10 Ağustos -— Hergün Bugünkü Darülfünunun Vazifesi * Maarif Vekâleti Darülfünunu ıslaha karar verdi. Bu kararın tatbikinde Profesör Malş'ın rapo- runa istinat edilmektedir. Bu münasebetle, Nevyork Da- rülfünunu Müdürü Doktor Mu- ray Butlerin asri darlilfünunun vazifesi hakkında bir gazetede .gördüğümüz — beyanatmı — aşağı naklediyoruz. Bu mütalea, bize darülfünunun asri telâkkisi hak- kında vazıh bir fikir verebilir: “Darülfünun fikrinin inkişaf ve tekâmlllinü takip etmek çok meraklı bir şeydir. “Orta zaman tahsil müessese- l phesiz umumi bir ihtiyaca ,covap vermek Üzere orlaya çık- mıştı. O vakit üç malümat şu- 'besi vardı: İlâhiyat, Hukuk ve Tıp. Yalnız “bu üç şubenin mevcudiyeti, yalıııı 'onlara ihtiyaç hissedildiğinden değil, fakat tedris için organize mevat verecek kadar - ilerilemiş yalnız bu ilimler mevcut oldu- ğundan dolayı idi. . — Fenmnin, sanayün terakkisi yeni keşifleri takip eden bü iktısadi değişiklikler, — insanları yeni sahalarda tetkikata sevketti. Başlangıçta Üniversiteler tale- beye kapılarını geniş ağan mücs- seseler - değildi. İlk — mühendis mektepleri, bütün dünyada evvelâ darülfünunun — haricinde teessüs etti. Diğer mevzular da darülf nuna — girmekte güçlük çekti, bugün ise üniversiteler — daha yirmi — otuz. sene akademik bir tetkika Jâyik — görülmiyen mevzulara ait kürsüler tesis et- mişlerdir. *“Şunu da unutmamalıdır ki, üniversite sadece bir mektep değildir. Üniversite her şeyden evvel, ilmin muhafızı ve âlimlerin bir mecmadır. Burası, insanların menfaati içi her türlü malüma- tın toplandığı bir lâboratuardır. “ Bir üniveriste kendisine te- rettüp eden vazifeyi yapabilmek için, muallimleri arasında milletin fikri rehperleri olan kimselerin bulunması lâzımdır. Büyük da- rülfünunları büyük — şahsiyetler yapar.,, Doktor Muray Butler, darülfü- nunun, değişen bugünkü cemiyet karşısında yeni kellef bulunduğuna işaret ederek diyor ki: “Biz eski bir dünyadan çıkıp | | | i | vazifelerle mü- | yeni bir dünyaya giriyoruz. Ro- | ma İmparatorluğunun — sukutun- dan, bilhassa Rönesanstanberi, insanların hayatında bu kadar mü- 'him ve devir açan bir değişiklik olmamıştır. Bu değişiklikte, rehberlik et- mek, bu inkılâbı temsil etmek «darülfünunun vazifesidir. Darül- fönun inkılâp işinde millete bu rehberliği yapamazsa, en mühim vazifesini ifa edemiyor demektir. -Böyle bir darülfünunun yaşama hakkı da yoktur. ,, Trenler Geç Kalıyor Eskişehir, 9 (Hususi) — Hay- darpaşa-Ankara ve Ankara- Hay- | darpaşa trenleri Eskişehire her- gün bir, bir buçuk saat teahhurla | * gelmektedir. Bu hal birçok tacirleri muta- zarrır etmektedir. Hariciye Vekili İzmirde Hariciye Vekili Tevfik Rüştü B. dün (İzmir) vapurile İzmire * gitmiştir. Vekil Bey İzmirde bir müddet istirahat edecektir. Rusya - Finlândiya Moskova, 9 (A. A.)— Sovyet - Finlândiya tecavüz ve uzlaşma muahedelerinin musad- ademi dak nüshaları bugün Moskovada | Mteati —olunmuştur. — Muahedeler bugün meriyete girmektedir. | omuzlarına asalet damgasır ı'.şo_n Postanın Resimli Makalesi Yi l HST l | — Bazan lokomotif devrilir. Fakat ar- rar, | bir tren kazaya uğ- | kadaki vagonların çoğu kazadan mü- | | sevdiğimiz ölebilir. Bu kaza hayatı- teessir olmazlar. 2 — Bizim de hayatımızda bazan | böyle kazalar olur. Mahkemeye dil- şebiliriz, para kaybedebiliriz, bir mizin bir. kısmına ufak bir darbe vurur, fakat hayatı durdurmaz. HER İÇTE BİR HAYIR VARDIR. 3 — Bazan kaza, diğer daha mü- him kazaların önünü alacak tedbir- leri davet eder. Bizim de başımızdan geçen bir kaza, ilerisi için bizi daha müteyakkız yapar. Onun için, “ her işte bir hayır vardır ,, derler. SON TELGRAF HABERLERİ Almanyada Şiddet Devri Hususi Mahkemeler Asayişi Bozanlar Hakkında İdam Cezası Verecek Berlin, 10 ( Hususi ) — Muhtelif fırkaların biri- vaziyetleri fevkalâde birine karşı dehşet verici Alman bükümetinin yeni ve alması ihtimali kuvvetlenmektedir. Tasavvur edilen tedbirlerden biri, siyasi feret yüzünden asayişi bozanların hususi mahkeme- Bir nevi divanı harp haiz bulunacak olan bu mahkemeler, eceklerdir. Ayni zamanda siyasi fırka mensuplarına askerl kıyafeti andıran Üniforma giyme müsaadesinin adi ı lere verilmesi keyfiyetidir. mahiyetini idam cezaları dahi verebi ! Sulh Masalına İn karşısında Hükümetin kararlar | ( Königsberg ) müna- mişlerdir. Komünistlerle günler için geri alınması da düşünülmektedir. bu suretle tedbirler almak istemesi, son defa Şarki Prusyanın birtakım beklenmiyen şehrinde vukua gelen kanlı ve | şiddetli hadiselerden ileri gelmiştir. Bu şehirde, Sindikalar Birliği binasına kimseleri yaralıyan sekiz milliyetperver tevkif edil- tecavüz ederek bazı milliyetperverler araşında gün geçmiyor ki müsademeler olmasın va birçok insan telef veya mecruh düşmesin. anmayınız “Muharebe, İnsan Enerjisini Son Haddine Götüren Yegâne bir | Varis, 10 ( Hususi ) — İtalya Başvekili Mösyö Musolini “ Fa- şizm akidesi,, hakkında hazırla- makta olduğu etütte, eğer Fran- sızca tercümesi hatalı değilse, şu cümleyi kullanmışlıc *Yalnız muharebedir ki, yekdiğerinin — karşısına çıkmak gösteren — milletlerin cesaretivi vur- mak suretile insan enerjisini en son derecesine isal edebilir. , — İzmirde Zabıtai Beleîiîye Memur- larına Tecavüz Etmişler İzmir, 9 — Kordondan odun ve kereste tahliye edilmesini be- lediye menetmiştir. Bu emre rağ- men bugün kordondan odun ve ke- etmek - istiyen bazı lediye zabıta memur- larına $Şiddette taarruz etmişlerdir. Bu cüret edenler yakalanmışlar Bunlar - liman iile hareket etmektedi harekl memurlarını ettiklerini — iddia Tahkikata devam olunuyor. ( İSTER Gazetelerde okudu “İskân dairesinde a etrafında tahkikata devam edil) göre mübadillerden b'ri, b rçol bir ev bi İSTER | içlerinde İNAN, cuu haber verilen yolsuzluklar ektedir. Söylendiğine uğraş'tığı halde nami: le almıya muvaffak olamadığı halde bu za! İNAN, Fransız — gazetelerinden kısmı bu cümleyi tahlil ederler- ken, şimdiye kadar diplomatların hep sulh aşkından bahsettiklerini, yalnız İlılyın vekilinin — yüzünde — riya mas- kesi — taşımaktan kurlulduğunu söylemekte ve sırf bu noktadan Mösyö ( Musolini ) hakkında tak- | dirkâr bir lisan kullanmaktadır. Maamafih bu mütaleanın Cenev- ı rede bütün orduların ilgasını isti- Bir Otobüs Faciası z Gemlik, 9 ( Hususi ) — Ya- lova - Bursa hattında işliyen on otobüs — bütün saat üçte bir beş — numaralı süratile ilerlerken ağaca çarptı. Ün sekiz yolcudan muhtelif yerlerinden — ha- fif, ikisi de ağır bir rette — yaralanmışlır. Ağır — yara- hlar hastahaneye yatırılmak - için derzhal yola çıkarıldılar. Otobüs | 1 edildi. Tahkikat onu sü- şoförü tevkif yapılmaktadır. Çaredir.,, yen İtalyan murahhaslarının söz- lerile tezat teşkil etmekte oldu- | ğgunu ilâve etmektedirler. Fransız — gazetelerinin diğer bir kısmı iİse, beşeriyetin harp tehlikesinden kurtulmaktan henüz pek uzak — olduğunu, suretile nazarı dikkati celbet- mektedirler. Çıkan netice şudur: Tahdidi teslihat gürültüleri şim- diki halde bir avutmadan ibarettir. Yunanistanda Kıral Taraftarlarına Fırsat Verilmiyecek Atina, 9 (Hususi) — M. Venizelos bugün buraya avdet etmiştir. — Başvekil — gazetecilere beyanatta bulunmuş, ezcümle de- miştir. ki: “—İntihabata doğru gidiyoruz. | İntihabat son derecede serbest olacaktır. Yalnız intihabat neticesinde Anti Venizelistler -kazanırlar ve cümhuriyet — aleyhinde harekete kalkışarak — kralı — Yunanistana getirmek - isterlerse ordu hiçbir | suretle buna müsaade etmiyecek ve bu harekete mâni olacaktır. İSTER İNANMA! | dösyesini pazarlıkla bir. başkası satın almış ve bir | müddet sonra da na /STER bir. apartımana sahip olmuştur. Tahkikat neticesinde daha ne gibi muameleler cereyan tin | eylediği anlaşılacaktır.., İNANMA! yazmak | Sözün Kısası Bir Sardalya Ve Bir Kışla Meselesi ÂA. E. Cenevre konferansinda: — Orduları lâğvetmeli, nida- sile arasıra feryat eden murah- haslar ne çeşit insanlardan mü- rekkeptir, bilmiyorum. Fakat ka- niim ki bunların uzaktan, yakın- dan tanıdıkları kimseler arasında bir tek balıkçı bile yoktur. Niçin mi? Diyorsunuz, söy- liyeyim: Fransada sardalyacılar misli görülmemiş bir buhran ile karşı- laşmışlar ve mallarının satılma- masını şiddetle protesto için ilk bakışta garip görünen bir çareya baş vurmuşlar, yani grev yap- mışlar. Her memlekette âdettir: Grev çıktı mı, evvelâ Dahiliye, sonra Adliye, daha sonra Milli Müdafaa — Vekâletleri harakete gelirler, derece derece alâkadar olurlar. İşin sebebini anlamıya çalışırlar. Kanunla — menedilen cinsten olmamak şartile nazarı dikkati celp için fena bir usul değildir. Fransada da böyle ol- muş. Hükümet işi tetkik etmiş, balıkçıların ileri gelenlerini top- lamış: — Ne yapalım diye sormuş! — Kışlalara sardalya doldu- runuz cevabını almış! Fakat bizim bildiğimize göre sardalya top, tüfek ve mühimmat cinsinden değildir, icabında düş- mana atılmak için stok yapı- lamaz. Hükümet bu cevap karşısında şaşırınca balıkçıların ileri gelen- leri atılmışlar: — Yani askerin yiyeceğine fazla miktarda sardalya ilâve ediniz demişler. Balık çok muğaddidir. Bu tek- lif makul görülmüş, ve ilk ham- lede 3750 kental sardalya alınmış! Bu suretle de ordu, Allaha şükür her vakit vatanı kurtarcak değildir. Bu defa da sardalyacıla- rin imdadına yetişmişi Görü- yorsunuz yaz — Orduyu ilga' ediniz diyen- ler arasında bir tek balıkçı yok-« tur, demekte hakkım vardır. Maamafih ordunun imdat et- | tiği halk sınıfı sadece balıkçılar değildir, sırasına göre etten baş- hyarak süte varıncıya kadar her türlü yiyecek satanların da yar- dımına yetişmektedir. r x İnkâr edilemez. Ordu hatta sulh zamanında bile faydalıdır. Bir defa ortadan kaldırınız, onun sinde yaşıyan kadın ve erkek yüz binlerce sivilin ne hale gele- ceğini görürsünüz! Sözün kısası: Cenevrede top- lananlar ne söylerlerse söylesin- ler. Ordu harp zamanında da lâzımdır, sulh zamanında. Ve sa- dece yüz binlerce sivili yaşattığı için değil, fakat bütün millete huzurla çalışmak imkânmı verdiği için! Votoldeu . Bir Cinayet Pulatlıda Bir Çobanı ; Yaraladılar Pulatlı, 9 ( Hususi) — Eski | Polatlı köyü bekçisi, kırda davar otlatırken Necati Beyin çobanı Hüseyin oğlu Mustufayı tabanca ile vurmuştur. Çobanın yarası ağır olduğur- dan Ankaraya nakledildi. Hâdi- senin sebebi, bir ağız kavgasıdır.