21 Temmuz ——— — - Denizdeki 30 Milyonluk Defi_n—e' Nasıi "'Çıkarıldır?n- TİMURLEN —H - Muharriri : X4 »4 Timur Havai Orduyu Havadan İdare Ediyordu Yanında Mahut -Çıpl;i( Hintli Vardı * Havada mütcakip asır yürüyc Tarihin ordu ., diye tanıttığı asker, işto Timuru n Hix | distan dağlarında uçurduğu al3y- ı l lardır. Büyük cihangir, yüzlerce metre uzunluğunda iplerc tnerbut düyük sepetlere askerlerini dolduran ve bu sepetleri müteharrik - ka- maralar vasıtasile tepeden tepeye naklederek bir uçuş temin etmeyi düşünmüştü. Ondan evvel hiçbir hükümdar ve hiçbir. kur>andan böyle havai bir yol açmayı, © yol üzerinden binlerce asker ge- çirmeyi düşünmedi. Yalnız Ru- melideki Türk akıncılarıdır ki on altıncı asırda, Timurun ölümünden iki yüz gsene sonra atlarını, bu şekle benziyen bir tarzda dağ- lardan aşırarak Po- vadisine, Ve nedik ovalarına götürdüler! Sadede geçeliri: On binlerce metrelik ip ve yine binlerce sepet tedarik etmek kolay bir iş değildi. Timur, günlerce bu ipti- dal malzemeyi temin etmiye uğ- raştı ve nihayet hazırlığını mu- vaffakiyetle bitirerek son emrini verdi. n K Şimdi Ganj nehri membalarını zirvelerinde saklıyan yüksek dağ- lara doğru, hem hayret, hem dehşet veren muazzam bir uçuş başlamıştı. — Herbirinin — içinde beş asker oturan yüzlerce sepet, bir anda havaya doğru yükseli- yordu. Timur, bizzat, kumandayı deruhde etmişli, haval orduyu yine havada idare ediyordşıı Onun binmiş olduğu sepatte bir adam daha vardı. Havai yürüyüş sıra- sında büyük Hakana refakat etmek şerefini kazanan bu adam, ne şöhretli bir kumandan, ne itimat gören bir yaver, ne muh- terem bir hoca, ne haysiyetli bir kâtipti. Mahut çıplak Hintli idi! Gayet mahirane ve son dere- ce hisabi kullanılan makaraların yardımile yüksele yüksele bir te- peye yetişen havai müfrezeler, hemen yere inerek - tertibat alı- yorlar ve ayni hava yolile kem- dilerini takiben oraya gelen ikin- ci müfrezenin vürudile beraber “yine yükselip diğer bir tepeye geçiyorlardı. epetlere yerleşen her asker, “aşağıda görünen düşman Üzerine yağmur tanesi gibi ok yağdırr yordu. Bu sebeple dağ mültecisi Hintliler, ya gerilere çekiliyorlar veya mağaralara kapanıyorlardı. Timur, boğazlarda fazla düşman görünce işaret vererek havayi alayları durduruyordu, ok yağmu- ru yağdıra yağdıra döşman küt- lelerimi sındırdıktan ve sitdirdik- ten sonra sepetleri indirlere as- kerleri harbe sokuyordu. Şu veya bu deliğe sıgınan Hintliler, bu umulmaz hücum önünde mutlak bir ölümle karşılaşıyorlardı. Gi- mi yakalanup öldürillyordu. Ki- iltica ettikleri — kovuklarda aleşe verilmek suretile diri diri yakıyorlardı. Tımur haval alayların dalya- lana dalgalana yürüşünü, düşman gümelerinin ok yağmuruna tutu- luşunu, mağaraların atöşe — verik- Mesini sakin bir hınçla çıplak Hintliye gösterip eğleniyordu. mi | — Bak, şurada hemşehrilerin var, Bizi gökten inen sıva sanup diz çöküyorlar. onlara iltilat ede- Tim, Metballerine odun - yığılak a- teşlenennmağaralar içindeki Hint- klerin acıklı eninleri duyuldukç da ayni şeyi yapıyordu SON POSTA —ii eee —— —< raar ae Sayfa 13 jipt Vapurunu Parçalamak İstiyen Artigliyo Da Berhava Olmuştu Fakat Birkaç —gün evvel — içindeki tayfalarla — bir- likte denizin dibine çöken Promete Fransız tahtelbahirinin | kurtarılması için — İşidiyorsun, değilmi, inli- -| yorlar. Çünkü boğuluyorlar, du- mandan tıkanup can veriyorlar. | Sonra dişlerini — gıcırdatarak gızını haykıdı ı — Bunlar, bu iniltiler sıvayı tein ve benim küdretimi tebcil eden seslerdir, bütun elâhilerinl işte büyle zelil edeceğim. iç Evlenmek intikamını alacağım İlk günlerdeki metaneli bi- | raz sarsılmış görünen bir Hintli | dalma vedaima şu cevabı: verirdi. — Hint tarlaları birçok çe- kirge hücumları görmüştür. Çe- kirgeler gelir, yerler ve dağı- hlırlar. Tarla, yine yerindedir, yine — mahsulünü vermektedir. Sen çekirgeden de zayıfsın. Çün- kü tohumsuzsun, bugün — varsan yarın yoksun. Cihangirin ordusu, onun kes- kin zekâsile — keşfolunan havai yoldan alay alay Ganj kenarına indiler. Bu iniş, günlerce ve günlerce sürdü. Yüksek dağlar, korkunç boğazlar, âdela adım adım tarandı. geçen Hintli- lerin hepsi, bilâistisna öldürüldü. (Arkası var) — | Resminizi Bize Gönderinizi * * |Size Tabiatinizi Söyliyelim 'k 63 A.8S.H.: Zarif ve şıktır. Mo- da dinı takip eder, büyüklüğü ve kibarlığı sever; güzelliğine karşı duyar ve onun tenkit edilme- taham- mül — edemez. Gamlı ve ke- derli şeylerden uzak kalhmak - ve daima neşeli ve güzel bulunmak ister. Sinemayı sever, eğlence- lerden malhırum kalmak — istemez. Ev işlerile yorulmâktan — sıkılır. İğbirarı kinsiz ve devamsızdır. Çalışkan ve cereyanla- gürür sine 65 Mes'ut Et.: saldır. — Ser- keşlik yap- maz, muli ve sadık — olmuya v ü temayildir. Muamelesine hiyle ve şeyta- " karıştır- olduğu üy- net görünür. — Ka nastkârdır. Rahatına pek düşkünlük sle samimi ve ah- daha ziyade sakin ve kendi âlemindedir. Yalnız kızdığı zaman tok sözlü olur. termez. £ Fotoğraf Tahlil Kuponunua 15 iaci Sayfamızda bulacaksıaız. çalışıldı. Artigliyo tahlisiye gemisi ve diğer tahlisiye gemileri — kaza muhallinde gün- lerce oğraştılar, Fakat — geminin | kurtarılması ümi- | | lerdi. di artık kalma- mış gibidir. Bu münasebet- le Harbı Umumi esnasında - Ejipt —| vapurundaki altın | hazinesinin kur- İ tarılması için sar- fedilen harikulâ- de ve heyecanlı tahlisiye ameli- yesinden bahse- deceğiz: Cihan Harbı ortalarında — ve detli bir zamanında, Ejipt na- mındaki — büyük İngiliz vapuru Hindistan mihracelerinden birine ı.il birçok milyon isterlin kıyme- tinde altın külçeyi ve bir milyon isterlin kadar da kâğıt parayı hâmilen — Hindistandan — hare- ket etmişti. Gemi iki üç ay süren — zahmetli ve bati bir yolculuktan sonra nihayet İngi- tere sularına yaklaşmak üzereydi Hindistandan İngiltereye götürüle , ve Ejipt vapurunun üç kat de- mirden yapılmış hususi bir amba- rına 40 kadar demir sandık içine yerleştirilmiş olan bu altımlar hiç şüpbesiz bilâhare garp cephesin- sinde düşmana karşı — kulla» nılacak olan çelik — mermilere tahavvül — edecekti.. Meseleden haberdar — olâan — Alman — tah- telbahirleri İngiliz vapurunu Gas- | tonya açıklarındanberi takip edi- yorlardı. Ve nihayet (Brest) açık- larında büyük :':İİPİ vapuru saba- karşı torpilllenmiş ve denizin :i.binengöndîrîlml’ü. z Umumi harbin — hitamından sonra birçok İngiliz kumpanyaları batmış geminin bulunduğu nok- tayı aramışlar, nihayet geminin Atlantik denizinde (Brest) in 45 mil garbında 130 metre derim likte bulunduğunu tesbit etmiş- Fakat 130 metre derinli- l iye — kadar — hiçbir sııln;ıç 'in'd'yprnıımiı nldıığuıışiın definenin tekrar ele geçirilmes: ümidi pek azdı. Nibayet 1928 senesinde — Cenevede — bulunan ( Sorima ) namındaki — tahlisiye kumpanyası define sahiplerile bir mukavele yapmış ve Artigliyo namındaki gemisini taharriyatta bulunmak üzere (Brest) açıklarına göndermiştir . Ejipt enkazının yattığı nokta- ya giden — Artigliyo — vapuru dalgıçlarını 130 metre - denizin dibine indirmiş ve ilk taharriyata başlamıştır. Fakat ayni zamanda da bu işin başanlabilmesi pek güç bir mesele olduğu anlaşı- mıştır. Çünki Ejipt vapurunun defineyi muhtevi olan ambarı myet kalın üç kat demir zırhla Eıplı olduğundan bütün bunları Denizin dibindeki l mesal (köşel | tahtelbahir muharebesinin en şid- delip defineye vasıl olmak için 130 metre derinlikte çalışmanın birçok tehlikeleri derhal göze çarpmıştır. Atlântik denizi bu noktada çok dalgahi — olduğundan - dalgıçların denize — girip çıkmaları büyük müşkülâtla kabil oluyordu. Diğer taraftan 130 metre derinlikte ziyanın da gayet zayıf olması dalgıçların vazifesini bir kat da- ha güçleştiriyordu. Fakat — ayaklarının — altında bulunan 30 milyon Türk lirası kıymetsindeki define — dalgıçların cesaretini arttırmış ve 1928 ya- zında definenin çıkarılması için et başlamıştır. Evvelâ denizin dibine gayet büyük dina- mit sandıkları indirilmiş ve bun- lar Ejipt vapurunun define amba- rına yakın mühtelif noktalarına yerleştirilmişti. 1928 yazı bu bombaları yerleştirmekle geçmiş, kışın — dalgıçların — denize — gir- meleri kabil olmadığından Artigliyo vapuru faaliyetini tatil ederek ertesi sene tekrar (Brest) e gelmek üzere, Ceneveye avdet etmişti. 1929 — haziranında — tahbi işine devam etmek üzere Artigliyo vapuru tekrar es'e yerine gelmiş ve bir sene evvel yerleştirilmiş olan bombaları patlatıp Ejipt ge- misini parçalamıya hazırlanmıştı. Fakat işler italyan gemicile- rinin tahmin ettikleri gibi yolun- da gitmemiş, batan geminin bir- çok noktalarına peî fazla bir miktarda kenmuş bulunan ve ayni dakikada elektrikle patlatılmış olan dinamit bombalar Ejipt va- purunu birkaç parçaya ayırdıktan maada suyun sathına da büyük bir tesir yapmıştı. Su yüzünde duran Artigliyo ALMAN PROFÖSORÜ azzam detineyi çıkartmak için sarfedilen Tahlisiye Müdürü Ciyavanni Kagliyo | İkinci Bir Artigliyo Bu' Defineyi Çıkardı gemisini de ha- vaya fırlatmıştı. Bu suretle bu gemi de birkaç dakika zarfında parçalanıp — bat- mıştı. — Artigliyo He beraber dç gemide — çalışan dalgıç ve gemi- cilerden bazıları batmışlar ve bo- Zulmuşlardır. Bu müthiş kazadan sağ ve salim ola rak çıkan diğer gemiciler — defi- neyi ele geçir- mekten ümitle- Tini kesmemişler, İtalyaya dönerek yeni bir gemi hazırlamıya baş- lamışlar. Cenevede ikin- ci bir. dalgıç gemisi hazırlıyan ve teçhiz eden (Sorima) kumpanyası geçen yaz ( Artigliyo 2 ) namındaki bu yeni gemi ile Brest açıklarına avdet etmiş, dalgıçlar tekrar ( Ejipt ) in enkazı üzerine inmişlerdi. Bir se- ne evvel vaki olan ve birinci Artigliyo vapurunu havaya uçu- rın;ülhiı infilâkta dedf:n;yirhıv: emi rçalanmış ise efineyi '__M“.".-._ ambara birşey olma- mıştı. Binaenaleyh tekrar bomba yerleştirilmiye başlanmış ve ge- çen yazın sonlarına doğru defi- neyi muhtevi ambarın zırhı de- linmişti. Bütün bu ameliyelerde 5000 kilo dinamit kullanılmıştır. Artigliyo gemicileri efsanevi de- fine ile karşı karşıya bulunuyor- lardı, Definenin yukarıya alınması için lâzımgelen tertibat alınmış ise de havaların birdenbire bo- zulması geçen #sonbaharda bu işin neticesine mâni olmuş, mem- leketlerine avdet eden gemiciler nibayet bundan bir ay kadar evvel 4 üncü defa olarak (Brest) e avdet etmişlerdir. O günden itibaren dalgıçlar hergün denizin dibine inmiye başlamışlar ve her defasında yu- karıya bir milyon Türk lirası kıymetinde altın çıkarmıya ko- yulmuşlardır. 30 milyon Türk lirası kıymetinde olan bu define- nin yüzde 65 i tahlisiye kumpan- yasına, yüzde 35 i de define sa- hiplerine aittir. Sorima kumpan- yası, yeçen seneki İnfilâk netice- sinde boğulan gemicilerin ailelerine büyük miktarda ikramiyelervermiİş- tir. Artigliyo kaptanı Mösyö Ku- olya bu münasebetle İtalya Baş- vekilinden ve İngiliz nazırlarından birçok tebrik telgrafları almıştır. Bu muazzam tahlisiye işini Ciyo Vanni Kagliyo ismindeki tahlisiye — müd idare etmiştir. öndni ei ei ON DORNNACA BAŞAĞRISI ÇARPINTI ,, GASYAN Z4 SJÖRTSAVHR $ AKOONWS 5| Hastalıklarına. vA yeğgâne Hâçtır. (C/0711760n ea Mütohasasıa | Alman doktarların rosmt İstanbul P. K. 745 Kontrolü alltındadır. Eczahanelerden 19t arla dekter Sandaw'a markasını arayınız. Öğ Ğİ üeü ı GÖPURRELA e TÜ AĞÜR a ABÜLİĞÜLİ ZŞA eee daliene dürieli » * e AlArü e & 1