilmiyorum. Doktor Ben- | dienin usulü bize kandaki kanser | mikroplarını haber vermektedir. Bu sayede kanseri evvelden keşfedip tedbir. almak imkân dahiline girmektedir. Pek az za- | man sonıa kansere mâni olacak | tedbirleri almamız da imkân dahi- line girecektir. ,, | yatında lüzümlü Tüzümsuz - isr larla vücutlerini bozanlar tabi gençliklerini de çabuk kaybeder- ler. Sıkıntı, felâket te insanı ça- buk ihtiyarlatır. Sıkintı ve felâ- ket vücutte — tesirini zehirlerin dışarı çıkmasına mâni olur. Bu yüzden sıkıntı çekenler daha çabuk ihtiyarlar. Hayatı uzun yapan, ihtiyarlığı geciktiren üç doktor vardır: rahat doktoru, neş'e doktoru, intizam doktoru. Geçen sene Doktor. Bendien | doktor | Bu tecrükeleri yapan bir İn- | gösterir, | Bu Sayfada Dünya Matbuatında Çıkan Meraklı Hikâye, Yazı Ve Makaleleri Bulacaksınız. hat kollu / bacaklı adam kadar — meharetle ata binermiş. Napoleon Müslümandı, Na- poleon Misir seferi esnasın- da siyasi maksatla islâmiyeti kabul etmişli. Bir iki sene sonra bir. münasebetle bu dini ihtidadan bahis te et- Şu Garip Dünya “Dünyanın 4 Köşesinde İnanılmıyacak Garibeler | . j W Arıların Marifeti- Gençlik Aşısı -Kadınların Çalıştığı, Erkeklerin Dilendiği Bir Yer-Şu Aşk Ne Garip Şeydir E Şu dünya ne gariptir. Şurada burada öyle garip, öyle inanılmı- | yacak hadiseler olur ki, insan hayretten hayrete düşer. Aşağıkı satırlarda dünyanın dört köşesinde vukubulan garip ve inanılmıyacak — hâdiselerden birkaç misal veriyoruz. * Arıların Marifeti Almany çalışırken cağızı ve evde dÜlerine vermek İçin- tazyika baş- lamışlar. - Bunun - üzerine köylü arılarından imdat dilemiş, Arılar derhal hücum etmişler, şakileri kovmuşlar ve adamcağızı kur- tarmışlar. şaki gelmiş. Adam- ükliyerek eve götürmiye ne var 4 Bazı memleketlerde — arıları uğurlu sayarlar. Bilhassa İrlânda- da ve İngiltere de köylüler arı- ları pek severler. Birçok İrlanda köylerinde, köylüler evden bir larına haber verirler. Vermemeği bir uğursuzluk — sayarlar. kip ederek mezarlığa kadar git- tiklerine ve ölü gömülür gömül- mez döndüklerine inanılır. * Gençlik Aşısı Japonyada Doktor — Kolaro Şirai isminde bir Japon doktoru, bir gençlik aşısı keşfeltiğini zan- Birçok — senelerdenberi (Uzu ) — ismini i bu aşı için tetkikat ya- piyormuş. — Nihayet — aradığı - n bulduğuna ve insanlığa büyük bir şey hediye edeceğine okadar inanmış ki, bunu kendi üzerinde tecrübe etmek — istemiş ve tecrü- besine kurban gitmiş. Zavallı Japon doktoru unut- netmiş. Japonca vere da bir çiftçi, tarlasında | ne yoksa ken- | ölü çıktığı zaman gidip evin arı- | Hatta | | bu köylerde arıların cenazeyi ta- | muşiki, gençlik hayatta bir defa gelir. x Kadınlar Çalışır Erkekler Dilenir Dioyarn hetan'da fuula arköekler “galiğir. evde oturur. — Yalnız göylerinin - bazılarında lâf atar. | her tara- Kadmlar Anadolu erkekler kahvelerde Kadınlar tarlada çalışır. Felemenk Hindistanında da er- kekler dilenir, kadınlar çalışır. * Balayı İrenleri İtalya Başvekili balayını seya- hatte geçirmek istiyen yeni evli- lere trenlerde tenzilât yapılmasını emretmiştir. — Yeni evliler, nikâh vesikalarını göstererek herhangi bir istasiyondan yüzde yirmi ten- zilât ile bilet alabilirler. Şimdi İtalyada bir güzel kar dın bir yere seyahat etmek istediği zaman gözüne kestirdiği bir gence yaklaşıyor ve soruyor: — Romaya ucuz bir seyahat yapmak ister misiniz? x Şu Aşk Ne Garip Şeydir Pariste Grand Bulvarda lini- | forma giymiş bir zabitin bir aşa- | gi bir yukarı dolaşarak caka et- mekle meşgul olduğunu görmüş- | ler. Kadınlar bu şık adama hay- ran hayran, kahvelerde oturanlar da hayretle bakıyorlarınış. Nihayet bir polis, bir 7 kendisini böyle teşhir etmiyece- ğini tahmin ederek adamın ense- sine yapışmış. Adamcağız elbiseyi | tiyatrodan çaldığını itiraf etmiş. Orada niçin gezdiğini sordukları zaman da: — Sevgilim kahvede oturu- yordu, ona caka atmıya çalışıyor- dum.