( DAHA İYİ >ı — Vah vah, yeni otomobili- nizi çalanları bulmaları için po- lise müracaat etmediniz mi?, — Henüz hayır!.. — Otomobil çalınalı kaç gün oldu ?. — Dört gün!.. — Dört günde insan - biç so- | rup araştırmaz mı7.. — Birkaç gün daha bekliye- | / yim de ondan sonra ararım.. Çalanlar © zamana kadar bıîy'ı- sını da değiştirirler.. - Otomobilim boyanmış olarak elime geçer. Böylesi daha iyi değil mi ?.. Üzür Hanım kapıyı açınca karşısında bizmetçiyi gördü.. j çSıııı kaç defa söyledim.. Kaç defa bu yüözden azar işittin, yine bu fena tabiati bırakmadın, kapıları dinlemekten vaz geçmi- yecek misin?.. Affedersiniz Hanimefendi, val- dinlemiyordum.. — Anahtar deliğinden ne var ne yok diye odanın içine bakıyordum. —. - a— — Bana, kendini bite idareden âcizsin derdi, ona aksini ispat etiim... — No yaptiın.. — Otomobile bindik, şoförün yanına — Beni sinema artistlerinden birine banzetiyor. — Fena şey, sinema artistlerinin modası şimdi çabuk geçiyor... nixâhtan | vaz iki g esçtiler,. Nâzim Böy çök miltoossirdi. Nikâ- bin yapılamı - gını nikâh meomu: runa söylerken âdeta gözleri ya- Nikâh temiz insandı. &v şarmıştı. memura kalpli — 'Demek bu kadar — beğeniyor- dunuz, dedi.. Ha linle beni de mü- taoseir etti. Ne ya- palım, bu olmazsa başkası olur. Dün- yalnız kendimi değil otomobili de Idare ettiğimi yada kambur bir gösterdi Suphi Beyin karısı bir hafta evvel ölmüştü. Taziye için evine gittim “kahvededir,, dediler. Sup- hiyi kahvede altmışaltı oynarken buldum. — Aman Suphi, dedim, bu ne hal, karın öleli bir hafta ol du. Sen kahvede iskambil oynu- yorsun, hayatta iken kendisini çok sevdiğini söylerdin. Bu midi — RESİM Suphi gözleri yaşla dolu ok duğu halde ayağa kalktı. — İskambili keyfimden oy- namıyorum azizim.. — Ya neye oynuyorsun? — Karım hiç fotoğraf çek- tirmemiş.. Öldükten sonra bir tek bile resmini bulamadım.. İskambil — oynarken — kendisini değilse bile resınini görmüş gibi oluyorum.. — Karamaçanın — kızı ölen karıma çok benziyor dak.. Korkunç Sinekle yavrusu konuşuyor- lardı. — Ne korkuyorsun çocuğum? 'Gürültü ile gelen bizim eski komşumuz kaplandır. Ne bileyim anne, ben de kırlangıç geliyor — zannettim de korktumdu. — 2 | | | tane değil yal.. Ademi Memnuniyet İki genç hanım konuşuyor- lardı. — Bir dişçi - ile memnun musun?.. — Aslal.. — Memnun olmamana sebep | ne?l.. evlendiğine — Ne olacak müşteri bekli- yor denilsin diye, beni her gün sabahtan akşama kadar bekleme odasında oturtuyor. Z ŞAPKANI Örülüşü çok İnce, Yazlık hasır şapkanız.. Yakışıyor giyince ; Yazlık hasır şapkanız.. * Bulunmaz ona değer, Vallahi nazar değer, Ne de gülzatmiş meğer Yazlık hasır şapkanız.. * Fazla geniş kenarı; Saklamıştı. sapsarı, Bukla bukle saçları.. Yazlık hasır şapkaniız.. * İğlimiş yana biraz, Hiç te doğru duramaz.. Ah © çapkın, yaramaz.. Yazlık hasır. şapkanız LK — Zevkiniz için mi seyahat ediyorsunuz hanımetendi ?.. —Hayır kocam İzmirde. Onun yanına gidiyorum.. ——— —— Rahatsızlık Hanım hizmetçiye darıldı: — Bak çocuk ağlarken, sen oturmuş - kitap okuyorsun; bu olacak şey mi? — Resmimi canmdan kâğıda almıya lüzum yok, camdaki renk daha haşuma gidiyor... — Zarar artık alıştım.. yorum.. yok — Hanimefendi Rahatsız — olmu- y ,_,/'“ - . 'g!*lıpm-ııup l P ——— ——— | | Â [ Bizim İsnet kah etmek | için pastahanelerden birine girdi, gâarso tereyağı sürülmüş ekmek dilimleri getirdi. Tereyağı o kadar azdiı ki âdeta belli bile olmıyordu. İsmet gar- sonu çağırdı. — Garson, ekmeğe tereyağımı kim sürüyor!.. — Ben Efendim. — Peki sonradan kim kaze l yor?... | Mahkemede | Hâkim maznuna sordu: — Bak gördün mü, bülün şar hitler, bu adamı senin öldürdü- günü söylüyor. Ne diyeceksin?., — Yalan hâkim efendi hepsi yalan söylüyor.. p — Nasıl yalan olur. | — Yalan; hiç kimse görmedi, | vak'anın bir tek şahidi vardı.. ] — Peki, o şahit kim?... Benl. ğ ——— ll —a Sevinecek Nevin annesinln sözlerini — dinlemi- yordu. | Hayır — mü: hakkak ben Necati ile — evlenacaj Diye bar bar | riyordü Annesi hiddet rifle olursan ömrüm ol dukça evinizo aya Bumı basmam, — Sahi mi söy- lüyorsun anne. Ne olur bu söylediğini bir kâğıda yazsan? — Ne yapa- caksin? — Necatiyo gör- tereceğim, © — bu meseleden birax tereddüt ediyordu. Kâğıdı görür gör mez, Çok sevine- — Ben serveti olmıyan erkekle evlenemem. Ne yapayım tekrar yaratacak değilim ya, cektir. Servet eski karımdı, öldü !.. Bırakacağım ( Sön Haser e Küçük Halük yemeklerden SARSEARİ ArRRL a ça ea en çok külbastıyi severdi. O F. Bey ölmüştü. Öldüğü de | akşam tesadüfen külbastı yapıl- gazetelerle ilân edilmişti. Ârka- | mıştı.. Halük altı parçayı birden d:;l;ün:dın K. Bey gazeteye göz tabağına aldı annesi sordu: g İ Yik:lııı,“ ';:;;5 — Bütün bunları yiyebilecek hei Neirbal lıe'k:.ı':_my". misin ?.. — Hayir anne.. — Öylevse yiyeceğin kadarı- I | | — Neresine bakaca; son baberlere. M DŞ Amoliyat M. Bey hasta idi, hem çok hasta. Doktora gitti. Doktor bir | ameliyat — yapmanın — Hüzümunu söyledi.. d — Peki “dek'or. Fakat bu ameliyat için benden nekadar ücret alacaksın?.. — Hiçbir şeyl.. — Nasıl hiçbir şey olur?.. — Evet sizden bir şey almıs yacağım.. S — Peki kimden alacaksin?;, — Ağlebi ihtimal mirasçıla- rınızdan! Tercih Sebebi — Kondoktör olmak için mi müracaat ediyorsunuz ?, Nereden tavsiye gelireceksiniz. — Tavsiyeye ne lüzum yar efendim. Ben eskiden konserva fabrikasında on sete amelelik l ettim. m al fazlasını - birak.. — Bırakacağım amne, etlerini yedikten sonra kemiklerin hepsi- ni bırakacağım.. kısa | kestirmiş.. — Hayır canım, takımya unutmuş l. saçlarını Üai ü h Mi L d